61.
belki bu düşüncem ve söylediklerim bir çoğunuza ters gelecek fakat sunmam konusunda da beni durdurmayacak.
orhan pamuk'u iyi bir edebiyatçı olarak görmüyorum. belki "sen kimsin o hâlde?" sorusu parlayacaktır aklınızda. kendimizi var etmezsek başkalarının da bizi yok etmesine izin vermiş oluruz. ben burada okuyucu, eleştirici kimliğimle olmayı seviyorum. ben buyum, ben varım diyebiliyorum. karşılaştırmak, anlamak, idrak etmek..hepsini geçtim sevmek için illâ bir eleştirmen olmamıza gerek yok. iyi bir okuyucu, kaliteyi ayırt edebildiği gibi kendi edebi yönelimini fark edebilir, sevdiği tarzı belirleyebilir. ben, orhan pamuk'un edebiyatını sevmiyorum. yazdığı kitapların birçoğunu okudum, şans verdim fakat olmadı. yeni neslin söylemiyle 'yıldızımız barışmadı' belki de! :)
ödül sistemi ile çalışan hiçbir sanat dalını tasdik etmediğim gibi birinin bu dereceleri almasını da önemsediğim söylenemez. çok iyi satış, pazarlama, reklam yapabiliyor; hakkını yiyemem. ingilizce çevirilerine göz attığımda ise şok oldum. geçenlerde derste orhan pamuk'un bir pasajını ingilizce olarak okumamızın ardından meraklandım ve kitabın tamamını okudum. halihâzırda okumuş olduğum türkçesinden oldukça bağımsızdı, farklıydı, iyi anlamda. güzeldi yahu. çevirisi daha güzel olan tek yazar olabilir sanırım... şaka bir yana, yabancı ülkelerde sevilmesinin varmış bir hikmeti dedim. evet belki edebi yönünü sevmiyorum ama nedensizce, yaptığı konuşma beni farklı düşüncelere gark etmişti. babamın bavulu, 2006 yılında nobel ödül töreninde yaptığı konuşma aslında. kitap şeklinde basımı ise 2007'de oluyor. yazar olma, hatta öncesinde iyi bir okur olma konusunda ailesine karşı müteşekkir duruşu beni etkilemişti. bende sonra aynı şekilde belki benim çocuğum da bana müteşekkir olur diye geçirdim içimden. belki benim çocuğum da yazar olur? ilk bana okuturdu yazdıklarını mesela. bir ödül töreninde okuyan, yazan ve teşvikkâr olan ebeveynine teşekkür ederdi.. hatta bununla alâkalı upuzun bir hayal kurup, duygusal anlar yaşamıştım. buradan okuyabilirsiniz: #2374927
işte orhan pamuk böyle güzel düşüncelere de sevk edebiliyormuş insanı. edebiyatı benlik olmasa da samimi konuşması ve babasına teşekkürü, içimi ısıttı kendisine karşı.
orhan pamuk'u iyi bir edebiyatçı olarak görmüyorum. belki "sen kimsin o hâlde?" sorusu parlayacaktır aklınızda. kendimizi var etmezsek başkalarının da bizi yok etmesine izin vermiş oluruz. ben burada okuyucu, eleştirici kimliğimle olmayı seviyorum. ben buyum, ben varım diyebiliyorum. karşılaştırmak, anlamak, idrak etmek..hepsini geçtim sevmek için illâ bir eleştirmen olmamıza gerek yok. iyi bir okuyucu, kaliteyi ayırt edebildiği gibi kendi edebi yönelimini fark edebilir, sevdiği tarzı belirleyebilir. ben, orhan pamuk'un edebiyatını sevmiyorum. yazdığı kitapların birçoğunu okudum, şans verdim fakat olmadı. yeni neslin söylemiyle 'yıldızımız barışmadı' belki de! :)
ödül sistemi ile çalışan hiçbir sanat dalını tasdik etmediğim gibi birinin bu dereceleri almasını da önemsediğim söylenemez. çok iyi satış, pazarlama, reklam yapabiliyor; hakkını yiyemem. ingilizce çevirilerine göz attığımda ise şok oldum. geçenlerde derste orhan pamuk'un bir pasajını ingilizce olarak okumamızın ardından meraklandım ve kitabın tamamını okudum. halihâzırda okumuş olduğum türkçesinden oldukça bağımsızdı, farklıydı, iyi anlamda. güzeldi yahu. çevirisi daha güzel olan tek yazar olabilir sanırım... şaka bir yana, yabancı ülkelerde sevilmesinin varmış bir hikmeti dedim. evet belki edebi yönünü sevmiyorum ama nedensizce, yaptığı konuşma beni farklı düşüncelere gark etmişti. babamın bavulu, 2006 yılında nobel ödül töreninde yaptığı konuşma aslında. kitap şeklinde basımı ise 2007'de oluyor. yazar olma, hatta öncesinde iyi bir okur olma konusunda ailesine karşı müteşekkir duruşu beni etkilemişti. bende sonra aynı şekilde belki benim çocuğum da bana müteşekkir olur diye geçirdim içimden. belki benim çocuğum da yazar olur? ilk bana okuturdu yazdıklarını mesela. bir ödül töreninde okuyan, yazan ve teşvikkâr olan ebeveynine teşekkür ederdi.. hatta bununla alâkalı upuzun bir hayal kurup, duygusal anlar yaşamıştım. buradan okuyabilirsiniz: #2374927
işte orhan pamuk böyle güzel düşüncelere de sevk edebiliyormuş insanı. edebiyatı benlik olmasa da samimi konuşması ve babasına teşekkürü, içimi ısıttı kendisine karşı.
