insanları giyimine ve dış görünüşüne göre yargılamak

pazarlama ambalajla başlar. paketten ne çıkar bilinmez ama önce paketi almanız gerekir onun içinde ilginizi çekmesi.

garibanı dış görünüşüne göre yargılamam , olsa illaki daha iyi giyinmek ister.
fakat varlık içinde yüzüpte zevksiz giyinen , bir sıfır yenik başlar gözümde.
benim için konunun özü budur...

aslında yargı değil ama çıkarımlarda bulunmak mümkündür. doğruluğu yanlışlığı tartışılır. kimseye açık giyindi diye yollu deme hakkına yada küpe taktı diye yumuşak deme hakkına sahip değiliz. fakat bazı normlar vardır yöreye sehre ülkeye göre değişen zümreler vardır herkesin ait olduğu bunlar kendi çaplarında yorumlarlar.

eskiden daha kolaydı. kodlar mis gibi netti.

mesela bir adamın giydiği kıyafetlerden ve sakalından aşırı dindar olduğunu ilk saniye anlayabilirdiniz, şu an cemaatçi sandığınız adam hipster çıkabiliyor. dudaklarının altına kadar inen bıyıklar bırakan biri kesin ülkücüydü, şimdi "ulan sanki burak özçivit'e benzedim haa" tiribinde olması yüksek ihtimal. yeşil parkasıyla solcu sandığınız kız ise, nicki minaj çakması çıkıyor.

uzaktan görüp "tam benim tipiiiim" diye kesişmek de yalan oldu.

yani, insanlar ister istemez kendilerini dış görünüşlerine de yansıtırlar. yargılamak değil ama tanımadığımız bir insan hakkında dış görünüşüyle de fikir yürütebiliriz. ama örneğin tesettürlü birine "bu kesin yobazdır, akp yanlısıdır!" demek doğru değildir.

hiç unutmam bi gün sarıklı kelli felli bi sofiyle konuşuyoduk en son döndü bana dedi ki ömrümde senin kadar yobazını görmedim hah dedim şimdi anladın mı mevzuyu bu yazıdan ne anladıysanız bilin ki yanlış anladınız o da ayrı konu..

buraya bir facebook paylaşımı gider.

kaçınılmaz olarak hepimizin yaptığı bir şeydir zira beyin sorgulamayı o kadar düşündüğümüz kadar sevmez. temel olarak karşımızdakinin bizden mi öteki mi olduğunu sorgulayarak ona göre bir tepki vermeye çalışır. eğer sizin kültürel kodlarınıza uygun bir görünümü varsa - ki baudrillardsal biçimde kıyafet de kültürel bir göstergedir artık - sizden olumlu bir tepki gelir; değilse kaç veya savaş tepkisi verilecektir.

bundan kaçış var mıdır? belki. fenomenolojistlerin yaptığı gibi algılarımızı paranteze alarak insanlara yaklaşabiliriz. ama bu da yorucudur, gerçekliği o anda sürekli algılamak çok uzun süre yapabileceğimiz bir şey değildir. ama mümkündür. bununla beraber ilk intibada elde edilen hissin nadiren yanlış olduğu da takdire şayan bir gerçektir.