bazen hayattaki en sıkkınlık verici seydir ya bi kere kendini yalniz hissedersin telefonu eline aldiginda mesaj atacak ariyacak kimsenin olmamasi telefon rehberinde kayitli olan birkac kisinin de sadece tanidigin ama hic yakin olmadigin insanlar olmasi hayatta cidden yakin kimsenin olmamasi , telefonun calmamasi sana mesaj atanin sadece operatorun olmasi sana sevildigini hatirlatacak kimsenin olmamasi en kotusude derdini soylicegin bir "dost" bulamamak... ıste ondan sonra ı m the man who walks alone havalarinda takilmaya calisiyosun ama nereye kadar bir sure sonra etrafindakiler batmaya basliyor ya herkes birisiyle konusuyo gorusuyor ama sen yok abi hicbiseyin yok ya hayatta tek basina oldugunu hissediyosun bildigin ama en guzel seylerinden biride kimseden medet ummamayi ogreniyosun en azindan bu kismi guzel be
devamını gör...
bazı insanlar için zordur gerçekten ama yalnızlığı kanıksamış insanlar için normaldir.

esasında konuşacak insan vardır ama derdini anlatacağın samimiyet düzeyi yoktur. insan vardır ama o heves yoktur. öyle dönemlerden geçeriz ki; sitem etmek fayda etmiyordur, öğrenmişizdir bunu. sitem etmeyip vaziyyetleri anlatmak, iç dökmek isteriz ama bu da rahatlatmıyordur bizi. işte böyle zamanlarda kimseye dönmeyiz yüzümüzü. kimseye bir şey anlatasımız gelmez. bunun diğer ayağı da bu yalnızlaşma sürecinin getirdiği öfke haliyle yakınlarımızın sorunlarını da görmezden geliriz ve "kendi derdim bana yeter" tavrı takınırız. bu, bizi iyice yanlızlaştırır.

ancak bu yaşam, kolektif bir duruş olmadan katlanılacak bir şey değildir. bazen tanımadıklarımız, tanıdıklarımızdan daha iyi gelir insana. bazen ilacımız, birilerinin olaylar karşısındaki duruşudur. biri vardır karşımızda ve olaylara, durumlara hatta bütünüyle hayata karşı koyduğu tavır, bizim aradığımız tavırdır. o gücü buluruz kendimizde, "işte budur anasını satayım" deriz. ya da karşımızda iki lafı bir araya getiremiyordur, boşa zaman kaybetmişizdir ve yeni bir kötü deneyim yaşamış oluruz. allah bereket versin, hiçbir şey yapmamaktansa her türlü bir deneyim kazanmış oluruz. olmaması gereken bir bakış açısına maruz kalmış oluruz ve bir dahaki sefer bundan şeytan görmüş gibi kaçarız. bu birlikteliği sağlamak zorundayız. bu yaşamı çekilir kılan şeylerden biri de fayda gözetmeksizin birbirimize yardımcı olmamızdır. hepimiz bir şekilde acıların cenderesinden geçtik. deneyimlerimizi aktararak, bazen sırf birileri rahatlasın diye onları dinlemek zorundayız. bu şuur, dünyayı hiçbir fiziksel efor sarfetmeden yaşanabilir kılacaktır.

