kendime saygım var davranışları

insanın varlığını hayatında doğru konumlandırabilmesi için sergilemek zorunda olduğu bir takım davranışlardır. öz sevgi ile harmanlandığı zaman tadından yenmez. ufak bir pratik yapmıştım zamanında, aşağıya ek olarak bırakıyorum. siz de yapabilirsiniz. öncelikle işe tanışmak istediğimiz ideal bir insan profili çizerek başlıyoruz.

öyle bir insanla tanışmak isterdim ki… yanında olabildiğince şeffaf olayım. küfredeyim. bağırayım. ellerini tutayım. gözlerim kapalı uzun uzun kahkaha atayım. baksın bana ve her şey yolunda, ben yanındayım desin. aptal değilsin, egon kadife gibi yumuşak bak ne kadar elle tutulur deyip onu sevsin. yargılamasın, savunma mekanizmam da devre dışı kalsın. gözünde ulaşılmaz değil de tam tersi anlaşılır biri olayım. ezber bozmayayım, normali olayım. hata yaptığım zaman gelsin öpsün omzundan. ne kadar şahsına münhasır bir s*ç*ş hikayesidir bu çok güzel desin. seni kendimden aşağıda görmüyorum, yukarıda da görmüyorum. ben senin içini dışından daha iyi görüyorum ve bu haliyle her şey çok güzel desin. bir kere yaşıyorsun şu hayatı; batır, dolaş, dene, yanıl, sev, nefret et, gül, kahkaha at, kırıl, kıvrıl ama bul yolunu desin. hediye alsın bana, gözlerden uzak yerlerde versin. vücudumun her bir noktasını çok iyi tanısın, dokunsun, öpsün, mühürlesin. oyun arkadaşım olsun. kural dışı kaçamaklar için cesaret versin bana. olduğum halime hasta olsun. kafasındaki benle işi olmasın. beklentisi olmasın, kırmasın beni. koşulsuz şartsız sevsin. duygusal bir aşk değil; varlığımı bana duyduğu sevgi ile kutsasın. bir ağacı sever gibi, parayı sever gibi, kitapları sever gibi, statüyü sever gibi, yumuşak karnı neresiyse o zaafının peşinden koşar gibi sevsin beni. iyi ki buradasın desin. ne güzel geldin, gözlerin ne güzel, gülüşün ne sıcak, kendimi senin yanında tatilde gibi hissediyorum desin. en güzel içeceğim senmişsin ama gel gece suya da girelim, kumlu bir şezlonga oturup ağzımızdan çıkan her kelimeyi karanlıkta yakalar gibi iştahla bakalım birbirimize desin. oha nasıl yollardan geçmişiz, ne güzelmiş, hayatta olduğumuzu hissetmişiz, hadi tekrar anlatıp bir daha yaşayalım desin. desin, desin, desin… baksın öylece ve ağzını açmasına gerek bile kalmadan desin.

işte bunu beklediğim başka bir insan yok kendimden başka. tam da böyle olmak istiyorum kendime karşı. şefkatli, şeffaf, rahat, polemikten uzak, kendini kanıtlama çabasını bırakmış, hatalarına eyvallah deyip işte yaşamak böyle bir şey zaten diyebilecek bir sercecik istiyorum. peki siz kendinize karşı nasıl bir insan olmak istiyorsunuz? herkes ağlayarak günlüğüne yazabilir mi bir zahmet. *

kimseye boş yere ümit vermemek. günümüzde o kadar saçma sapan şeyler oluyor ki bazen gerçekten şaşırıyorum. hayır bir insan bir insana; canı sıkıldığı, başkasını unutmak istediği veya yalnız olup keyfe keder ümit vermemeli... hayır kendinize saygınız yok anlıyorum ama karşınızdaki insandan ne istiyorsunuz?

hiçbir istek, zorlama, rica, tatlı söz ile yapmak istemediği şeyi yapmayan insanın sergilediği davranışlar bütünüdür.

mesaiye kalmamak.

aşılarımı olmam, düzgün beslenmem, yeşilaycı olmam, uykuma özen göstermem.
ben bu bedeni yolda bulmadım.
o her standardı hak ediyor.

4 5 saat s1f1r b1r editleri izlerim.

tiktok kullanmamak.

yaşıyorsak saygimizdan.

kokoreç ve pırasa sevmeyen arkadaşımın, kendime saygım var demeci. pırasayı geçtim de kokoreç yenmez mi be. saygısız.

aldatmamak

arkadaşlarla geçirilmiş alkollü bir gece sonrasında eve gelindiğinde, tek başına sessizliğin kucağında bir bira daha içmek.

bireysellik ve üstün bir kendine saygı gerektirir.

diş fırçalamak.

tiktok indirmemek kitap okumak kendine vakit ayırmak insanlarla düzgün iletişim kurmak siyasetten uzak kalmak saygılı olmak hayatta kalmaya çabalamak...

(bkz: üslup)

işim gereği ikili ilişkide bulunduğum insan sayısı çok fazla, bunlar yer yer bürokraside üst düzey yönetici, yeri geliyor dünyaca bilinen markaların türkiye'de ki fabrika yöneticileri veya kuş uçmaz kervan geçmez bir köy içinde varlığından kimsenin haberinin olmadığı bir fırın/dondurmacı vb işletme olabiliyor.

konuştuğum kişi her kişi kim olursa olsun, bana nasıl hitap edilmesini istiyorsam o şekilde hitap ediyorum. hiç kimseye işgal ettiği makamdan dolayı ekstra saygı göstermiyor veya saygısızlık yapmıyorum. kalıplaşmış bir hitap, iletişim şeklim var. hiç kimsenin elinde bulundurduğu ekonomik veya siyasi gücünün karşısında onların karşısında emir alacak pozisyon almıyor veya hiç kimseye elimde bulunan yaptırım gücünü kullanarak üst perdeden konuşmuyorum.

işimi yapmak için gittiğim yer her neresi olursa olsun "su" bile ikram edilse kabul etmiyorum, zira "para alan, emir alır" düsturunu şiar edinmiş bir şekilde yaşama gayretindeyim.

kendi doğrularım üzerinden hareket ederek kendime saygımı koruyorum, bence budur.

bakımlı olan, alkol alınan masada dur noktasını bilen, iyi giyinen, kendine has bir tarza sahip olan, vucuduna iyi bakan spor yapan kişilerin özsaygısı yükselir.

her gün nutella gömen, göbeği salmış, uyku düzeni bozuk ve bakımsız görünen biri için kendine saygısı var denebilir mi?

gram muhabbetim olmayan, tanımadığım insanlara çamur olmuyorum. gereksiz samimiyete girmem. lan insan kendisine sövdürmek için uğraşmaz

çok konuşmam mesela.
çok konuşan heybetini yitirirmiş, millete koz vermenin alemi yok.

duşta işememektir.

değersiz hissettiğim yerde kalmam.bedenen orda olma gibi bir sorumluluğum olsa dahi kimse zihne hükmedemez.

dişleri fırçalamak. öz bakımı ihmal etmemek