101.
bu sorunun hali hazırda yaşayan biri tarafından sorulmasının saçma olduğunu çünkü zaten yaşayarak olumladığı bir durumun sorgulanamayacağını savunan bir kitle var. bu tamamen hatalı bir yaklaşım bana göre. sorgulama tam da yaşayan kişiler tarafından yapılması gereken bir yerde olan sorundur. varlığa gelmeden varlığın neliği, onun iyilik ya da kötülük perspektifinden değerlendirilmesi mümkün değildir. camus'un da bahsettiği gibi, intihar felsefenin en önemli sorularından biridir, zaten intiharın altında yatan o kadim soru da, hayatın yaşamaya değer olup olmadığının sorgulamasıdır. bu sorgulamanın sonucunun ne olması gerektiğini, ya da daha spesifik olarak kendi fikrimi belirtmekten ziyade, yanlışa düşülmeden nasıl sağlıklı bir sorgulama yapılabileceğini anlatmaya çalışacağım.
birinci olarak yaşadığınız aşırı duygusal ve bundan 5 yıl sonra asla hatırlayamayacağınız şeylere gömülerek, koca bir hayatı sonuçlama gibi bir yanlışa düşülmemelidir. çok net hatırlıyorum 5. sınıftayken karnemde teknoloji tasarım dersi 1 gelmişti, boktan projeleri olan, tahta ev yapıp, zımparalamadığım için. babam da aşırı tutucudur, ağzıma sıçacak diye, o yaşta elimde karneyle eve giderken, tek kurtuluşumun kendimi *ld*rmek olacağını düşünmüştüm. bilerek bu örneği verdim ki, aşırı saçma görüntü daha da ön plana çıksın. 30'lu yaşlarında, eşi tarafından aldatılmışlık, ya da çocuklarına istedikleri meyveleri alamayan babanın yaşadığı acılar da dahil, bunların çoğu üzerinden zaman geçince, farklı şekillerde düşünebileceğiniz olaylardır, büyüterek, tüm hayata yayıp, ardından hüküm vermek, daha sanığı dinlemeden, yargıya varan mahkeme kadar abes kaçar.
ikinci olarak viktor frankl'in de belirttiği gibi, hayat uzun bir yolculuktur, nasıl ki satranç oyununda en iyi hamle nedir sorusu saçmalıktan ibaretse, hayatın anlamı nedir sorusu da bir nebze buna çıkar. çünkü hayatın tek ve yegane bir anlamı yoktur, o anlamlar bütünüdür ve her biri, birbiriyle bağlantılı, kendi kendini besleyen, uzun bir zincirdir, bunun teke indirgenmesi saçmalıktır. satrançta en iyi hamle olarak, mat anını göstermek isteseniz dahi, esas mesele, o ana gelirken yaşananlardır, mat anı bile, bakıldığında heyecan verici ve en manidar an denilemez.
evet çok ironik ve güzel bir noktaya geliyoruz, insan ölmedikçe, hayat ve olasılıklar hiç bitmez, tam da bu yüzden bizler ölene kadar hayatın yaşamaya değer olup olmadığı sonucuna varmamız oldukça zordur, erkenden varılan sonuç, hayata yapılan büyük bir haksızlıktır. sartre tam da bu yüzden, int*har'ı ,saçmayı saçmaya gömmek olarak adlandırır. saçma olan yani absürt olan hayatı, yaşamadan başka bir absürtlükle engellemek demektir ki, gerek yoktur.
tavsiye olarak da, illa hayatı beş para etmez ve yaşamaya değmez olarak görecekseniz bile, kendinizi hali hazırda in*tihar etmiş gibi hayal edin. peaky blinders'da , savaştayken söz veren ve kendilerini o gün öldüren, bundan sonraki yaşamımız bizim uzatmalarımızdır diyen ekibin mentalinde yaşayabilirsin. *lümü dahi göze almış birisi, hayatta bir şeyleri hedef alarak gayet de yaşamaya devam edebilir. ya da after life dizinde olduğu gibi, daha korkusuz, daha deneyim odaklı bir yaşama adım atılabilir. ne yaparsanız yapın, ancak şunu bilin ki, *lüm zaten bizi bir yerlerde bekliyor olacak, acele etmenin hiçbir anlamı yok, keyfini çıkarın ve hayatı sorgulayarak, uzun bir yaşam edinin.
birinci olarak yaşadığınız aşırı duygusal ve bundan 5 yıl sonra asla hatırlayamayacağınız şeylere gömülerek, koca bir hayatı sonuçlama gibi bir yanlışa düşülmemelidir. çok net hatırlıyorum 5. sınıftayken karnemde teknoloji tasarım dersi 1 gelmişti, boktan projeleri olan, tahta ev yapıp, zımparalamadığım için. babam da aşırı tutucudur, ağzıma sıçacak diye, o yaşta elimde karneyle eve giderken, tek kurtuluşumun kendimi *ld*rmek olacağını düşünmüştüm. bilerek bu örneği verdim ki, aşırı saçma görüntü daha da ön plana çıksın. 30'lu yaşlarında, eşi tarafından aldatılmışlık, ya da çocuklarına istedikleri meyveleri alamayan babanın yaşadığı acılar da dahil, bunların çoğu üzerinden zaman geçince, farklı şekillerde düşünebileceğiniz olaylardır, büyüterek, tüm hayata yayıp, ardından hüküm vermek, daha sanığı dinlemeden, yargıya varan mahkeme kadar abes kaçar.
ikinci olarak viktor frankl'in de belirttiği gibi, hayat uzun bir yolculuktur, nasıl ki satranç oyununda en iyi hamle nedir sorusu saçmalıktan ibaretse, hayatın anlamı nedir sorusu da bir nebze buna çıkar. çünkü hayatın tek ve yegane bir anlamı yoktur, o anlamlar bütünüdür ve her biri, birbiriyle bağlantılı, kendi kendini besleyen, uzun bir zincirdir, bunun teke indirgenmesi saçmalıktır. satrançta en iyi hamle olarak, mat anını göstermek isteseniz dahi, esas mesele, o ana gelirken yaşananlardır, mat anı bile, bakıldığında heyecan verici ve en manidar an denilemez.
evet çok ironik ve güzel bir noktaya geliyoruz, insan ölmedikçe, hayat ve olasılıklar hiç bitmez, tam da bu yüzden bizler ölene kadar hayatın yaşamaya değer olup olmadığı sonucuna varmamız oldukça zordur, erkenden varılan sonuç, hayata yapılan büyük bir haksızlıktır. sartre tam da bu yüzden, int*har'ı ,saçmayı saçmaya gömmek olarak adlandırır. saçma olan yani absürt olan hayatı, yaşamadan başka bir absürtlükle engellemek demektir ki, gerek yoktur.
tavsiye olarak da, illa hayatı beş para etmez ve yaşamaya değmez olarak görecekseniz bile, kendinizi hali hazırda in*tihar etmiş gibi hayal edin. peaky blinders'da , savaştayken söz veren ve kendilerini o gün öldüren, bundan sonraki yaşamımız bizim uzatmalarımızdır diyen ekibin mentalinde yaşayabilirsin. *lümü dahi göze almış birisi, hayatta bir şeyleri hedef alarak gayet de yaşamaya devam edebilir. ya da after life dizinde olduğu gibi, daha korkusuz, daha deneyim odaklı bir yaşama adım atılabilir. ne yaparsanız yapın, ancak şunu bilin ki, *lüm zaten bizi bir yerlerde bekliyor olacak, acele etmenin hiçbir anlamı yok, keyfini çıkarın ve hayatı sorgulayarak, uzun bir yaşam edinin.
devamını gör...
102.
bir üstteki arkadaş cok uzun yazmış onu okuyamadım ama olsun. yaşamaya değer arkadaşlar. neden diye soracak olursanız ne geçmiş ne gelecek sadece şuandasınız. geçmiş yaşanmış, gelecek belirsiz belki cok büyük vizyonu olan birisiniz, belki de küçük dünyanızda mutlusunuz ama ne olursa olsun hayat yaşamaya değer.
devamını gör...