roman / yeraltı edebiyatı / edebiyat
7 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

kinyas ve kayrayı okuduktan sonra bir arkadaşa vermiştim okuması için 1 hafta sonra evine gittiğimde kitabı okudun mu diye sordum evet dedi ver o zaman giderken götüreyim dedim verdiği cevap ise knk ben o kitabı yaktım oldu hakikaten balkona gittiğimde kitabın küllerini gördüm neden yaptın diyince de kimse okumasın diye cevap verdi bundan 4-5 sene sonra ise aynı arkadaş hakan gundayın bir söyleşisinde söz alıp kendisini eleştirmiştir.
devamını gör...
iyi bi okuyucu sayılırım. bundan 10 sene önce birinde görüp merak edip almışım. 70 sayfa zor okudum. aşırı karanlık, boş bi bunalım gibi geldi. aklımda tek kalan karakterlerden birinin bacaklarını duvara yaslayıp müzik dinlemesi (yoksa o başka kitap mıydı?) neyse eğer oysa komik. belki iyidir, belki zamanı değildi ama tekrar dener miyim okumayı bilemiyorum.
devamını gör...
yeraltı edebiyatından muhteşem bir kitaptır. toplum tarafından hoş karşılamayan,ama hayatın gerçeklerinde varolan; argo, şiddet, seks konularının olduğu bir tür. yeraltı edebiyatından başka kitaplarda okudum ama hakan günday'ın bu kitabı kadar etkilemişti beni.
devamını gör...
kitabı okuduğum dönemde içimde garip bir sıkıntı oluyordu. ve bu kadar övülmesi abartı kitaplardan birisi benim gözümde. her sayfa çevirişimde acaba hangi sayfaya geldim diye kontrol ettiğim nadir kitaplardan.
devamını gör...
hakan günday'ın ilk okuduğum ve en sevdiğim kitabıdır kendisi. ayrıca hakan günday'ın bütün kitaplarını okumama da vesile olmuştur. okurken hiç bitmesin istemiştim ve zaten bir ay gibi bir sürede sindire sindire okumuştum. okuyun, okutturun.

tutunsan da aşıklarına, zincirlesen de kendini dostlarına yine de gömülürsün toprağa.


kimse uyandırmasın kimseyi. herkes mutlu uyurken. en kötü kabus bile iyidir hayatın kendisinden.


içi ne kadar doldurulursa doldurulsun, yine de hafiftir hayat. çünkü altı deliktir. delikse ölümdür! bütün kazançlar bu delikten kayıp gider.


sorarlarsa, 'ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça yanıt verebilirim yanıtını: yalnız kaldım. altı milyar insanın arasında doğdum.ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından...


ama kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? beni kim kurtaracaktı? ''kurtuluş'' dedim. ''ankara'da bir mahalle'', fazlası değil. belki bir de bob marley'in en iyi şarkısı. daha fazla düşünmeye gerek yok. adı her yerde kendisi yok!
devamını gör...
(bkz: hakan günday) abimizin yazdığı ben değişik bir yazarım diye adını duyurmaya çalıştığı ilk eseri daha,azil,pic güzel eserleridir.(bkz: chuck palahniuk) abimizin yolunda ilerler okunasi güzel abilerimizdir
devamını gör...
bir solukta okunabilecek mükemmel ötesi bir baş yapıt, ne bileyim biraz bütçem olsa filmini çekmek isterdim. yazarın ilk eserinin olmasından tevekkil içine kendisini bir karakter olarak koyması bana tuhaf gelmiştir ama saygı duyulacak bir şekilde, okutur kitap kendini nefes nefese.
devamını gör...
kitap oldukça başarılı zira gerçekten okuyanın psikolojisi üzerinde garip etkilerin tezahür etmesine sebebiyet veriyor. her kesime, her bireye hitap edecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum haylice melankolik bir hava hakim, bu havayı seven yazarlar vakit kaybetmeden okuyun. ben okurken çok sevdim, aaa bak o da böyle demiş allahh buna o da bu şekilde değinmiş diye diye alt çize çize okudum. sanırım azıcık deliyim ondan efendim :). ruhumun derinliklerine büyük bir hiçlik hakim olduğundan mıdır nedir bilemem lakin çok sevdim. tavsiye de ederim.
devamını gör...
hızlı yaşayıp hızlı yaşlananların kitabıdır kinyas & kayra... yeraltı edebiyatının ülkemizdeki belki de en büyük temsilcisi hakan günday'ın kitabıdır. lise yıllarında yazmaya başladığı ve 20'li yaşlarda -zannediyorum 23 olmalı- yayımladığı ilk kitabıdır. kitap öyle her merak edenin eline alıp bırakamadan okuyabileceği, bir solukta bitirebileceği bir kitap değildir. hele hele bu türe yabancıysanız, içeriğindeki o karamsar havaya, buhranlı karakterlere tahammül edebilmeniz zorlaşabilir. tabii ben çok seviyorum, o ayrı...

"ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım, küçükken babamın birini üzdüğümde bana söylediği o sözü:
“kendini karşındakinin yerine koy”
ve ilk başlarda bunu o kadar çok yapmıştım ki; bir gün dönüş yolunu, yani kendimi bulamadım''

her yere aitmiş gibi davranan, hiçbir yere ait olmayanların, olamayanların kitabıdır kinyas & kayra... 6 milyar insanın arasında doğup; hiçbirine çarpmadan geçebilenlerin kitabıdır.

kitap içeriğinde başınızı çevireceğiniz hatta belki de bugüne kadar bir çok kez çevirdiğiniz gerçeklikler var. bazıları oldukça rahatsız edici, bazıları mide bulandırıcı, bazıları hayrete düşürücü... ama inanın hepsi bu yeryüzünde yaşanmış, yaşanacak yahut yaşanması mümkün olan gerçekliklerdir.

bana göre bu kitapla hakan günday, ruhumuzda bulunan çatlaklardan içeri sızarak bize bir çok şeyi anlatmaya çalışıyor esasında. hepimiz kayra'yız biraz, hepimiz biraz kinyas'ız zaman zaman...

birbirlerine çok zıt iki karakterler aslında. siyah ve beyaz gibi. sıcak ve soğuk gibi. cam ve çelik gibi. hayat ve ölüm gibi.

kinyas ve kayra gibi...

bu kadar hissizleşmişken aslında; ne kadar yaşıyor denilebilir onlar için bilemiyorum. ya da bu kadar hissizleşmeyi hangimiz isteriz?

şiddetle tavsiyemdir, ama sadece ilgilisine...
devamını gör...
yeraltı edebiyatına ait okuduğum ilk eserdir. çarpıcı kurgusu, karanlık atmosferi bende merak uyandırmıştı. okuyalı uzun denebilecek bir zaman oldu ve üzerine türk edebiyatının post modern özellikli mihenk taşlarını okudukça bu romanın beslenme kaynaklarını çok daha iyi anladım. özellikle tutunamayanlar'ı okuduktan sonra zihnimde kinyas ve kayra'nın bulunduğu yere doğru yeni tüneller ve bağlantı noktaları açıldı.

toplumun iki yüzlülüğüne, kalıplara, ön yargılara sert bir eleştiride bulunuyor. çok sağlam cümleleri vardır her biri aforizma niteliğinde. insanı derin bir sorgulamaya sürüklüyor. karamsarlığa kapılmamak lazım. kitap bir şekilde bir çıkış yolu gösteriyor.

yukarıda bahsettiklerimin yanı sıra pek çok sanat eserine atıfta bulunuyor. okumadan önce birikim şart diye düşünüyorum. katmanlı bir eser. bağlantıları fark ettikçe bırakamıyorsunuz. kitabın içinde onlarca şarkıdan, solistten ve gruptan bahsediliyor. david bowie, iron maiden, slayer, beatles, müslüm gürses, orhan gencebay ve daha fazlası.
devamını gör...
hakan günday’ın ilk kitabıdır.
ilk okuduğum zaman (lise son) beni çok etkilemişti. yıllar sonra tekrardan okuyunca içindeki vurucu cümlelerden yine etkilensem de kurgusunun zayıflığı, mantık hataları, dil bilgisel hatalar beni çok rahatsız etti. o yüzden bu kitabın tam bir okur kimliği kazanmadan, okumaya yeni başlanılan zamanlarda okunmasını öneriyorum.
devamını gör...
hakan günday'ın henüz 23 yaşındayken yazdığı, türkiye'de yazılmış yeraltı edebiyatı türündeki en iyi roman bence. öncelikle şunu söyleyeyim 18. yıl özel baskısında müthiş çizimlerle bana o hayalini kurduğum kinyas'ı ve kayra'yı resmetmiş olmak mükemmeldi. ilgilenenlere o özel baskıyı tavsiye ediyorum. hakan günday'ın diğer kitapları da tabiki çok iyi ancak kinyas ve kayra benim için hep ayrı bir yerde olacak.
devamını gör...
okuyali cok olmadi ama beni etkileyebilmeyi basarmis cok degisik ayni zamanda guzelde buldugum bi kitap oldu. kendimi kayraya daha yakin hissedip hicbir zaman kinyas gibi cesaretli olamayacagimi onun gibi mutlu olamayacagimi dusunurken kinyasin, ölmeye herkes mecbur kolaysa yasamaya mecbur ol sozuyle beni birazda olsa kendime getiren bi kitap oldu..
devamını gör...
o kadar zaman geçmiş ki üzerinden.. birbirinden beter iki adam hatırlıyorum ve bir ara bir baba ve kızını kacirip eziyet edip iclerinden psikolojik tahlil yapıyorlardı. acaba nasıl hissediyorlar diye. sonra yurtdışından türkiye'ye dönüyorlardı falan filan. o dönem beğenmiştim, severdim karanlık olayları. şimdiki akıl ve ruhla pek bana hitap edeceğini sanmıyorum
devamını gör...
hakan günday tarafından kaleme alınmış, yeraltın edebiyatı romanıdır. adında geçen iki karakterin hayatlarını konu alır. bu ikisinin tek derdi hayattan vazgeçmek ve ölmektir. hikayenin sonuna doğru ne kadar değiştiklerini görürüz ve bu bölümler benim için çok duygusaldı. ağır bir kitaptır. depresyon hastalarına ve depresif insanlara okumalarını önermem *. içinde çokça ölümden ve hayatın boşluğundan bahseder.
devamını gör...
bana kitap okuma alışkanlığını kazandıran, son sayfalarını ırak-erbil'de pis bir otelde ağlayarak okuduğum kitaptır. sonrasında yazarın tüm kitaplarını okudum elbet. hepsi çok iyi ama kinyas ve kayra'nın yeri ayrıdır bende.
devamını gör...
hakan günday'ın 17 yaşında yazdığı söylenen eseri doğru mu bilemem ama doğru değilse de bu yalanla yaşamak istiyorum ben çocukluğumdan beri yazarım karalarım bir şeyler kuzenim yazdıklarımı okuyup bu kitabı verdi bana "al bi oku bunu neredeyse aynı şeyleri yazıyorsunuz beğenirsin" dedi sonra da bu 17 yaş meselesini duydum hakan günday sayesinde hala yazıyorum kendisinin benim hayatımda bu eseriyle ne kadar büyük bir yer edindiğinden haberi bile yoktur muhtemelen ama azil'den sonra en sevdiğim eseridir.
devamını gör...

