psikoloğa yalan söyleme sorunsalı

öyle bir söylerim ki psikolog bana derdini anlatmaya başlar.

bunun için de ayrı psikiyatriste gitmesi gerekir

danışanın danışmana karşı şeffaflaşması kolay değildir elbette. ancak danışan yalan söylediğinde bu fark edilir. unutmayınız ki danışma süreci yalnızca danışanın anlattıklarından ibaret değildir.

bilinçaltı sahip olduklarını koruma ve asla dışarı ile paylaşmama taraftarıdır. kendi karanlık dünyasında hükümdarlığının tehdit edilmesinden hiç hoşlanmaz ve bu yüzden beyne dışarıya karşı bir güvensizlik oluşması için sürekli telkinler gönderir. insanların psikologlara yalan söylemesinin en büyük nedeni budur.

bunun aşılması için uzun vadeye yayılan görüşmelerin olması ve bir güven ortamının oluşması gerekir.

parasıyla değil mi kardeşim? ister yalan söylerim ister altılı ganyan tüyosu isterim.

e niye psikolojik tedaviye başvuruyor ki o zaman?
2 yıldır psikolojik destek alıyorum. bir noktadan sonra karşılıklı güven ve saygı geliştiğinden alabildiğine dürüst oluyorsunız.

bir süre sonra köşeye sıkışmasına sebebiyet verecek durumdur. çözümü çözümsüzlük olan birine psikolog da yardım edemez.

işini doğru yapan yapan psikoloğun anlaması gereken ve müdahale etmesi gereken durum.

sonunu televizyon dizisinde bulmamak için yapılan davranış (bkz: kırmızı oda).

ayrıca türkiye'deki psikologlar güvenilmez. parkta mangal yaptığınızı söyleyin, onu bile ispiyonlarlar.

yargılanmaktan korkulduğu için yapılan eylemdir.

psikoloğa gitmeyi boşa çıkaracak eylem. orada bulunmanızın bir nedeni var. onu berbat etmeyin.

doktorlar yargılamaz, ayıplamaz, suçlamaz... tedavinin ilk koşulu her şeyi olduğu gibi anlatabilmeniz. bunu 1 kere yapmanız yetecek, öyle düşünün. üzerinizden kalkacak yükle kıyaslarsanız buna değer bence.

sorunsal kategorisinde olmadığını düşündüren sorunsal.

psikolog, siz daha içeri girerken sizi anlayabilecek kapasitede bir profesyonelliğe sahip olan kişidir.

bence boşuna uğraşmayın.

bir probleminin olduğunu kabul eden ve çözüm bulmak amacıyla giden birinin yapmaması gereken hadisedir. ama insan yapısında karşısındakini kendi hakkında olumlu düşünmesi için manipüle etme davranışı vardır. uzmanların da bu konuda deneyimli olduğunu ve bu işi anlayacaklarını düşünüyorum.

gerçekler çarpıtılırsa o kapı daha çok çalınır.

apandisit ağrısıyla kıvranırken doktora gidip, başım hafiften ağrıyor, iyiyim demekle aynı şeydir. psikologa gidiyorsanız bir sorununuz olduğunun farkına varmış, kendi başınıza halledemediğiniz ve yardıma ihtiyaç duyduğunuz için gidersiniz. kanserli hücreler nasıl hızla yayılıp vücudu ele geçiriyorsa, sizi hasta eden düşünceler de bütün hayatınızı ele geçirir.

bu nedenle gideriz psikologa. ağrıyan yerlerimizi açıkça göstermeliyiz ki , karşıdaki sorunun nerede olduğunu bulsun.

psikologların ön yargısız olduğunu düşünüyordum. sadece beni rahatsız eden, gülseren budayıcıoğlu’nun bir kitabında, hastasının bazı ‘hastalıklı’ düşüncelerini dinledikten sonra üstü kapalı yargıladığını ifade etmesiydi.

kim ne derse desin, bir psikolog ön yargılı olamaz; eğer öyleyse iyi bir psikog değildir. bana diyeceksiniz ‘o da bir insan, insani duygular beslemesi normal’. bana göre tabi ki insan, ama bu işi profesyonel olarak yapıyorsa ön yargısını bir kutuya kapatıp, dolabın en üst rafına yerleştirmesi gerekir.

halbuki yalan söylemek için para vermeye gerek yoktu.

psikologların çok abartıldığını düşünüyorum.arkadaşlar bu insanlar ''üstün yetenekli '' değil.sizin anlattığınız kadarını bilebilirler ve teshis ''sizin hissettikleriniz ve nasıl hareket ettiğiniz '' üzerine konur.bir psikolog dışarıdan bakarak sadece tahminde bulunabilir ama ne olduğunu net anlaması için konuşmanız gerekir.konuşmazsanız, bu insanlar hiç bir şeyi çözemez iç dünyanıza dair.


ayrıca beden dilini iyi kullanan biri psikologa karşı kendini son derece gizleyebilir.unutmayın dünyanın en iyi seri katilleri yakalanana kadar gayet normal hayat sürüyordu? yalan makinasından geçen insanlar var.. her şey beden dili ve kendi iradenize bağlı.dünyanın en deli insanı olsanız bile, kendinizi iyi kontrol edebilirseniz ( beden dili olarak) ben psikologların yeterli derecede hakkınızda bilgi sahibi olabileceğine inanmıyorum..dışarıda onlarca psikopat var.. dışarıdan son derece saygın durup, arka planda katliam yaratıyorlar.ağzımız açık kalıyor bu insanlar yakalanınca.. hani criminal psikologlar? psikiyatrlar? bu insanlar sosyal toplum içinde oradan oraya gezerken niye fark edilmiyor? büyütmeyin bunu bence gözünüzde. onlar insan.. bizim gibi.. 2-3 kitap okumak , lisans eğitimi görmek kimseyi ''mükemmel kılmıyor''

ayrıca sizi , sizden iyi kimse tanıyamaz.biri ile konuşmanın verdiği bir rahatlık oluyor bu doğru ama yine çözümü size bırakıyor bu insanlar.bazıları ise ilaç öneriyor.ama sonuç nedir? yine her şey sizde bitiyor.bu yüzden bu insanlara bu kadar bağlı olmayın.bu insanlar sadece teknik verir, yeni yöntem söyler hepsi bu.tanrıya bol bol dua edin ve savaşmak için güç isteyin.

ve inanın en büyük güç ''tevekkül'dür.'' tanrıya/allah'a bırakmaktır.sadece allah'a sığının.en büyük güç bu'dur.yıllarca bitmek bilmeyen ilaçlar içmek, gidip bir insanla konuşmak ''mucize getirmez.''

sen 4 sene oku üstüne bir de yüksek lisans yap, dsm leri falan yala yut, adamın biri çıksın, ''çok abartılıyor bence allah var moruk o herşeyi çözer'' desin.
kaçın birader, gidin bu ülkeden cidden.

ne gerek var böyle şeylere yahu, dediğim durum.

hiçbir terapist danışandan daha iyi danışanın hayatını bilemez. yani yalan varsa ve terapist şüphe duymamışsa, fark etmemişse boşa kürek çekiliyordur. yalan söyleyecekseniz zamanınızı ve paranızı harcamayın.
terapist bundan şüphelenebilir de. şüphelenirse yandan yandan ya da açık açık sorgular zaten.
ayrıca yalan söylemek, terapist-danışan ilişkisiyle ilgili de düşünmeyi gerektirir. neden yalan söylüyor? güvenmiyor mu? yargılanacağını mı düşünüyor? sorun iki taraftan da kaynaklı olabilir. terapötik ilişki sıkıntılıysa devam edilmemeli.