(bkz: berfin özek) vakasını hepimiz hatırlıyoruz. nişanlısı tarafından yüzüne kezzap atılarak tanınmaz hale getirilmişti. evlenmişler. kadın cinayetleri diye diye diye dilde tüy bitti ne diyeceğimi bilmiyorum.
kaynak
hatırlamak isteyenler için berfin özek olayı.
devamını gör...
şimdi bu haberden sonra gel de şiddet gören birine yardım et.
devamını gör...
what is the matter with you berfin?
devamını gör...
artık başka bir şansı olmayacağını düşünmüş olabilir. hiç iyileşemeyeceği için ve psikolojik olarak yaşadığı travmalardan bu tercihi yapmış ya da empoze edilmiş oldugundan karar vermiş olabilir. üzüldüm.
devamını gör...
bergen gibi yani. bazen cinsimi anlayamıyorum.
devamını gör...
yapacak bir şey yok ortadoğu halklarını katiyen eğütemezsin.
mal gelir mal giderler.
devamını gör...
böyle vakalarda hemen kadını yargılamak yerine acaba onu bu karara hangi tehdit mecbur bıraktı onu sorgulamak lazım. belki olay bir stockholm sendromu'ndan ibaret değildir. iç yüzünü bilmediğimiz konular hakkında bu kadar net konuşmamalıyız. belki kadın onunla yaşamayı ölüme tercih etti nereden bilebiliriz? acı, gerçekten çok acı.
devamını gör...
baskı ve zorlama ile evlendiyse kötü, kendi isteğiyle evlendiyse çok daha kötü. çok sinirlendim.
devamını gör...
duygu seline kapılmak zorunda hissetmiyorum artık bu tür olaylar ile ilgili olarak, diğer insanlara da tavsiye etmiyorum psikolojik açıdan. iyi bir şey değil bu. herkesin psikolojik gücünün bir sınırı vardır. (ilginç bir cümle oldu)

bu olaydaki gibi suçların faillerinin cezalarını hukuken haklı gerekçelerle hafifleten görevlilere, indirilen cezalar paylaştırılmalıdır. madem insanlara insani gerekçeler ile (toplumun ve hayatın sorumluluk payı adına, vicdan ve eşitlik adına) ceza indirimi uygulanması gerekiyor, insanların haketmedikleri acılar çekmesine sebebiyet veren olaylardan sorumlu olarak ta topluma bir miktar ceza kesilmesi gerekiyor.

gelişme ve ilerleme adına her zaman bir şekilde dengeye ihtiyacımız olacaktır. toplum yönetimi hukuk alanına indirgenmemeli, bunun için de öncelikle adalet (toplumsal) denge halini almalı.
devamını gör...
bunu düşünmek dahi istemiyorum ama bir kaç ay sonra öldüğü haberleri çıkarsa hiç şaşırmam. söylenebilecek tek şey çok yazık.
devamını gör...
çoğumuzun kaderidir celladıyla yaşamak zorunda kalmak. kimle evlenirse evlensin dal kırılmış bir kere
devamını gör...
yaşamadığım hayatları yargılamayı sevmiyorum. keşke kadına yardım edebilecek birileri olsa. sağlam psikolojiyle verilemez bu karar zaten. kadın olarak doğarak bir sıfır yenik başlıyoruz hayata.
devamını gör...
kadın nası böyle bi şey yapabilirmiş onun için o kadar mücadele edilmiş cart curt.. ulan yapılan mücadelenin içine tüküreyim o kadının kalan hayatına nası devam edebileceğini düşünen yok.
devamını gör...
yıllardır gücü hatalı tanımladığımızı, toplumsal olarak neredeyse her şey üzerine yeniden düşünmemiz gerektiğini zırlar dururum. yıllardır. bunu çok önemsiyorum. gücü tanımlama meselesini çok ama çok önemsiyorum. aklınızda eğer güçle silah, şiddet, para, yüksek beceriler aynı seviyedeyse siz kötü biri olmaya çok yakınsınızdır. güç bunlar değildir. ama bu gibi şeylere artık şaşırmıyorum. artık şiddet gören kadınların, aldatılan kadınların, hiçbir hakkını kullanmasına izin verilmeyen kadınların hakkını savunacak şevki kendimde bulamıyorum açıkçası. elimde sadece şu slogan kaldı; "bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundasın." bu slogan dışındaki tüm pratiklerde; "bu kadını savunuyoruz ama acaba işin aslı ne?" sorusu kafamın içinde dönüp duruyor. sevgilisini kurtarmak için tanımadığı bir adama iftira atıp onun öldürülmesine sebep olan bir kız yansımıştı haberlere. sevgilisini korumak için bir masumun canını feda etti. o benim için kırılma noktasıydı. satırla onu kovalayan adamla evlenen mi dersin, kendisini döven adamın onu sevdiği için dövdüğünü düşünen mi dersin... binlerce olay.

türk toplumunda şöyle bir çatışma yaşanıyor; erkekler fazla gelişirken, kendilerini gerçek dünyanın dertlerini çözmeye adar ve çalışırken kadınlar hala kadınsal meselelerle ilgileniyorlar. mahalle kültüründen, dedikodu kıskacından, bir erkek için, üstelik onu sevmeyen bir erkek için savaşmaktan, sokakta birbirinin saçını yolup küfretmekten başka vasıflara ihtiyacımız var. kadının mecbur bırakıldığını sandığı bu düşük profil onların erdemli yaşamalarını çok engelliyor. eşit değiliz ama eşit olmak için çalışmamızı engelleyecek çok fazla şey yaşıyoruz. kitlesel olarak resmen o rezil söylemleri doğru çıkartacak eylemleri icra ediyor kadınlar. anmak bile istemediğim klişeler vardır ya, doğruluyorlar o söylemleri.

bi kehanet olarak kabul edin lütfen; bikaç seneye feminizm baya baya alay konusu haline gelecek. feministlerin haklı savaşı bu gibi olaylarla sulandırılacak. erkek desteği gün geçtikçe azalacak. yeni neslin örtük bir kadın düşmanlığı var. öz halinde orada duruyor. biz bu özü istihdamla, eğitimle, eşitliği korumaya çalışarak korurken bu gibi kadınların eylemleri her şeyi ziyan ediyor.

naçizane ben hayatım boyunca feminist hareketi gönülden destekledim ve destekliyorum. kadının iş dünyasında çok mühim bir rolü olduğunu, aynı işe eşit ücret almaları gerektiğini, mutlak eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılığın gerekli olduğunu düşünüyorum ama olmuyor. olamıyor. kadınların biçoğunda bu erdemli halin karşılık bulmadığını görüyorum. buna üzülüyorum. layık olduğu haklara kendini layık görmüyor. bir erkeğin kölesi olmayı istemeden, iktisaden ona mahkum olmayı istemeden, tek başına, doğurmak zorunda olmadan, anneliğin arkasına sığınmadan, zırıl zırıl ağlamadan uzlaşarak, dinleyerek, fedakarlık yaparak ve yarışmadan bir şeyleri kazanması gerekiyor kadının.

böyle kadınlar var. bilim insanı, iş insanı, sanatçı, yazar, oyuncu, şarkıcı, tezgahtar, temizlikçi fark etmiyor. kendi emeği ve aklıyla yaşayan kadınlar var. maalesef o kadınların feminist söylemi nadiren benimsediklerini görüyoruz. kadınlar güçlendikçe erkeklerin kriz durumlarında kullandığı pratikleri sık sık kullanma hatası yapıyorlar. sadece kriz durumlarında kullanılması gereken pratikleri sık sık kullanmak kadın varlığının güçlense bile değerini, doğruluğunu azaltıyor.

şunu maalesef kalpten söylüyorum; artık bir kadının şöyle şöyle oldu dediği hiçbir şeye tam olarak inanamıyorum. aklımda hep; "bi de öteki tarafı dinleyelim" şerhi beliriyor. her konuda maalesef böyle artık. "bir kadın bunu asla yapmaz" dediğim ne varsa yaptıklarını hem yakinen hem ötekinin tecrübesi sayesinde öğrendim.

acilen bu imajın düzeltilmesi gerekiyor. bakın göreceksiniz erkek savunma mekanizması çok yakın bir zamanda feminist söylemi bile alay konusu haline getirecek. yavaş yavaş pozitif ayrımcılık talebimiz sanki haksız bir istekmiş, doğruluk payı hiç yokmuş gibi; "aşırı" bulunacak. bu dünyanın sahibi erkekler. biz kurduk bu dünyayı. sistemi biz kurduk. kadın bu sistemin içerisinde hak ve söz sahibidir. bu hak ve söylem üretme becerisini reddetmemeli ve devretmemeli. adilce, akıllıca, günlük kazancını değil ötekinin de hakkını gözeterek tekrardan bilhassa türk kadınının bu özelliği kazanması gerekiyor.

erkek aklı genelde cahil kadınlar tarafından çok küçümsenir. büyük hata. erkek zekası karmakarışıktır. erkeklerin seksüel ihtiyaçlarına göre politika ürettikleri zırvasına çok inanmıştır bu kadınlar. öyle değil. bu yanılgıdan kurtulmak gerekiyor. erkeğin istek ve arzuları başka, eylemleri başka, almak istediği sonuçlar başka niteliklere ihtiyaç duyduğundan erkek doğal olarak katmanlı bir mahluktur. onu sığ bir kimliğe sıkıştırmak erkeğin üzerinden sorumluluğu almaktır. bu da bir kadın hatası. "erkekler anlamaz" dediğiniz ne varsa erkekler üretti onu. erkeğin güç tanımı hiçbir zaman ona atfedilen şiddet eğilimiyle eşleşmemiştir. erkek çok eşlidir çünkü sevginin bir ürünüdür. herkesi doyurmak ister.

uzatmayayım. bu zavallı kadın muhtemelen hiç sevilmedi hayatı boyunca. o adamdan başkasının onu sevemeyeceğini bildiği için kendini ona mahkum hissetti. saçmaladı tabii. sevilmek bile sizi kurtarmıyorsa hiçbir şey kurtaramaz kardeşlerim. hepimiz şunu biliyoruz; bu kadın sistemli bi şekilde dövülecek, aldatılacak ama yine de o adamdan vazgeçmeyecek.

biz temiz insanlarız. ne elimizi kaldırdık şimdiye kadar birine, ne de kelimelerimiz dışında bir şeyden yardım dilendik. kezzap kelimesini cümle içinde ilk kullanışımız bile olabilir. ama bu ilişkide, bu sapkın kadınla adam birbirini bulmuş. bizim anlayamayacağımız kadar derin bir bağları bile olabilir. iki zavallı kadar birbirine çok az şey benzer. samimi söylüyorum. iki zavallı kadar az şey benzer birbirine. eğlence biçimleri, hayata bakışları, eylem pratikleri neredeyse aynıdır. ikisi de aynı kafada. ikisi de eşit düzeyde eğitim almış. benzer ailelerden geliyorlar muhtemelen. benzer şeyler yaşamışlar. ikisi de örtük bir nihilizme sahip. ikisi de dünyanın onları çepeçevre saran korkunç bir yer olduğunu sanıyor. ikisinin de şizofreniye benzer bir algılama biçimi var. şüpheciler, kaygılılar, yetersizler, korkaklar, yalancılar. ikisi de birbiri için yaratılmış kadar benziyor birbirine. eminim arabesk damarları da vardır. inanın birbirlerine; "helalim" falan diye hitap ediyorlardır. inanın böyle. pis bir ilişki. kök sağlam değil. onları tek bir şey kurtaracak; benzerlikleri. aynı şekilde davranıyorlar, aynı şekilde seviyorlar, aynı şekilde inanıyorlar, aynı şekilde yaşıyorlar. birbirlerini taklit ediyor, birbirlerini büyütmüyor bilakis küçültüyorlar. aynılık kanserine yakalanmışlar. mutluluklar diliyorum. sanmıyorum ama mutluluklar. bir çocukla bu korkunçluğu taçlandırırlar yakında. her şeyi daha da trajik bir hale getirmek için yapmayacakları şey yok. dediğim gibi; iki zavallı kadar birbirine pek az şey benzer.
devamını gör...
tahliye edilir edilmez kızı tehdit etmeye başladıysa şaşırmayacağım olay.

bu insanların arasında neler yaşandığını hiçbirimiz bilmiyoruz. böyle durumlarda çoğunlukla kadın ailesiyle falan tehdit ediliyor. ülkede kadınların gördüğü genel muamele de ortada olduğundan bu tehditlere boyun eğmek ve kendilerinden isteneni yapmak zorunda kalıyorlar.

bilmeden yargılamak çok kolay olabilir de başınıza gelmemiş olaylar için bu kadar büyük konuşmamalısınız*.
devamını gör...
seçimler ve sonuçlar, bu kadın bunu tercih ediyor.
revolveri doldurup, şakağa dayayıp, tetiğe bastığında ölmeyeceğini ummak kadar saçma bir durum.
devamını gör...
bu kişinin tedavi gördüğü hastanede çalışıyordum. 4 ay boyunca, her sabah vizitimde kendisini görürdüm. çok çok zor zamanlar geçirdiğine bizzat şahidim. iyileştikten sonra takip etmemiştim ne yaptığını, bu başlığı görünce çok şaşırdım.
devamını gör...
bu da ilişkilerin psikolojiye dayandığını ve normal düşünemeyen insanların psikolojik durumlar karşısında verdikleri tepkinin bir yansıması.
devamını gör...
stockholm sendromuna benzer bir şey olmalı, yoksa bunun açıklaması olamaz.
devamını gör...
hangi ruh haliyle bu karari aldi, mecburiyetleri var miydi bilmiyoruz. belki doluyu hesap etmeden yagmurdan kacisin mucadelesindedir, belki kendince buldugu bir caredir bu. her ihtimale inanirim ama sevdigi icin evlilige kalkismasina inanmam. umarim bu kadar aptal degildir.
ben kizin bu kararini acikcasi yadirgayamadim, gorunene gore normal bir psikolojide degil gibi. lakin ailesinin boyle bir evlilige onay vermesi akil alir gibi degil. bu resmen kurda kuzunun emanet edilmesi, baska bir sey degil.
cok pisman olacak, yazik olacak...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yüzüne kezzap dökülen kızın saldırganıyla evlenmesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim