2011 ocak ayından 2013 eylül ayına kadar birlikte çalıştığım, akademik kariyerini, bilgi birikimini tartışmamakla beraber karakter olarak hayatımda tanıdığım en kibirli, en ağzı bozuk, en kendini beğenmiş insanların başında gelen tarihçi.

yukarıda belirttiğim tarihler arasında, kültür ve turizm bakanlığına bağlı müzelerin gişelerinin modernize edilmesi projesi adı altında, türsab'a bağlı bir saha personeli olarak sultanahmet'te ki birçok müzede görev aldım. bunlardan biri de topkapı sarayı müzesiydi. bizler direkt müze idaresine bağlı olarak çalışmıyorduk ancak koordineli olmamız gerektiğinden ötürü kendisiyle sık sık yan yana gelip fikir alışverişi yapmak durumunda kalıyorduk. maalesef bir olayda da kendisiyle münakaşa ettik ve o zaman gerçekten nasıl bir karakter olduğunu anladım.

ilgili tarihlerde bakanlığın belirlediği mercilerden temin edilen resmi belgelerle, comenius ve erasmus programı öğrencileri müzelere ücretsiz girebiliyorlardı. anlatacağım hadise bu kural ile ilgili.

bir gün bir hanımefendi yaklaşık otuz kişilik bir öğrenci grubuyla birlikte rehber gişesine gelip ücretsiz bilet istedi. kendisine kültür ve turizm bakanlığı, milli eğitim bakanlığı ya da dösim'den temin edilmiş bir evrakının olup olmadığını sordum. aceleyle hareket ettikleri için belgeyi okulda bıraktıklarını ifade etti. kendisine inandığımı ancak ilgili belgeleri scanner ile taratıp bir kopyasını türsab'a, bir kopyasını da dösim'e gönderip belgede belirtilen kişi sayısı kadar bilet verebilceğimi söyledim. okulu arayıp sorabilirsiniz dediğinde tekrar belgenin taratılıp kopyalarının paylaşılması prosedürünü anlattım. ardından ilber hocanın öğrencisi olduğunu söyledi. bende bunun üzerine kendisiyle konuşması durumunda mutlaka bir çözüm bulacağını kibar bir dille ifade ettim. kendisi beni ilber hocaya şikayet mi etti yoksa düzgün bir şekilde durumu izah mı etti bilmiyorum.

beş dakika sonra gişe telefonundan beni çağırdılar. dönemin müze müdür yardımcısı ayşe erdoğdu aramıştı. durumu anlatmaya başlamamla birlikte hakaret etmeye başladı. kendisine yine sakin bir şekilde durumu izah edip bu kuralları kendisinin de çok iyi bildiğini hatırlattım. hakaret ederek telefonu kapattı. beş dakika sonra da ilber hoca aradı. ''sen benim kim olduğumu biliyor musun?'' diye sorduktan sonra hakarete başladı. işten attırmaktan tutun da hiçbir yerde ekmek bulamayacaksın gibi tehdit söylemleriyle devam etti. kendisine müze başkanı olduklarını, kapı amirliği ve protokolün müze idaresinde bulunduğunu ve dilerlerse inisiyatif alarak protokol kapısından misafirleri alabileceklerini söylediğimde tekrar hakaret ederek ''bilet vereceksin'' diye azarladı. yani türkçesi, öğrenciler protokolden geçerken ankara'da ki turnike izleme merkezi durumu farkeder ve gişeyi arayıp ''siz ne ayaksınız'' diye sorarsa, belgesiz bir şekilde ücretsiz bileti veren ben olmuş olacağım. bitmedi!

kendisine olan antipatimden ötürü ismini zikretmek istemediğim dönemin türsab başkanı da beş dakika sonra arayanlar kervanına katılmıştı. bir ton azarlayıp derhal merkez ofise gelmemi söyledi. anlaşıldığı üzere bizim ilber hoca türsab başkanını arayıp durumu dallandıra budaklandıra anlatmıştı. ilber ortaylı yüzünden bir hafta ceza alıp merkeze çekilmiştim. sonrasında yerim değiştirildi ve arkeoloji müzesine transfer oldum.

daha fazla uzatmaya lüzum yok! işte böyle birisidir! ayrıca başkanlık döneminde müze müdürü yusuf benli'nin saraydan çıkardığı üçüncü selim'in tahtı hakkında ''bir bilgim yoktu'' diyebilecek kadar da yalancıdır. o taht nereye gitti biliyor musunuz arkadaşlar? anladınız siz.
devamını gör...
şüphesiz ülkemizin ve dünyanın önemli tarihçilerinden birisidir. sadece tarihçi kimliğiyle değil edebi ve aydın kişiliğiyle de tanınır.7 lisana vakıf olmasıyla övünür-ki bu övünülecek bir şeydir.
nitekim entelektüel bir insandır, ancak meslektaşları tarafından pek hazzedilmeyen bir insandır.
herkesi hor gördüğü ve asistanlarını bile azarlamaktan geri kalmadığı söylenir.
devamını gör...
başarılı bir tarihçi. herkes övdüğünden ben sadece yapacağım kritiği paylaşayım;
sultan vahdettin'in hain olmadığını söylüyor, ama nutukta mustafa kemal vahdettin'i direkt olarak ihanetle ve hainlikle suçluyor, ve adamın vahdettin hakkındaki bilgileri sadece akademik, kitaptan öğrenilmiş vs. değil yanında bulunmuş, yaverliğini yapmış hatta avrupa gezisine beraber gitmişlerdir, yani bu durum mustafa kemal hain değilse vahdettin'i hain yapar, vahdettin hain değilse mustafa kemal'i.

yani ikisine birden hain değil demek bana mantıksız geliyor. ama aynı zamanda da politik bir cevap diğer hareketlerinden de ortaylının suya sabuna dokunmayı çok sevmediğini biliyoruz.
devamını gör...
gördüğüm en orta yolcu kişilik. iki tane atatürk ve cumhuriyet övgüsü yapıp el etek öpmeye devam edecek tarihçimizdir.
devamını gör...
çok cahilsiniz :)
devamını gör...
hakkında dördüncü tanımı zevkle girdiğim, bana tarihi sevdiren bilge adam.
o veya ben, ölmeden tanışmak istediğim bilge adam.
muhtemelen, ben ona cahil geleceğim ama olsun, varsın ona cahil geleyim.
ilber abim, açaydım kollarımı, sana geleydim, bana cahil diyeydin.
devamını gör...
tarihçidir.
kendisi şu an haber türk kanalında. meraklısına duyurulur.
devamını gör...
neden bu kadar övüldüğünü anlamadım gören de filozof sanacak.
devamını gör...
bugün italya da sokak muziği yapanlarla olan dansını gördüm çok tatlı bı adam ve yazdığı kitapları çok beğeniyorum
devamını gör...
buradan
boş yapmıştır bu ifadeler kendisine yakışmamıştır.
devamını gör...
geç kalkan insanlar için yaptığı tespit sayesinde,
burjuva çocuğu olduğumu öğrendiğim adam.
bence de burjuvayım.
sabahları erken kalkmamdan belli.
www.instagram.com/reel/CdIm...
devamını gör...
ülkedeki entelektüel kıtlığının temsilidir.
devamını gör...
ülkede eğitim seviyesi yerlerde olunca okuyan aydın kesim yere göğe sığdırılamıyor. buda onlardan biri. özellikle son mülteci açıklamasından sonra ne olduğu az çok belli olmuştur.
devamını gör...
aslın da tam olarak söylediği şu:
'' “nüfusun entegrasyonundan söz edemeyiz. türkiye'nin mülteciye ihtiyacı var yaşlanıyoruz. bizi kültürel azınlıklarımız koruyacak. afganlar olmasın diyenler var. senin bağında bahçende meyveyi kim toplayacak, hayvanlara kim bakacak?''
neresinden tutsan elinde kalacak bir açıklama. 3 satırda 4 hata var.
birincisi, nüfus entegre edilebilir bir şeydir. bununla ilgili bir sürü yöntem var.
ikincisi, türkiye'nin mülteciye ihtiyacı yok.
üçüncüsü, yaşlanıyoruz evet, çünkü kapitalizm 3 çocuk beslememize izin vermiyor.
dördüncüsü, senin bağın bahçen demiş. ben bağ bahçe sahibi değilim.
burjuva siyaseti için çalışan sözde aydınlardan sadece biri bunun gibi daha bir sürü burjuva siyaseti ve onun ikna odası gibi çalışan aydınlar var.
ilber ortaylı açıklamalarının tamamı için.
buradan
devamını gör...
çok yavaş konuşuyor sinir bozucu
devamını gör...
yıllar önce havalimanında kol kola gezdiğim tarihçi amcamız.
sonra birileri elimden kaptı.
devamını gör...
müthiş bir insandır. bir kaç kez görüşme fırsatı bulmuştum, inanılmaz bir adam. halil inalcıktan sonra en büyük cumhuriyet tarihçimiz olabilir.
devamını gör...
heybetli bir herif, tarihsel belgeli bilgi birikimi herifin duruşuna yansıyor. bakışlarından okunuyor, ekürisi kadar şovenist değil.
adamın bir ağırlığı var. baby boom kuşağından en alfa şahsiyetlerden biri.
devamını gör...
edremit kitap fuarı’nda prof. dr. ilber ortaylı’nın söyleşisi olağanüstü ilgi görürken, ‘insan geleceğini nasıl kurar?’ başlıklı söyleşisinde “çocuklarınıza sevgi veremiyorsanız doğurmayın” dedi
devamını gör...
100.
videolarını izlerken 1.25x hızda izlediğim tarihçi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ilber ortaylı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim