21.
tarih diyince benim için mihenk taşıdır. kitaplarını çok seviyorum fakat anlatım tarzı daha ilgi çekici. herşeyi belgelerle yapıyor, belgesiz birşey yapmam diyor.
devamını gör...
22.
murat bardakçı'yla seyretme kardeşim zorla mı?
sevdiğim bir gazetecidir.
sevdiğim bir gazetecidir.
devamını gör...
23.
tarihçi değildir .siyasal bilgiler mezunudur ve tarihle ilgili hiçbir lisans ve lisansüstü akademik calismasi da yoktur.osmanlica bilir,tambur dinler/çalar . spekülasyonlarla uğraşır.ekürisi fatih ve erhanla boş muhabbetin dibine vurur. kitleleri tarafgir bilgiyle afyonlar.bu kadar.
devamını gör...
24.
daha önce söylediği "demokrasi kanımızda/genimizde yok" meselesi hakkında ki iddiasını tekrarlamıştır. bu söylem en basit ve en iyimser durumla ispata muhtaç, gerçekten kopuktur. sebebi ise demokrasi insan yapımı bir meseledir, sözel ve soyuttur. dolayısıyla sözel olgular genetik olarak geçemez. dahası:
-kore'nin biri demokratken diğer diktatörlükle yönetilmesi,
-batı'da yaşayan gurbetçiler demokrasiye ya da kurallara uyarken akrabaları veya kendileri neden tr'de bunları yapmıyor,
dahası iddiasını "şark" olarak genelliyor, "şark'ta demokrasi yok, var mı?" diyor. bu tutuma göre güney amerika'da, afrika'da şark mı?
sözün özü insanların uydurdukları terimler ister demokrasi ister diktatörlük ister xyz olsun genetikle aktarılamaz. öyle olsa solcu aileden sağcı çocuk, sağcı aileden solcu çocuk çıkmaması lazımdı. ya da kardeşlerden biri solcu biri sağcı olmaması lazımdı. bunlar eskilerin tabiriyle "dünyevi" terimler ve tanımlardır, o yüzden herhangi biri genetik olarak aktarılamaz. ha rol-model olarak ya da sözlü/yazılı/görsel aktarımı başka bir şeydir... kader ya da genetik değil.
kurallara, kanunlara veya herhangi bir rejime uymanın/uydurulmanın yolu sağlam kurumsal zeminler, ihtiyaçlar üzerine inşaası ve bu inşaanın gerçek anlamda denetimi ve ihlal durumunda yaptırımı/cezası ile mümkündür. bazılarınız hatırlamaz belki ancak emniyet kemeri takmak 1990'larda ve 2000'lerin başında eziklik, korkaklık göstergesiyken uygulanan bilgi verme ve uyulmaması durumunda ceza durumu sonucunda şuan takmak ana akım oldu. bu algı ve görgü görece ve yüksek oranda kırıldı...
veya illa demokrasi örneği isteyen olursa da: sağ seçmen başta kadınları olmak üzere oy kullanmaya gitmemesi yaygındı veya gitmemesi ata-erkil zihniyetteki evin erkeği(!) tarafından özellikle kırsalda engellenirdi. bu başta 94 seçimlerinde refah partisi ana kadro, kadın kolları ve gençlik kolları ile dört koldan, kapı kapı dolaşarak sandığa götürdü, sol adayların oy bölünmesi ile de ibb'nin başına erdoğan geldi. ters örnekte bir çok seçim yaz aylarında yapıldı, 2000 sonrasında... sol ya da sosyal demokrat seçmen genelde tatilde olduğunda veya kıyı bölgelerinde hava sıcak olduğundan öncülleri kadar ve kolay sandığa gitmedi böylece nispi olarak sağ aday ve partilerin oyu sandıkta arttı ya da solun oranı düştü.
kendisinin "belgeci tarihçilik" konusunda iddia ve görüşlerine katılsam da bu tespit ve tutumu en azından hâlâ ispata veya açıklamaya ihtiyaç duymaktır.
edit: tayland'ı napacağız mesela? şark ve çin kökenli (ki tüm çin'i aynı genden-ırktan almakta hata ya neyse), çin diktası ile açıklayamıyoruz... ya da pakistan-hindistan? hintliler eksiğiyle fazlasıyla demokratken (ki kendileri şark olur), aralarında din dışında ve ona bağlı örfi farklar dışında ya genetik akraba ya da aynı gene sahiplerden durum neden ve nasıl bu kadar farklı?
-kore'nin biri demokratken diğer diktatörlükle yönetilmesi,
-batı'da yaşayan gurbetçiler demokrasiye ya da kurallara uyarken akrabaları veya kendileri neden tr'de bunları yapmıyor,
dahası iddiasını "şark" olarak genelliyor, "şark'ta demokrasi yok, var mı?" diyor. bu tutuma göre güney amerika'da, afrika'da şark mı?
sözün özü insanların uydurdukları terimler ister demokrasi ister diktatörlük ister xyz olsun genetikle aktarılamaz. öyle olsa solcu aileden sağcı çocuk, sağcı aileden solcu çocuk çıkmaması lazımdı. ya da kardeşlerden biri solcu biri sağcı olmaması lazımdı. bunlar eskilerin tabiriyle "dünyevi" terimler ve tanımlardır, o yüzden herhangi biri genetik olarak aktarılamaz. ha rol-model olarak ya da sözlü/yazılı/görsel aktarımı başka bir şeydir... kader ya da genetik değil.
kurallara, kanunlara veya herhangi bir rejime uymanın/uydurulmanın yolu sağlam kurumsal zeminler, ihtiyaçlar üzerine inşaası ve bu inşaanın gerçek anlamda denetimi ve ihlal durumunda yaptırımı/cezası ile mümkündür. bazılarınız hatırlamaz belki ancak emniyet kemeri takmak 1990'larda ve 2000'lerin başında eziklik, korkaklık göstergesiyken uygulanan bilgi verme ve uyulmaması durumunda ceza durumu sonucunda şuan takmak ana akım oldu. bu algı ve görgü görece ve yüksek oranda kırıldı...
veya illa demokrasi örneği isteyen olursa da: sağ seçmen başta kadınları olmak üzere oy kullanmaya gitmemesi yaygındı veya gitmemesi ata-erkil zihniyetteki evin erkeği(!) tarafından özellikle kırsalda engellenirdi. bu başta 94 seçimlerinde refah partisi ana kadro, kadın kolları ve gençlik kolları ile dört koldan, kapı kapı dolaşarak sandığa götürdü, sol adayların oy bölünmesi ile de ibb'nin başına erdoğan geldi. ters örnekte bir çok seçim yaz aylarında yapıldı, 2000 sonrasında... sol ya da sosyal demokrat seçmen genelde tatilde olduğunda veya kıyı bölgelerinde hava sıcak olduğundan öncülleri kadar ve kolay sandığa gitmedi böylece nispi olarak sağ aday ve partilerin oyu sandıkta arttı ya da solun oranı düştü.
kendisinin "belgeci tarihçilik" konusunda iddia ve görüşlerine katılsam da bu tespit ve tutumu en azından hâlâ ispata veya açıklamaya ihtiyaç duymaktır.
edit: tayland'ı napacağız mesela? şark ve çin kökenli (ki tüm çin'i aynı genden-ırktan almakta hata ya neyse), çin diktası ile açıklayamıyoruz... ya da pakistan-hindistan? hintliler eksiğiyle fazlasıyla demokratken (ki kendileri şark olur), aralarında din dışında ve ona bağlı örfi farklar dışında ya genetik akraba ya da aynı gene sahiplerden durum neden ve nasıl bu kadar farklı?
devamını gör...
25.
satilmistir
devamını gör...
"murat bardakçı" ile benzer başlıklar
bardakçı
1