4681.
bugünden, hava mis, ramazan bayramının ikinci günü . yer: küçük bir köycük.
devamını gör...
4682.
devamını gör...
4683.
devamını gör...
4684.
devamını gör...
4685.
devamını gör...
4686.
pro fotoğraf makinemle özenip çektiğim tek yüzük fotosu sanırım. bu iki yüzüğüm de favori yüzüklerimin arasında bu arada.
devamını gör...
4687.
hasır sepet alana, kedi bedava!*
devamını gör...
4689.
eos2000d
24-105mm
24-105mm
devamını gör...
4690.
devamını gör...
4691.
içeride çok eski şeyler var moruk
devamını gör...
4692.
ömür kısa, dostluklar uzun, ayrılık sapsarı bir hüzün.
devamını gör...
4693.
kendini sevdirmek için hiçbir fırsatı kaçırmaz
devamını gör...
4694.
çekya prag
devamını gör...
4695.
bu çiçeğin adı ephoria milii. bizde dikenler tacı diye de adlandırılır. uzun zaman çin karanfili de denirdi.
annemin neredeyse bir ömür boyu baktığı bir tane vardı. annem ölünce kardeşim aldı götürdü. evinin bahçesine koymuş. çiçeğin annemle özel bir bağı vardı. annem uzunca bir yolculuğa çıktığında çiçeklerini dökerdi. annem geldikten iki üç gün sonra her noktasından çiçek ve yaprak fışkırırdı. annem ölüp çiçek başka bir eve taşınınca kedere kapılmış. çiçek falan açmamış. sonunda da ölmüş.
bu benimkini bir sokak ötede iki dükkan arasındaki bahçede buldum geçen yıl bu zamanlar. sanırım biri saksısından çıkartıp oraya atmış. bitki perişandı. otlar, çöpler, pet şişeler sarmıştı her yanını. temizledim. bir dalını da bıçakla dikkatle kestim. eve getirip suya koydum.
bir süre sonra da saksıya diktim. saksıda epey bir cebelleşti dünyayla. en sonunda yapraklanacak kadar kendine geldi.
bu mart başında kendisini daha büyük bir saksıya aldım. dibine gübre koydum. balkona temiz havaya, güneşe çıkardım.
sonunda böyle gelin gibi süslendi. beni görünce yapraklarıma su verecek mi diye elime bakıyor.
gelecek bahar çok daha büyük bir saksıya dikeceğim kendisini.
dibindeki otlar yabandan. güneşin altında hasbıhal ediyorlar.
annemin neredeyse bir ömür boyu baktığı bir tane vardı. annem ölünce kardeşim aldı götürdü. evinin bahçesine koymuş. çiçeğin annemle özel bir bağı vardı. annem uzunca bir yolculuğa çıktığında çiçeklerini dökerdi. annem geldikten iki üç gün sonra her noktasından çiçek ve yaprak fışkırırdı. annem ölüp çiçek başka bir eve taşınınca kedere kapılmış. çiçek falan açmamış. sonunda da ölmüş.
bu benimkini bir sokak ötede iki dükkan arasındaki bahçede buldum geçen yıl bu zamanlar. sanırım biri saksısından çıkartıp oraya atmış. bitki perişandı. otlar, çöpler, pet şişeler sarmıştı her yanını. temizledim. bir dalını da bıçakla dikkatle kestim. eve getirip suya koydum.
bir süre sonra da saksıya diktim. saksıda epey bir cebelleşti dünyayla. en sonunda yapraklanacak kadar kendine geldi.
bu mart başında kendisini daha büyük bir saksıya aldım. dibine gübre koydum. balkona temiz havaya, güneşe çıkardım.
sonunda böyle gelin gibi süslendi. beni görünce yapraklarıma su verecek mi diye elime bakıyor.
gelecek bahar çok daha büyük bir saksıya dikeceğim kendisini.
dibindeki otlar yabandan. güneşin altında hasbıhal ediyorlar.
devamını gör...
4696.
gökyüzünün her türlü hâli, bence bir sanat eserinden farksızdır.
devamını gör...
4697.
"bir çiçek gibisiniz"
anton çehov (vişne bahçesi)
anton çehov (vişne bahçesi)
devamını gör...
4698.
devamını gör...
4699.
devamını gör...
4700.
yeşile, çiçeğe, böceğe doyamıyorum. imkan olsa da taşınsam buraya.
devamını gör...