1.
ilk yara şarkısını çok sevdiğim gruptur.
söylenmemiş güzel sözleri al,
hepsinin içinde hadi kendini bul.
söylenmemiş güzel sözleri al,
hepsinin içinde hadi kendini bul.
devamını gör...
2.
şimdiki şarkıcı onurr’un da bulunduğu grup. mor ve ötesine rakip olabilecek kadar kaliteli şarkıları varmış. maalesef dağılmış grup...bunlar da şarkılarından bazıları;
1)edepsiz komedya
2)bir ses
3)denek hayatım(sanırım en popüleri bu)
4)laleler beyaz (favorilerimden)
5)bu defa
6)kırmızı oda (niye tanıdık olsun ki bunca fazlalık? sözüyle takdiri hak eden)
7)sentetik sezar
1)edepsiz komedya
2)bir ses
3)denek hayatım(sanırım en popüleri bu)
4)laleler beyaz (favorilerimden)
5)bu defa
6)kırmızı oda (niye tanıdık olsun ki bunca fazlalık? sözüyle takdiri hak eden)
7)sentetik sezar
devamını gör...
3.
mor ve öteki ile karşılaştırılabilmiş, eski bir grup. ilginç
devamını gör...
4.
bir şekilde bu aşkı içimde hallediyorum, seninle başladı elimden gelmiyo bitiremiyorum dıdırırı rırırı rırırı rı rırırı diyen giden eksik şarkı adlı parçaya sahip hoş bir grup idi.
devamını gör...
5.
eksik şarkı, ilk yara gibi mükemmel parçaları olan, uzun yıllar önce dağılmış grup. bir şekilde bu aşkı içimde halledemiyorum nakaratını bağırarak söyleyesi gelir insanın.
ayrıca hemen her yerde devam etselerdi adları mor ve ötesi’yle birlikte anılırdı cümlesi boşa değildir. devam etmediler ama yine de anılmakta. gerçekten de ülkenin kaliteli müzik seviyesini yükseltebilecek bir gruptu.
ayrıca tek bende mi oluyor bilmem, her bu konu açıldığında garip bir hüzün doluyor içime. neyse. onurr’a bir şey söylemek istemiyorum. kendi yolunu kendisi çizmiştir. ama biz hâlâ bir şekilde bu aşkı içimizde hâlledemedik.
bu arada, 4 aralıkta demo kayıtlarının yayınlanacağından söz etmişti onurr geçmiş röportajlarından birinde ancak hiçbir yerde bulamadım. bilgisi olan biri yeşillendirebilirse çok mutlu olurum.
ayrıca hemen her yerde devam etselerdi adları mor ve ötesi’yle birlikte anılırdı cümlesi boşa değildir. devam etmediler ama yine de anılmakta. gerçekten de ülkenin kaliteli müzik seviyesini yükseltebilecek bir gruptu.
ayrıca tek bende mi oluyor bilmem, her bu konu açıldığında garip bir hüzün doluyor içime. neyse. onurr’a bir şey söylemek istemiyorum. kendi yolunu kendisi çizmiştir. ama biz hâlâ bir şekilde bu aşkı içimizde hâlledemedik.
bu arada, 4 aralıkta demo kayıtlarının yayınlanacağından söz etmişti onurr geçmiş röportajlarından birinde ancak hiçbir yerde bulamadım. bilgisi olan biri yeşillendirebilirse çok mutlu olurum.
devamını gör...
6.
yayımladıkları ilk ve tek albümden sonra dağılan (bkz: hayat) başarılı indie rock grubu.
bizim büyük çaresizliğimiz film müziklerini yapmalarının yanı sıra dinlediğimde yarım kalmışlık hissiyle daha bir sarıldığım şarkıları var.
sabah dinlerken onur özdemir’in hazırladıkları ama yayımlamadıkları 2.albüm demolarını spotify’da yayımladığını fark ettim.
open.spotify.com/...
soundcloud’da da zamanında bu notla beraber yayımlanmıştı.
“arkadaslar, bu kayitlar sakin dagilmadan once yapilmis demo kayitlaridir. artik hicbir sekilde bir sakin albumunde yer almayacaklari icin, burada yayinliyoruz. sakin tekrar bir araya gelmiyor. gaza gelmeyin. sakin dinleyin. sakin kalin ;)”
soundcloud.com/...
bizim büyük çaresizliğimiz film müziklerini yapmalarının yanı sıra dinlediğimde yarım kalmışlık hissiyle daha bir sarıldığım şarkıları var.
sabah dinlerken onur özdemir’in hazırladıkları ama yayımlamadıkları 2.albüm demolarını spotify’da yayımladığını fark ettim.
open.spotify.com/...
soundcloud’da da zamanında bu notla beraber yayımlanmıştı.
“arkadaslar, bu kayitlar sakin dagilmadan once yapilmis demo kayitlaridir. artik hicbir sekilde bir sakin albumunde yer almayacaklari icin, burada yayinliyoruz. sakin tekrar bir araya gelmiyor. gaza gelmeyin. sakin dinleyin. sakin kalin ;)”
soundcloud.com/...
devamını gör...
7.
“hayata” ile tekrar eskileri yad ettirdi.buradan
devamını gör...
8.
olgun. ya yorulmuştur her şeyden ve kabuğuna çekilmiştir sessizce, ya da olgunlaşmıştır. ikisi aynı anda olmuş da olabilir.
devamını gör...
9.
kişinin hayata önlü arkalı bakabildiği an.
devamını gör...
10.
kavga eden birileri olduğunda etraftaki boş bulunanların kullandığı sözcük , kelime.
devamını gör...
11.
dağılmış grup hayranlığım var gidip gidip dağılmış ve bir araya gelme olasılığı olmayan grupların müptelası oluyorum kurban, sakin, rehber var bir de onlar da arada uğruyorlar ah ahhhhh şu cevherleri harcayıp dandirik boktan kendine müzisyen diyen isimleri para uğruna meşhur edenlere sesleniyorum alooooooosakin dinleyin
devamını gör...
12.
etimolojik olarak arapça skn kökünden gelen sākin ساكن "1. oturan, bir yerde ikamet eden, 2. hareketsiz, durgun" sözcüğünden alıntı kelimedir.
çok sevdiğim ancak türkiye'de çokça özlenen bir sıfattır aynı zamanda. sakin bir şehir, sakin bir halk, sakin bir siyaset, sakin insanlar... bunların hepsi ne yazık ki bize çok uzak geliyor. halbuki insanın güzel bir hayat yaşayabilmesi için ne kadar da gerekli sakin bir ortam.
çok sevdiğim ancak türkiye'de çokça özlenen bir sıfattır aynı zamanda. sakin bir şehir, sakin bir halk, sakin bir siyaset, sakin insanlar... bunların hepsi ne yazık ki bize çok uzak geliyor. halbuki insanın güzel bir hayat yaşayabilmesi için ne kadar da gerekli sakin bir ortam.
devamını gör...
13.
kendileri başımıza gelmiş en güzel şey olabilir.
devamını gör...
14.
sakin grubunu hatırlatan başlık
kurtlu kuyu dinlemenizi tavsiye ederim
kurtlu kuyu dinlemenizi tavsiye ederim
devamını gör...
15.
onurr'a kimse giydiremez. bu gezegende toplasanız 3-5 kişiydik onları dinleyen. gerçek sanatsal bir nitelik, asla finansmanla beslenemez. sakin de bunun en net misallerinden biriydi. aç kaldı adam, ne yapsın! belki ciklet pop bestelerini satıp köşeyi döner ve bir gün yeniden eski stiliyle çıkar karşımıza. "ikarus başarsa"yı değiştiriyoruz artık. "onurr başarsa"
"koş çabuk, kahramaaaan onuuuurrrr"
"koş çabuk, kahramaaaan onuuuurrrr"
devamını gör...
16.
dağılmadan önce de şu anda da çok severek dinlediğim müzik grubudur. dağılmalarından kısa bir zaman sonra solisti onur özdemir ayşe hatun önal ile güm güm şarkısını çıkarmıştı. onur'un pop müzik tarzındaki yapmış olduğu şarkıları beni çok sarmasa da sesini ve müziğini seviyorum. sakin müzik yaparken onu dinleyen bir avuç insandık keşke bu sektörden istediklerini alıp devam etme şansları olsaydı.
devamını gör...
17.
kıymetini bilemediğimiz nadide gruplarımızdan. onur özdemir zorlu psm'de ara ara tek başına sakin tribute konserleri veriyor, henüz gidemedim ancak istiyorum bakalım.
devamını gör...
18.
onur özdemir'in sakin tribute videolarını izliyorum, gözüme gençliğim kaçtı.
ulan zaman ne biçim akıyor lan
yağmur güncesi çalmaya başladı kafamda.
ne yapıp ne edip gitmem lazım bu konserlere
eğer devam ediyorsa tabi.
ulan zaman ne biçim akıyor lan
yağmur güncesi çalmaya başladı kafamda.
ne yapıp ne edip gitmem lazım bu konserlere
eğer devam ediyorsa tabi.
devamını gör...
19.
yoğun, stresli, azıcık keyifli, güzel şeyler vaad eden ufak tefek gelişmelerin yaşandığı karışık bir günün ardında, kendimi bulmaktan en çok korktuğum yerde metrobüste müzik dinleyerek yolculuk ederken bir anda çalan dönsün isimli parçalarıyla hatırıma düşen, gözlerimi nemlendiren, beni hayat albümlerinin çıktığı 2008 yılına götüren rok grubu. 14 yaşında liseli bir ergenken o yıllarda beni en çok etkileyen, en çok dinlediğim 4 albümden birini yapan güzide grup. diğer üç albümden biri; yine 2008 çıkışlı yasemin mori albümü hayvanlar, teoman'ın 2009'da çıkardığı insanlık halleri ve redd'in 2009 çıkışlı 21 albümleriydi.
ne güzel günlerdi, ne kadar kaliteli işler çıkardı o yıllarda be. şimdi uzun bir entry yazacağım. bu entryde sakin'i şarkı şarkı incelerken 2000'leri uğurlayıp 2010'ları karşılamaya hazırlandığımız o günlere, o günlerdeki bazı olaylara gideceğim. yeni nesilin pek aşina olduğu bir grup değil. sakin grubu çerçevesinde o yıllarda yaşanan bazı olayları da hatırlamakta fayda olduğunu düşünüyorum.
ilk olarak sakin grubuna genel bir çerçevede bakalım. sadece bir resmi albüm çıkarttı bu grup. ismi de hayat. az sonra o albüme ve şarkılara değineceğim zaten. ilk albümleri ile epey ses getirdiler ve ikinci albüm eli kulağındayken dağıldılar ne yazık ki. grubun en çok tanınan ismi, frontmani ve beyni olan onur özdemir bambaşka bir yol seçti kendine. simge sağın'ın aşkın olayım şarkısını yazdı. izel, ayşe hatun önal, hadise gibi isimlerle şarkı yapmanın yanı sıra kendi solo pop projesi onurr ile başka bir kariyer inşa etti. bir dönem s.o.s isimli bir projede sakin'deki gitarist elemanla güzel coverlar yaptılar, sakin'in ikinci albümünden şarkılar söylediler falan. arada bi shakespeare'in sonelerini çevirdiği arabesk soneler isimli kitap çıkardı. değişik bir insan, değişik bir kariyer.
mor ve ötesi'nin albümlerinin yayınlandığı rakun müzik çatısı altında yaptılar ilk albümlerini. sanırım mvö'den de epey destek aldılar o dönem. türkiye'nin o dönem en kaliteli müziklerine imza atan mvö ve sakin'den başka grubun albümü de yayınlanmadı bu şirket tarafından. yaptıkları iş klasik türk rok soundundan farklı, felsefe içeren derin sözlere sahip ve olması gerektiği kadar da muhalif/protest bir gruptu bu abiler. köşe yazılarında türkiye'nin radiohead'i falan gibi ifadeler okuduğumu hatırlıyorum. potansiyelleri büyüktü ancak aralarında ne yaşandı bilinmez dağıldılar.
geçelim hayat albümüne. redd'in 21 albümünü bilenler bilir. albümün tüm şarkıları bir konsepte, hikayeye aittir. 21 isimli bir karakterin doğumu, büyüme evresi, aşk-din sorgulamaları, politika ile ilgisi, yaşlanması ve ölümünü anlatır o albüm. 21'den bir yıl önce çıkan hayat albümü de bana benzer bir tat verir. elbette 21 kadar komple, mükemmel bir "konsept albüm" değil. burada iki albümü değil "konsept albüm" olup olmadıklarını karşılaştırıyorum yanlış anlaşılmasın. neyse, 11 şarkı 46 dakikalık bu albümde de ufak bi konsept albüm tınısı alıyorum istemsiz. şimdi şarkı şarkı inceleyelim albümü. ilk şarkımız;
kor bir ay
kısa bir sessizliğin içinden gelen kuş cıvıltıları ile başlar bu albüm. sanki hayatın başlangıcı gibi. pulp isimli grubun the birds in your garden şarkısının başındaki cıvıltılarla birebir aynı. pulp'un şarkısında başlayan yeni bir gün, sakin'in şarkısında da yeni bir doğum müjdelenir sanki o cıvıltılarla. konsept albüm tınısı alıyorum dedim ya, burdan sonra bu iddiam doğrultusunda jenerik senaryolar yazacağım albümdeki şarkılarla ilgili. kesin doğrudur diyemem. kor bir ay bir aşk şarkısı da olabilir, varoluşu da sorgulayabilir, koray isimli birini de anlatıyo olabilir. doğrusunu grup üyeleri daha iyi bilir ancak şu sözleri bir annenin çocuğuna yazdığı düşüncesi ile okuyunca hayatın başlangıcı, yeni bir canın uyanışı gibi düşünmek çok tatlı geliyor bana.
bir küçük resim yarattım ben, senle doldurduğum
kamaştığım varlığın sinsi, girdi koynuma
.....
indirdim yetişkinliğimi oyun alanına
şu ay kor olur bakmasam, yansıtan tek gecemi
....
bir küçük hayat resmidir ya avucumda büyüttüğüm
sen dönüp kaçarken bile, kanar ellerim..
hayatı simgeleyen kuş cıvıltıları ile başlayan "hayat" albümün son sözünün; "öldürdün beni sezar" olması oldukça manidar. neyse. ikinci şarkıya geçelim.
ikarus başarsa
ikarus bildiğiniz üzere yunan mitolojisinden. hapsedildiği kuleden, babasının yaptığı balmumu kanatlarla uçarak kurtulmaya çalışırken güneşin balmumunu eritmesi sonucunda düşer. babası halbuki uçmadan önce uyarır. güneşe çok yaklaşma, kanatların erir düşer ölürsün diye. ikarus onu dinlemez. dış dünyanın, güneşin parlaklığına aldanır ve yaptığı hata sonucu kanatları erir, düşer ve ölür. gençlik hatası işte :)
şarkı da geçen şu sözlere bir bakalım;
zaman durur, güneş söner, yürekten gelirse...
birden susarsa bütün yenilgiler,
tekil hayatlar da bir gün devrim yapar ya.
kanı kaynayan delühanlı gencimiz yürekten gelip, inanarak yaparsa zamanı da durdurur, güneşi de söndürür. babasının hatası yüzünden kuleye kapatılan ikarus, babası hakkında "birden susarsa bütün yenilgiler" cümlesi ile onu dinlemediğini belirtir. "tekil hayatlar da bir gün devrim yapar ya" diye kendine güvenini, devrim tutkusunu, kuleden kurtuluşunu/özgürlüğünü ilan eder.
bir defa doğmasa güneş
koş çabuk kahraman ikarus
senin günün, gülen yüzün kazanır istersen
saklı ya hayat hep mucizelerde
konar küçük bir öpücük balmumu kanadına
şeklinde devam eden şarkı sözlerinde ikarus'un inancını, azmini görürüz. saf bir şekilde babasına, babasının yenilgilerine, hapsedildiği kuleye, onları oraya hapsedenlere karşı mücadelesine devam eder. çünkü hayat hep mucizelerde saklıdır. "bir defa doğmasa güneş" düsturuyla hareket ederseniz nolur peki? "konar küçük bir öpücük balmumu kanadına". ve şarkının son sözleri şekil değiştirerek "bir anda doğmasa güneş" oluverir ve kahramanımız ölür. şimdi bu şarkıdaki politik, varoluşsal, psikolojik göndermeleri aklı olan biri görmüştür zaten. ayrı bi entry yazmak gerek ama geçelim üçüncü şarkımıza.
laleler beyaz
albümün en sıkı en daşdaşlı şarkılarından. aşkı tadar, sorgular albümümüzdeki gencomuz.
kokumdasın ki güç bela sürünüp bulduğum
elinde kaybolup uzandığım ufuklara
hoş senin de bir varoluş sebebin var
yakından uzaktan alakam olsa mutluyum
bir gülümseten benim
bir daha, daha söyler misin?
tek iyim sen kalmışsın aman ne mutluyum
burnum omzunda
uyandığım bu sabaha gözlerin bakmaz mı?
beklenen gün geldi, açtı laleler beyaz
uzakları hayal eder, tuttuğu avucunda
söz durdu, artık sen ve ben ve uçsuz zamanım
ilk aşka yazılmış gibi. güç bela bulup süründüğü kokudadır. elinde kaybolup uzanır ufaklara. onun varoluş sebebiyle yakından uzaktan alakası olsa mutludur. güç bela süründüğü aşkını tek gülümseten o mudur gerçekten? bunu sorgular. ancak yine de burnu sevgilisinin omzunda iken aman ne mutludur, tek iyisi o kalmıştır.
beyaz lalenin saflığı, saf sevgiyi temsil eder. ayrıca özür dilemek ve pişmanlık için kullanılırmış. ben demiyorum gugli amca diyor.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/07/11/x8ftt2bzxghmvjhe-t.jpg)
pek çok insanın ilk aşkı saftır, bu yüzden bitişinden dolayı pişmanlık hissederiz. hele ki kalbini kırdıysak ilk aşkımızın. şarkının biten ilk aşka yazıldığını, şarkının kaotikliğinden ve son verse'deki şu sözlerden de anlıyoruz.
bir yanımdasın bugün bu kez daha sorulmasın
elinde var, yanımdasın, görünce bak, yakın dur
evinde son kez olmayı düşündüm, biraz anla
yanımdasın, dokunduğum elimde bak ne kaldı?
albümde hayat kelimesinin geçmediği bir şarkıdır. çünkü aşkı ilk kez tadan, elinde kaybolup ufuklara uzanmayı hayal ettiği sevgilisini kaybetmiştir albümdeki delühanlımız. pişmandır. geçiyoruz sonraki şarkımıza.
bir ses
laleler beyaz'da sevgilisini kaybeden delühanlımızın acısı ve pişmanlığı devam eder. ancak avunma peşindedir, toparlanmaya çalışır. aşkı sorgulaması devam eder. önü açık ucu kaçık yarınlarda, geçici bir aşkı da olmuştur.
bomboş bir yarın, önü açık, ucu kaçık
kalk, çek git, bul,
neyi desen, nasıl desen
sürüldüğüm yaz, yapıp eder, tabi eder
yatsam mırıldansam, soluk bir karakterken
bir yaz eğlencesi oldun
her yanı neşe doldurdun
sen küçük kız bize alkış tut
hayat batırırken
hayat batırırken, neşe dolu yaz eğlencesi küçük kız onlara alkış tutsun :)
şarkının sonunda çok nahif, çok tatlı ama bir miktarda hüzünlü bir gitar solosu vardır ki bu şarkının en sevdiğim kısmıdır. geçiyoruz diğer şarkımıza. grubun en büyük patlamasını yapan şarkısına.
edepsiz komedya
delühanlımız gerçek aşkı bulmuştur.
gözlerin
ya vardı aklımda
biz çoktan unuttuk
dünya dediklerini
"aşk bir kaza", dedin
bizse sağ kurtulduk
aşk bir kaza dedin, bizse sağ kurtulduk. birbirimizi bulduk.
seni sorana, "her yanım" derim
ve dahasını da eklerim
ellerini uzat ki dokunsun
parmaklarım bugün
ayrıca, bu şarkıda da hayat kelimesi geçmez. zaten kendi hayatına söylüyor şarkıyı :)
şarkının klibi sulukule'de bir roman düğününde geçer. grubumuz çalgıcıdır. klibin başında bir roman orkestrası çalar bu şarkıyı. keşke o roman orkestrası versiyonunun da tamamı çıksa, dinlesek. neyse efenim. o yıllarda sulukule kentsel dönüşüm projesi altında yıkılmaya çalışılır. bizans'tan beri var olan kendine has kültürel bir dokusu, roman vatandaşları olan semt onca eyleme, stk ve sanatçıların itirazına rağmen 2008 yılında yıkımına başlanan bir semt olur. sakin bu klip ile o duruma tepki göstermiş, protest bir tavır koymuştur. dönemin toki başkanını hepimiz tanıyoruz.
(bkz: erdoğan bayraktar). kanser hastası dilek'in eline para tutuşturan bakan. yolsuzlukları canlı yayında kabul eden bakan.
toki'nin bağlı olduğu çevre şehircilik bakanı ise; (bkz: veysel eroğlu). hasankeyf için tepki gösteren tarkan'a "herkes işine baksın" diyebilen bakan. ülkenin devasa bir şantiyeye dönüşünde büyük pay sahibi olan bir bakan. orman bakanı iken otel inşaası için ormanlar yanan bakanlardan.
dönemin başbakanını ise şu an cumhurbaşkanı yaptık. neyse. silivri bu mevsimde de soğuktur. geçelim diğer şarkıya.
bu defa
o yıllarda her ayrıılığımda dinlediğim tam bir ayrılık şarkısı idi bu. delühanlımız buldum sandığı gerçek hayatı da kaybetmiştir.
bildik bir ses olmuştun ya
sonunda bir ben duyan
kaçırdım orda bakarken hayaline
bir defa kalsam yanında
hayat güzel hikayemde kalınca
edepsiz komedya'da hayat kelimesi geçmez çünkü bulmuştur hayatının anlamını, her yanını. bu şarkıda hayat güzel bir hikayede kalmıştır.
bir ses duydum, sen sanmıştım
ta derinden, içlerdeyken
sorma sen sus, her şey bağırırken
bildik bir ses olmuştun ya
sonunda bir ben duyan
kaçırdım orda bakarken hayaline
daha fazla bir şey yazmaya gerek duymuyorum bu şarkı hakkında. geçiyoruz diğer şarkımıza.
denek hayatım
son derece politik, cayır cayır bağıran bir parça. (bkz: 22 temmuz 2004 pamukova hızlandırılmış tren kazası) hakkında yazılmıştır. dönemin ulaştırma bakanını hepimiz tanıyoruz.
(bkz: binali yıldırım). yargılanmamıştır. kendisi başbakanlık bile yapmıştır. düşük profildir. dönemin (bkz: tcdd) genel müdürü (bkz: süleyman karaman)'ın yargılanmasını engellemiştir. süleyman karaman denen zat ise 2015 yılına kadar görevine devam edip 27 ve 28. dönemlerde milletvekili olmuştur. bunun yanında türk telekom, ttnet ve türksat gibi kurumların yönetim kurullarında görev almışlığı vardır.
kaza hakkındaki dava 2011 yılına kadar sürmüş. baş makinist, ikinci makinist ve tren şefleri 2 yılı geçmeyen cezalarla cezalandırılmıştır. olan yitip giden 41 cana olmuştur.
gördüm her yanda
kokla; bu ceset, bu yüzüm
ağlar kan içinde
ben sana söyledim, hepten ölürüm ben
inan dönüşü yok, bu hız seferi
bak bu tren devrilir, bağırır bu raylar
o sahte o kart düzene
dönemin başbakanı hepimiz tanıyoruz. (bkz: recep tayyip erdoğan)
ayrıca bu şarkının klibi 4 dakika civarı iken albüm versiyonu 7 dakikadır. içinde pek deneysel, pek güzel bir enstrümantal şarkı daha gizler.
yağmur güncesi
hayatın gelip geçiciliği, geldik gidiyoz yaşadıkta ne boka yaradı düşüncelerinin hakim olduğu şarkı. karakterimiz yavaştan umudunu vs kaybetmiştir. bıkkın bir şekilde hayat akıyodur. intro da bböyle başlar outro da öylece akar gider.
bu düş değil hayat dedikleri
yanında berbat dost, yalnızlık
bu sabah sıkıştım, sen hâlâ ilerlet istif insanları
duraklar yüz binlerce boğaz boyunca
hayatın acı gerçekleri ile karşılaşılır. yalnızlık, sahte dostluklar, istif olmuş insanlar, sıkışmışlık. bu gerçeklikler hayatın ta kendisidir, düş değildir. bunu kabullenir delühanlımız.
bu yağmur dinmez ki
adem'den beri yağar durur telaşta
bu kez de tekrardan ibaret
ademden beri böyle gelir böyle gider böyle devam eder. siz bu döngü içinde haber verin mutlu insanlardan.
görürsen haber ver o mutlu insandan
kırmızı oda
ölüm korkusu, yaşlılık, geride kalan anılar, her kalktığında sabahı görmek. sabahı görünce belki sevinmek belki de ölmediğine üzülmek.
kırmızı oda düşle
yerde uzanmış
duvarda isimsiz yıldız
nasıl yaşlanmış
niye tanıdık olsun ki bunca fazlalık
ne yaratmaz ki istese
korku başında
bir yalnızlık, sessizsin
ah kahretsin
her yerimde batmış ağrılar birden
kalktım, baktım ve sabah
ve albümün son şarkısı; sentetik sezar
geçmişle hesaplaşma. öldürdün beni sezar, yaşatmadın, nefes almadım.
tut seninle farklı insanlarız
göz bebeğinde parlayan yıldız
al, sömür, yut; dünya durur bugün
hiç bilinmez, yarın suçlu kim?
örtük yüzüm diz çökerken
göster beni aletin doluyken
dök üstüme sıcak suyunu
hakkın sende kalsın
sessizim, bu ses senin
öldürdün beni sezar
yaşatmadın, nefes almadım
bir oda var, hem ufacık hem gözü görmez
her yerine bağ dolanır sürünürken
dur! dokunma, cismim bulaştırır
bir odam var hiç görmediğin
hakkın sende kalsın
sessizim, bu ses senin
öldürdün beni sezar
yaşatmadın, nefes almadım
hayat albümünün dışında şurada da ikinci albüm demolarını dinleyebilirsiniz.
buradaki şarkılara başka zaman girecem. çok uzadı entry. biraz enerjim olsa yazardım ya neyse. canlı dinleyemediğime çok üzüldüğüm, lise zamanlarımın enfes, efsane gruplarındandı sakin. dinleyin dinletin.
ne güzel günlerdi, ne kadar kaliteli işler çıkardı o yıllarda be. şimdi uzun bir entry yazacağım. bu entryde sakin'i şarkı şarkı incelerken 2000'leri uğurlayıp 2010'ları karşılamaya hazırlandığımız o günlere, o günlerdeki bazı olaylara gideceğim. yeni nesilin pek aşina olduğu bir grup değil. sakin grubu çerçevesinde o yıllarda yaşanan bazı olayları da hatırlamakta fayda olduğunu düşünüyorum.
ilk olarak sakin grubuna genel bir çerçevede bakalım. sadece bir resmi albüm çıkarttı bu grup. ismi de hayat. az sonra o albüme ve şarkılara değineceğim zaten. ilk albümleri ile epey ses getirdiler ve ikinci albüm eli kulağındayken dağıldılar ne yazık ki. grubun en çok tanınan ismi, frontmani ve beyni olan onur özdemir bambaşka bir yol seçti kendine. simge sağın'ın aşkın olayım şarkısını yazdı. izel, ayşe hatun önal, hadise gibi isimlerle şarkı yapmanın yanı sıra kendi solo pop projesi onurr ile başka bir kariyer inşa etti. bir dönem s.o.s isimli bir projede sakin'deki gitarist elemanla güzel coverlar yaptılar, sakin'in ikinci albümünden şarkılar söylediler falan. arada bi shakespeare'in sonelerini çevirdiği arabesk soneler isimli kitap çıkardı. değişik bir insan, değişik bir kariyer.
mor ve ötesi'nin albümlerinin yayınlandığı rakun müzik çatısı altında yaptılar ilk albümlerini. sanırım mvö'den de epey destek aldılar o dönem. türkiye'nin o dönem en kaliteli müziklerine imza atan mvö ve sakin'den başka grubun albümü de yayınlanmadı bu şirket tarafından. yaptıkları iş klasik türk rok soundundan farklı, felsefe içeren derin sözlere sahip ve olması gerektiği kadar da muhalif/protest bir gruptu bu abiler. köşe yazılarında türkiye'nin radiohead'i falan gibi ifadeler okuduğumu hatırlıyorum. potansiyelleri büyüktü ancak aralarında ne yaşandı bilinmez dağıldılar.
geçelim hayat albümüne. redd'in 21 albümünü bilenler bilir. albümün tüm şarkıları bir konsepte, hikayeye aittir. 21 isimli bir karakterin doğumu, büyüme evresi, aşk-din sorgulamaları, politika ile ilgisi, yaşlanması ve ölümünü anlatır o albüm. 21'den bir yıl önce çıkan hayat albümü de bana benzer bir tat verir. elbette 21 kadar komple, mükemmel bir "konsept albüm" değil. burada iki albümü değil "konsept albüm" olup olmadıklarını karşılaştırıyorum yanlış anlaşılmasın. neyse, 11 şarkı 46 dakikalık bu albümde de ufak bi konsept albüm tınısı alıyorum istemsiz. şimdi şarkı şarkı inceleyelim albümü. ilk şarkımız;
kor bir ay
kısa bir sessizliğin içinden gelen kuş cıvıltıları ile başlar bu albüm. sanki hayatın başlangıcı gibi. pulp isimli grubun the birds in your garden şarkısının başındaki cıvıltılarla birebir aynı. pulp'un şarkısında başlayan yeni bir gün, sakin'in şarkısında da yeni bir doğum müjdelenir sanki o cıvıltılarla. konsept albüm tınısı alıyorum dedim ya, burdan sonra bu iddiam doğrultusunda jenerik senaryolar yazacağım albümdeki şarkılarla ilgili. kesin doğrudur diyemem. kor bir ay bir aşk şarkısı da olabilir, varoluşu da sorgulayabilir, koray isimli birini de anlatıyo olabilir. doğrusunu grup üyeleri daha iyi bilir ancak şu sözleri bir annenin çocuğuna yazdığı düşüncesi ile okuyunca hayatın başlangıcı, yeni bir canın uyanışı gibi düşünmek çok tatlı geliyor bana.
bir küçük resim yarattım ben, senle doldurduğum
kamaştığım varlığın sinsi, girdi koynuma
.....
indirdim yetişkinliğimi oyun alanına
şu ay kor olur bakmasam, yansıtan tek gecemi
....
bir küçük hayat resmidir ya avucumda büyüttüğüm
sen dönüp kaçarken bile, kanar ellerim..
hayatı simgeleyen kuş cıvıltıları ile başlayan "hayat" albümün son sözünün; "öldürdün beni sezar" olması oldukça manidar. neyse. ikinci şarkıya geçelim.
ikarus başarsa
ikarus bildiğiniz üzere yunan mitolojisinden. hapsedildiği kuleden, babasının yaptığı balmumu kanatlarla uçarak kurtulmaya çalışırken güneşin balmumunu eritmesi sonucunda düşer. babası halbuki uçmadan önce uyarır. güneşe çok yaklaşma, kanatların erir düşer ölürsün diye. ikarus onu dinlemez. dış dünyanın, güneşin parlaklığına aldanır ve yaptığı hata sonucu kanatları erir, düşer ve ölür. gençlik hatası işte :)
şarkı da geçen şu sözlere bir bakalım;
zaman durur, güneş söner, yürekten gelirse...
birden susarsa bütün yenilgiler,
tekil hayatlar da bir gün devrim yapar ya.
kanı kaynayan delühanlı gencimiz yürekten gelip, inanarak yaparsa zamanı da durdurur, güneşi de söndürür. babasının hatası yüzünden kuleye kapatılan ikarus, babası hakkında "birden susarsa bütün yenilgiler" cümlesi ile onu dinlemediğini belirtir. "tekil hayatlar da bir gün devrim yapar ya" diye kendine güvenini, devrim tutkusunu, kuleden kurtuluşunu/özgürlüğünü ilan eder.
bir defa doğmasa güneş
koş çabuk kahraman ikarus
senin günün, gülen yüzün kazanır istersen
saklı ya hayat hep mucizelerde
konar küçük bir öpücük balmumu kanadına
şeklinde devam eden şarkı sözlerinde ikarus'un inancını, azmini görürüz. saf bir şekilde babasına, babasının yenilgilerine, hapsedildiği kuleye, onları oraya hapsedenlere karşı mücadelesine devam eder. çünkü hayat hep mucizelerde saklıdır. "bir defa doğmasa güneş" düsturuyla hareket ederseniz nolur peki? "konar küçük bir öpücük balmumu kanadına". ve şarkının son sözleri şekil değiştirerek "bir anda doğmasa güneş" oluverir ve kahramanımız ölür. şimdi bu şarkıdaki politik, varoluşsal, psikolojik göndermeleri aklı olan biri görmüştür zaten. ayrı bi entry yazmak gerek ama geçelim üçüncü şarkımıza.
laleler beyaz
albümün en sıkı en daşdaşlı şarkılarından. aşkı tadar, sorgular albümümüzdeki gencomuz.
kokumdasın ki güç bela sürünüp bulduğum
elinde kaybolup uzandığım ufuklara
hoş senin de bir varoluş sebebin var
yakından uzaktan alakam olsa mutluyum
bir gülümseten benim
bir daha, daha söyler misin?
tek iyim sen kalmışsın aman ne mutluyum
burnum omzunda
uyandığım bu sabaha gözlerin bakmaz mı?
beklenen gün geldi, açtı laleler beyaz
uzakları hayal eder, tuttuğu avucunda
söz durdu, artık sen ve ben ve uçsuz zamanım
ilk aşka yazılmış gibi. güç bela bulup süründüğü kokudadır. elinde kaybolup uzanır ufaklara. onun varoluş sebebiyle yakından uzaktan alakası olsa mutludur. güç bela süründüğü aşkını tek gülümseten o mudur gerçekten? bunu sorgular. ancak yine de burnu sevgilisinin omzunda iken aman ne mutludur, tek iyisi o kalmıştır.
beyaz lalenin saflığı, saf sevgiyi temsil eder. ayrıca özür dilemek ve pişmanlık için kullanılırmış. ben demiyorum gugli amca diyor.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/07/11/x8ftt2bzxghmvjhe-t.jpg)
pek çok insanın ilk aşkı saftır, bu yüzden bitişinden dolayı pişmanlık hissederiz. hele ki kalbini kırdıysak ilk aşkımızın. şarkının biten ilk aşka yazıldığını, şarkının kaotikliğinden ve son verse'deki şu sözlerden de anlıyoruz.
bir yanımdasın bugün bu kez daha sorulmasın
elinde var, yanımdasın, görünce bak, yakın dur
evinde son kez olmayı düşündüm, biraz anla
yanımdasın, dokunduğum elimde bak ne kaldı?
albümde hayat kelimesinin geçmediği bir şarkıdır. çünkü aşkı ilk kez tadan, elinde kaybolup ufuklara uzanmayı hayal ettiği sevgilisini kaybetmiştir albümdeki delühanlımız. pişmandır. geçiyoruz sonraki şarkımıza.
bir ses
laleler beyaz'da sevgilisini kaybeden delühanlımızın acısı ve pişmanlığı devam eder. ancak avunma peşindedir, toparlanmaya çalışır. aşkı sorgulaması devam eder. önü açık ucu kaçık yarınlarda, geçici bir aşkı da olmuştur.
bomboş bir yarın, önü açık, ucu kaçık
kalk, çek git, bul,
neyi desen, nasıl desen
sürüldüğüm yaz, yapıp eder, tabi eder
yatsam mırıldansam, soluk bir karakterken
bir yaz eğlencesi oldun
her yanı neşe doldurdun
sen küçük kız bize alkış tut
hayat batırırken
hayat batırırken, neşe dolu yaz eğlencesi küçük kız onlara alkış tutsun :)
şarkının sonunda çok nahif, çok tatlı ama bir miktarda hüzünlü bir gitar solosu vardır ki bu şarkının en sevdiğim kısmıdır. geçiyoruz diğer şarkımıza. grubun en büyük patlamasını yapan şarkısına.
edepsiz komedya
delühanlımız gerçek aşkı bulmuştur.
gözlerin
ya vardı aklımda
biz çoktan unuttuk
dünya dediklerini
"aşk bir kaza", dedin
bizse sağ kurtulduk
aşk bir kaza dedin, bizse sağ kurtulduk. birbirimizi bulduk.
seni sorana, "her yanım" derim
ve dahasını da eklerim
ellerini uzat ki dokunsun
parmaklarım bugün
ayrıca, bu şarkıda da hayat kelimesi geçmez. zaten kendi hayatına söylüyor şarkıyı :)
şarkının klibi sulukule'de bir roman düğününde geçer. grubumuz çalgıcıdır. klibin başında bir roman orkestrası çalar bu şarkıyı. keşke o roman orkestrası versiyonunun da tamamı çıksa, dinlesek. neyse efenim. o yıllarda sulukule kentsel dönüşüm projesi altında yıkılmaya çalışılır. bizans'tan beri var olan kendine has kültürel bir dokusu, roman vatandaşları olan semt onca eyleme, stk ve sanatçıların itirazına rağmen 2008 yılında yıkımına başlanan bir semt olur. sakin bu klip ile o duruma tepki göstermiş, protest bir tavır koymuştur. dönemin toki başkanını hepimiz tanıyoruz.
(bkz: erdoğan bayraktar). kanser hastası dilek'in eline para tutuşturan bakan. yolsuzlukları canlı yayında kabul eden bakan.
toki'nin bağlı olduğu çevre şehircilik bakanı ise; (bkz: veysel eroğlu). hasankeyf için tepki gösteren tarkan'a "herkes işine baksın" diyebilen bakan. ülkenin devasa bir şantiyeye dönüşünde büyük pay sahibi olan bir bakan. orman bakanı iken otel inşaası için ormanlar yanan bakanlardan.
dönemin başbakanını ise şu an cumhurbaşkanı yaptık. neyse. silivri bu mevsimde de soğuktur. geçelim diğer şarkıya.
bu defa
o yıllarda her ayrıılığımda dinlediğim tam bir ayrılık şarkısı idi bu. delühanlımız buldum sandığı gerçek hayatı da kaybetmiştir.
bildik bir ses olmuştun ya
sonunda bir ben duyan
kaçırdım orda bakarken hayaline
bir defa kalsam yanında
hayat güzel hikayemde kalınca
edepsiz komedya'da hayat kelimesi geçmez çünkü bulmuştur hayatının anlamını, her yanını. bu şarkıda hayat güzel bir hikayede kalmıştır.
bir ses duydum, sen sanmıştım
ta derinden, içlerdeyken
sorma sen sus, her şey bağırırken
bildik bir ses olmuştun ya
sonunda bir ben duyan
kaçırdım orda bakarken hayaline
daha fazla bir şey yazmaya gerek duymuyorum bu şarkı hakkında. geçiyoruz diğer şarkımıza.
denek hayatım
son derece politik, cayır cayır bağıran bir parça. (bkz: 22 temmuz 2004 pamukova hızlandırılmış tren kazası) hakkında yazılmıştır. dönemin ulaştırma bakanını hepimiz tanıyoruz.
(bkz: binali yıldırım). yargılanmamıştır. kendisi başbakanlık bile yapmıştır. düşük profildir. dönemin (bkz: tcdd) genel müdürü (bkz: süleyman karaman)'ın yargılanmasını engellemiştir. süleyman karaman denen zat ise 2015 yılına kadar görevine devam edip 27 ve 28. dönemlerde milletvekili olmuştur. bunun yanında türk telekom, ttnet ve türksat gibi kurumların yönetim kurullarında görev almışlığı vardır.
kaza hakkındaki dava 2011 yılına kadar sürmüş. baş makinist, ikinci makinist ve tren şefleri 2 yılı geçmeyen cezalarla cezalandırılmıştır. olan yitip giden 41 cana olmuştur.
gördüm her yanda
kokla; bu ceset, bu yüzüm
ağlar kan içinde
ben sana söyledim, hepten ölürüm ben
inan dönüşü yok, bu hız seferi
bak bu tren devrilir, bağırır bu raylar
o sahte o kart düzene
dönemin başbakanı hepimiz tanıyoruz. (bkz: recep tayyip erdoğan)
ayrıca bu şarkının klibi 4 dakika civarı iken albüm versiyonu 7 dakikadır. içinde pek deneysel, pek güzel bir enstrümantal şarkı daha gizler.
yağmur güncesi
hayatın gelip geçiciliği, geldik gidiyoz yaşadıkta ne boka yaradı düşüncelerinin hakim olduğu şarkı. karakterimiz yavaştan umudunu vs kaybetmiştir. bıkkın bir şekilde hayat akıyodur. intro da bböyle başlar outro da öylece akar gider.
bu düş değil hayat dedikleri
yanında berbat dost, yalnızlık
bu sabah sıkıştım, sen hâlâ ilerlet istif insanları
duraklar yüz binlerce boğaz boyunca
hayatın acı gerçekleri ile karşılaşılır. yalnızlık, sahte dostluklar, istif olmuş insanlar, sıkışmışlık. bu gerçeklikler hayatın ta kendisidir, düş değildir. bunu kabullenir delühanlımız.
bu yağmur dinmez ki
adem'den beri yağar durur telaşta
bu kez de tekrardan ibaret
ademden beri böyle gelir böyle gider böyle devam eder. siz bu döngü içinde haber verin mutlu insanlardan.
görürsen haber ver o mutlu insandan
kırmızı oda
ölüm korkusu, yaşlılık, geride kalan anılar, her kalktığında sabahı görmek. sabahı görünce belki sevinmek belki de ölmediğine üzülmek.
kırmızı oda düşle
yerde uzanmış
duvarda isimsiz yıldız
nasıl yaşlanmış
niye tanıdık olsun ki bunca fazlalık
ne yaratmaz ki istese
korku başında
bir yalnızlık, sessizsin
ah kahretsin
her yerimde batmış ağrılar birden
kalktım, baktım ve sabah
ve albümün son şarkısı; sentetik sezar
geçmişle hesaplaşma. öldürdün beni sezar, yaşatmadın, nefes almadım.
tut seninle farklı insanlarız
göz bebeğinde parlayan yıldız
al, sömür, yut; dünya durur bugün
hiç bilinmez, yarın suçlu kim?
örtük yüzüm diz çökerken
göster beni aletin doluyken
dök üstüme sıcak suyunu
hakkın sende kalsın
sessizim, bu ses senin
öldürdün beni sezar
yaşatmadın, nefes almadım
bir oda var, hem ufacık hem gözü görmez
her yerine bağ dolanır sürünürken
dur! dokunma, cismim bulaştırır
bir odam var hiç görmediğin
hakkın sende kalsın
sessizim, bu ses senin
öldürdün beni sezar
yaşatmadın, nefes almadım
hayat albümünün dışında şurada da ikinci albüm demolarını dinleyebilirsiniz.
buradaki şarkılara başka zaman girecem. çok uzadı entry. biraz enerjim olsa yazardım ya neyse. canlı dinleyemediğime çok üzüldüğüm, lise zamanlarımın enfes, efsane gruplarındandı sakin. dinleyin dinletin.
devamını gör...
20.
1 sehrin yerlisi anlamina da gelir.
devamını gör...
"sakin" ile benzer başlıklar
sakin ol
9