kinyas ve kayra benim hayatımın kitabı. okuduğum en iyi romanlardan biridir kendisi.


sokak jargo'nu, aksiyon, sex, hırs ne ararsanız içinde bulabilirsiniz.



eğer kült edebiyat dışında biraz aksiyon ve salık ağız üslup seviyorsanız hafif çakır bi kafayla okursanız yaşarsınız bu eseri.

herkesin okumasını istemediğim fakat okuyanları ve bu kitaba önem veren herkesi tanımak istediğim bir duruma soktu beni. birçok altı çizili cümlelerin olduğu kitabı her canım sıkıldığında rastgele bi sayfasını açıp altı çizili olan cümleyi bi sigara eşliğinde okuyup devam ederim. sindire sindire, zihnine işleye işleye okunması gereken enfes bir kitap.
okuyacaklara iyi yolculuklar diliyorum :)
devamını gör...
aslında okuması zor bir kitap "kinyas ve kayra". daha az ilgi uyandıran "az" kitabı gibi kayıp gitmedi okurken. yazarın dili sağa sola saçılıyor. güzel alıntı cümleleri var. ama sanki materyal derlenip toplanmamış gibi. daha derli toplu olsa rahat okunurmuş. okurken keyif aldım. biraz da ruh halimle alakalı melankolik depresif bir hava içinde dolaşıyordum her ergen gibi. o yüzden kendimi tabi ki karakterle özdeşleştirdim. *yazar da kitabı üniversiteyi bıraktığında yirmi iki yaş civarı sanırsam yazdığı düşünülürse bu pek tabi. daha yakın dönemdeki kitaplara bakılırsa iyice ustalaştığı görülüyor üslup konusunda. onlar daha okuyucuyu yormayan kitaplar. tabi bu kitap kadar iddialı sloganları yok. gerek yarattığı etkiyle gerek yolunu açtığı düşüncelerle okunmaya değer bir kitap. fakat yorulup köşeye fırlatma ihtimaliniz var. biraz içeriğe bakalım. kayra ve kinyas iki aykırı tip. tam aksiyon filmlerinde görebileceğiniz cinsten. adam vurmak, fahişeler, silah ticareti... kayra her şey hayatında iyi giderken sürekli bu düzenli ortama ait olmadığını sezip genç sayılabilecek yaşta kayboluyor. aslında rahat batıyor kayra'ya. kinyas daha katı bir şekilde bunu ifade ediyor. kinyas ise sıkıntılı bir ailede doğan ve çocukluğunun bir kısmını ortadoğuda* geçiren başından beri kayıp bir insan. ikilinin kaybolduktan yıllar sonrasını son yolculuklarına çıkışlarını okuyoruz. fazla spoilere girmeden bir de sonu hakkında bir yorum yapacağım. kinyasın yaptığı seçimler sonucunda topluma tekrar adapte olduğunu düşünürsek bir medeniyet anti tezi olarak başlayan kitap olumlu bir mesajla bitiyor. karakterleri okuru içine daldırdığı nihilizm denizinden çıkarıyor yazar bizi. özellikle gecenin sonuna yolculuk aslında genel bir fransız edebiyatı etkisi hissediliyor bu nihilist ilerleyişte.
devamını gör...
okunması zor bir kitap, lise 1'deyken okumuştum bir de... ama altını çizdiğim çok anlamlı sözler var. yeraltı edebiyatı.
bu kitabı sevmeseniz bile 'az' kitabını şiddetle tavsiye ederim, çok sevmiştim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kinyas ve kayra" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim