1.
nadanı terk etmedin, yaranı arzularsın cümlesi.
devamını gör...
2.
şimdi anlatacağım yanlış anlaşılan bir şeyden çok, yanlış anlatılan olsa da yazmak istiyorum.
yaklaşık 7 yıl önce sanayide bir yerde bir kaç ay çalışmıştım. çalıştığım yer de bir tekstil fabrikası. bilen bilir bu sektörde sonradan görme zenginler çok var, çoğunun da tripleri çekilecek gibi değildir. yaşça büyük erkeklerin ağzından da "yeğenim" lafı eksik olmaz.
bir gün yine bu sonradan görmelerden biri geldi, patron dükkanda yok. ben de yeni olduğumdan ayak işlerine bakıyor, çalışanlara ya da müşterilere bazen de çay-kahve götürüyorum. bu abi geldi "yiğenim, ahmet abin yohmu" dedi. (soru edatını bilerek bitişik yazdım, adam nasıl beceriyorsa konuşurken bitişik yazıyordu). "yok abi" dedim, "oturun, birazdan gelir". bu geçti kapının önünde oturdu, patronu beklemeye koyuldu. ben de yanına gidip "abi, çay-kahve, bir şey içer misiniz?" diye sordum. abiyi de ilk defa gördüğümü belirtmeliyim, oysa ki dükkanın müdavimlerindenmiş. bazı çalışanlar ve patronla aralarında yeni bir jargon oluşturmuşlar, her seferinde de bu şaçma şeylere gülüyorlar. bu sigarasını yaktı, yavaş yavaş bana döndü. dumanıyla beraber şu söyleri çıkardı ağzından. "bana tiribiradada getir yeğenim" dedi, üstüne de güldü. ben anlamadım tabi. her halde bilinen bir şeydir, içerden birine sorar; öğrenirim, getiririm dedim. gittim ablanın birine sordum. "abla" dedim " şu abi tirimiri bir şey istiyor, o da ne ki?" diye sordum. o da bilmiyormuş. neyse, bir daha abiye sorayım dedim, gittim sordum. "abi, sen bir şey istedin de, ben onu anlamadım. tam olarak ne istediniz?" dememle buna bir gülme tuttu, anlatamam. gülerken eliyle üç yapıyor bu. ağzında sigara, elinde kaldırılmış üç parmakla güle güle bi daha söyledi. "tiri yeğenim tiri, yani üç. tiribirarada, üçü bir arada oluyo" dedi. be burada yazamayacağım bir sürü şeyin evladı. ben senin tirine de başlarım, biraradana da başlarım diye içimden söylene söylene gittim getirdim neskafesini. karıştırırken de diyor ki, " şimdi tiribiradanın ne olduğunu anladın mı?" anladım bana ban yedirtecek sözlerin hepsi, anladım.
yaklaşık 7 yıl önce sanayide bir yerde bir kaç ay çalışmıştım. çalıştığım yer de bir tekstil fabrikası. bilen bilir bu sektörde sonradan görme zenginler çok var, çoğunun da tripleri çekilecek gibi değildir. yaşça büyük erkeklerin ağzından da "yeğenim" lafı eksik olmaz.
bir gün yine bu sonradan görmelerden biri geldi, patron dükkanda yok. ben de yeni olduğumdan ayak işlerine bakıyor, çalışanlara ya da müşterilere bazen de çay-kahve götürüyorum. bu abi geldi "yiğenim, ahmet abin yohmu" dedi. (soru edatını bilerek bitişik yazdım, adam nasıl beceriyorsa konuşurken bitişik yazıyordu). "yok abi" dedim, "oturun, birazdan gelir". bu geçti kapının önünde oturdu, patronu beklemeye koyuldu. ben de yanına gidip "abi, çay-kahve, bir şey içer misiniz?" diye sordum. abiyi de ilk defa gördüğümü belirtmeliyim, oysa ki dükkanın müdavimlerindenmiş. bazı çalışanlar ve patronla aralarında yeni bir jargon oluşturmuşlar, her seferinde de bu şaçma şeylere gülüyorlar. bu sigarasını yaktı, yavaş yavaş bana döndü. dumanıyla beraber şu söyleri çıkardı ağzından. "bana tiribiradada getir yeğenim" dedi, üstüne de güldü. ben anlamadım tabi. her halde bilinen bir şeydir, içerden birine sorar; öğrenirim, getiririm dedim. gittim ablanın birine sordum. "abla" dedim " şu abi tirimiri bir şey istiyor, o da ne ki?" diye sordum. o da bilmiyormuş. neyse, bir daha abiye sorayım dedim, gittim sordum. "abi, sen bir şey istedin de, ben onu anlamadım. tam olarak ne istediniz?" dememle buna bir gülme tuttu, anlatamam. gülerken eliyle üç yapıyor bu. ağzında sigara, elinde kaldırılmış üç parmakla güle güle bi daha söyledi. "tiri yeğenim tiri, yani üç. tiribirarada, üçü bir arada oluyo" dedi. be burada yazamayacağım bir sürü şeyin evladı. ben senin tirine de başlarım, biraradana da başlarım diye içimden söylene söylene gittim getirdim neskafesini. karıştırırken de diyor ki, " şimdi tiribiradanın ne olduğunu anladın mı?" anladım bana ban yedirtecek sözlerin hepsi, anladım.
devamını gör...
3.
bir kelimeyi, cümleyi yanlış anlayarak; farklı bir anlam katma durumudur.
yıllarca aşağıdaki türküdeki makine kelimesini yanlış anlamamdan mütevellit, şu şekilde söylemişimdir.
lelele sakine
niye gittin tütüne
gel beraber kaçalım
bak gidiyon bakire
yıllarca aşağıdaki türküdeki makine kelimesini yanlış anlamamdan mütevellit, şu şekilde söylemişimdir.
lelele sakine
niye gittin tütüne
gel beraber kaçalım
bak gidiyon bakire
devamını gör...
4.
öğle arası müzik üzerine yapılan saçma bir muhabbet esnasında
- ne yapalım ofiste hep beraber (bkz: eternal tears of sorrow) mu dinleyelim ?
= ya ben o filmi iki kez izledim hiç bişi anlamadım
(bkz: eternal sunshine of the spotless mind)
gülmedim, kimse gülmedi.
- ne yapalım ofiste hep beraber (bkz: eternal tears of sorrow) mu dinleyelim ?
= ya ben o filmi iki kez izledim hiç bişi anlamadım
(bkz: eternal sunshine of the spotless mind)
gülmedim, kimse gülmedi.
devamını gör...
5.
patronlardan mizah duygusu oldukça gelişmiş, genellikle dalga geçen, kinayeli konuşan arayıp birazdan bir misafirimiz gelecek, paşa, deyince otomatik olarak golden mı dedim. devasa bir kahkahanın ardından ne golden ı ya asker olan paşa cevabı geldi.
ben askeri rütbelilere paşa dendiğini gerçekten bilmiyordum, benim bildiğim paşalar hep golden'dır.
ben askeri rütbelilere paşa dendiğini gerçekten bilmiyordum, benim bildiğim paşalar hep golden'dır.
devamını gör...
6.
kuzenimin başına gelen bir olaydır. arkadaş aracılığıyla tavsiye edilen bir işyerine gidilir. arkadaşı bölgeyi, işyerini ve sahibini mesaj yoluyla yazarak tarif etmiştir. kuzenim tabelayı okur 'selahattin sun' yazmaktadır. akabinde içeriye girip; "merhaba burada selahattin sun varmış, kimdir?" diye sorar.
içeridekiler güler ve aralarından birisi ayağa kalkar; "evet selahattin benim, sun türkçe okunuşuyla" der.
ek; güneş anlamına gelen yanlış okumadır.
selahattin adı da gerçek şahısı rencide etmemek adına değiştirilmiştir.
içeridekiler güler ve aralarından birisi ayağa kalkar; "evet selahattin benim, sun türkçe okunuşuyla" der.
ek; güneş anlamına gelen yanlış okumadır.
selahattin adı da gerçek şahısı rencide etmemek adına değiştirilmiştir.
devamını gör...
7.
komşu geldi az önce. kpss çalıştığımı söyledim, kolay gelsin dediler, odadan çıktım. ben çıkınca konu un fiyatlarına gelmiş.
komşu: kaça aldın?
annem: 64 olmuş
ben: o iki yıl önceki puanım! şimdi 69.79!..
söke un fiyatı + 5.79 = kpss
komşu: kaça aldın?
annem: 64 olmuş
ben: o iki yıl önceki puanım! şimdi 69.79!..
söke un fiyatı + 5.79 = kpss
devamını gör...
8.
her hangi bir şeyi verecem derken neyi vereceğini söylememek.
x: kalemimi ver
y: verecem tamam
x: oha çüş valla miiiii
x: kalemimi ver
y: verecem tamam
x: oha çüş valla miiiii
devamını gör...
9.
benim bir arkadaşım var, kulakları sıkıntılı sanırım. karakgöz misali biz ne desek başka şeyler anlıyor. sağar duymaz uydurur sözünün adeta vücut bulmuş hali.
misal sıradan bi gündelik konuşmamız:
- .. yı gördün mü?
+ kimi gömdüm mü?
- hayır .. yı gördün mü?
+ ha yok, görmedim.
yahut:
- yarın gelmeyeceğim ben ya, sen?
+ kimse gitmeyelim?
- yarın diyorum, gelmeyeceğim. sen gelecek misin?
+haa, gelmeyeceğim bende büyük ihtimalle.
misal sıradan bi gündelik konuşmamız:
- .. yı gördün mü?
+ kimi gömdüm mü?
- hayır .. yı gördün mü?
+ ha yok, görmedim.
yahut:
- yarın gelmeyeceğim ben ya, sen?
+ kimse gitmeyelim?
- yarın diyorum, gelmeyeceğim. sen gelecek misin?
+haa, gelmeyeceğim bende büyük ihtimalle.
devamını gör...
10.
arka sıramızda oturan ve sigara içen erkek arkadaşımız ile sohbet ediyorduk. 3 kız bir erkek şeklinde konuşmamızı sürdürürken konu sigaranın yanında neden kahve veya çay tüketildiğine geldi. bizde sigara içmiyoruz ama fikir yürütüyoruz. sigara içen erkek arkadaşımıza nasıl sigara içmeyi sevdiğini soruyoruz ve o da ‘’sek ‘’ içiyorum diyor. ergenliğin verdiği coşkun duygular ve bilinçaltıyla beyin lobum sek kelimesini duyduğu anda alarm veriyor ve ‘’sex’’ olarak algılıyor. ben kısa süreli bir şok geçiriyorum ve beynimdeki noronlar cigarettes after sex kelimelerini birleştirerek arkadaşımızın seksten sonra sigara içmeyi seviyorum demek istediğini çözümlüyor .
sek kelimesinden sonra ortamda kısa süreli bir sessizlik oluyor diğer iki kız arkadaşım da seks dediğini sanıyor. ilk kurşunu ben atıyorum ve 2 saniyelik sessizlikten sonra seks mi ? diyorum.
lisede ilk seks kelimesini kullanarak devrim yaptığımı bir an oluyor kdlslw
sek kelimesinden sonra ortamda kısa süreli bir sessizlik oluyor diğer iki kız arkadaşım da seks dediğini sanıyor. ilk kurşunu ben atıyorum ve 2 saniyelik sessizlikten sonra seks mi ? diyorum.
lisede ilk seks kelimesini kullanarak devrim yaptığımı bir an oluyor kdlslw
devamını gör...
11.
sokakta çilek satan meyve satıcısının bağırması:
doğrusu: aroma çilek
benim anladığım: yalova çilek.
doğrusu: aroma çilek
benim anladığım: yalova çilek.
devamını gör...
12.
doğrusu: istediğin birşey var mı
anlaşılan: istediğin milkshake var mı.
anlaşılan: istediğin milkshake var mı.
devamını gör...
13.
burnunda sinek var'i,
umrum da 1 ekran diye anlamistim.
umrum da 1 ekran diye anlamistim.
devamını gör...
14.
afiyet olsun'u, afitap dolsun gozlerinde ve herkes mutlu olsun 1 gunlugune diye anlamistim. hala hatirlayinca kahkaha atarim. evet.
devamını gör...
15.
yok.. pek yarmadı okuduklarım.. bana müsade arada uğrarım söz.. siz devam..
devamını gör...
16.
'kaldıramazsan kaldırırlar' lafını yanlış anlayacaktım bir şarkı adıymış. az sonra normal radyoda çalacak meja. banu alkan söylüyormuş. hayret ben de ne anlıyom...
devamını gör...