roman / korku-gerilim
10 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

hestia gibi dex korku klasiklerinden aldığım (baskısı güzeldi çünkü)muhteşem kitap.
gotik edebiyatına gerçekten ilgim var ve bu türde yazılmış eserleri okumaktan çok büyük zevk alıyorum.kitabın geçtiği dönem ve mekanlar çok hoşuma gitti.

kitabın konusu yüzü doğuştan bozuk olan eric adındaki namı diğer opera hayaletinin christine adındaki gıcık bir kıza aşık olmasını anlatır.kendisi babası yıllar önce ölmüş christine'ye gizlice müzik eğitimi vererek onun kalbini kazanmaya çalışır.fakat kızın çocukluk arkadaşı raoul gelince işler değişir.eric sadece dış görünüşü yüzünden yargılanmadan sevilmek ister ama christine onu gördüğünde onun hakkında olan tüm iyi düşünceleri kaybolur. insanların bir birlerini sadece dış görünüşleriyle yargılaması aslında ne kadar tanıdık değil mi?

bu kitap ve uğultulu tepeler kitabı arasında benzerlikler var.mesela iki kız karakterde erkekleri parasal durumu veyahut dış görünüşlerine bakarak yargılıyor.farklı olarak uğultulu tepeler kitabının sonu daha adaletli ve daha sert bir biçimde bitmişti.bu kitabın sonu ise daha çok romantik bir şekilde bitti.burada ise olan eric karakterine oluyor ve herkes mutlu mesut yaşamına devam ediyor.ah burada bir heathcliff olsaydı da ağızlarının payını verseydi.
ayrıca son sayfalarında operanın derinliklerinde hazırlamış olduğu tuzaklar çok gotik bir yapıya sahiptir. raoul ve christine'ye mutluluklar diler. dünyanın en romantik ve saf duygulu kötü karakteridir.

ben küçük bir çocuktan daha çekingen bir halde ona yaklaşırken kaçmadı. hayır, durdu. beni bekledi ve ben de gerçek bir hayat arkadaşı gibi alnını bana birazcık ah, çok değil sadece azıcık uzattığını sandım ve... ve... öptüm onu! ağlama artık!' dedim. son derece yumuşak bir sesle, ne demek istediğimi sordu. o zaman, kendisi söz konusuyken, benim onun uğruna ölmeye razı, zavallı bir köpekten ibaret olduğumu açıkladım. ama artık, ne zaman isterse evlenebilirdi o delikanlıyla çünkü benimle birlikte ağlamış ve gözyaşları benimkine karışmıştı! gidip delikanlıyı özgür bıraktım.
devamını gör...
operadaki hayalet, fransız yazar gaston leroux tarafından yazılmış bir romandır. ilk olarak 1909 yılında yayınlanan bu roman, günümüzde birçok farklı biçimde tiyatroya, sinemaya, müzikale ve operaya uyarlanmıştır. bu yazıda, operadaki hayalet kitabının konusu, karakterleri, temaları ve etkisi hakkında detaylı bir inceleme yapmaya çalışacağım.

kitap, paris'teki opera garnier'de geçiyor. opera garnier, 19. yüzyılın sonlarında tamamlanan muhteşem bir binadır. kitapta anlatılan hikaye, bu binanın altında gizlenen bir hayaletin varlığına odaklanmaktadır. hayalet, opera binasının altında gizemli bir yaşam sürdürür ve kendine özel bir düzen kurmuştur. hayalet, operanın birkaç çalışanını kontrol altında tutarak, istediği gibi hareket etmelerini sağlamaktadır.

kitabın ana karakteri christine daae'dir. christine, opera binasında koro şarkıcısı olarak çalışmaktadır. hayalet, christine'e aşık olmuştur ve onu kendisine aşık etmek için bir dizi olay düzenlemeye başlar. christine, hayaletin tuzaklarına düşer ve onunla birlikte kaçar. ancak christine, eski sevgilisi raoul de chagny'yi geride bırakır ve hayaletin kontrolü altında kalır. raoul, christine'i kurtarmak için operanın altındaki labirenti keşfeder ve hayaletle yüzleşir. sonunda, raoul hayaleti yener ve christine'i kurtarır.

