kendi yaptığım stand up

evet dostlar, bundan sonraki bütün stand up gösterilerimi bu başlıkta yayınlayacağım ve şu an başlıkta mevcut olan bütün kayıtlarımın kaçıncı bölüme ait olduğunu düzenleyeceğim. siz de herhangi bir bölümü yine izlemek isterseniz benim yazdığım bölüme tıklayabileceksiniz. iyi dinlemeler :)

sozlugun cem yilmaz'i mubarek.

5. si çıkmış
en son game of throrones un yeni sezonunu böyle bekliyordum
daha dinlemedim
başlık yukarı çıksın da sözlük mizahtan mahrum kalmasın diye up luyorum

çok iyi yapıyorsun yiğidim ben hep dışarıdan alıyorum hiç de memnun değilim.
içine ne koyuyorlar belli değil valla içim hiç rahat değil.
en iyisi kendi yaptığın.

edit: şaka bir yana stand up seyircisiz olmaz.

bu kaçıncı sözlükdaşım bu kaçıncı?

edit: hee beşincimiş.

(bkz: başlıkları alt alta okumak)



bence "bir üstteki yazar", bu mizah şov'dan sonra 12 yaş yaşlanmış.

espri yapayım diye uğramıştım. mi-mi-mizah şhovvvvv. *

bu arada kaydı dinlemedim. yazar üzerine alınmasın. zaten cem yılmaz aramızda olsa ve böyle bir kayıt atsa, onu bile dinlemezdim muhtemelen. kendime gülmekten başkalarına sıra gelmiyor. *

başarılar dilerim.

seyirci ile doğrudan muhatap olmadığın için stand up diyemeyiz ama sevgili yazar;
ciddi eleştiri yapan arkadaşların dediklerine katılmakla beraber birkaç şey de ben eklemek isterim.

sen bu işi yapmayı ısrarlı şekilde istediğine, bu çalışmalarını insanların yorum ve eleştirilerine açtığına göre, yapman gereken ilk şey tavsiyeleri dinlemek olmalı.

1- sen espri yapmıyorsun, durum tespiti yapıyorsun. gözlemlerinin sonuçlarında edindiğin izlenimleri aktarıyorsun ama bunları yaparken izlediğin yol mizah içermiyor. belki izledin, belki izlemedin ama öncelikli tavsiyem yerli yabancı fark etmeksizin en çok gülünen stand up şovlarını izlemen. hangi noktaya kadar durum tespiti yapıp, espriyi işe nerede dahil ettiklerini iyice anlaman gerek.

hatta eğer izlemediysen bir de film önereyim sana: günaydın vietnam. radyo programı yapan ve esprileri nedeniyle çok sevilen bir yayıncıyla ilgili.

2- ikinci olarak, sesini kullanma şeklini, vurgularını değiştirmen icap ediyor. sınıfta slayttan okuyan sıkıcı hoca sesi insanları uyutur. güldürmek istiyorsan enerjik olmalısın. cümlelerin, diksiyonun düzgün olmalı.

3- tekrara düşüyorsun. açıklama gayretine giriyorsun. arkadaş sohbetinde bu normal olabilir ama mizah yapacaksan bunlara gerek yok. espri denen şeyin vuruculuğu, kısa ve net oluşundadır. mesela yoğurt koydum dolaba kısmında, en başta şarkının sözlerini söyledikten ve protein ağırlıklı beslendiğini vurguladıktan sonra tekrar "hani adam dolaba yoğurt koyuyor. proteine yönlendiriyor" falan diye ikinci bir açıklamaya gerek yok. tansu çiller kısmında becermişsin bence bunu. o kısım iyiydi.

4- biraz laf cambazlığı bilmen gerek. dümdüz cümleler güldürmez, başta da dediğim gibi, bunlar durum tespitinden öteye gitmez ama dolambaçlı bir cümle söylersen, espri ihtimali artar. örneğin "çok sivilcesi vardı" desen buna 1 kişi bile gülmez ama mesela "iki sivilcesinin arasında bile bir sivilce vardı" gibi abartılı cümlelerle etkiyi artırırsın.

5- beklenmedik finaller iyi olur böyle zamanlarda. "işte bu da böyle bir anımdı" gibi klişe cümleler işe yaramaz. bunun için de bol bol fıkra okuyabilirsin. mesela:



gibi fıkralarda bunun örneğini görüyoruz. normal şartlarda japon arkadaşın cevabını, fıkrayı bilmeye birçok kişi tahmin edemez.

umarım bir sonraki çalışman farklı olur.