421.
hani tepki çeken entrylerinizi siliyorsunuz ya;
yiyemeyeceğiniz muzu soymayın sonra komik oluyor.
yiyemeyeceğiniz muzu soymayın sonra komik oluyor.
devamını gör...
422.
tatmin edemeyeceğini tahrik etme....
devamını gör...
423.
ne ayaksınız?
devamını gör...
424.
dolu attığını sanıp, boşa çıkıyor ya her seferinde ah be teyzem biraz da iğneyi kendine mi batırsan.
devamını gör...
425.
hey sen ordaki kendini biliyorsun. evet evet sen. neler yaptın ya geçen. perişan olduk vallaha. ne kadar kötü birisin. hem öylesin hem böylesin. eyyorlamam bu kadar. sen alın üstüne sadece. sen biliyorsun ya kendini. hadi yorma beni. öptüm , görüşürüz.
devamını gör...
426.
naber lan denyo?*
devamını gör...
427.
şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. yine de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda...
* - *
* - *
devamını gör...
428.
siyah kilotlu çorap çok yakışıyor ;)
devamını gör...
429.
ya isim verin ya da burayı terk edin. hiç keyifli olmuyor böyle.
devamını gör...
430.
ulan kel! ortalığı hep sen karıştırıyorsun ha.
devamını gör...
431.
knk toplu mesaj olarak gonderdigin mesajlardan bana atma allah icin
devamını gör...
432.
'dört harfliler'
tehlike sinyali alınıyor
tehlike sinyali alınıyor
devamını gör...
433.
we are light, together we are whole.
devamını gör...
434.
tonoza bosa vuralım.
devamını gör...
435.
devamını gör...
436.
benim lan bir şey yok.
hemen damladın başlığa he. hoş geldin, nasılsın muhtar? keyfin yerinde m? bir sıkıntı varsa buralardayız, ne geliyorsa elimizden her zaman ulaşabilirsin.
hayat üzer, olur bazen. takma kafana. çık biraz hava al, geçer hepsi. geçmese de ölümden öte köy yok. sttr et. yeni kitabımın adı.
hemen damladın başlığa he. hoş geldin, nasılsın muhtar? keyfin yerinde m? bir sıkıntı varsa buralardayız, ne geliyorsa elimizden her zaman ulaşabilirsin.
hayat üzer, olur bazen. takma kafana. çık biraz hava al, geçer hepsi. geçmese de ölümden öte köy yok. sttr et. yeni kitabımın adı.
devamını gör...
437.
o demin "boş ve uzun yazarlar üzerine alınıp açıklama yapmışlar" diyen yazar da sanki 1975 doğumluymuş, michael laudrup'un dönemine canlı şahitlik etmiş gibi falan tanımlar giriyordu. lksadjlksajflkjlksjdflksdfdjlskfj
buna benzer başka tanımlarına da denk geldim. yani elbette eski dönemlerim maçlarını falan izleyerek de belirli oranda kültürlenebilirsiniz eski dönemlerle ilgili de bana sanki hava basmak için oradan buradan arakladığınız fikirleri satıyormuşsunuz gibi geliyor.
laudrup cidden de efsane bir topçudur da ben bile 1981'li olarak kendisinin prime dönemini izleyemedim. siz beşikte bebeyken maç izleseniz bile anca son dönemine denk gelebilirdiniz.
dediğim gibi, elbette eski zaman efsanelerini videolardan falan öğrenebilirsiniz de o zamanları yaşamışsınızcasına yazınca beni bir gülme tutuyor. *
#3452524; bahsedemezsiniz demedim ki. o dönemleri yaşamışsınız gibi yazmanızdan dem vurdum. ya anlamazlıktan geliyorsunuz ya da yazdığım bu basit şeyi bile anlayamayacak kadar aklı kıtsınız. ikisi de beni üzmez. sevindirmez de. ilgilendirmez, kısaca. kurtuluş savaşı'nı "yaşamışsınız" gibi anlatmanız size normal geliyorsa bilemem. bana gelmez. bu arada benzer başka tanımlarınıza da denk geldim ve üslubunuzdan o dönemin heyecanını yaşamışsınız gibi bir şey alıyorum ki bu cidden gülünç geliyor bana. bu arada bu "sizin" nostaljiniz olamaz. geçmiş deyin isterseniz. nostaljinin "geçmişseverlik" diye bir anlamı var ama bu bireylere özel geçmiş anlamındadır, o kelime özelinde. nostalgie/nostalgia'dan gelir zaten. laudrup benim için bile yarı-nostalji olabilir. yani dediğim gibi, kendisinin prime döneminde çok küçüktüm ben bile ve futboldan anlamıyordum o zamanlar. müzik örneğiniz daha bile komik. black sabbath'ın hatta beethoven'ın eserlerinden bile elbette tutkuyla bahsedebiliriz. ama o "dönem(ler)in ruhunu" anlatırken kendimiz yaşamışız gibi davranmayız. ben davranmam en azından.
buna benzer başka tanımlarına da denk geldim. yani elbette eski dönemlerim maçlarını falan izleyerek de belirli oranda kültürlenebilirsiniz eski dönemlerle ilgili de bana sanki hava basmak için oradan buradan arakladığınız fikirleri satıyormuşsunuz gibi geliyor.
laudrup cidden de efsane bir topçudur da ben bile 1981'li olarak kendisinin prime dönemini izleyemedim. siz beşikte bebeyken maç izleseniz bile anca son dönemine denk gelebilirdiniz.
dediğim gibi, elbette eski zaman efsanelerini videolardan falan öğrenebilirsiniz de o zamanları yaşamışsınızcasına yazınca beni bir gülme tutuyor. *
#3452524; bahsedemezsiniz demedim ki. o dönemleri yaşamışsınız gibi yazmanızdan dem vurdum. ya anlamazlıktan geliyorsunuz ya da yazdığım bu basit şeyi bile anlayamayacak kadar aklı kıtsınız. ikisi de beni üzmez. sevindirmez de. ilgilendirmez, kısaca. kurtuluş savaşı'nı "yaşamışsınız" gibi anlatmanız size normal geliyorsa bilemem. bana gelmez. bu arada benzer başka tanımlarınıza da denk geldim ve üslubunuzdan o dönemin heyecanını yaşamışsınız gibi bir şey alıyorum ki bu cidden gülünç geliyor bana. bu arada bu "sizin" nostaljiniz olamaz. geçmiş deyin isterseniz. nostaljinin "geçmişseverlik" diye bir anlamı var ama bu bireylere özel geçmiş anlamındadır, o kelime özelinde. nostalgie/nostalgia'dan gelir zaten. laudrup benim için bile yarı-nostalji olabilir. yani dediğim gibi, kendisinin prime döneminde çok küçüktüm ben bile ve futboldan anlamıyordum o zamanlar. müzik örneğiniz daha bile komik. black sabbath'ın hatta beethoven'ın eserlerinden bile elbette tutkuyla bahsedebiliriz. ama o "dönem(ler)in ruhunu" anlatırken kendimiz yaşamışız gibi davranmayız. ben davranmam en azından.
devamını gör...
438.
ellere attın benim yumuşacık etlerimi. akbabalara serdin bedenimi. unforgivensın sen tamam mı! unforgiven.
devamını gör...
439.
yauuuv canım kardeşim sen ne bakıyorsun, o birimize demiştir. zaten kendi de anlamıyor ki okuduğunu. övgü ne yergi ne, bilemiyor. herkes her yerde fikir beyan ediyor özgürce, sürekli savunmada dolaştığından diğerleri de öyle gibi geliyor, açıklama sanıyor.
devamını gör...
440.
ismail abiiiieeeooooyy!!
devamını gör...