intikam almak vs bağışlamak

bir insanı bir kereden fazla bağışlamak, o insana cesaret vermek ve adilige teşvik olduğundan yanıtı intikamdir. ölçüyü kaçırmayın. az acıtin.

asla bağışlamam. 2 seçenek var ya allah'a havale ederim, ya da intikam alırım. asla affetmem.

umursamamak kesin çözüm.

büyük sözü dinleyin ve ıkisinin dışında bir seçenek olarak, hayatınızdan çıkartın.
çünkü bağışladım desenizde içiniz soğumuyor. ya da bir tek benim mi soğumuyor bilemedim şimdi.
fakat bu işin sonu hiç hoş değil onu bilin.

bir dönem bana büyük kötülük yapan birini bağışladım. bağışlamamışım, ben öyle zannetmişim. sonra ilk fırsatını bulduğumda intikam aldım. hem de kendime saygımı yitirme pahasına. o intikamı almasaydım mı daha kötü olurdum, yoksa aldıktan sonraki ben mi daha kötü oldu, ondan emin değilim.
tek emin olduğum şey, benden bir şeyler götürdüğü.

yol vermek en büyük intikam. zaten sana yamuk yapan senden sonra başkasına da yapar. bırak kendi halinde debelenip dursun.

unutmak en iyi intikamdır demisler.

"zayıf insanlar intikam alır, güçlü insanlar affeder, zeki insanlar umursamazlar." demiştir konfüçyüs. kendisine sonuna kadar katılıyorum.

vakti zamanında açgözlülüğüm yüzünden iki kişiyi de idare ediyordum. "hovardanın hası postu deldirirmiş" sözü tam olarak bana sirayet etti ve yakalandım. içlerinden birisi herkesin ortasında tokatı bastı. pasaj gibi bir yerdeydik ve öyle bir eko oldu ki normalde farketmeyecek olanlar bile dönüp baktı. bu bir intikamdı ve etkiliydi benim gözümde.

diğeri ise tek kelime etmedi. hiç konuşmadık bir süre. aklımda kalan o olduğundan dayanamadım aradım, buluşmak istedim. kabul etti gittik oturduk bir yerde ama öyle sakin, öyle üsturuplu ki bıçaklayacak herhalde diye korkmaya başladım. lafa girdim durumu anlattım ve affet dedim. tamam sorun yok affettim dedi. ben ondan da en azından bir sitem duymayı beklerken konuyu kapatıp geçti. öyle bir ezildim ki o affedişin karşısında anlatamam size. öyle bir affetti ki beni bıçaklasaydı keşke dedim.

bazı insanların affı çok ağırdır dostlar. umarım bu duruma düşmez hiçbiriniz. bakın üzerinden 10 seneden fazla zaman geçti hala aklıma gelir ara ara ve hala canım sıkılır.

ne intikam ne de bağışlamak, umursamam. hayatıma da bir daha girmesine izin vermem. ona karşı tamamen kapalı olurum.

sal gitsin.
"hangisini yapsam?" ikilemine -ve yapmaya karar verdiğine- ayıracağın enerjiyi kendine kullan.

ıntikam almak mi? ugrasilmayacak isler. ıntikam almak yerine siz ortamdan sessizce uzaklasin arkaniza yaslanin ve beklemede kalin. gorun bakin hayat ona neler yapiyor, burnu nasil sürtüyor...ben aksi duruma henuz hic sahit olmadim. dunyanin sistemi boyle adami yaktigi yerden yakar.

edmond dantès "intikam" dedi.

bağışlamak hata eden kişiyi hayatınızda tutmaya devam etmek anlamına gelmek zorunda değil. içinde kin, kızgınlık, kırgınlık barındıran duygular kişinin kendine ettiği zulümden başka işe yaramaz. bu sebeple kendi içinizde bağışlamak kendiniz için mühimdir. intikam ise başta kişiye bir haz verse de sonrasında kişinin kendini bağışlayamamasına sebep olabilir. bu yüzden intikam almak için kendini yıpratmaya değmeyecektir.

intikam alacak kadar hırslı değilim ben. bağışlamak için kabahatine bakarım.

bağışladıktan sonra intikam almak en iyisi. çünkü intikam soğuk yenen bir yemektir.

sen kimsin ya derim, kısacası; ikisini de yapmam, üşeniyorum.

olayina gore degisen ikilem. yeri gelir bagislanir yeri gelir intikam alinir.

bağıslamak ama onun için değil kendin için.

intikam almak bile o insan için vaktini harcamak demek benim gözümde. kendisini hayatımdan çıkarırdım, zaten bu en büyük ceza olurdu ona.

intikam bende şöyle, tamamen hayatımdan herşeyiyle heryerden silip atmak. sayki öldü deyip geçiyorum.