öğle rakısı

öğlen saati başlayıp, saat 5-6 gibi sonlanan rakı içme eylemidir. ayıptır söylemesi yeni kalktık başından eski dostlar ile. çok ta güzel kafası olur. missssss. gece sarhoşluğuna benzemez.

buyurun içelim birer kadeh

güzeldir öğle rakıları efendim

unutulmaz

bir kadından söz eder gibi

utangaç, gizli yasak

bilir misiniz efendim öğle rakıları

yeni resimlere benzer gündüz gözüyle

gündüz gözüyle bakılan

yeni resimlere inanmazsınız

bir asmalımescit meyhanesinde,pera'da

biraz küf, mazi, mahrem kokan

biraz tünel, sait faik, mösyö rober.
şair : mehmet kemal

yazın bahçede yapılanı tadından yenmez. bizim için de akşama hazırlıktır.

lisedeyken okuldan kaçıp boş evde yaptığımız aktivite. güzel günlerdi.

bir çok kuralı vardır rakı içmenin ama en baştaki kural ,
' güneş batmadan rakı içilmemesi 'dir.
yaşınız biraz ilerleyince öğrenirsiniz elbet.

geçen gün uzun zaman üzerine arkadaşlarla buluşma kararı aldık. kadıköy'e gittik. uzun zaman üzerine onca insanı bir arada görmemizden mütevellit bayağı keyfimiz yerine geldi. malum insan dediğin sosyal bir hayvan olduğundan olsa gerek, kalabalıkları özlüyor insan. kalabalık insan sesini, sokağın gürültüsünü. dün kadıköy'de de aynen bu dediklerim hakimdi. meyhanelerin yoğunlukta olduğu bir sokaktan geçerken, arkadaşlardan biri rakı içelim mi dedi. özlemişiz sokağın kenarına kurulmuş masalarda içmeyi tabii, hemen oturduk bir kenara başladık muhabbete ve içmeye. bu korona illeti bize öğle rakısını farz kılmış zaten. malum gece saatlerinde her yer kapalı.

yıllardır alkol kullanan biri olarak öğle saatlerinde rakı içmeyi ilk kez tecrübe ettim. şöyle çok değil, keyfine 2-3 duble içip bol kahkahalı, neşeli bir kadıköy sokağında arkadaşlarla oturmak gerçekten çok güzel bir duyguydu. gerçekten hayattan keyif almayı unuttuğumuz şu dönemde herkese tavsiye ettiğimdir.

yıllardır içmeme rağmen hiç denemediğimdir. üstteki yazar öyle güzel betimlemiş ki ilk fırsatta yapacağım etkinlik olacak.

yaz vakti biraz daha akşamüstüne alınası rakıdır. güneş turuncu rengine doğru yol alırken deniz kenarında ayaklar suda kalacak şekilde ufağrak bir masa kurulur. çok çetrefile girilmez, peynir kavun, beyaz leblebi vs. sonra sevdiğiniz bir dostla veya sevdiceğiniz ile ayaklar suda masaya oturulur. kah dalga sesleri, kah güneşin sergilediği kırmızının onlarca tonu izlene izlene demlenilir. akşam olup sofradan kalktığınızda ömrünüz azımsanmayacak derece uzamıştır. hatta karaciğeriniz bu da benden olsun deyip etkilenmemiştir bile.

geçen gün, iki bira içtim üstüne bir duble rakı içtim öğlen vakti... çok fazla içki içen birisi değilim. eskiden çok içerdim. bıraktım gibi bişey şimdi, keyfe keder içiyorum.. neyse efendim velhasılı kelam, güneşin altında da biraz yürüdük.. sonra çarptı tabi... *

işte vücida şevk ve ve de sıhhat verecek olan.

bu havada bira mı içilir? geçtim arka mekana.

daha önce demiştim, gündüz rakısı sevgiliyle sevişmek gibidir. dizleri titretir...

ben kayb oldum. kendinize iyi bakın lütfen, içene içmeyene afiye tolsun...

pandemi yasaklarında mecburen tecrübe edilmiş ve çokça sevilmiştir. normalleşme ile birlikte en azından mesai saati kavramıyla çalışanların yapması pek mümkün değil. hem zaman az hem de sonrasında işe dönmek zulüm olur.

bugünlere ayrı bir yakışmaktadır..

eskiden manyak olmaya karar verdim ile arada yapardık, genelde cihangir civarında olurdu, biraz beyaz peynir, biraz kavun, 2 duble rakı çok güzel olurdu.

biraz erken bir saat. akşama çok var. gece hatırlanmaz sonra.

az bi şalgam da geliyor, acılı, aslında şalgam acısız içilir.

bakalım akşam nasıl olacak bu işin?

çakır eder, sorgulatır lakin hoştur.

canım pek sıkkın. hiçbir mekana sığamıyorum. elime alacağım kadehi. mekan mekan gezeceğim bugün.

rutin hale getirilmesi çok doğru ve savunulabilir bir haklılık payı taşımamakla birlikte, zaman zaman yaşanması da garipsenecek bir davranış sayılmamalı bence. ( naçizane bendeniz rakının güneşle pek barışık olmadığını düşünenlerdenim.)

oglen vakti icilen raki

fayitos. insan bazan aşklara ve işlere paydos vermeli. öğleleri çok sıcak diye seni terk etmedim öğle rakım. korkmuş yavrum hiç gelmeyeceğim diye.