norveç deyince akla gelenler

yeğenim orada.

bana kalsa ben norveçli olmak isterdim, ben orta doğulu olmak isteyecek kadar enayi miyim?

(bkz: black metal)
(bkz: oystein aarseth) - (bkz: euronymous)
(bkz: varg vikernes)
(bkz: mayhem) - freezing moon *

ellerine krem süren ılık erkekleri.

metal müzik ve medeniyet

bodo glimt üst olur.

amerika daki ormanları kesen bunların ataları. amerika nın doğusunu batısına bağlayan demiryolu için ağaç kesmeleri gerekiyormuş. norveç erkeklerinin önemli nir bölümü amerika ya götürülüp ağaç kestirmişler.

süper sıkıcı hayatların olduğu ülke.
dünyanın en zengin ülkesi olsa ne mezarlıkta yaşar gibi yaşadıktan sonra.

balıkçı abilerin ellerine üzülüyorum ben kullandım nitrucina o kadar da fayda etmez bi doktora görünmeleri gerek bepanten merhem falan yazdırsın ama karşılamıyor galiba artık sigorta bilemiyorum ama çok kötü çatlamış elleri.

magnus carlsen.

sadece balık. dümdüz balıklar yok mu onlar.

bende kafa böyle çalışıyor.

(bkz: fiyort)
(bkz: bergen)
(bkz: tromso)

jan garbarek gelir: "raga"

oradan mustafa eke gelir: ''kırtıl semahı''

ne alaka demeyin var bir alaka.

coğrafi ve kültürel olarak değerleri ile psikolojik etkileri şeklinde ikiye ayırıyorum ben bunu.

coğrafi ve kültürel olarak:

- norveç çok zor bir doğadır. iklimi sert, daima keskin ve herkesin tolere edemeyeceği seviyede soğuk hava şartı barındıran bir coğrafyaya sahiptir. -1/ -2 derecelere dahi dayanamayan biriyseniz, norveç'ten kesinlikle uzun durmanızı tavsiye ediyorum. norveç o kadar soğuk ki, kadınlar extra katmanlı el- vücut kremleri kullanırlar çünkü deri soğuktan çatlıyor.

- bu kadar soğuk bir doğanın getirdiği kalifiye kılık- kıyafet olgusunu es geçmek istemiyorum. norveç'ten standart aldığınız bir mont bile, dünyanın en kalın ürünüdür çünkü o coğrafyaya uygun ısı geçirmezliği ile üretiliyor. bilhassa yün bere/ atkı/ mont / bot/ çizme/kazak vb kışlık ne ihtiyacınız varsa, kesinlikle norveç'ten temin edin. kılık kıyafete ek, el- yüz bakım kremleri ve makyaj malzemelerini de doğallık açısından daha çok öneririm.

- doğanın çetin olması, kaynakların temiz kalmasını sağlıyor özellikle göller/ nehirler cam gibi. su'dan gelen hiç bir şeyden tereddüt etme şansınız çok yok. tertemiz bir iklim.

- sürekli karlı ve soğuk havanın getirdiği bir takım sosyal engeller var tabi. standart şehir hayatına adapte olmuş bizleri, inanılmaz sıkabilir çünkü iklimin var olan yoğunluğuna göre biçimlenen bir sosyal hayat var. 7/34 canlı bir hayat, açık mekanlar, bar/pub kültürü çok beklemeyin derim. hele daha kasaba vari kısımlarında, hayat buradaki köy hayatı ile benzer. kürek kürek kar temizliyorsunuz her gün. hayat erken bitiyor, erken başlıyor.

psikolojik etkileri:

- böyle zor bir iklim, izolasyonun sebebi oluyor. sürekli yoğun karlı hava, kapalı atmosfer, az nüfus, minimal sosyal hayat sizi depresifleştirebilir. dolayısıyla baştan bunu kabul ederek gitmek lazım. 

bergen.