devamını gör...
62.
1952 doğumlu türk yazar.
cevdet bey ve oğulları
benim adım kırmızı
masumiyet müzesi kitapları arasındadır.
hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.
cevdet bey ve oğulları
benim adım kırmızı
masumiyet müzesi kitapları arasındadır.
hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.
devamını gör...
63.
benim adım kırmızı kitabı ile gül'ün adı adlı kitaba göz kırpan, tarihi perspektife oturtulmuş kitaplarını pek bir başarılı bulduğum ancak günümüze veya daha yakın geçmişe ilişkin kitaplarını biraz elitist bulduğum yazar. ayrıca "merhaba poğaçacı" denilince hemen akla onun adı gelir.
devamını gör...
64.
ben bu adamı hep yanında hoş bir hanımla yemek yerken karolin fişekçi'nin bastığı balıkçıdaki yüzüyle hatırlayacağım.
(bkz: merhaba poğaçacı)
(bkz: merhaba poğaçacı)
devamını gör...
65.
1952 doğumlu nobel ödüllü türk yazar.
cevdet bey ve oğulları en bilinen kitabı olduğu söylenebilir.
şairi önce asacaksın, sonra darağacının altında ağlayacaksın.
cevdet bey ve oğulları en bilinen kitabı olduğu söylenebilir.
şairi önce asacaksın, sonra darağacının altında ağlayacaksın.
devamını gör...
66.
masumiyet müzesi'ni nasıl yazabildin, ben okurken mahvoldum!
devamını gör...
67.
hafızamızın, biz yaşlandıkça fazla yük taşımak istemeyen huysuz bir yük hayvanı gibi attığı ağırlıklar en sevmediği yükler midir, en ağırları mı, yoksa en kolay düşenler mi?
syf. 123
kara kitap
devamını gör...
68.
69.
masumiyet müzesi ve kırmızı saçlı kadın kitaplarını okuyup hüsrana uğradığım yazar. ilkinde 287373 sayfa yeşilçam ile harmanlanmış saplantı okuyoruz. ikincisinde de net olarak hatırlayamadığım saçma şeyler.
ikisi de inanılmaz sığ gelmişti bana. başka kitaplarına da bakacağım, henüz pes etmedim.
ikisi de inanılmaz sığ gelmişti bana. başka kitaplarına da bakacağım, henüz pes etmedim.
devamını gör...
70.
ben bu vatandaşı ta baştan beri, bi türlü sevip, ısınamadım nedense.. türk yazınında en iyimiz değil. bizi en iyi anlatan değil, hatta "biz" den biri de değil. adada modada köşkte başlamış sürdürmüş bir elit.. inorganik yapay yani.. acılarımıza, yoksulluğumuza, isyanlarımıza, kavgamıza ve yenilgilerimize yabancı.. hiçbirinde aramızda değil, yedi sülalesi de değil.. o belki biraz istanbula ait.. sevenleri bağışlasın..
üsküdardan bu yana lo kimin yurdu..!
üsküdardan bu yana lo kimin yurdu..!
devamını gör...
71.
tum elestrilere ragman seviyorum ben bu adamı.
kitapları kalbime ve zihnime ulasıyor.
okuduklarım:
-yeni hayat
-benim adım kırmızı
-masumiyet muzesi
kutuphanemde beni bekleyen: -kafamda bir tuhaflık
kitapları kalbime ve zihnime ulasıyor.
okuduklarım:
-yeni hayat
-benim adım kırmızı
-masumiyet muzesi
kutuphanemde beni bekleyen: -kafamda bir tuhaflık
devamını gör...