tıp fakültesinde okumak

7 yıl boyunca öğrenim hayatını zindan edip ömür boyu insanlar için çalışcak insanları yetiştiren saygı duyduğum kurumdur

arkadaşlarımın yanına giderek gördüğüm kadarıyla işkence ve ızdırap dolu şeydir.

bir, iki, üç esprisine maruz kalmayı getiren şey.

"bi kazanıym rahatlıycam" diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

fakültedeki üçüncü haftamda (ilk kez) ağlamama sebep olan eylemdir. isteyerek ve neye giriştiğimi gerçekten bilerek geldim. böyle olacağını da tahmin ediyordum. neyse, herkes alışıyor da (?) ben mi alışamayacağım?

allahım nasip et.

kimbilir kimlerimizin göbeği gömülmüştür bahçelerine.

ilk yılında bırakılma oranı en yüksek fakültedir.

sonunda hem insana insanlığa hizmet eden kutsal bir meslek icra etmek hemde 15k maaş guaranteed meslek sahibi olmaktır.

en büyük hayalimdi ulan beyaz önlük.

azıcık, çok ama çok azıcık bile şüpheniz varsa asla tercih etmemeniz gereken bir durum. tıp fakültesini deneyim etmediyseniz ve idealiniz buysa söylediklerim inandırıcı gelmeyecek ama şüpheniz varsa eğer şu şartlarda hayatınızı karartacak olan seçim olacaktır bu.
bunu lütfen kendinize yapmayın.

bu gözler ilk komiteden okulu bırakan insanları da gördü 5. sınıf stajının ortasında vazgeçenleri de gördü. yaşadığı mobing ve ağır iş yükü sebebiyle intihar edenini de bu kulaklar duydu.

türkiyede her geçen gün cazibesini hızla kaybeden bir meslek için çabaladığınızı unutmayın. o tercih puanlarının yüksekliği sizi yanıltmasın sakın. o kadar albenisi olan bir durum yok ortada. hem madden hem manen...

tıp fakültesini yazmak ölüm fermanına imzayı atmaktır. kimse kusura bakmasın.

en az 1 yıl boyunca muhteşem bir irade, disiplin ve motivasyonla günde 8 saat çalışabilmeyi gerektirir. bu tempoyla çalışabilecek azme sahip insan o kişisel gelişim klişesindeki "istersen her şeyi yapabilirsin..." insanıdır. kesinlikle takdir edip saygı duyuyor; ukala tavırlarını hayatta ilk kez gerçek bir şey başarmış olmanın* gururuna ve gençliklerine veriyorum. canımsınız...

üniversite tercihi yapacakken çok arada kalmıştım ama şimdi iyi ki seçmemişim diyorum. düşünenler varsa iyi düşünsün ve muhakkak okuyan birine danışsın. şakaya gelmez bu işler. sonradan bırakanları görünce acayip üzülüyorum çünkü. binbir emekle çalış kazan sonra bırak... gerçekten zor şey. yüksek diye rağbet görüyor ama önce düşünün ben bu bölümü okumak istiyor muyum diye.

tanım: meşakkatli iştir.

tıp dendiği anda ayağa kalkar önümü iliklerim.

akrabalarının bedava tedavi olmak istemesine gülerek göz yummak ve tabi diyerek geçiştirmektir.

türkiye de doktor olacaksan bir arabın 4. karısının 8. çocugunun doğum raporlarını okumak durumunda olursun.

insana üniversite hayatını ya da daha doğru tabir etmem gerekirse kampüs hayatını pek de yaşatmayan fakültedir. özellikle 4.sınıfla beraber hastane personeli kıvamına getirirler insanı.

disiplin sorunu olan, sayısal kafası kıyak arkadaşlarımın tercih etmeden önce dikkat etmesi gereken yerdir ayrıca. 4 aylık çalışmamla 5 bininci olup girdim fakülteye kaç yıl oldu çıkamıyorum. ezberim b.k gibiymiş çünkü...

utanmasalar alınlarına dövme yapacaklar. bir de ben hukuk okuyorumcular.. yallah alm*nya'ya.......

ezberinizin ve midenizin çok sağlam olmasını gerektiren fakülte.
öğrenciliğiniz sırasında, ben mavra yaparım, hafta sonları ortamlara akarım, içkinin gözüne vururum yok. ezberlenecek 700 sayfa sizi bekliyor aha şurada.
bir örnekle durumu açıklayayım: öğrenciler sınav odasına toplu olarak alınıyor ve onar onar kadavra odasına çağırılıyorlar. her birinin eline bir soru kağıdı veriliyor ve hangi kadavranın başına geçecekleri söyleniyor. kadavraların üzerine beş altı iğne batırılmış.
zil çalınca kadavranın üzerindeki örtü kaldırılıyor ve öğrenciden verilen süre içinde iğnelerin battığı yeri bulmaları ve nereye batırıldığını (tabi latince adlarını) yazmaları isteniyor. bu sınavı geçebilmek için öğrenciinin anatomi atlasını ezberlemesi gerekiyor neredeyse.
çoğu öğrenci sınavlar döneminde itiraf etmese de amfetamin kullanıyor.