ıstakoz

denizde yaşayan kabuklular. ortalama 30-35 cm, 4-5 kilo olurlar.

yemeği zenginler tarafından çok tüketilen deniz kabuklusudur. kanları mavi renktedir.

canlı canlı haşlanarak tüketildiği söylenen kabuklu deniz canlısı.

yemek zorunda mısınız?

muhteşem sagopa kajmer şarkısıdır.
çıktığı gün dinleyip çok şaşırmıştım o dönem için çok farklıydı.
yunus içine döndü, dışına baktı kaos var demir atmak istediğim ıslak limanlarda lodos var fokurdayan suda kaynayan kıskaçlar kaynar kazanda ıslık çalıp duran ıstakozlar.

yun. kemik

diğer adı nephropidae olan deniz kabuklusu.
30/35 cm boya, 4/5 kiloya varabilirler.
ses telleri yoktur.
ölürken bağıramazlar.
en büyük düşmanı ise ahtapot olarak bilinir.

sagopa kajmer’in azalarak bitmeden evvelki sağlam şarkısı.

“birden, birden bire olup bitiveriyor
kâbus da rüya da aynı
ikisi de geçiyor, ömür gibi, vakit gibi
dünya bir efsane, bizler hikâye
bi' söz ülkesidir rap
mânâdan mânâya, deryadan deryaya“

(bkz: the lobster)

her ne kadar türk mutfağında yer edinmemiş görülse de, 'usulüne uygun' biçimde olmayıp, görgüsüzce tüketiminin, kimi siyasi organizmalarda ciddi oy ve güç kaybına yol açtığı gözlemlenmiştir.!

korku figürü haline gelmiş olan akrebe kardeşi gibi benzeyen deniz canlısı. renk olarak akrepten farklı şekilde kırmızı ve kahverengi tonlarındadır. ayakları büyük, özellikle kıskaçları ön plandadır. tek olumlu tarafı akrep gibi kuyruğunda zehir yoktur. tehlikeli tarafı da kıskaçlarıdır. parmağı kaptığında bırakacağı hasarı en iyi ıstakoz avcıları bilirler. bunların avlanıp tezgahlarda sergilenmesindeki sebep de satışa çıkarılıp zengin restoranların masalarına yemek olarak düşmesidir.