sergen yalçın

tıpkı futbolculuğu gibi kendine yazık edip erkenden direktörlüğü de salmıştır. geçen seneki şampiyonluk için diyeceğim tek şey süper lig'teki son 6-7 yıldır kazanılan şampiyonluklar bir illüzyondan ibaret, hakikatte bir karşılığı yok. kendi kendimize dış dünyadan bağımsız bir ligimiz var. öylece takılıyoruz. vizyonsuz yöneticiler, vizyonsuz hocalar, vizyonsuz oyuncular ile anca bu kadar olur. o yüzden sergen yalçın'ın şu anki durumuna şaşırmamak lazım. ha bir de insanları çok çabuk baş tacı edip ve yine çok çabuk yerin dibine sokan bir milletiz. sonuçta sezonluk bir başarısı vardı sergen'in beşiktaşta. cv'si de üst düzey bir t.d değil sonuçta. fazla beklentiye girmek gibi bir huyumuz da var maalesef. tahammül de yok vsvvs klişe şeyler falan filan.

en kötü zamanında işten atıldığı sene bile benim yedi sülalemin toplamından iyi yaşayacaktır.

o beni düşünsün lan "ne olacak bu likan'ın hali kış lastiği bile taktıramamış" diye.

bu adamla namı diğer sarı bıyık ne kadar çok benziyor birbirine ya, kardeş gibiler.

teknik direktörlüğü de futbolcuğu gibidir. kısa süre için çok iyi işler çıkarır ama uzun vadede tırtdır. futbolcuyken de uzun vadede tırtdı. o yüzden şekersporda falan boşa oynamadı. ayrıca ciddi manada vizonyonsuzdur. nsakala, welington gibi çöpleri alanyadan getirip yerine fatih aksoy ve genç bir oyuncu daha verdi galiba. yorumculuk yaparken buna sordular hangi oyuncuları beğeniyorsun diye, sergen de volkan şen ve salih uçan demişti.
bu sezon son derece kötü oynattı. geçen sezon ki gibi seyircisiz, hazırlık maçı gibi maçlar yoktu tabii. ne taraftar ne yönetim istifasını istedi, herkes arkasında durdu ama sinan engin aracılığıyla yönetimin arkasından iş çevirdiğini duyurdu. sezon başında sırf kallavi bir para koparmak için bir türlü yönetimle anlaşmadı, işler kopma noktasına gelince rıdvan dilmen'i kullanarak taraftarı ayağa kaldırdı. sonucunda da tabii ki beşiktaşın bu zor dönemini bile bile güzel bir anlaşma kopardı.

yeteneğiyle kariyeri ters orantılı olan eski futbolcu.

bu adamı mili takımın başına istiyorlar.
gerekçeleri ise : milli takımda çok fazla iş yükü yok 3 ayda bir maç oluyor.
az iş olursa sergen hoca daha rahat çalışır, boğulmaz sıkılmaz.

abi siz iyi misiniz ya? o zaman aramızdaki en üşengeç insanı belirleyelim o geçsin mili takımın başına.
ben adayım mesela?

medyadaki adamlarının milli takımın başına getirmek için çalışmalara başladıkları vasat teknik adam.
bjk'nin başında takımın kötü gidişatını değiştirme noktasında hiçbir şey yapamayan bir teknik adamdan bahsediyoruz.
elindeki kadroda az bir kadro değildi.
eline yüzüne bulaştırdı ve gitti.
süreci hiç iyi yönetemedi.

milli takım diyorsunuz.
başka hoca mı kalmadı?
sergen hoca için kuntz'u göndermek yanlış.
mancini ayarında jesus ayarında bir adam getireceksek amenna.

ulan lucescu'yu bile göndermeseydik şimdi halimiz çok daha iyi olabilirdi.
şenol hoca bir süre luce'nin ekmeğini yiyip sonra da çuvallamadı mı?
milli takım gençleştirme operasyonunu luce yaptı devamını kim getirdi? kimse.
hazıra kondular ve projenin devamı gelmedi.
orada kapandı gitti.
zaten biz her şeyi çok iyi bildiğimiz için ülke futbolu bu halde.
bravo.
sergen kurtaracak yani türk futbolunu.
aynen aynen.

