evet açıklıyorum,
artık insanların davranışlarını detaylı çözmeye çalışmayı bıraktım. kafamda biraz daha depolama alanı yeri çıktı böylelikle.
devamını gör...
odamdaydım, salona geçtim.*
devamını gör...
artık ağzımdan her bir çıkan kelimeye infilak etmeye hazır bi bomba gibi dikkat ediyorum. olumsuz cümleleri kullanmıyorum. düşünceler uğrasa da dışarı bunları yansıtmıyorum. arada kaçabilir, insanız tabi. ama ümitsizlikten mümkün mertebe koruyorum kendimi. biri hakkında konuşurken kınarım diye ödüm kopuyor. sevdiğim veya sevmediğim insanların arkasından konuşma noktasında takıntılı gibi dikkat ediyorum. hatta takıntılıyım sanırım dedikodu olur diye düşünüp duruyorum.
en mutsuz olduğum anda bile olumlu cümleler kurup kendime telkin ediyorum. hatta öyle bi durum aldı ki bu halim, önceden depresif moddaki insanlarla hem fikrim diye muhabbet kurmak isterken artık yanlarından geçesim yok. olumsuz düşünce saçan, idealleri olmayan, kötü enerji aldığım insanlardan koşarak uzaklaşıyorum. gerçeklikten uzaklaşmamaya da çalışarak.
bir de böyle yaşayalım hayatı.
devamını gör...
neyime güveniyorsam bazen ingilizce şiir yazıyorum.

bir süredir kamuran akkor dinliyorum.

ve neyimin değişeceği bana da sürpriz oluyor. swh
devamını gör...
geceleri uyuyorum.

yine de uyanık geçirmek daha güzel diyorum.
devamını gör...
değişmiyor anasını satayım. ne kadar uğraşsam da değişmiyor. değişen tek şey alkolün çeşidi ve markası.
devamını gör...
uzunca bir süredir anneme benzediğimi farkettim.kendimi, onun bana söylediklerini, yaptıklarını çocuklarıma söylerken ve yaparken buluyorum. anneme kendi çapımda haklı olduğumu inatla anlatmaya çalıştığım yaşlardan bu yana çok zaman geçmiş gibi hissediyorum, aslında çok da geçmedi. gerek düşünme şekli gerekse tecrübe bakımından genç yaslarimdaki düşüncem ile simdikiler arasında kocaman bir fark var. daha mantıklı daha reel düşünebiliyorum. sorulara düşünmeden cevap vermiyorum, fevri hareketim neredeyse sıfır. ağzımdan asla gibi kelimeler çıkmıyor. biliyorum asla dersem bir gün yapmak zorunda kalırım ki, asla dediğim herşeyi yaptım, yaşadım. cok önemli dediğim şeyler önemini yitirdi. daha dingin, huzurlu sakin bir hayata sahibim. hamdım pişiyorum. büyüdün be madamnazo.
devamını gör...
yaşamın tadını yavaştan yavaştan aldığımı düşünüyorum.
her şeye rağmen beynim diyor, bu kaya ağır olsa da ateş, karanlık da soğutuyor ellerimi.
yan-sön-yan-sön
uyu-uyan-uyu-uyan
çalış-ma

sevgi emekse acı da dahil hayata...
değişim.
devamını gör...
hayatımın son 25 yılında bir arpa boyu yol alamayıp, son 1 yılda freni patlamış araba gibi son sürat değişen biri olarak sanırım bu başlık benim başlığım. hayatımın her safhasında konfor alanının rahatlığında yalnızlığı kendine dost, mutsuzluğu ekmeğine katık etmiş biri için bu değişim denen acı çok sancılıydı. ancak o kilidin anahtarı elimdeydi, bende bunu bilerek ama maziye gömerek yaşıyordum.bir gün henüz yeni tanıdığım biri bana bir değnek dokundurdu, 1000 kişinin yapamadığını tek bir kelimesiyle yaptı, anahtarın elimde olduğunu hatırlattı...o öyle alenen söyleyince daha fazla gözlerimi gerçekliğe kapatamadım... iyiki de kapatmamışım. her geçen gün yeni şeyler keşfediyorum kendimle ilgili. dışardan nasıl gözüküyorum bilmiyorum ama içimde dünya sanki yeniden dönmeye başladı. artık an'da ve kendimleyim. çok şükür.şiir de yazardım ama kendimden baydım.*
devamını gör...
ben yaklaşık 5 dakika 19 saniye önce yazar oldum ama bana nasıl artıları olacak onu bilmiyorum
devamını gör...
huysuz bir adam olup çıktım m*.
devamını gör...
haziran ve sonrası güzeldi. şimdi daha da güzel.

ama bir şeyler var onları da halletmem lazım.
mutsuz hissetmemeyi ve daha az takmayı öğrenmem lazım. o şeyler bu şeyler.
devamını gör...
artık here comes the rain again'i daha az dinliyorum..
devamını gör...
kısa bir zamanda çok fazla kilo almak.
devamını gör...
saplandım kaldım bir aydır. çok para şüpleticez diye bir inşaat projesine zıpladım.

elime verdiler. verdikleri gibi tüm zamanım iş oldu ortada para yok.

herifler memleketle davalık oldular. inşaat durdu. işe geliyorum açıyorum laptopı mal mal bakıyorum ekrana. iş yok işlem yok. kabus gibi. ruhum daraldı.

nereye kadar böyle sürer bilmiyorum. rus bir firmayla iş görüşmesi yaptım. olumlu. ama ne zaman iş başı yapıcam allaha emanet.

herifler şirkete araç alımı yapacaklar naapsakk nee alsak diye diye 2 hafta geçti. araç lan bu araç. basarsın geçersin.

çıldırdım.
devamını gör...
dün yaşım değişti.

hayata baktığım pencerenin rengi değişiyor her gün, sayılır mı?
devamını gör...
can can deyu söylerlerdi, ben can nedir, şimdi biliyorum...
devamını gör...
borderline, bipolar kadınlar ile ilişkiler yaşamaktan vazgeçip psikolog bir kadınla ilişkiye başladım. gayet güzel anlaşıyoruz. en azından karşılıklı mani atakları yaşayıp hayatımın tam ortasına incir ağacı dikmiyorum.
devamını gör...
öykü kitabı yazmaya başladım.
kedim anne oldu.

artık hiçbir şey eskisi kadar travmatik ve üzücü gelmiyor.

artık kimsenin yokluğundan etkilenmiyorum, çünkü her şeyin bir anlamı olmalı, ya da olmamalı.
hayat değişmese bile manzara değişiyor. yani hayatımızdaki insanlar, hemde ömür boyu.

artık pek ukde doldurmuyorum. (bkz: swh
)
devamını gör...
iki gündür bir düşüncem üzerine düşünüp duruyorum ve hayatın karşıma çıkardığı ve bizzat şahit olduğum olaylar karşısında da bu düşüncemin değişmeye başladığını anlıyorum.

evet, konu evlilik. ben hayatı boyunca -ki takribi 24-25 yıldır- flört etmeyi, biriyle sevgili olmayı da evlilik hayalleri kurmayı hep erteledim. bu eylemleri ertelemeyi geçtim atıyorum sevgili olacağım kişi nasıl biri olmalı onu bile düşünmedim. içimden her zaman ahlaklı, merhametli, kendini bilen, cömert ve yardım sever olmasını istedim. yoksa kara kaşı olsun, mavi gözü olsun, kumral saçı olsun tipi düşüncelerim olmamıştı. hatta bazı arkadaşlarım buna hiçbir zaman da inanmamıştır, "vardır bir tipleme ya" diye yaftaşamıştır. açıklıyorum, yoktu.

iki gündür bir yerde misafir olarak kalıyorum. evin beyi şeker hastası ve günde 4-5 kere şekeri düşüyor ve günün büyük çoğunluğunu uyuyarak geçiriyor desem abartmış olmam. evin hanımı ise bir kere olsun söylenmiyor; aksine kendisini, şekerini, yediklerini, ilaçlarını takip ediyor. dün akşam konuştuğumuzda ise, "ben onunla evlendiğime çok mutluyum. zor günler geçiriyoruz ama bir kere daha evlensem yine onunla evlenirim. ben ondan razıyım." diyor ve beni şok ediyor. hastalıkta sağlıkta derken gerçekten hastalıkta sağlıkta birlikte olmanın hakkını veriyor gibi duruyor.

işte ben evliliğe çok uzak bir insanken dün akşam bu konuşmadan, bugün kadının eşine bakışlarından... duygulandım. gerçekten hayat arkadaşı seçiminin önemini, biriyle bir yola girince yarı yolda bırakmamanın, birini gerçekten sevince aslında onun her şeyine sevgiyle yaklaşabilineceğini öğrendim.

sevginin güçlü bir duygu olduğunu, sevdiğin kişinin ise en büyük gücün olduğunu anladım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının hayatındaki değişimler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim