öğretmenlerin yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapması

ülkede işe gitmek zorunda olmayan tek meslek grubu sanırım. kimsenin işini hafife almak değil burda mesele. eğitim-öğretim gibi önemli bir şeyin bu kadar sekteye uğraması ilerde büyük sorunlara yol açabilir.

işte beklenen başlık. şimdi ekşiye dönebilirsiniz.

yazları taş ocaklarına yollayıp kazma , kürek ve balyoz çalıştıralım. kışları da kömür madenlerine sokup okullara yakıt tedarik edelim. sömestr tatilinde ise 15 gün kar ve buz önlemleri için karayollarında çalıştıralım.

ulan bu insanlar insan yükü çekiyor ki en ağır olanı odur. tatil yapıyor deyince sanki seyşellere gidiyor , allahım.

benim ellerinizden öper bir erkek evladım var , gün içinde rahmet okutuyor. hayır bilsem fel fecir okurum o derece.

artık sıkmış olan klişedir. devlet memurlarının “bir bölümünün” çalışmadan maaş alması kadar rahatsız edici değildir.

abi asıl az çalışıp çok yatan siz olmalısınız ki habire öğretmenler şöyle böyle diye üfürükten teyyare mavallarla vakit öldürebiliyorsunuz. harbi amma boş vaktiniz varmış ha, şu argümanla hala prim yapabileceğini düşünen kişi ağır aveldir.

öğretmen olsalar oyle demezler ama uzaktan konusması kolay oluyor. madem oyle sen de oku ogretmenlık yap demek istiyorum ama bu düşüncedeki insanlar öğretmen olabilecek düzeyde değiller

acaba öğretmenler olmasa bıkıp usanmadan öğretmen düşmanlığı yapan bu karaktersizler, bu onursuzlar ordusuna kim okuma yazma öğretecek, kim hayatlarını kazanmalarını sağlayan eğitimi verecekti. topunuz safi zararsınız insanlığa. tanım: yalan, iftira.

yarım gün ders anlattıktan sonra öğrencilerden gelen 500+ ödev mailini kontrol edeceğim. iyi ki öğretmen olmuşum mesai kavramı anlaşılmamış başka bir meslek bulamazdım diye düşünüyorum. (bkz: öğretmenlerin yata yata maaş alması)
ayrıca öğretmenlik bazen çobanlık bazen de bahçevanlıktır tek hücreli dostum.

öğretmen veya diğer mesleklere karşı insanların nefretini ve kinini anlamayacak olmama mı şaşsam yoksa bu tarz bir zihniyette olan insanların nasıl bir ailede büyüdüğünü mü sorgulasam bilemedim. kişiler meslekler ayrılmaksızın kendi üstlerine düşen görevlerini yaptıkları sürece ne kadar tatil veya ne kadar para aldıkları kimseyi ilgilendirmez. bir öğretmenden okuma yazma öğrendiğini, bir doktordan tedavi gördüğünü ve diğer nice meslek gruplarından bir şeyler öğrendiğini inkar etmeye çalışıyorsunuz ve sadece eleştiriyorsunuz. nankörlük yapacağınız konumda olmadığınızı ve en önemlisi devletin vermiş olduğu kararlara burnunuzu sokacak kadar kendinizi bir şey sanmanızı tavsiye etmem.

birincisi, öğretmenlerin tatili 2 aydır. ikincisi; gün boyu çocuk çocuğun zırıltısına, elalemin ergen jiletçisine, hiçbir şey anlamayan velisine katlanıp bir de evdeki vaktinde de okulla ilgili evraklarla uğraşırlar. ama hâlâ bunun çok rahat bir meslek olduğunu düşünüyorsanız bir eğitim fakültesine gidip öğretmen olabilirsiniz böylece kolay yoldan para kazanırsınız

boş demegoloji yapmayın. son 10 yılın öğretmenlerininin kafası kahvedeki okey oynayan aylak adamlardan farkı yok. ve bunlar boş yere fazla maaş alıyor. ayrıca oturup para kazanmaları yalan değil. okuldaki çalışanları hizmetçi gibi gördükleride bir gerçek. öğrencileri kafalarına göre ayıran zengin çocuklarına ayrımcılık yapanlarda bunlar. bunlar mı kutsal şimdi? asgari ücretten fazla maaş almaları adaletsizlikten başka birşey değil.

kafa sözlüğün nefret sözlüğe dönüşmeye başlaması.

çok beğendiysen git oku, öğretmen ol demek istediğim başlıktır. kimse üniversitelerin kapısını tutup okuyamazsınız demiyor hatta bilhassa saçma sapan yerlerde üniversite açıyor.

oğlum gidin, yatın işiniz gücünüz yok mu? ne bu her gün ayni başlıklar.ya da bir soda için. hazimsizliga iyi gelir.

kurunun yanında yaş da yanar adlı başlıktır...
işini hakkıyla yapan insanın, insanların gururunu incitmekten öteye gidemez bu başlık.
atanmak için senelerce sınav salonlarında dirsek çürüten, atanınca doğu görevi ile başlayıp memleketin birçok yerinde görev alan. atanamadıklarında karın tokluğuna özel kurumların ağır şartlarına dayanarak çalışan insanlardan bahsediyoruz.
ben ne ailedeki öğretmenlerden ne de etrafımdaki öğretmenlerden yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapan öğretmen görmedim. öğrenciler okullarına dönmeden 1 ay önce seminer adı altında hakları olan tatillerden feragat ediyorlar ki bunlar devlet öğretmenleri. özel öğretmenler okul kapandıktan bir ay sonra "yks-lgs" hazırlık adı altında tekrar iş başına çağırılıyorlar. (bkz: öğretmenevindebüyümek)

öğretmenler yarım gün çalışmıyorlar. günde 8 saat ders anlatan öğretmen arkadaşlarım var benim, üstelik bir sınıf ortamında olmasalar dahi ev ortamında da olsa etkinlik yapmaya çalışıyorlar, ses telleri zarar görüyor, öğrencilere bir şeyler anlatmak için çok çaba harcıyorlar. üstüne bir de böyle söylemlere maruz kalıyorlar. yapmayın arkadaşlar bu öğretmenlerin haklarını daha fazla yemeyin artık. insanlar bazen kendi çocuklarına bile tahammül edemiyorlar ama öğretmenler bir günde sadece bir sınıfta 20 30 kişiyle uğraşıyor. öğretmenlere laf eden kişi önce bir gününü 20 30 çocukla birlikte geçirip onlara bir şeyler öğretmeye çalışsın belki o zaman empati kurabilir.

yanlışınız var hiç çalışmayıp hep yatıyorlar. devletimiz de buna göz yumuyor. siz de buna inanıyorsunuz.

ekşi sözlükten birçok kişi nefret söyleminden ötürü ayrılıp buraya geldi. ama oradaki nefret yumakları buraya da sirayet etmiş. allah belanızı versin gidin ekşi sözlük'te kusun nefretinizi bizi rahat bırakın haset, kıskanç, yıkık, fukara pislikler.


ya cem yılmaz'ın dediği gibi, garibanın garabana yaptığını kimse kimseye yapmaz. tüm bu tantana öğretmenin aldığı 5 bin tl için. yani 600 dolar için. yani ortalama bir laptop almak için 2 ay, ortalama bir araba almak için 4 yıl aç susuz çalışman gereken bir mesleği kıskanıyor insanlar. halbuki bu entry'i bu nefret yumaklarının hiç duymadığı, görmediği doğunun en ücra köyünden yazıyorum.

öğretmenler 3 ay tatil yapmıyorlar.
3 ay tatil(ve daha fazlasını) yapanlar için (bkz: milletvekili)