zeman'dan orta sahayı gecen bi degaj yiyen insan

baba, maçı izleyecek misin?
sergen oynuyor mu?
sakat...
silktir et o zaman...

geçmişte çok sevdiğim ancak geçen zamanlarda verdiği beyanlardan dolayı çok kibirli bir kimse olduğunu düşünmeye başladığım bir yetenekli futbolcu.

aktif futbolculuğu zamanında çok disiplinsiz olduğunu söyleyenler az değildi, gece hayatına çok düşkündü, ve gazetelerin magazin sayfalarının devamlı müşterisiydi.

sergen 100 olabilecekken 75 le yetindi. ancak diğerleri 30 35 ti, onlara göre gene de çok iyiydi. allah vergisi yetenekleri var onun. ama bunun yanında da çok disiplinsiz bir tarafı var.

teknik direktör olarak, daha ayağı yere basan, aklı başında bir profil çiziyor. yalnız bence biraz fazla yargı dağıtıyor.

türk futbol tarihinin en abartılan oyuncusu.

sergen'in futbol oynadığı yıllar çocukluğumuza denk geldiğinden, dolayısıyla şimdi ki kadar her maçı izleyemediğimden ve çok zaman geçtiği için artık hatırlayamıyorum oyunculuğunu. ama adam türkiye dışına çıkmamış, gerekçesi koşmamak. koşsa barcelona'da olurmuş. e koşsaymış o zaman. sanki adam sakatlandı kariyeri bitti de bişey yapamamış gibi konuşuluyor. adam çalışkan değilmiş buna övgü düzülüyor. eh sabri de orta yapmayı bilse oynardı mı diyelim o zaman. emre belözoğlu bu kadar öfkeli biri olmasa, ırkçılık yapmasa o da oynardı.

bazen hazır cevapları komik oluyor ama adamı şişire şişire öyle bir hale getirdiler ki adam kendini maradona sanıyor. en son nuri şahin'e sallamış bende apolet var demiş. hocalığı kastediyorsa kendisi bu ligde beşiktaş ile şampiyon oldu, nuri antalya'daydı. keza şuan dortmund'un başında. sergen'in 0 çektiği şampiyonlar ligi arenasında real maçına kadar 2/2 ile liderdi. oyunculuk kastediyorsa sergen bu ligden çıkamamış, istanbulspor, şekerspor falan formaları giymiş biri. nuri real, dortmund, liverpool gibi kulüplerde oynadı. ucl finali görmüşlüğü var. dortmund'a nasıl hoca olduğunu eleştiriyor ya, buralarda bulunmuş olması, o kulüplerde edindiği tecrübeler ve aldığı egitim olabilir mi.

son olarak bu adamın nasıl beşiktaş efsanesi olduğunu anlamıyorum. tamam toplamda 10 sezon falan formasını giymiş olabilir de tüm ezeli rakiplerinde oynamış biri nasıl efsane oluyor onu anlamıyorum. kaldı ki beşiktaş'ta 3 şampiyonluğu varken, iki ayrı sezonda kiralık olarak formasını giydiği ve toplamda 40 maça çıkmadığı galatasaray'da 2 şampiyonluğu var. kural yüzünden oynayamadığı uefa'da oynayabilmiş olsa bir de uefa kupası olacaktı. ben ezeli rakibinde oynamış birine efsane dendiğini açıkçası hatırlamıyorum pek, bı fenerliler emre belözoğlu'na diyor. mesela burak yılmaz 4 takımda da oynadı. bizimle şampiyonlar ligi'nde gol krallığına oynamışlığı bile var. o yüzden en parlak dönemi galatasaray'da denilebilir belki ama ben bir galatasaraylının burak için efsanemiz dediğini duymadım. bence necip uysal daha uygun beşiktaş efsaneliğine. tabi işin bu kısmı beşiktaşlıların bileceği iş.

şu son günlerde sevimsizleşti sanki.. botokslar vs. bir tuhaflaştı. muhtemelen bjk.a veya milli takıma gelirim diye düşünürken ortada kaldı.. e olur mu olur. şimdi muhtemelen sosyal medya sitesi yorumculuğu yapacak, rating arıyor. niyedir nedendir bilinmez, borusia dortmund'a teknik direktör olan nuri şahin'e takmış vaziyette. nuri şahin'e de sordular, çocuk oldukça cool, "iişimle ilgileniyorum. kimseyle bir sorunum yok. bunun dışındaki şeyleri okuduğumda gülüyorum. ilgilenmiyorum." dedi. tabii medyaya ekmek lazım. sergen'e derhal yetiştirip 'sana gülüyomuş' dediler. bizim o sevimli kumarbaz, kepçe kulaklı sazan sergenimiz de yuttu zokayı: 'benim apoletlerim var sen kimsin vs vs.." miyavlayıp duruyor.. lan çocuk bu yaşında borusia dortmund hocası, her şeyiyle şık ve gerçekçi tam bir avrupalı. sen futbolcu olarak bile göze alıp gidemedin avrupaya. aklın fikrin kumarda, gece hayatında sürttün durdun. frikik vs duran toplarda hasbel kader gollerin var diye baş tacı edildin başka marifetin ne..
görünen o ki sergen andropozlarda ve alıştığı yaşamı sürdürecek kaynakları da tüketmiş. yoksa bu denli hırçınlaşıp sevimsizleşmezdi.
yakınları uyarıp adam etmezlerse daha da agresifleşip o eski sevimli sergeni unutturacak bize. yazık..

rahmetli serpil hamdi tüzün'ün türk futboluna kazandırdığı beşiktaş'ın ve türk futbolunun gördüğü en iyi forvet arkası, ofansif orta saha. geçenlerde beşiktaş'ta forma giymeye başladığı ilk senelerden bahsederken yaşadığı zorluklardan bahsetmişti. her gün üç vesait değiştirerek okuldan beşiktaş idmanına sonrasında maçlara oradan da eve gitmesinin zorluklarını anlattiydi. muhtemelen genç yaşta sırtındaki ağır yükle futbola tutunmaya çalışması ileriki profesyonel futbol hayatına olumsuz etki yapmıştır. bu mental ağırlık olumsuz bir etken olabilir mi bilmiyorum. araştırmak lazım.
tevellutum sergen yalçın'in tüm kariyerini izlemeye yetiyor. izledim de zaten. kendisini diğer futbolculardan ayıran en önemli özelliği üstün futbol tekniğiyle birlikte saha içinde yapacağı hamleleri ayağına top gelmeden birkaç saniye öncesinden dusunebilmesiydi. oyun zekası üst düzey bir futbolcuysaniz kafanızda sürekli " diğer yönlerimi geliştirmeye gerek yok. koşmama da gerek yok. futbol gol demek değil mi? bir tane frikik bulur atarim, adam geçer şut çeker atarım." düşüncesi olur. sergen de bunu yapti. koşmadı, mücadele etmesi, savunma yapmadı, ekstra bir çaba gösterip daha iyi olmalıyım demedi. ayağına topu aldığında tabelayi değiştireceğini ve bununla beraber kimsenin kendisinden başkaca meziyetler beklemeyecegini düşündü. ayrıca gerek gordon milne olsun gerekse sonraki dönemlerde çalıştığı hocalar olsun ( tigana, lucescu, daum) ve dönemin bjk yöneticilerinin simartmasiyla sahada dilediği gibi at koşturdu. maç seçerek oynayan bir yetenekti ayrıca. bilirsiniz işte, almanya milli maçı, bayern münih maçı, chelsea maçı, beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonluk maçı olan galatasaray maçı bu maçlara örnektir.
sergen yalçın'ın futbol hayatı hatalarla dolu ama gerçekten mental olarak futbola hazirlanabilmis olsaydı dünya futbolu tarafından parmakla gösterilecek bir futbolcu olabilirdi. olmadı, üst düzey yetenek sırf egoları yüzünden etimesgut, jetpa, istanbulspor gibi takımlarda heder oldu gitti. baştada söylediğim gibi bana göre türk futbolunun gördüğü en iyi futbolcu hala sergen yalcindir. onun seviyesine gelebilecek yegane futbolcu da arda gülerdir.

