öğretmene aşık olmak

üniversite hazırlıkta benden 5-6 yaş büyük bir hocam vardı. sarışın, mavi gözlü, esprili mükemmel fizikli bir o kadar da tatlı. ah ah anılarım depreşti.

benimki aşktan ziyade çok büyük bir hayranlık duymaktı. ilk defa babamdan sonra bu kadar kibar bir erkeğe rastlamıştım. benim ve diğer kadın öğrencileri için büyük ilham kaynağıydı. öğretmenimiz usul usul konuşsun biz dinleyelim isterdik hep.

derslerini özenle dinlerdim. genelde defteri imzalaması için yanında kalem taşımazdı. o uzun boyumla en arkadan öğretmen masasına arzı endam ederdim, kalem götürmek için.

benim çok tatlı minik 2.sınıf tırtılımın bana uyguladığı tarife buydu. beni üzmekten korkan,beni dinleyen, öğretmenler günümde çok güzel bir notla çiçek yollayan tırtılım. şimdi büyümüş 4.sınıf olmuş arada konuşuruz. bir ara yanına gittim oyun oynamaya yanımda öylece durdu sessizce ve sonra dönüp öğretmenim ne güzel kokuyorsunuz demişti. aşkın en güzel hali olabilir. iyi ki varsın minik tırtılım öğretmenin seni çok seviyor.

11. sınıftayken kimya hocama hayrandım, aşık demiyorum çünkü aşk farklı bir boyut. ama ne biliyim çok şeker geliyordu o zamanlar. güzel anılar biriktirdim kendisiyle. onun sayesinde kimyadan bir sürü not falan çıkarıyordum. denemelerde önceliğim kimyayı fullemekti mesela. * bence tatlı bir olay.

bu arada düşündüm de keşke 12. sınıfta da devam etseydi, sınavda kimyayı fullerdim o gazla. çok ciddiyim. neyse, önümüzdeki maçlara bakalım.*

ortaokulda müzik hocam vardı. bi tarafımın hareketlendiğini keşfettiğim o manyak yıllar. bi tarafta anlamsız bir arabesk duygu hissediyorum güzel kadınlara. sanki.. sankii benim olsa birisi sonsuza kadar mutlu olurum gibi geliyor. kadınlara fazlasıyla aşığım.

onlar çok güzeller benim de kafam çok karışık. bir de müzik öğretmeni geldi dediler. kadını görünce oha dedim. bu nereden çıktı. iyi ki çıktı. üfle dese flüt mlüt ne varsa öttürürüm. hoşuma gitti çünkü. hoşuma giden kadını ne yapıp ne edip etkileme gibi bir huyum var. gülse kafi. yeter ki kötü bakmasın. boyumdan büyükmüş, oymuş buymuş umrumda değil. çok güzel kadın. ben ufağım. ama gülümsese kafi işte. o hayale tutunurum.

çok hoş bir kadın işte.. lüle mi diyorlar öyle bir saç. bembeyaz ten. cam gibi bir göz. ince bel. okuldaki ibretlik 100 yıllık moruk öğretmenlerin arasında papatya gibi açtı kadın.

çok aşıktım ama ben her güzel kıza aşıktım. sanki hep en üst notu alırsam bana baktığında gülecekmiş gibi düşünürdüm. en iyi derslerimden biriydi. güldü. ben güldüm.

elde edemeyeceksem bile gülümsesin. kafi.

ortaokul için gayet normal. lise için anormal bir durumdur. ortmenlerin dikkat etmesi,uyanik olmasi gerekmektedir.

sizinkide birşeymi ben müdürüme aşıktım.

öyle lisede ilkokulda derse giren öğretmene aşık olmak kolay benimkini görmek için idari kata inmek lazımdı o koridorda yürümek lazımdı disiplinlik olmak lazımdı.

bir insana aşık olmaktır. herkes gibi olmayan ve özel bir insana. belki ona aşık olduğunuzda onun sizin için özel olan yönlerini abartmışsınızdır ya da kendiniz kurgalayıp kendinizi yanıltmışsınızdır. ama öğretmene aşık olmak olayı hiçbir zamana sadece, sıradan bir 'öğretmene aşık olmak' olayı değildir.
öğretmene aşık olmak olayı elbette bir olgudur. fakat aşık olmak olayının genel olarak kendisi zaten bir olgudur. çerçeveleri olur olguların ama bu gerçeklik onları küçümsememize sebep olmaz.
aşık olan ve aşık olunan kişiler özel insanlar olabilirler, kendilerince ya da standartlar üzeri. aşk bizimle karışır ama bizi asit gibi eritip yok etmez. o öğretmen, dünyanın en güçlü, en etkileyici ve en güzel kadınlarından * biriydi belki de.. *

orta 2, edebiyat öğretmenim. *
yıllar sonra (bkz: 7 numara) ekibinde yer aldığını tesadüfen öğrendim

lisedeyken ingilizce ve felsefe hocalarına ilgim vardı. ders saatlerinin gelmesini dört gözle beklerdim. en ön sırada oturduğum için içlerine düşecekmişim gibi bakardım, her bir zerrelerine kadar iyice incelerdim. kim bilir ne düşünüyorlardı aval aval bakışlarımı gördükçe. * *

lisedeyken dershanedeki geometri hocama hayrandım, en çok matematik- geometri sorusu çözer sürekli çözemediğim soruları gidip sorardım, hatta o kadar çok soru soruyordum ki bir yerden sonra haftalık soru çözme dersi koymuştu bana özel.
sıkılası tombik yanakları vardı, hep gülüyordu.
kendisi artık aramızda değil, o hep gülen adamın gülümsemesinin bile solması hayatımda yaşadığım en üzücü şeylerdendir hala*

daha önce başıma gelendir. öğretmen fark etti ve benim derslerime girmemeye başladı. neyse olur öyle şeyler. gençlik işte.

yaşları küçükse ciddiye bindirmeyip görmezden gelinmesi gerekir.

lisede başıma gelen süper olay. biyoloji hocamdı kendisi, dersine hayvan gibi çalışmıştım bu yüzden. ortalamam yükselmişti az buçuk*.

olmadım, olundu. 15-20 yıllık yaş farkı var. nereden bakarsan bak etik değil, rahatsız edici.

hayranlık duymak normal ama aşık olmak hele liselerde ise tehlikeli durumdur. soğutma yöntemleri uygulanarak profesyonelce yaklaşılabilir ya da rehberlik servisinden yardım alınabilir. eğer ilkokul,ortaokul ise normaldir ciddiye alınmaz.

öyle bir geçer zaman ki mete. sonu da öyle olur.

lisede edebiyat öğretmenime aşık olmuştum. sjsjsjs adamın öyle bir ses tonu vardı ki tüm gün edebiyat dersi olsun istiyordum ssjsjsj sonra tabi ingilizce öğretmenimizle evlendi.

yaşandı ve bitti saygısızca sjsjdj.

2. üniversitemi okurken oldu bişiler.