kitap okumanın faydaları

faydasından çok zararı vardır. evet dünyaya bakışınız değişir, hayatın daha derin yerlerini görürsünüz, düşünme kabiliyetiniz artar... fakat muhatap olduğunuz insanların %70'i yüzeysel ve boş olduğundan çoğu zaman sinirleriniz zıplar. anlamazlar, anlamazsınız, anlatamazsınız... sonu yalnızlık

hem yeni şeyler öğrenirsin hem de zamanımı nasıl geçirsem diye bir derdin olmaz. daha ne olsun…

zaman bukulmesini kesfedersiniz.
bazen o kadar cok icine ceker ki sizi, yapmaniz gerekenleri bi bakmissiniz gece 4te bitirmek zorunda kalmissiniz.

okurken uyumasam faydasını göreceğim de uyuyup kalıyorum.

guzel bir mevsimeyvesi gibidir nasil ki yiyecekler vucutda sindirildikten sonra vitamin mineral vs olarak sizi besleyip buyutup vucudunuza yayiliyorsa kitaplarda zihninize oyle yayilir
tabi nasil beslendiginiz ayri bir konu

boş vakti bol bir insansanız iyi bir zaman geçirme yöntemidir yalnızsanız sizi anlayan aynı şeyleri hisseden bir roman karakteriyle arkadaş olabilirsiniz ayrıca çocukluğunuzdan beri alışkanlığınızsa okumak yks ye+25 net ile başlayabilirsiniz

bu dünyadan kısa süreliğine de olsa kaçabiliyorsunuz dostum daha ne faydası olsun

roman okumanın hiçbir faydasını görmedim. okuyanlarda her şeyi detaylı anlatıyor canım sıkılıyor, muhabbet sarmıyor çünkü algımı kaybediyorum.* roman okunacağına tolstoy hikayeleri falan var.* 400 sayfalık kurgu kitabı okuyup zaman kaybedileceğine* alanla ilgili makale okumak, sosyoloji, felsefe kitapları okumak daha yararlı olur diye düşünüyorum.

ayrıca iç ses ile okunan kitaplarda sadece kelime hazneniz gelişir. ( o da anlamlarını araştırırsanız. türkiye'de farklı diye maalesef müşkülpesent vs. gibi yüzyıl önceden kalma günümüz iletişiminde yeri olmayan kelimeler kullanılıyor. )

iç ses dedik, kitabı, romanı artık her ne metni okuyorsanız, sesli okumadan telaffuzunuzu değiştiremezsiniz. telaffuz harflerin sesini doğru çıkartmaya çalışarak, dil ve dudak gelişimi ile düzelir.

kitap okumanın faydasını böyle kitaplarla görürsünüz. ayrıca bir kitaptan sıkıldıysanız bırakın okumayın. böyle saçma inat yapanları da anlamıyorum. televizyonda bazen bir diziye ya da filme denke gelirsiniz, yarım saat izler sıkılır kapatırsınız, bir daha da aklınıza gelmez. kitaplarda da bunu yapın sonuçta tv'de denk gelinen dizide de az bir izleme süresi olaya ve karakterlere az da olsa hakim olmanızı sağlıyor. kitaplar da aynı şekilde. sevdiğiniz birine hediye edin.

kitap okumanın faydası da çok büyük değildir. işinize yarayabilecek şeyi alın kitaplardan. bill gates abi mesela aldığı kitaplarda ilgisi olan bölümleri okuyormuş sadece. ( inside bill's brain adlı netflix yapımı belgeselde öğrenmiştim.) siz de kasmayın. işinize yarayanı alın yaramayanı salın. romanları da işe, okula vs giderken zaman geçirmek için okuyun ya da bana ne ne yapıyorsanız yapın.

kitap okumak aklını, duygunu, ilgini, bilgini, hayal gücünü tetikler. okuyan ile okumayan arasında çok yüksek miktarlarda fark olduğu yadsınamaz. bir kitap okuyan hadi ben geliştim mi şimdi? dememelidir. yediğin bir elmayı yediğin esnada büyür müsün? hayır.
ete, kemiğe, vücuda, enerjiye, saça, tırnağa, hücreye, vitamine döner o elma yavaş yavaş. işte her okuduğun kitapta arka planda çalışır sen farkında olmadan. duyguna, düşüncene, aklına, fikrine, ruhuna, kelime haznene sızar en güzelinden ve yavaş yavaş. hiç duymadığını sandığın kelimeleri cümle içinde kullanmaya başlarsın aniden. nerden bu kelime, hiç duymadım dersin ama hayır, okumuşsundur ve o arka planda hazır bekliyordur gün yüzüne çıkacağı günü. bu sebeple kitap okumak çok işe yarar çok.

her şeyden önce ruha iyi gelir. okuduğunu anlamayı, kendini ifade edebilmeyi vesaire bir kenara bırakalım da ruha iyi gelmesine odaklanalım. muazzam bir şey. (tabii her kitap için geçerli değil bu dediğim.)

şahsen bana, insanın insana iyi gelmesi gereken bir dünyada kitaplar kadar hiçbir şey iyi gelmedi. beni o kadar ruhsal çöküşün eşiğinden çekip aldı ki okumak anlatamam. hele üzerinde parmağınızı gezdirdiğiniz bir cümlede kendinizi bulmak çok ayrı bir mesele.

ruha iyi geldiğini yazmak yeterli geliyor bana. çünkü ruha iyi gelenin her şeye iyi geldiğini, her şeye katkı sağladığını düşünürüm.

farklı düşünme, farklı yaşama, yaşadıklarını farklı yorumlama diyebilirim.

gözünüz bozulup gözlük takacağınız için daha zeki görünürsünüz

sözcük dağarcığı nız gelişir, bilgi seviyeniz yükselir, ufkunuz genişler, farklı pencerelerden bakmayı öğrenirsiniz.

kitap okumayan tek bir hayat yaşar, okuyan onlarca.

o halde niye okumuyorsunuz lan diye diye okuduğum faydalar bütünü. kitap okumanın faydalarını herkes çok iyi biliyor ama ne okuyorsun denince kürk mantolu madonna, dokuzuncu hariciye koğuşu, kaşağı, şeker portakalı, küçük prens, bilimum zweig novellaları gibi abuk subuk cevaplar geliyor. madem bu kadar süper bir şey kitap okumak, okusanıza.

kendinizi daha iyi ifade etmenizi sağlar.

hangi evre bilmiyorum ama her olaya şiirsel bakma durumu aşırı iyi . artık olaylara burdan nasıl bir şiir çıkartırım gözüyle bakıyorum .

cahil kafanın toplumdan sıyrılıp atılması ve o kafanın temiz bir şekilde tekrar topluma kazandırılması için varlar.

ufkunu genişletir, empati yapmayı sağlar, gerçek dünyadan soyutlanmayı sağlar. en önemlisi de kaçış yöntemi. yaşayamadığın hayatı yaşaman.

ufku açar, okuma hızını arttırır. empati yaptırır.