41.
"kendini öğrenme aşkına ve hakiki ferasete adayanın ve kendince en çok da buna gayret edenin ölümsüz ve tanrısal idrake erişmesi zorunludur elbette, şayet hakikati yakalamış ise"
[timaios, 90b-c]
[timaios, 90b-c]
devamını gör...
42.
platon'un sofistler hakkındaki düşünceleri üzerine
filozoflar, yüzyıllardır varoluşsal soruların cevaplarını arıyor. platon ve sofistler de felsefelerinde sorularının cevaplarını bulmaya çalıştılar. yalnız bu arayış sürecinde platon, yazılı diyaloglarında sofistlerin felsefelerine ciddi eleştirilerde bulunur. platon eleştirilerinde haklıdır ama sofistlerin felsefe tarihindeki katkıları da yadsınamaz.

platon, m.ö. 427 yılında aristokrat ve zengin bir ailenin çocuğu olarak atina’da dünyaya gelir. platon kurgusal diyaloglarında, çevresindeki karakterleri konuşturup tartıştırarak ve tabii ki kendini de dahil ederek argümanlar geliştirir. diyaloglarına bakılırsa iddiaları çürütmek veya ispatlamaya çalışmak onun yöntemidir. diyaloglarından biri ise yaşlılık dönemine ait sofistlerle ilgili olandır.
sofistler de platon’un yaşadığı dönemde yaşamıştır. yalnız, onlar platon’dan farklı olarak para karşılığında felsefe öğreten filozoflardır. sofistler, göreceli ve kuşkucu düşüncenin temellerini atmış ve geliştirmişler. sofist kelimesinin etimolojik kökenini eski yunancada ‘’sofhos’’ olup, bilgili, zeki ve kültürlü anlamına geliyor zaten. sofistler geliştirdikleri argümanlarla o dönemin sistemini, siyasetini, güç ilişkilerini de eleştirirler. bu anlamda, sofistler’in aydınlanma çağı’ndaki katkıları kaçınılmaz olmuştur. aynı zamanda, skeptisizm’in yani kuşkuculuğun temellerini atmışlar. skeptisizm ki bilginin sorgulandığı tartışmaların kaynağıdır.

sofistler, insanlara nasıl konuşulacağını ve kamusal tartışmalarda hangi argümanların kullanılacağını öğretmişler. atina toplumunun değişen modeli, geleneksel tutumları artık yeterli olmaktan çıkarmıştı. bu tür tutumları eleştirmek ve onların yerine akılcı argümanlar koymak, gençler için özel bir çekicilik taşıyordu. platon, geleneksel değerlere yönelik sofist saldırının çoğunun haksız ve haksız olduğunu düşünüyordu. ama platon'un bile sofistlerden öğrendiği bir şey vardır; eğer daha eski değerler savunulacaksa, bu düşüncesiz bir inançla değil mantıklı bir argümanla olmalıdır.
aslına bakarsanız platon’un sofistler’i bu kadar yermesinin en büyük sebebi erdemli olan bir şeyi, yani bilgiyi ve öğretiyi metaya çevirmeleridir. bu eleştirilerle birlike platon'dan etkilenen antik yazarlar, sofistlerin filozof olmadıklarını sıklıkla ileri sürmüşlerdir. sofistler bağımsız öğretmenler ve yazarlar oldukları için, bir sınıf olarak filozof olmadıkları iddia edilmiştir.
modernler düşünürler arasında, friedrich hegel, sofistleri yunan felsefe tarihine yeniden sokan ilk kişilerden biridir. hegel'e göre sofistler, gerçekliğin yalnızca zihinler ve onların içerikleri olduğunu ve bu nedenle felsefenin dikkatini bilmedeki öznel öğeye çevirerek ilerleyebileceğini savunan öznel idealistlerdi. sofistlerin düşünceleri ile seleflerinin düşünceleri arasındaki karşıtlık üzerine düşünmek, platon ve aristoteles'in "sentezlerini" üretti. 19. yüzyılın ortalarından beri, mö 5. ve 4. yüzyıllarda sofistlerin tartışmalarında tekrar eden bir dizi sorun ve doktrin giderek artan bir şekilde takdir edilmektedir.
daha yakın tarihe kadar, 19. yüzyılın başlarına kadar sofistler şarlatan olarak kabul ediliyordu. entelektüel dürüstlüklerine karşı çıkıldı ve doktrinleri yunanistan'ın ahlaki yapısını zayıflatmakla suçlandı. suçlama iki iddiaya dayanıyordu: birincisi, birçok sofist geleneksel olarak kabul edilen ahlak kurallarına saldırmıştı; ikincisisi, daha katı geleneksel kurallar altında kabul edilemez türden davranışlara göz yumacak veya buna izin verecek alternatif ahlak yaklaşımlarını araştırmış ve hatta övmüş olmalarıydı.
aslına bakarsınız; sofistlerden herhangi birinin kişisel olarak ahlaksız olduğuna veya öğrencilerinden herhangi birinin sofist öğreti tarafından ahlaksız eylemlere teşvik edildiğine dair hiçbir kanıt yoktur. ahlaki sorunların ciddi bir şekilde tartışılması ve ahlak teorisi, davranışı bozmaya değil iyileştirmeye eğilimlidir.
filozoflar, yüzyıllardır varoluşsal soruların cevaplarını arıyor. platon ve sofistler de felsefelerinde sorularının cevaplarını bulmaya çalıştılar. yalnız bu arayış sürecinde platon, yazılı diyaloglarında sofistlerin felsefelerine ciddi eleştirilerde bulunur. platon eleştirilerinde haklıdır ama sofistlerin felsefe tarihindeki katkıları da yadsınamaz.

platon, m.ö. 427 yılında aristokrat ve zengin bir ailenin çocuğu olarak atina’da dünyaya gelir. platon kurgusal diyaloglarında, çevresindeki karakterleri konuşturup tartıştırarak ve tabii ki kendini de dahil ederek argümanlar geliştirir. diyaloglarına bakılırsa iddiaları çürütmek veya ispatlamaya çalışmak onun yöntemidir. diyaloglarından biri ise yaşlılık dönemine ait sofistlerle ilgili olandır.
sofistler de platon’un yaşadığı dönemde yaşamıştır. yalnız, onlar platon’dan farklı olarak para karşılığında felsefe öğreten filozoflardır. sofistler, göreceli ve kuşkucu düşüncenin temellerini atmış ve geliştirmişler. sofist kelimesinin etimolojik kökenini eski yunancada ‘’sofhos’’ olup, bilgili, zeki ve kültürlü anlamına geliyor zaten. sofistler geliştirdikleri argümanlarla o dönemin sistemini, siyasetini, güç ilişkilerini de eleştirirler. bu anlamda, sofistler’in aydınlanma çağı’ndaki katkıları kaçınılmaz olmuştur. aynı zamanda, skeptisizm’in yani kuşkuculuğun temellerini atmışlar. skeptisizm ki bilginin sorgulandığı tartışmaların kaynağıdır.

sofistler, insanlara nasıl konuşulacağını ve kamusal tartışmalarda hangi argümanların kullanılacağını öğretmişler. atina toplumunun değişen modeli, geleneksel tutumları artık yeterli olmaktan çıkarmıştı. bu tür tutumları eleştirmek ve onların yerine akılcı argümanlar koymak, gençler için özel bir çekicilik taşıyordu. platon, geleneksel değerlere yönelik sofist saldırının çoğunun haksız ve haksız olduğunu düşünüyordu. ama platon'un bile sofistlerden öğrendiği bir şey vardır; eğer daha eski değerler savunulacaksa, bu düşüncesiz bir inançla değil mantıklı bir argümanla olmalıdır.
aslına bakarsanız platon’un sofistler’i bu kadar yermesinin en büyük sebebi erdemli olan bir şeyi, yani bilgiyi ve öğretiyi metaya çevirmeleridir. bu eleştirilerle birlike platon'dan etkilenen antik yazarlar, sofistlerin filozof olmadıklarını sıklıkla ileri sürmüşlerdir. sofistler bağımsız öğretmenler ve yazarlar oldukları için, bir sınıf olarak filozof olmadıkları iddia edilmiştir.
modernler düşünürler arasında, friedrich hegel, sofistleri yunan felsefe tarihine yeniden sokan ilk kişilerden biridir. hegel'e göre sofistler, gerçekliğin yalnızca zihinler ve onların içerikleri olduğunu ve bu nedenle felsefenin dikkatini bilmedeki öznel öğeye çevirerek ilerleyebileceğini savunan öznel idealistlerdi. sofistlerin düşünceleri ile seleflerinin düşünceleri arasındaki karşıtlık üzerine düşünmek, platon ve aristoteles'in "sentezlerini" üretti. 19. yüzyılın ortalarından beri, mö 5. ve 4. yüzyıllarda sofistlerin tartışmalarında tekrar eden bir dizi sorun ve doktrin giderek artan bir şekilde takdir edilmektedir.
daha yakın tarihe kadar, 19. yüzyılın başlarına kadar sofistler şarlatan olarak kabul ediliyordu. entelektüel dürüstlüklerine karşı çıkıldı ve doktrinleri yunanistan'ın ahlaki yapısını zayıflatmakla suçlandı. suçlama iki iddiaya dayanıyordu: birincisi, birçok sofist geleneksel olarak kabul edilen ahlak kurallarına saldırmıştı; ikincisisi, daha katı geleneksel kurallar altında kabul edilemez türden davranışlara göz yumacak veya buna izin verecek alternatif ahlak yaklaşımlarını araştırmış ve hatta övmüş olmalarıydı.
aslına bakarsınız; sofistlerden herhangi birinin kişisel olarak ahlaksız olduğuna veya öğrencilerinden herhangi birinin sofist öğreti tarafından ahlaksız eylemlere teşvik edildiğine dair hiçbir kanıt yoktur. ahlaki sorunların ciddi bir şekilde tartışılması ve ahlak teorisi, davranışı bozmaya değil iyileştirmeye eğilimlidir.
devamını gör...