kalbi kırılmış bir kadının yapabilecekleri

iki tip kadın görüyorum. birisi benim gibi sessizce uzaklaşıp yeni hayat kuracak güçte olanlar. diğeri yaşadıklarının hırsıyla kavrulup intikam planları kuranlar. tercih karakterinizin...

zayıf olanı intikam alır. güçlü olanı öyle bir gider ki bir daha bulamazsın onu.

bir şey yapan kadından değil hiçbir şey yapmayan kadından korkulması gereken durumdur.

kalbi kırılan kadin önce inzivaya çekilir. kalp kırıklığını sindirmesi lazım. olayı, durumu kavrayabilmesi için bu şart. kavradıktan sonra işte o zaman yapması gerekenlere karar verir. ya bu kalp kırıklığını sindirip, köşesine çekilir ya da bu kalp kırıklığına sebep olan, durum ve kişileri düşünür. ya intikam ya ölüm! kısmı burda devreye girer.

benim kalbim kırıldıysa sizinki de kırılacak der ve çeker kuşanma kılıçlarını. hah!! işte bu kadının yapacakları sınırlıdır. bunun kalbi daha çok kırılır. çünkü keskin sirke küpüne zarar verir misali. yine en çok zararı kendine verir.

gelelim benim en sevdiğim kadın türüne. bu kadın var ya tek başına bin orduya bedeldir. kalp kırıklığını sessizliğiyle halleder. el altından, kimse görmeden, bilmeden, duymadan. karda yürür de izini belli etmez hatunum. bunun yapacaklarının sınırı yoktur. kalbini kıran kişilerden hep bir adım öndedir. sizi önemsemiyorum izlenimi verir. siz daha yaptıklarını anlamazken o çoktan üsküdar'ı geçmiştir bile. bedduası, ah'ları da tutar böylelerinin. kırıldığı, inceldiği yerden inceltir, kırar.

tinder indirmek.

intikam almak şöyle dursun, sanki cebinizde sizi rahatsız eden bir taş parçası varmış ve tutup atmışsınız gibi olur. yani artık onu rahatsız edecek mesafeye bile gelemezsiniz onunla…kalp kırılmıştır ve siz bu gezegenden silinirsiniz onun gözünde. tabii durumun telafisi yoksa.

öyle sert bir intikamı, hem de öyle bir zamanda alırlar ki beynin tavana çarpar geri gelir bir daha çarpar geri gelir.
kilitlenir kalırsın diyorum hatta.
'bişey olmaz yeaa' ile 'hiçbişey olmuyo' * diyenlerin kadınları hiç tanımadığına yemin de ederim kanıtlarım da.
acemi çocuklar...*

abicim bak kadın milleti unutmaz.
aradan 30 yıl geçse bile, en olmadık yerde kafana vurur, perişan eder.
kadının sakini bile tehlikeyken, eskaza kıracaksın, sinirlendireceksin.
allah korusun.

en fazla ağlar gözünden gözyaşı akmayarak
ve umursamaz oluverir bir anlık
hayatı sonlanır kısa bir sürede olsa ...

saçlarını kesiyorlar...

atalarımız boşuna aklı kısa, saçı uzun dememişler...
düşününce ya da başınız agelince anlarsınız, allah şirret kadından tüm türk erkeklerini korusun

başkalarını bilemem fakat ben suskunluğuma gizlerim kırgınlığımı. boğazıma dizilen yumruların telefisini kelimeler karşılayamaz çünkü. susar ve giderim sadece..

kalbi kırık bir kadın herşeyi yapabilir öyle bir giyinirki anlayamasın öylebir yürür ki anlayamasın öyle bir susarki suskunluğun dan korkar sın ama gene hiç bir şey anlayamasın...

kalbi kırık bir insan, kişiliğine göre tepki verir. kadın veya erkek olmak ortak bir davranış stili yansıttırmak zorunda değildir, ne kadar dramatik düşünüyorsunuz ya.

içip ağlıyoruz napalım

bilemiyorum . sanırım ben sessiz sakin gitmelerin hastasıyım . birden bire yok olurum izim kalmaz . gerçekten kırıldıysam sesim çıkmaz .

kaçın uzaklaşın ne yapacağı belli olmaz.

ölümüne içmek.

başka kalpler kırmak.

dünya'yı mı yakıyormuş? çok büyütmeyin bu tür olayları. kalb kırılmışmış da hadi canım.