fransa'da başlayan milliyetçilik akımı tüm dünyayı kasıp kavururken dönemin ayakta kalan bildiğimiz anlamda ki son imparatorluğu bu akımın etkisiyle parça pinçik oluyor zaten bozulmuş olan sistem ilmek ilmek oyuluyor iken ortaya çıkan bir deha kut'lu dava adamı ve unutulan, ötekileştirilen türk adının o dönem için en güncel başbuğu ziya gökalp tarafından temelleri atılıyor, yusuf akçura gibi isimler ile rusya'nın içerisinde başlayan (oralarda eğitim alan entelektüel türk) gardaşlarımızın birikimleri anadolu topraklarına geliyor.

yani burada türkçüleri, faşist falan gibi tanımlamaya kalkan asıl faşistlerin aksine hem bir vatanı hem bir entelektüel birikimi hem de bir ideolojisi olan bir düşüncedir.

bu düşünceye sahip olmak için öncelikle türklük şuuruna erişmiş olmak ve bu kadim milletin tarih boyunca çektiği dertleri, mücadeleleri algılamak lazım. eşek sevdalısı bazı akılların ''fosixler bize zulmetti'' diye ağlamalarının aksine türk eziyet gördüğü her yerde kendi hakkını savunmuştur. sığındığınız dağlar türkmen beyleri tarafından tımar edilmiş bu vatanın her karışı için kan dökülmüş.

sizin bilmediğiniz dünyanın her yerinde onur ile karşılanan kılıç hakkı ile alınmış can havli ile korunmuştur.

mavi gözlü bir dev önderliğinde yüceltilmiş sonra sessizce köşesine çekilmiştir. şimdi türk adı ve devleti tekrar tehdit altına girdiğinde uykusundan uyunmuş dem'siz çay içmiş dem'siz protesto yapmış gücünü meydanlara aktarmıştır.

siz sanıyorsunuz ki saman alevilidir oysa türkiye cumhuriyetinin kurulma fikrinin temelleri bile 1.meşrutiyet döneminden başlayarak en az 200 yıllık bir altyapıdır. haa şunu da söylemek gerek.

türküz, türkçüyüz, atatürkçüyüz.