kardeşi olanların bildiği şeyler

beyaz çoraplar her zaman ondadır. ki bu da çamaşır makinası gizemine son veren bir hipotez.

(bkz: rko)
(bkz: 619)
(bkz: spear)

bir şey yapıldığında kesinlikle onların haberi olmamalıdır. alttan alttan yürütülmelidir.
kardeşler ispitçidir...

iki abisi bir kardeşi olan biri olarak , kardeşi olanın yalnız kalmayacağı bilgisi cevabını verebileceğim başlık.

dolabından gizli gizli kıyafet alıp giymesi ve bunu senin görmen hoş ben aynı şeyi yaptığımda kıyamet koparır kendisi. zamanla her malınızın ortak olduğunu anlıyorsunuz.

dayak atmak için bahaneye ihtiyaç yoktur.

büyüksen küçükten dayak yemenin mübah olması.
küçüktür yapar çünkü. dayak delisi olalım ne ala.

karındaşından bile kendini koruman gerektiği. hayat çok zor be sözlük.

her şeyden kaç tane kardeş varsa o sayıya göre alınır yoksa welcome to gıyaaamet.

kendisi best kankam olduğundan evde sıkılmam.

(bkz: kardeş payı)

sürekli kardeşlerinden yakınıp dursalar da içten içe varlıklarına şükrederler. çok nadir anlarda belli ederler bu sevgiyi, gerisi çığırmalı bağırmalı bir sevgidir.

hele bir de kızkardeşiniz varsa ölene kadar sizinle olacak gerçek bir arkadaş kazanmışsınız demektir. çok başka bir duygu böyle içim gidiyor diye bir söz var ya öyle bir başka. aramızda 6 yaş var ama yeri geliyor bana ablalık bile yapıyor. bazen gözümde hala 5 yaşında ki o tombik parmaklarına taktığı pembe yüzükle, lüle lüle saçlarını iki yandan topladığı aşırı sevimli hali canlanıyor. o zaman sulu sulu öpüyorum. sonra birden ciddili aile meselelerimize dönebiliyoruz. iyki benim kardeşim olmuş daha güzelini düşünemezdim şimdi bir de teyze olmayı bekliyorum.

bazen odasına notlar bırakıyorum. "şunu yapmayı unutma," türünde, gündelik şeyler. hiçbir edebi değer ya da nitelik taşımıyor. mesajla da atılabilecek şeyler. o notların hiçbirini atmamış. çekmecesinde saklıyor. onlarca kağıt. birlikte çektiğimiz bütün fotoğraflar odasında panosunda asılı. "oku" dediğim bütün yazarlar, ernst bloch, nietzsche, horkheimer, gladwell, jordan peterson, kahneman, tümü başucunda. ben ona o bana bayılıyor. maalesef siyasete yüksek ve sarsılmaz bir ilgisi var. politikacı olmak konusundaki fikirlerini birkaç kere biraz çekinerek ama çok garip bir inançla dile getirdi. tepkisiz kalarak bunun saçma bir heves olduğunu düşündüğümü anlamasını istedim. "hem seni de daha iyi korurum böylece" diyerek işi şakaya vursa da siyasete ve yakın tarihe çok ilgili. saatlerce, saatlerce ve saatlerce yakın dönem siyaseti hakkında yapılmış belgeselleri izleyip bu konuda hiç sıkılmadan okuyabiliyor. belagati yüksek siyasileri derin bir saygıyla izliyor. 21 yaşında. çok genç. siyaset artık erekte olamayan öfkeli ve şişman adamların dünyayı daha da berbat bir hale getirmek için uğraştıkları bir kanlı hobidir. politikacılara biz bizi eğlendirsinler diye maaş öderiz. kürsüye çıkıp bikaç yalan atıp pahalı kravatlarını düzeltmeli ve; "kanıtlamazsan namertsin, şerefsizsin" demelidirler. hepsi bu. bunu ona anlatamıyorum. dünyanın değişebileceğini sanıyor. bir yıl kadar nihilist takıldı. haz da bitince gerçek dünyaya iniş yaptı. ateist ve her ateist gibi sert bir dönem geçirdi. dinsel şakalar, peygamber mizahı... galerim gönderdiği karikatürlerle doluyordu... çok sevmek nedir? kötü bir espriye; "hey bunu bi daha yapma" diyememek ama gülmek. sevmek budur.

genel davranış pratiği siyaset dışında hiçbir şeyle derinlemesine bağlantı kurmamaktır kendisinin. müthiş bir hazcıydı o azaldı biraz. yine de her şeye kolayca alışır ama kolayca vazgeçer. bir kızla eğer muhabbet edemiyorsa asla takılmaz. iletişim hormonlarını bile bastırıyor. bazı kız arkadaşlarıyla beni tanıştırdı. eve geldiler. sonra gittiler ve onları bir daha hiç kardeşimin yanında görmedim. 21 yaşında olmasına rağmen 40 yaşında biri gibi davranıyor.

parasını kullanmayı ona çok zor öğrettim. savruk bir çocuktu. ona önce borç vererek sonra da o parayı ondan tahsil ederek paranın ve doğal olarak paranın temsil ettiği sorumluluğun değerini anlamasını sağladım. canım çok yansa da harçlığına el koydum. tehlikeli insan profilleri konusunda onu hakikaten eğittim. saygıyı hak eden insanların belli bir yapıp etme pratiğini daima takip ettiklerini, birbirlerine çok benzediklerini, doğrunun neredeyse tek bir köke bağlı olduğunu bunun dışındaki hiçbir varolma biçiminin en azından ciddiye alınmaması gerektiğini takip edip yücelttiğim insanların o özelliklerini tekrar tekrar belirterek görmesini sağladım. değişebilecek hiçbir fikrimi ona dikte etmedim. gelişiminin tamamen doğal olmasını sağladım ve şuan onun gibi bir kardeşe sahip olmaktan derin bir mutluluk duyuyorum. onu çok derin ve sarsılmaz bir sevgiyle seviyorum. ona saygı ve sevgi konusunda bencil olmaya hakkı olduğunu, saygısını ve sevgisini herkesin hak etmediğini, insanların asla eşit olmadıklarını, olamayacaklarını, sosyal hiyerarşiyi de öğrettim. savaşırken bile nazik olmayı.

kardeşi olanlar birini koşulsuz şartsız çok sevmeyi anne baba olmadan önce bilirler. kardeşlik ana baba olmaktan bile üstün bir haldir.

küçüğüm yok büyüğüm var.

bakkala gidip abur cubur alırken, ağabeyime de alırdım, sadece kendime alırsam mahzunlaşırdım.

halen öyledir, mesela hiçbir şeyi 1 adet almam. sadece kendime almam. evdeki herkese alırım.

büyük küçük fark etmiyor, kardeş kardeştir ve en güzel şey onu da düşünmektir. her şeyde.

maşınızın ve kıyafet dolabınızın değişmeyen tek ortağıdır.

abla bende gelebilir miyim

eğer benim ablam gibi çarpık pollyanna kardeşiniz varsa müq

evde mülkiyet kavramı yoktur, tişört ve kazaklarınız herkesindir.

yaşı büyük olan kardeşin harçlık meblağı daha yüksektir, halbuki okul kantininde satılan tostun fiyatı yaş ile orantılı değişkenlik göstermemektedir.