41.
"bir köşeye atılmış bir şey, sokağa düşmüş bir bez parçası olan iğrenç varlığım, hayatı görünce kılık değiştiriyor.
yaptığım, düşündüğüm, olmuş olduğum her şey bir teslimiyetler toplamından başka birşey değilmiş;
ya ben olduğumu sandığım sahte varlığa teslim olmuşum, çünkü ondan başlayıp dışa doğru hareket etmişim; ya da soluduğum havayla bir tuttuğum koşulların ağırlığına.
gözümün önündeki perdenin kalktığı şu anda, ansızın yapayalnız kalmış, kendini her zaman
vatandaşı saydığı yerde sürgün olarak bulmuş bir varlığım. en içten düşüncelerimde bile, ben,
ben değilmişim. bu durumda, hayatın karşısında alaycı bir dehşete, bir birey olarak bilincimin sınırlarını aşan bir şaşkınlığa kapılıyorum. şimdiye kadar hatadan ve yanılgıdan başka bir şey olmadığımı, hiç yaşamadığımı, sadece zamanı bilinçle, düşünceyle doldurduğum ölçüde var olduğumu biliyorum. ve kendimi, gerçek düşlerle dolu bir uykudan uyanmış bir adam ya da bir deprem sayesinde, yaşadığı hücrenin aşina karanlığından kurtulmuş biri gibi hissediyorum.
insanın, gerçekten var olduğunu ve ruhumuzun gerçek bir kendilik olduğunu hissettiği zaman içinden geçenleri tarif etmesi çok zor – o kadar zor ki, bunu insanlara ait hangi sözcüklerle yapabilirim, bilemiyorum. hissettiğim gibi ateşim mi yükseldi, yoksa bir hayat uyuru olmaktan gelen ateşin etkisi birdenbire üzerimden mi kalktı, bilemiyorum."
fernando pessoa
yaptığım, düşündüğüm, olmuş olduğum her şey bir teslimiyetler toplamından başka birşey değilmiş;
ya ben olduğumu sandığım sahte varlığa teslim olmuşum, çünkü ondan başlayıp dışa doğru hareket etmişim; ya da soluduğum havayla bir tuttuğum koşulların ağırlığına.
gözümün önündeki perdenin kalktığı şu anda, ansızın yapayalnız kalmış, kendini her zaman
vatandaşı saydığı yerde sürgün olarak bulmuş bir varlığım. en içten düşüncelerimde bile, ben,
ben değilmişim. bu durumda, hayatın karşısında alaycı bir dehşete, bir birey olarak bilincimin sınırlarını aşan bir şaşkınlığa kapılıyorum. şimdiye kadar hatadan ve yanılgıdan başka bir şey olmadığımı, hiç yaşamadığımı, sadece zamanı bilinçle, düşünceyle doldurduğum ölçüde var olduğumu biliyorum. ve kendimi, gerçek düşlerle dolu bir uykudan uyanmış bir adam ya da bir deprem sayesinde, yaşadığı hücrenin aşina karanlığından kurtulmuş biri gibi hissediyorum.
insanın, gerçekten var olduğunu ve ruhumuzun gerçek bir kendilik olduğunu hissettiği zaman içinden geçenleri tarif etmesi çok zor – o kadar zor ki, bunu insanlara ait hangi sözcüklerle yapabilirim, bilemiyorum. hissettiğim gibi ateşim mi yükseldi, yoksa bir hayat uyuru olmaktan gelen ateşin etkisi birdenbire üzerimden mi kalktı, bilemiyorum."
fernando pessoa
devamını gör...
42.
ve sonunda, tek öğrendiğim şey
tek başına nasıl güçlü olunacağıydı
tek başına nasıl güçlü olunacağıydı
devamını gör...
43.
zaman değil insanı yaşlandıran.
geçen zamanı düşününce birdenbire ihtiyarlıyor insan.
ece temelkuran/
geçen zamanı düşününce birdenbire ihtiyarlıyor insan.
ece temelkuran/
devamını gör...
44.
45.
bir kış sabretmişin de tam çiçek açacakken dolu vurmuş gibi oluyor bazen hayat.
devamını gör...
46.
47.
"genelde öyle olur zaten.
kalbim sivri bir çakıyla oyulur, ben evi süpürürüm.
geberirim kahrımdan, gider faturaları öderim.”
devamını gör...
48.
"sen gözlerimin önünde içindeki beni harcarken, ben bir an bile seni unutmaya meyletmedim. sen bildiğim gibi kalmadın ama ben unuttuğun gibiyim hala. " - murathan mungan-
devamını gör...
49.
"sana duvar ördüysem, tuğlasını sen verdin. "
devamını gör...
50.
“herkes aynı anda geceyi yaşar ancak herkesin karanlığı farklıdır.”
devamını gör...
51.
"seni tüm dünyaya bağlayan insanı bulduğunda bambaşka biri olursun. daha iyi biri.
ya o kişi senden koparıldığı zaman, o zaman nasıl birine dönüşürsün?"
• person of interest -2011 | jonathan nolan
ya o kişi senden koparıldığı zaman, o zaman nasıl birine dönüşürsün?"
• person of interest -2011 | jonathan nolan
devamını gör...
52.
devamını gör...
53.
son sessssssssssss....
devamını gör...
54.
piyanoda yanlış nota diye bir şey olmadığına dair müzisyenlerin söyleyip durduğu eski klişe laf vardı. ama nora'nın hayatı anlamsız bir kakofoniden ibaretti. muhteşem yönlere doğru gidebilecek bir parça, artık hiç bir yere gitmiyordu.
devamını gör...
55.
kendimden kurtulmak için gölgemi koridorda astım.
atilla ilhan -kaptan 5
atilla ilhan -kaptan 5
devamını gör...
56.
en iyisi düşünmemekti. kaçmaktı. kendi içime kaçmak. fakat bir içim var mıydı? hatta ben var mıydım? ben dediğim şey; bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi.
saatleri ayarlama enstitüsü-ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...
57.
58.
59.
devamını gör...
60.
bir misafirliğe gitsem
bana temiz bir yatak yapsalar
herşeyi, adımı bile unutup
uyusam...
kalktığımda yatağım hala lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerde olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam...
-melih cevdet anday-
bana temiz bir yatak yapsalar
herşeyi, adımı bile unutup
uyusam...
kalktığımda yatağım hala lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerde olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam...
-melih cevdet anday-
devamını gör...