loop'a alınan son şarkı

yeni olmasından mütevellit, bugün bu şarkıdayız :)

lorde

what was that

aynı şarkıyı birden fazla dinleyemiyorum en azından araya 1-2 şarkı girmesi lazım. şarkıyı ezbere bilince ve yeni tekrar edince en sevdigim kısım aklımda dönüyor ve o baş kısmını dinleyesim gelmiyor, çekilmez bi hal alıyor şarkı. öyle.

porcupine tree - blackest eyes. şerefsiz herifler hayvan oğlu hayvan gibi intro yaptıkları için başa sarıp dinliyorum sürekli
buradan

(bkz: innervision)
(bkz: s.o.a.d.)

(bkz: hiç kimsenin günahı yok)
bütün gün her fırsatta dinledim sanırım.

(bkz: sakladığın bir şeyler var)

#3661312

the love me or die.

(bkz: saklasam kendimi)

rahmetli bacımın intihar etmeden önce loopa aldığı şarkı.

ölüm çekiyormuş içi. olur öyle. gökyüzünü de hiç kendisi tutmaya çalışmadı üstelik. o da herkes gibi başkasının gökyüzünü kendisi için tutmasını bekledi. o öyle olmaz işte. hayalleri de vardı üstelik, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. birilerinin gerçekleştirmesini bekliyordu. herkesin her zaman yaptığı gibi. bütün bu beklentiler... ben işte burada hiçbir şey beklemeden kafamı çekiyorum, her zamanki gibi tek başıma. hiç kimseden bir şey beklemedim. ben beklemeyi sevmem her şeyden önce. hayal kurmak, o da benlik değil üstelik.

elindeki bir parça gerçeklik görece fena değildi doğrusu. kardeşimin. en azından benimkinden fena değildi. ama onun görecesi benim göreceme göre farklı bir görecelik olduğuna göre? söyleyecek bir şey var mı? yine de biraz bahsettim. işe yaramayacağını bilerek. çünkü nankörlüğü alışkanlık haline getirmiş bir hayvandır insan. hayat hiçte bize göre değilmiş. muhafaza etmeye çalıştığımız ne varsa sürekli kayıp gidiyor. hepsi de sabun gibi. o da öylece bir şeyleri muhafaza etmeye çalışırken. hop. olmadı öyle işte.

o da herkes gibi sevdiklerine, elindekilerine düşman, sevmediklerine, elinde olmayanlara hayrandı üstelik. beni de çok severdi sağolsun. pek elinde de değildim. o öyle sanıyordu. herkesin sanrısı kendisine. her insanın en az on tane sanrısı olsa, bu bayağ bir uğraşılacak sanrı ediyor hayat boyunca, tanıştığın bütün insanları düşününce. zamanım yok. ben sadece kendimle ilgileniyorum ve bunun böyle kalmasını istiyorum. kurtarılacak diğerleri yok benim gözümde. üstelik ben hep nefret etmişimdir o kahramanlardan ve kahramanlık edebiyatlarından.

isa'nın incil'de dediği gibi; dünyayı değiştirmeye çalışmayın, geçip gitmeye bakın. benim kanaatim de bu. o da, bacım da en sonunda geçip gitti. kimse daha fazlasını yapamaz üstelik. ben kendimi seven bir ahmak olduğum için canıma kıyma işi bana pek bir sevimsiz geliyor. her zaman benden daha akıllı olmuştu. ben mesela akıllı olmayı hiç beceremedim. o halde bunu, yani ölümümü başkasına bırakmayı yeğlerim. öte yandan kimsenin beni canımı almaya bile değer görmemesi karşısında eğer ki kırılgan bir yapım olsaydı, çok kırılırdım. hatta en çok buna kırılırdım. sadece buna kırılırdım. kırılmak için fazla sert oldum hep.

ha. işte son zamanlarında hep bunu dinliyordu. bende ne zaman onun hatırası harekete geçse ben de açıp, bunu dinliyorum. geriye de ondan pek bir şey kalmadı zaten. ha. bir de yiğenim. en azından bu dünyaya bir şeyler bırakabildi. genetik ıvır zıvırlarını yani, benim aksime. görece başarılıydı yani. benim başarmakla bir alakam yok. genel olarak hiçbir şeyle fazla alaka kuramadığımı söyleyebilirim. hayata çok aç değilim ama ölüm de çok ilgi çekici gelmiyor. intihar etmek ya da etmemek, bacımın meselesiydi, benim hiçbir meselem yok. o da öylece...

ismail yk - bas gaza.