o yüzden buralardayız. anonimiz, yargılamakla işimiz olmaz. yazın, konuşuruz. çekinmeye gerek yok.
devamını gör...
kafa sözlük vardır.ben yazarım o sessizce yanıt verir.
devamını gör...
imkansızdır.
kaybedenler kulübümün mottosu gibi düşün yani "bu kadar insan yalnızken nasıl bu kadar insan yalnız?"
devamını gör...
aslında üzücü olan, çocukluktan beri konuşacak kimsenin zaten hiç olmamasıdır, yani bu yalnızlık hissi çocukluğun erken zamanlarına dayanıyor. mesela, çocukken bir sorun yaşadığında anlatacak hiç kimsen yoktur, annen hiç seni dinleyip teselli etmemiş, sakinleştirmemiştir. sen de bundan sonra hiç kimsenin seni anlamayacağına, hep yalnız kalacağına inanmışsındır. yıllar geçtikçe bu yalnızlık hissi daha da büyür ve boğucu bir hal alır. zihindeki bu sınırlı inançtan kurtulmak zordur ama imkansız değildir. çocukluktaki gibi aslında yalnız değiliz, zihin ancak yeni şeyler öğrenerek eski bilişleri bırakır, harekete geçmek, insanlarla iletişim kurmaya çalışmak ve öğrenilmiş çaresizliğe mahkum olmamakla kısır döngü yavaş yavaş kırılabilir. bu konuda hayatı yeniden keşfedin kitabını tavsiye ederim.buradan
devamını gör...
zamanla etrafımdaki insanlardan ayrılınca ve ailemden kaybettiklerim olunca yaşadığım sıkıntıdır.
duvarlara dost olmak ne demek, öğrenmiş bulundum zamanla. günde 100 kelime bile ağzımdan çıkmadığı zamanlar oluyor ama buna da alıştım. konuşacak birilerinin olmaması gerçekten acı bir şey.
dilerim ki hiçbirinizin yanındakiler eksilmesin aksine artsın.
devamını gör...
konuşacak dostum var da bende konuşacak güç var mı? işte onu bilmiyorum.
devamını gör...
gerçekten üzücü ve can sıkıcı bir durum özellikle de sosyal insanlar için. bazen bu durum insanı ağlamaklı yapıyor.
devamını gör...
konuşacak insan kalmaması elbette büyük bir konu. bu konunun alt kümesi de var. kendini açacak kadar güven duyabildiğin derdini paylaştığın biri olmalı bu hayatta. ben insanların sırf bu ihtiyacı gidermek için evlendiğini düşünüyorum. elbette bu tek neden değil ama beni her koşulda dinleyecek ve destekleyecek biri var diye düşünmek son derece önemli. özellikle insan karşı cinse bir şeyler hissediyorken buna daha fazla inanma eğiliminde oluyor. karşısındaki insan onu gerçekten anlamasa da insan kendini anladığına ikna etmeye çalışıyor.

çok şanslı ve çok sınırlı bir azınlık vardır elbette ama ben genel olarak cicim ayları denen süreç geçtikten sonra insanların birbirinin duygusal ihtiyaçlarına karşı kör olduğuna inanıyorum.
devamını gör...
iletişim ve ilişkilerde berbat bir insan olarak girilen her yolun sonudur. çok seversin, çok heveslisindir, çok eğlenirsin ama yolun sonunda konuşacak kimsen kalmaz. ve sadece karşı taraf değil senin tarafından da kesilmiştir iletişim. mesaj beklersin, bildirimlerin kapalıdır ve durmadan uygulamalara girer çıkarsın hani bildirim kapalı ya belki gelmiştir görmemişsindir falan. bu sessizlik sürer de sürer. ta ki birinin işi düşene kadar. çünkü daha önce o yola girilmiştir ve sanki yarı yolsa sen bırakmışsındır. ah anlatamıyorum ama anlatamam dahi destekliyor ne kadar bilmediğimi. bir yerlerde kalıyor çünkü.
devamını gör...
tertemiz güven kaybıdır! kendinizden şüphe etmeyin ehline denk gelmeyen herşey ziyan olur altında gümüşte demiş üstad.
devamını gör...
herşeyi herkesle konuşamıyorsun maalesef
devamını gör...
konuşacak kimse herkes bulur illa ki. bu hissin doğrusu konuştuğunda seni anlayacak kimsenin olmamasıdır. o da oldukça acı vericidir.
devamını gör...
yok. saçma insanlardan yoruldum. gürültülerden yoruldum. yer kaplayan insanlardan yoruldum. dedim ki çıkartayım.

bir çıkarttım, 3-5 kişi kaldı. çok mu boş beleş yaşadım ben ya? çok mu ahrazım? hiç mi düzgün arkadaşım yokmuş benim? hiç mi?
devamını gör...
olur öyle denilen durum. bazen içten gelen bir devinimle cümleleri ardı sıra dizmek istersin de karşında konuşacak kimse yoktur. işte o zaman susmayı öğrenip yazmaya eğilmek lazım belki de.
devamını gör...
konuşacak kimse kalmadıysa kendinizle konuşun. kendini adamdan(non-binary) saymayanlar dağa taşa kuşa konuşsun. ne demişler yeterince doğayla konuşursanız doğa da sizinle konuşur.
devamını gör...
bir gün gitsen bile, normal sözlük yeter. evet.
devamını gör...
o değil de sus sus sonunda konuşacak birini bulduğunda söylemeye niyetin olmayan bir sürü şey de çıkıyor ağzından. tıka basa dolu bir dolabin kapağını açınca gürradak herşeyin dökülmesi gibi.
devamını gör...
konuşmayı sevmediğim için hiç sorun değil, 500 yüzyıl susabilirim bana hava hoş, ama sonradan gelip "hacım naaptınn onca yıl bee?" diye sormayın dalarım.
devamını gör...
3 gündür bunu çok iyi hissediyorum. kötü bir olay yaşadım.baya etkilendim. ama yalniz olduğum için kimseye anlatıp içimi dökemedim.
biraz hüzünlüyüm
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"konuşacak kimsenin kalmaması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim