yarım karpuz

filistin'in sembolüymüş. dün bir zat-ı muhtereme'den öğrendim. şunun şurasında 9 senelik hümeynici radikal islamcılık, nereden bakarsan da bağımsız olarak 10 sene islamcılık hastalığıyla yaşamış birisi olarak, bu sembolün filistin bayrağı yerine kullanıldığını hiç duymamıştım.

taşrada ve varoşlarda, ham cahil, softa, cemaatçi karıların ramazan'da ev süslemeye başlaması gibi dine sonradan sokulan bir bidat diyeceğim ama filistin, bağımsız olarak dinle de alakalı değil. neyse yarım karpuz filistin bayrağı yerine geçiyormuş arkadaşlar.

yarım şeklinde kesilmiş karpuz yemek kaşığı ile yenir , yanında beyaz peynir, rakı .
sözlüğün mersinli yöööörrüüğü sever böyle muhabbeti, yarasın.

yahudi terör örgütü filistin bayrağının kullanılmasını yasaklayınca filistinli yurtseverlerin bulduğu protesto şekli. islamiyetle falan ilgisi yok. dalga geçilecek bir şey değil.
www.bbc.com/turkce/articles...

japonya bayrağında da kendisini görebilirsiniz. hatta hikayesi de şu şekildedir.

toyotomi hideyoshi'dan önceki japonya:



toyotomi hideyoshi döneminden önceki japonya'da tüm beylikler karpuz çekirdeği ile temsil edilmektedir. kendisi tüm beylikleri tek çatı altında toplayıp büyük japonya imparatorluğunu kurduktan sonra da japonya bayrağı günümüz halini almaktadır.

az evvel marketteydim hanım aradı, karpuz al da gel dedi. neyse bir kaç vuruş ve yoklama sonucu bir tane seçtim tartıya verdim 410 tl tutuyo dedi.

e dedim çüş( içimden) veremeyeceğimden değil de karpuza o kadar para ödesem kendimi gerçekten keriz gibi hissederdim o yüzden bu fazla dedim yarısını kestirdim 208 tl tuttu. yine çok ama eve de elim boş gitmek istemedim.

hayatımda ilk defa yarım karpuz aldım, yapımda yayında emeği geçenlerin abv.

alsam tek başıma bitiremezdim o yüzden almadım. yarım karpuzumu paylaşacak bir kişi bile yok dostum..

yarısından fazlası su, diğer kalanı da şekerden ibaret olan karpuzun sadece yarısının bile 200 tl ettiğini okudum az önce.

sen karpuzsun, lezzetin bile yok artık. kendine mi gelsen.
hayır bir de seni taşımak ayrı dert, seni seçmek ayrı dert, buzdolabında sana yer ayırmak ayrı dert...
ne bu şımarıklık yani