ilkokul öğretmenine söylemek istenenler

sınıfta kitap okuyan tek öğrencinizi* ödüllendirmek için sınıf kütüphanesine ayrılan bütçenin tamamını benim seçtiğim kitaplara harcadığınız için teşekkürler.

sınıfımız ortalamada ikinciliğe düştüğünde bizi öğle teneffüslerine çıkartmayıp ders çalıştırırdı. aramızda ayrımcılık yaptı hep, bir kızı hep öne çıkarttı. ben bir şeyler yapmaya hevesliyken, başarılıyken beni yok gördü. yarışmalar kazandım, turnuvalarda derece aldım yine de yaranamadım. ödevlerimi her zaman tam yapardım, yine de sevdiremedim kendimi. 2 sene önce annemin ısrarıyla öğretmenler gününü kutlamak için aradım, bana ayrımcılık yaptığı kızın nasıl olduğunu sordu. ben nerden bileyim? bir daha da aramam. özgüven eksikliği yaşadım senin yüzünden kaç sene.

ulviye öğretmen o günlerde dahi yaşını oldukça almış, emekliliği gelmesine rağmen çalışan bir kişiydi. hayatta ise eğer + 90 yaşlarında olması gerekir.

4 sene vakit geçirdik ama hafızamda onunla ilgili kalan anılar bir o kadar az. çok sert biri olmadığını anımsıyorum. hiç evlenmemiş biri idi.

yaşıyorsa sağlıklı bir ömür dilerim. rahmetli olduysa da yattığı yer incitmesin.

öğrenci ayırmasaydın iyiydi.

ödev yapmadığım için herkes bahçede oyun oynarken ben güneşin altında oturmuş ağlayarak ödev yapıyordum sayenizde. *

o kadar kötü bir öğretmendin ki hiç bir konuda hakkımı helal etmiyorum

kitapların dünyasıyla tanıştırdığın için çok teşekkür ederim.

ilkokul 2.sınıftayım.

günlerden çarşamba. ilk saatimiz flüt dersi. sabahın köründe (sabahçıydım, sabah 7.25 sularında) bize flüt çalmamızı söylerlerdi. nefret ettim o günden hep.
yine soğuk bir kış günü, yanımdaki çocuk flütü getirmemiş. ben de getirmedim. ne hikmetse koca sınıfta bi ikimiz getirmemişiz. flütü getirmeyen arkadaşım kendi çapında anarşist bir davranışta bulundu o gün.

- öğretmenim, benim zaten uykum var öğleden sonra beden dersinde çalsak olmaz mı flütü? (amacı öğle arasında gidip flütü alıp getirmekti)
+ ne demek? ben müfredatı mı değiştireyim sizin için? sizi çok bilmişler? ben bilmiyor muyum flütü öğleden sonra çaldırmayı? ali erbaşın ayasofya kılıcı da sen de aynısınız. geçin oturun yerinize sizi tebiyesizler.
- öğretmenim ama valla çalıştım çanakkale türküsüne. öğleden sonra gelip çals...

daha sözünü bitirmeden öğretmenimiz ( öğretmen demeye bin şahit) melih'in kafasına porselen flütle son gücüyle acımasızca vurdu. melih'in çığlığı hala kulaklarımda. melih'in kafasından kanlar boşanırken öğretmen müsveddesi de o arada çantasını topluyordu.


ertesi gün melih'in babası geldi okula, o öğretmen işten atıldı. işten atıldıktan sonra da melihin babası bunu bir köşede yakalayıp kolunu bacağını kırdırmış. o günden sonra hiç görmedim o hocayı.

her şey için teşekkür ederim.
her zaman bir sorunumuz olduğunda dinler, yardım ederdiniz. bir şey başardığımda bunda ailemden sonra en çok katkısı olan kişi sizsiniz. beni hep çok sevdiniz, ben de sizi çok sevdim. lafın gelişi değil gerçekten ikinci annem gibi oldunuz. aradan yıllar geçmesine rağmen* yaşadığım şehre geldiğinizde beni hatırlayıp görüşmek istemeniz beni çok mutlu etmişti* umarım hayatınız boyunca çok mutlu olursunuz canım öğretmenim.

bundan bi şey olmaz demiştin.

haklıydın.

aylar sonra gelen edit:
sınıfım toplama bir sınıftı, belli ailelerin belli çocukları vardı. ben de onlardan biriydim, fakat benim ailem onların ailesi gibi değildi. benim ailem çocuğunu okuma-yazma veya dört işlem bilerek okula göndermedi. sınıfın büyük çoğunluğu sana hazır geldi, sadece 3-4 öğrencinin ailelerinin maddi durumu iyi değildi. bu 3-4 öğrencilerle beni hep dışladın.bize kötü davrandın, sana iş çıkartıyormuşuz gibiydin.

sınıfta sene sonuna kadar okuma ve yazmayı öğrenemeyen sadece ben kalmıştım. şimdi o zamanları düşününce o sinirli, iğrenen gözlerini hatırlıyorum.

isim de vermek istiyorum. safiye filiz. umarım, sana sinirle ve iğrenerek bakan gözlerle ölmüşsündür veya ölürsün.

