twitter

bağımlılık yaratan, varlığından haberdar olduğunuz iğrenç insan çeşidini arttıran toksik bir yer ama saçma şekilde buradan dost kazanılabiliyor.

hala daha varlık sebebini anlayamadığım platform.
ilk duyduğumda facebook kullanıyordum. ve aşırı saçma gelmişti. neden istediğim kadar yazabildiğim bir yer varken karakter sınırlaması olan bir mecraya geçiş yapayım ki demiştim. sonra baktım ünlüler kullanmaya başladı. kafa karışıklığım derinleştikçe derinleşti. neden neden neden... uzun süre anlayamadım bu twitter çılgınlığını.
hayır yani, işin ilginç yanı şu. kim böyle bir fikrin tutabileceğine ihtimal verip oturup kod yazar.
- abi bi fikir geldi aklıma
- nedir?
-böyle facebook gibi tamam mı, ama istediğin kadar yazamıyosun
- eee?
- öyle işte, takip ediyosun falan. facebook gibi ama, daha basic yani, kısa şeyler yazıyosun.
- abi tamam da, canım az yazmak isterse facebookta da yazabilirim.
- ya işte öyle değil tam, bak yapalım bunu acayip fikir kesin tutacak. hashtag falan olcak, anlatıcam ayrıntılı
- sen yap, benim işim gücüm var

eskiden ağzı olan konuşuyordu, şimdi twitter'da hesabı olan aklına ne gelirse yazıyor. o yüzden bazen yok artık dedirten şeyler de sosyal medyada gündem oluyor.

takip listenize göre bunalacağınız veya keyif alacağınız sosyal medya platformu.

tek tweetle hayatınızın altüst olabileceği sosyal medya platformu. her an linç etmeye hazır bir kitle var . kullanım için belirli bir zeka seviyesi gerektirmediğinden yaptığınız herhangi bir ironi yüzünden asılmanızı talep eden bir güruh hep hazırda sizi bekliyor olacaktır.

aldığı facebook göçü ve instagram göçü ile kalitesi her geçen gün yerlerde gezinmesine ve köpek gibi birbirine yiyen kitlelerde artış yaşanmasına rağmen bağımsız kâr amacı gütmeyen gerek haber gerek çeşitli hesaplar için giriyorum. en sevdiğim özelliği herkese açık hesapları ölü takipçi olmadan listeler vasıtasıyla takip edebiliyorsunuz. tabii, bu listeleri mobil uygulamada ana zaman tünelinin kenarında sadece 5 tanesini sabitleyebilmek gibi bir saçmalığı vardır. bunun dışında da bu yıl yayımlanan tweet’in hedef kitlesini belirleme. günlük olarak kullandığım hesap için birebir oluyor bu. beni takip eden (yok da) vee etmeyen hiç kimse o tweetlerin altına yazamıyor. en sevmediğim özelliği ise yine bu yıl yayımlanan fleets özelliği. uygulamanın tepesinde ekranı küçük telefonumun 1/10’unu kaplaması. kitap çekilişleri* vasıtasıyla takip etmek zorunda kaldığım hesapların geçmişte attığı -beğendiğim- tweetlerini yine gözüme sokması sinirlerimi zıplatıyor. geliştiricileri bu çubuğu kapatıp açmayla ilgili bir seçeneği hesap ayarlarına tanımlamadıkça daha çok rss üzerinden o listelere gireceğim gibime geliyor.

kafa sözlüğe başlayana kadar bağımlısı olduğum platformdur.

kendileri sebepsiz yere 15 kasım gecesi hesabımı askıya alıp, o kadar şikayet dilekçesi doldurmama rağmen hala cevap alabilmiş değilim

2 aydır hesabımı askıya aldım ve kullanmıyorum son yıllarda çöplükten farkı kalmamıştır

gündeme bakarak kendinizi sinir edebileceğiniz, zaman zaman devlet yönetilen, istifa edilen veya adalet aranan sosyal platform.

çok tuhaf bir ortam. bir yanda ifşa sayfaları swinger hesapları bir yanda dünya liderleri toplumun önde gelen insanları. sıradan biride orada çok aykırı bir tip de. sanatı paylaşan orada kendini pazarlayan da. velhasıl toplumun aynası bir nevi.

şu an sözlükten birilerine sövdüğüm canım platform.

fleets özelliği ile tadımı hayli kaçıran platform.

facebook gibi kalitesiz bir ortam değildi ama son zamanlarda facebook'tan farkı olmayan ortamdır. bizde kullanım amacı siyasi parti trollerinin birbirine göndermeli paylaşımlar yapması. üye olmadım, olmayı da düşünmüyorum.

ilk açıldığından bu yana yıldızımın bir türlü barışmadığı uygulama. şahsî ve sahte olmak üzere sayısız hesap açtım, hepsini de batırdım. kişisel hesaplarımda bol bol saçmaladım, boş yaptım, kendimi cümle aleme rezil ettim. sahteleri hiç söylemeyeyim. en son geçen sene yeni bir kişisel hesap daha açmıştım, iyi de gidiyordum ama sıkıldım dondurdum, sonra da şifresini unuttum gitti. isabet olmuş. burayı ciddi ciddi hayatının odak noktası yapanları anlayamıyorum. o kadar yazacak ne buluyorsunuz? hayır yani instagram gibi değil ki bir tane gönderi ya da hikâye at filan. yazarken de dikkatli olmak lâzım; söz uçar yazı kalır demişler, yazdıklarımızı on beş yıl sonra filan önümüze atarlarsa rezil eder bizi. ben kendi çapımda rezilimi oldum, dersimi de aldım.

şu an adım da soyadım da profil fotoğrafım da sahte olan bir hesabım var. hatta o kadar sahte ki profil fotoğrafıma koyduğum adamın sıfatında biri yeryüzünde yok. kendim otomatik oluşturdum. bu açtığım elli sekizinci hesap filandır herhâlde. tweet’lerini ve analizlerini okumayı sevdiğim bir kaç tane akademisyen var onlar için açtım. kimseyle etkileşime girmiyorum. normalde bunu da açmazdım da twitter hesabın olmadan okumayı zorlaştırıyor.

gariban yuvasıdır. içimizi eskiden rahatça döktüğümüz yerdir. flood muhabbetiyle içine sıçılmış ve z kuşağı tayfanın doluşmasıyla eski keyfinin kalmadığı mecradır.

90’ların televizyonuna benzetiyorum, o dönemde kuralsızdı herşey, zamanla oturucaktır. özgürlük kılıfı bi yere kadar.

bazen eğlenceli, genel olarak da gündemi takip için kullandığım, fakat herkesin aynılaştığı, taklitçiliğn had safhaya çıktığı diğer bütün sosyal medya platformları gibi en nihayetinde kabak tadı veren sosyal mecradır. geçen hafta kapatmaya karar verdim, aslında diğer sosyal medya ortamlarıyla kıyaslayınca daha samimi (ne kadar olabilirse artık sanal olarak), daha kendime yakın bulduğum ortamdı. fakat her şeyin p*hunu çıkardığımız için linç etmeler, birbirini ifşalamalar filan o kadar arttı ki bi baktım bi tanecik sosyal medyamı da kapatmışım zavadak. iyi oldu iyi.

anonim takıldığında ve hesabınızı beğeni, yanıt, paylaşım ve takipçi kaygısı gütmeden günlük amacıyla kullanıldığında gayet hoştur. özellikle tweetlerinizde hedef kitlesini belirleme flood sistemiyle başımdan geçenleri çok güzel ve nizamlı bir şekilde aktarabiliyorum. bu şekilde attığım tweet'i ne diye attığımı düşünmeden bir amaç için attığımı anlayabiliyorum. bir de tweetlere yeniden düzenleme özelliği getirilseydi tadından yenmezdi. sırf bir kelimede bir harfi yazdım diye koca bir tweet flood'unu yeniden yüklediğim olmuştur. bu açıdan bir eksisi vardır. snapchat'ten çıkan 24 saatlik paylaşım furyasına kapılıp fleets adlı bir özelliğini son zamanlarda etkinleştirdi. telefonumun ekranı küçük olduğu için bu özellik için tahsis edilen tepe çubuğu sinirimi zıplatmaktadır. sırf bu yüzden mobil uygulamasına giresim gelmiyor. aldığınız bir takma adı bir süre kullanıp hesabı dondurduğunuzda 30 gün girmezseniz hesabınız otomatik olarak silinir ve takma adınız boşta kalır. bu ortak takma ad ile hesap oluşturanlar için müthiş, kafa dinleyenler için kötü bir olaydır. şikâyetle sildirilen takma adlar ise geri alınamamaktadır. şikâyet sistemine gelince aylar sonra twitter kurallarını ihlal ettiği apaçık olanlara müdahale ederler ve bazen de etmedikleri görülür. tweet altında saçma salak gerek siyasi gerek magazin trolleri hiç çekilmez, keşke bunlar için tweet altındaki yanıtları görmeme özelliği getirilse. belli başlı yayınevlerinin şüpheli olduğu kanaatinde olduğum çekilişleri dışında pek dışarıya dönük etkileşime girmiyorum. girmemek de en sağlıklısı. linç kültürünün bir kere radarına girdiniz mi çıkmanız pek mümkün olmaz.

ülkemizin sosyal medyada ki mahkemesidir.