acun ılıcalı ile beraber tv'ye her çıkışında daha da dibi gören futbolcu eskisi. hangisi daha looser karar izleyicinin

yetenek nirvanaydı ama karakter mağma seviyesinde maalesef.

semt çocuğu gibi yayın yapıyor, beşiktaşlıyım sergeni de severim biz de özel yeri var ama tv de veya sosyal medyada nerede görsem videosunu hiç izlemeden geçiyorum çünkü boş konuşuyor.

futbol, üzerinde çok büyük paraların döndüğü bir sektör haline gelmiş bir oyun.

eşyanın tabiatı gereği insan her konuda mükemmel değil. genelde bedeni iyi çalışanın kafası da biraz eksik çalışıyor. istisnaları dışarıda tutarsak bu böyle. birinci kısmı bu.

ikinci kısmı da şu ki, bu sektörde dönen paralar, bu sektör olmasa maraba olacak, tekstilde ortacı olacak insanların bir anda hayalini bile kuramayacakları paralar kazanmalarına ve bu gömleğin üstlerine bol gelmesine neden oluyor.

bu ikisini üst üste koyarsak, sergen yalçın denen adama bir mikrofon uzatıp, acaba ne söylüyor diye dinlemek yapılacak en büyük hata.

saf kibirden oluşan bir karakter. rafine edilmiş bir kibirden, sembolik bir mütevazilikten dahi bahsedemiyoruz.
azıcık akıllı olsa zaten, iyiydim hoştum ama benim yükseklerde gözüm yoktu, ortamı gençlere bıraktım tarzı bir yaklaşımla, kendini veteran klasmanında konumlamaya çalışır, bir ağır abi pozu keserdi.
adam onun yerine borussia dortmund'un teknik direktörlüğünü yapan bir türk ile çocuk gibi sidik yarıştırıyor.

oğlum adam, daha 80 sene önce 3. reich'ı gördüğümüz ülkede, bir ausländer olarak almanya'nın en büyük 2. takımının teknik direktörlüğünü yapıyor. bunu da inanılmaz genç bir yaşta yapıyor.
işte burada kendisine "sen kimsin lan" demek lazım ama aslında kimse değil. sadece çok para dönen bir oyunda bir dönem iyi oynamış bir kimse.
hatayı biz yapıyoruz. bizi eğlendirmesi için var olan bir oyunda, bizi eğlendirmek için oynayan oyunculara mikrofon uzatıp fikrini dinliyoruz.

türkiye'nin ve türk insan tipolojisinin mücessem bir örneği. cahil, kaba, hazımsız, ciddiyetsiz ve boşboğaz.

durarak futbol oynamış; hiç koşmadan bir okadar da popüler olmuş, türk furbolunun serseri, başına buyruk çocuğu.

yeteneğine ihanet etmiş efsane futbolcu. kendisi de bunu inkar etmiyor. ben kendisini takdir ediyorum. adam istediği gibi yaşadı hayatı. herkes toplumun istediği başarı standartlarına göre yaşamak zorunda değil.

evet, adam yetenekliydi. evet, çok daha iyi yerlere gelebilirdi, iş ahlakı biraz daha iyi olsaydı. belki, dünya çapında ses getirebilirdi. türk futboluna daha fazla katkı verebilirdi. hepsine katılıyorum ama adam istemedi. skinin(kayak olan)* keyfine göre yaşadı. helal olsun. bunu yapabilmek de büyük göt ister. adam her gün kim bilir kaç defa "olm, sen yeteneklisin yapma böyle" diye nasihat dinledi. başarılı olmaya çalışmaktan daha büyük bir eziyet bu bence, sürekli nasihat dinleyip kendi hayatına bakmaya çalışmak.

konuşarak kendine zarar veren teknik adam, spor yorumcusu.. insanların yeterliliklerini sorgulamasa keşke... dortmund efsanesi nuri şahin için nuri'nin ne başarısı var da dortmund'a teknik adam olarak gidebiliyor? gibi saçma sorular sormasa ve polemik yaratmasa keşke... abi adam oranın sevilen bir karakteri.. sana ne dortmund kulübünün tasarrufundan, ne diye sorguluyorsun.. gurur duysana...

yakıştıramıyorum sergen yalçın'a..