öğretmen olmak için bir üniversite kazanmak yetmesin artık bu insanların ciddi terapiler almalılar. formasyon yetmiyor bunlara.

için rahat uyuyabiliyor muydun düzgün okuyamayan öğrencileri dövüp burunlarını kanattığın günlerin geceleri?

sınıfın sağ tarafını kullandığımda dalıp gidiyor, sol tarafını kullandığımda cok dikkatle dinliyor. belki de sağ kulağında bir sorun vardır doktora bir götürün isterseniz demiş. haklı çıkmış. belki daha önce fark edilse tedavi ihtimalim olabilirdi. ama 7 yaşında, ailem değil öğretmenim fark etti. bir sınıfın icinde tüm çocukların, her bir gelişim alanını ayri ayrı gözlemlemek; her birini kendi evladı gibi tanımak ve hayatinda unutulmaz izler bırakmak. "mesleğini tüm kalbinle yaptığın için teşekkürler öğretmenim."

tüm o çaresiz anları yaşamama sebep olduğunuz için teşekkür etmemi beklememenizi umuyorum. hep sizi sevdiğimi düşündünüz belki de bu korkudan başka bir şey değildi. bir çocuk o yaşta arkadaşının kulaklarından tutulup kafasının sınıf tahtasına vurulduğunu görmesi sizce nasıl bir etkiye sebep olur? hani en iyi öğretmen sizdiniz ya? ya da hayatında tek bir şiddet emaresi görmeyen çocuğun daha okulunun ilk gününde canının yanmasına sebep olmak? daha ilginci arkadaşının annesine sırf tesettürlü diye hakaret edildiğine "örümcek kafalı" dendiğinde şahit olmak? anne bu ne demek diye okulda öğrendiği hakaretleri annesine soran bir çocuk düşünün. sırf kendi düşüncelerinizi aşılamak uğruna sayfalar dolusu ezberlettiğiniz, daha 2.sınıftaki bir çocuğun geceleri ezberleyemediği için ağlayarak uyuması? aa haberiniz yoktur, bu çocuk sözel bölümünün birincisi oldu seneler sonra. matematikten korkmasına sebep olmuştunuz hatırladınız mı? 20 aldığı için kafasına vurmuştunuz. hayatımda gördüğüm en disiplinli en harika eğitimcisiniz. evet. ama en nihayetinde size yine de teşekkür edeceğim. sayenizde erken büyüdüm. yaşıtlarımdan daha bilgiliydim. daha olgundum. bir daha asla birinin bana böyle davranmasına izin vermemem gerektiğini öğrettiniz. teşekkürler.

5 sene icinde 5 ogretmen degistim. en kotusunden en iyisine kadar hepsine tesekkur ederim yolda gorsem ellerini operim fakaat biri var ki onun ölüsünü dirisini, gelmisini gecmisini, anasini avradini, ayak parmaklarinin arasini, sacinin her telini, vucudunun her zerresini dogurtan ebesini, anasıyla iliskiye giren ama korunmayan babasini, okudugu okulu cizen mimarı * tek tek. *

manyak kadın:
hatırlıyor musun almanya'dan hediyeler getirdiğin günü? çikolatalar, pahalı biblolar falan.

hani ödevlerini yapanlara sürpriz yapacaktın, bu yüzden hiç bahsetmedin getirdiğin hediyelerden. anlarsın ya hani?
ve ben 8 yaşında el kadar çocukken 2 gün öncesinde verdiğin tüm ödevleri yapmıştım.
hiç unutmam ;17 sayfa yazılacak, 4 sayfa da alıştırma ödevi vermiştin, vicdansız kadın..

ben dürüstlüğümden itiraf etmeseydim 1 paragraf eksik yazdığımı, asla fark etmezdin.

öncesinde ödev yapmayan bana gelen ders çalışma aşkı ile; 2 gün o küçücük çocuk halimle gece 3'lere kadar senin verdiğin ödevleri yapmıştım. annemin zoruyla bir paragraf eksik bırakıp, ders çalıştığım halının üzerinde sızmıştım.

buna rağmen hala bi' ukde kaldı bende..
almanya'ya gidip pahalı biblolar almak istiyorum...

yeterince içine kapanıktım, örtmenimin iyi bir insan olması beni ona bağlardı, saygı duyduğum, özendiğim insanlar beni hep motive etmiştir hayatta ama sizin öyle olmadığınızı belirtmek isterim sayın hocam. sert erkek takılmacalar bipe sürelecek aklı olmayan adamların işi oldu hep bu ülkede, siz de onlardan biriydiniz. keşke çocuklarla iletişim kurmayı bilen birini öğretmen yapsalardı ama ne yaparsın. ailemden pek bir şey öğrenmedim, sizden de öyle. bi' 15 senemi yediğinizi belirtmek isterim. tebrikler türk aileleri ve öğretmenleri, bu gelmeyen nesil sizin eseriniz.

*

ben sana vurgunum.
canım öğretmenim. seni çok özledim.

tuncay hocam özlendiniz

öğretmenim ben salak değildim sadece sizi sinir etmeye çalışıyordum. şimdi birçok projede yer alıyorum, sayısal bölümü seçtim, iki yazım dergide yayınlandı, bir tane de tanzim dergisi çıkardım, hep takdir aldım aynı zamanda iftihar belgesi aldım arka arkaya. okulumda ilk yirmiye girdim. keman çalmaya başladım aynı zamanda python öğreniyorum, günde en az 100 sayfa kitap okurum. rekorum günde 600 sayfa. siz benden bir şey olmaz diyordunuz belki haklıydınız ama ben böyle düşünmüyorum.

beni okulda ezdiğiniz aşağıladığınız için teşekkür ederim olmayan özgüvenimi düşürdüğünüz içinde, sayenizde artık kendime bi gram bile güvenim kalmadı sizi tebrik ederiyorum.