kitapta yer alan diğer karakterler arasında, opera müdürü monsieur firmin ve monsieur andre, hayranı carlotta, ünlü tenor piangi ve polis dedektifi ledoux yer alır. ancak kitapta en ilginç karakterlerden biri, şüpheli bir şekilde öldürülen ve hayalet tarafından yönetilen joseph buquet'dir.

operadaki hayalet, korku, romantizm ve gizem gibi birçok tema içermektedir. hikaye, hayatta kalmak için ne kadar uç bir şey yapabileceğimizi ve aşkın gücünü vurgulamaktadır. ayrıca, görünmezlik ve kimlik değiştirme gibi farklı kavramlar da hikayede önemli bir rol oynamaktadır.

kitap, dünya genelinde büyük bir etki yaratmıştır. birçok dilde çevirisi yapılan kitap, bugün hala birçok kişi tarafından okunmaktadır. ayrıca, kitabın birçok tiyatro, sinema ve müzikal uyarlaması yapılmıştır. en ünlü uyarlamalardan biri, andrew lloyd webber tarafından yazılan aynı adlı müzikaldir.
devamını gör...
muhteşem bir gaston leroux romanı...
kendi deyimiyle;

tutkulu bir aşk, sıradışı bir trajediye dönüşürse...


bendeki baskı; martı yayınlarının. çeviri; ilke afacan'ın.
sanki çevirmenin ilk çevirisi gibi göz ve zihin yoruyor. buna rağmen yazar, bana ulaşmayı başardı. yahu şu çevirilerde motomotluk, her kelimeyi, her tümceyi çevireyim, aman bir eksik kalmasın duygu durumu yok mu, beni bitiriyor. kitapta, daha doğrusu çevirisinde, resmen bakış açısı bu. buna rağmen aynı çeviriyi, iki kez okumamı engellemedi. çünkü şaheserin yazarı; gaston leroux, her şeye rahmen sizi sarmayı ve duygularınıza ulaşmayı başarıyor. bu da kendisini, harika bir yazar, eserini de bir şaheser yapıyor benim gözümde.

şunu da belirtmeden geçmeyeyim, eser normalde açık, yalın ve anlaşılır ancak çevirmen, göz yoruyor. bu nedenle başka çevirilerinden ve yapabilirsem orijinalinden de okumaya çalışacağım. çünkü benim için özel bir eser.

ah bu arada çeviri için demişler ki

tam metin
çağdaş çeviri
acaba ben, çağdaş çevirileri mi sevmiyorum? çünkü douglas adams'da da benzer şeyler olmuştu.*

eserimiz, paris'te geçiyor ve dönemin şartlarını, insanını, sosyolojik ve tarihsel olarka gözler önüne seriyor. mekanlar olağanca gerçek. insanlarda da benzer gerçeklikler söz konusu... bu nedenle kitabı, gerek okurken gerek bitirdikten sonra;
acaba bu olay, gerçek mi?
paris'te, böyle bir şey yaşandı mı?
tak etti canıma, bu maskeli balo
bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri hesabı tutuldu mu?
'yu, kendinize birkaç kere sorup anlamaya çalışıyorsunuz. zaten belki eserin bıraktığı tattan, belki de bu sorulara cevap bulmak dolayısıyla eseri, kimselere veremiyor, tekrar tekrar okuyarak bunu, tahlil etmeye çalışmak istiyorsunuz.

ah gaston leroux, gerçekten bi şaheser yaratmışsın ve ben buna; ba yı lı yo rum.
tekrar tekrar okuduğum. e - kitaba geçmeme rağmen mini kitaplığımda her gün göz kırpmaktan zevk aldığım bir eser. okumanızı yüzde yüz tavsiye ederim. 10/10'luk eser. çevirisi bile benden oy kıramadı...*

son olarak benim sevdiğim kapakları bunlar:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


edit: hızlı yazım sonucu oluşan yazım hatalarına düzeltme.*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"operadaki hayalet" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim