türk medyası

dünyadaki basın ve yayın organları sansasyona meraklıdır. çünkü, kamuya bilgi verme, kamuyu aydınlatma gibi toplumsal bir görevi olsa da hemen hepsi, ticari kurumlardır. dolayısıyla, en son noktada amaçları para kazanmaktır, kar etmektir. bunun içinde basılı yayınsa daha çok satmak, görsel yayınsa daha çok izlenmek, yeni moda internet medyası içinse bol 'tık' almak önemlidir. bu sayede hem satıştan, hem de reklamdan kar etmek zorundadır.

ancak, medyayı, sıradan bir ticarethaneden ayıran temel unsur, toplumu yönlendirebilme yeteneğidir. gazetelerde (internet haberciliği ve görsel habercilik için de aynısı geçerli) atılan manşetler, hazırlanan haberler, yapılan yorumlar, kullanılan dil, toplumu kışkırtabilir, sevindirebilir, üzebilir, sinirlendirebilir. bu tamamen bu kurumun başındaki insanların insiyatifi altındadır.

türk medyası deyince, son yıllarda çift başlı bir kutuplaşmadan bahsedebiliriz. hükümete muhalif-yarı muhalif medya, bir de hükümetin yanındaki 'yandaş medya'. ikisine de bakınca aslında yok birbirinden bir farkı diyorsunuz. sürekli tüm toplumun şok altında olduğunu varsayan spotlar, sahte olduğu apaçık olan yabancı menşeili haberler, taraflı, taraflı olmasından daha önemli dürüst olmayan köşe yazıları, mide bulandırmaktan başka bir işe yaramayan yarısı düzmece 3. sayfa haberleri, vakit ve sayfa doldurmaya yarayan 'hayvanat bahçesindeki panda' haberleri.


tabi medya deyince sadece habercilik anlaşılmasın, öte taraftan her biri birbirine benzeyen, senaryo, prodüksiyon, oyunculuk, devamlılık gibi konularda hadi abd 'yi geçtim de, avrupa 'daki eşdeğerlerinin çok ama çok gerisinde kalan, aceleye getirildiği belli olmasına karşın, her akşam ana akım medya televizyonlarının 4 saatini kirleten diziler, doğruyu bulmaya değil de, beslendikleri kesime şirin gözükme çabasında olan 'sözde' gazetecilerin yaptığı ve haber kanallarının akşam 4 saatine tecavüz eden 'tartışma' programları, gündüz kuşağında, abd 'nin toplumu uyutmak için kullandığı formatları türkiye 'ye uyarlayarak çirkinliğin türk televizyonlarına taşındığı 'kadın' programları, kese kese kuşa dönen yabancı ve yerli filmleriyle bir lağım çukurunu andıran türk medyası artık iyice batmaktadır. aman efendim ben belgesel ve cnbc-e izliyorum 'çakma ve aptal' entelliğe girmeyeceğim, yine yapın dizileri, yine yapın tartışma programlarını, yarışmaları, ancak içinde kalite olsun, izleyen zevk alsın, sadece vakit geçirmesin..

spor medyası derseniz zaten dillere destan, bir entry değil, 12 cilt ansiklopedi yazılır pespayeliği ve soytarılığı için. süleyman seba gibi bir insan vefat ettiğinde, bir futbol takımının eski teknik direktörünün cinsel hayatını manşete taşıyabilecek kadar alçalan, 100 'lerce uydurma, yalan transfer haberiyle kendine güldüren, özellikle derbi maçlar öncesi kişilerin konuşmalarını çarpıtarak 'x 'den y 'lileri kızdıracak açıklamalar' gerizekalılığını devamlı olarak manşetlerine taşımasıyla, amigoluktan başka bir işe yaramayan köşe yazarlarıyla bir alemdir bizim spor medyası. bayrak taşıyıcılarının, en çok nemalananların, ahmet çakar, erman toroğlu, abdulkerim durmaz, serhat ulueren ve ertem şener 'in olduğu bir topluluktan da kalite ve düzey beklemek zaten bizim için bir fanteziden öte değildir herhalde.

sosyal medyanın yayılması ve dijital haberciliğin daha rahat yapılabilmesi gibi olumlu gelişmeler sayesinde mecbur kalmadığımızdır.
ben şahsen medyascope tv’yi 10 tane atv-kanald ‘ye değişmem.

para kimdeyse onu yalamaya bayılan onur şeref haysiyetlerini hiçe sayarak para uğruna yalakalık yapan medya grupları

asla objektif olmayıp objektif olduğunu iddia eden medya.

televizyonun değerini kaybetmesinin en büyük sebeplerinden biri.

geliştirmesi ve değiştirmesi gereken yönleri vardır. mesela biraz saygı biraz objektiflik ne de güzel olurdu. bir de gerçekçilik, yalansızlık.

tek kelime ile şöyle açıklayabilirim: magazin.

bi anda yükseltip bi anda alçaltan yurdum medyasıdır

akp medyası diye düzeltilmesi gereken başlık.

iktidarın fahişesi.

10 sene önce takip etmeyi bıraktım. resmen huzur.

abartmayı seven yalaka ve özgür olmayan yalaka medyadır. sürekli birilerinin himayesi altında hareket eder. asla gerçekleri dile getirmez sadece günü kurtarmak için hareket ederler.

(bkz: akp medyası)

3. dünya ülkelerinde medya yoktur, çıkarı için medya kuruluşu satın alan zenginler vardır.

"medya iktidarın fahişesidir"

devran efendi döndükten sonra yargılanması gereken, onursuz kalemşör sürüsü.

türkiye gazetesi,
ak'it gazetesi
takvim gazetesi
sabah gazetesi:
akla ilk gelen satılmışlar.

90'larda ve 2000'lerde doğan grubun çok ama çok güçlü olduğu sektördü.
siyasiler doğan holdingin kapısında kamp kurardı onunla aydın doğan ile görüşebilmek için.
ülkedeki havayı istediği gibi değiştirebiliyordu aydın doğan.

mesela 1 gecede ahmet kaya'yı terörist etmişlikleri vardır.
öyle bir manipülasyon yaratıldı ki ahmet kaya sürgün hayatına geçmek zorunda kaldı.

aynı zamanda magazin tarafı da ayrı bir tuhaftı.
magazinciler açık arar, popçusu da para vererek açığı kapatır haber yaptırmazdı.

her şeyiyle çok rezildi be abi.

diyoruz ya kurumlar işlemedi yardım organize olamadi. işte afad geç kaldı organize olmadı vs.
gsm operatörleri kaç gün oldu hala telefon internet işini halledemedi. sarji bitmeden belki mesaj atacaktı vs.

medya da sınıfta kaldı. üstelik hepsi. yok birbirlerinden farkları.
reyting uğruna heyecanlı konuşmalar.
işin uzmanı olmayanların her gece konuşmaları.
muhabirlerin halkın görüşlerine yer vermeye korkması.
deprem görüntüleri üzerine acıklı müzik döşeyip yayinlamalar.
enkazdan çıkanların görüntüleri. yani başında bagris cagris anonsları .
daha geçen ay bıçaklanan kadının görüntüsü üzerine müzik döşeyip kadın programına reyting malzemesi yapan kişi. haber sunarken bir akıl vermeler bir racon kesmeler.
samimi değil işte. kocan bir yerde sen bir yerde böyle suya sabuna dokunmayim ama arada laf edeyim şeklinde olunca.

tek tek hangi birisini yazacaksın şimdi. deprem sonrası bakın daha da leş olacaklar. acıları deşecekler. kendilerine taraf depremzede arayacaklar . algı oyunları olacak.

iktidarın gönlünü hoş tutmaya çalışırken , gerçekleri görmezden gelip , işten kovulmamak için vicdanlarını evde bırakan , çoğunun sağlıklı bir psikolojisi olmadığını düşündüğüm , pembe gözlüklü grup . işini düzgün yapmaya çalışanlara asla sözüm yok tabii .

türk medyası diye bir şey var mı bilmiyorum. medya dediğin tarafsız ve şeffaf olur. nataraf olan bir kanal, gazete henüz görmedim.

bağımsız, tarafsız bir medya olamamıştır.