1.
nasrettin hocanın bir fıkrası vardır herkes bilir ama ben yine de kendi dilimde yazayım.
nasrettin hoca bir gün eşiyle kasabaya gidiyorlarmış, bir köyden geçerken hoca ile eşini eşeğin üstünde görenler şunlara bakın ikisi birden binmiş hayvancağıza. bunu duyan hoca eşekten inmiş bir süre gittikten sonra başka bir köyden geçerken bu sefer şunlara bakın eşi eşeğe binmiş adam yürüyor. hoca bu sefer kendi binmiş eşini yürütmüş. başka bir köyden geçerken şunlara bakın adam eşeğe binmiş hanımını yürütüyor. hoca bu sefer kendi de inmiş başka bir köyden geçerken bu sefer şunlara bakın eşek boş ikisi yürüyor. hoca en sonunda milletin ağzı torba değil ki büzesin deyip kendi bildiğini okumuş.
bu kadar köye nasıl denk geldiler demeyin fıkra bu.
nasrettin hoca bir gün eşiyle kasabaya gidiyorlarmış, bir köyden geçerken hoca ile eşini eşeğin üstünde görenler şunlara bakın ikisi birden binmiş hayvancağıza. bunu duyan hoca eşekten inmiş bir süre gittikten sonra başka bir köyden geçerken bu sefer şunlara bakın eşi eşeğe binmiş adam yürüyor. hoca bu sefer kendi binmiş eşini yürütmüş. başka bir köyden geçerken şunlara bakın adam eşeğe binmiş hanımını yürütüyor. hoca bu sefer kendi de inmiş başka bir köyden geçerken bu sefer şunlara bakın eşek boş ikisi yürüyor. hoca en sonunda milletin ağzı torba değil ki büzesin deyip kendi bildiğini okumuş.
bu kadar köye nasıl denk geldiler demeyin fıkra bu.
devamını gör...
2.
daha kendimi bile mutlu edemezken insanları nasıl mutlu edebilirim? hele ki bu çağda?
devamını gör...
3.
açıkçası ben mutsuzluk içinde sürünürken insanları mutlu etmeyi çalışmayı bıraktım kısa bi süre önce. onlar başkalarının mutluluğunu düşünüyor mu? yoo. e o zaman?
devamını gör...