21.
benim ilkokul ve ortaokula gittiğim yıllarda "eti senin kemiği benim hocam. dövmeden gönderdiğin günler haber et de evde biz dövelim eşek sıpasını" şeklinde konuşmaların geçtiğine şahit olduğum toplantılardır veli toplantıları.
periyodik toplantıların haricinde "velin gelecek" dendiyse, öğretmenler ve veliler toplanıp birlikte döverlerdi bizi. kimileyin okulun karşısındaki kırtasiyeci de koşar gelir "bunlar geçen okuldan da kaçtı hocam" deyip aradan o da vururdu bir iki tane. şayet teneffüs değil ve kantinci boştaysa o da gelir tereyağlı tost maşasıyla vururdu bir sebepten. mezkur dönemde bize okullarda büyük bir emek ve özveriyle öğretilen yegane şey dayaktı.
yıldız tilbe'nin ibrahim tatlıses'e "beni dövdüler abi" dediği zaman kastettiği dayak, bizim bir haftada yediğimiz dayağın zekatıdır.
periyodik toplantıların haricinde "velin gelecek" dendiyse, öğretmenler ve veliler toplanıp birlikte döverlerdi bizi. kimileyin okulun karşısındaki kırtasiyeci de koşar gelir "bunlar geçen okuldan da kaçtı hocam" deyip aradan o da vururdu bir iki tane. şayet teneffüs değil ve kantinci boştaysa o da gelir tereyağlı tost maşasıyla vururdu bir sebepten. mezkur dönemde bize okullarda büyük bir emek ve özveriyle öğretilen yegane şey dayaktı.
yıldız tilbe'nin ibrahim tatlıses'e "beni dövdüler abi" dediği zaman kastettiği dayak, bizim bir haftada yediğimiz dayağın zekatıdır.
devamını gör...
22.
babamın "ulan benim adım veli değil ki, neden gideyim" dediği toplantı türü. gider ve yüzünün yarısı gülerken diğer yarısı kızgın olarak eve gelirdi. gülerdi, çünkü notlar süper süper süper. kızardı, çünkü oğlu sınıfı amonyakla yıkayacak kadar haşarı.
devamını gör...
23.
(bkz: ayşe'nin babası burda mı)
devamını gör...