#netflix dizisi
dram / romantik
6.9 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

tuba büyüküstün, murat boz, seda bakan, boncuk yılmaz, rıza kocaoğlu, serkan altunorak ve fırat tanış'ın başrollerde oynadığı yapımcılığını ogm pictures'in yaptığı ve yönetmen koltuğunda burcu alptekin'in oturduğu 28 temmuz tarihinde vizyona girecek netflix'in yeni türk dizi projesi.

edit:noktalama işareti
devamını gör...
diziyi izlemeye başladım. öncelikle bu aile dizilimi denen olayı daha önce duymuştum. izmir de yapan bir yere arkadaşım katılmıştı. aynen onun anlattığı gibi . çık ilgimi çekti. onun dışında rakı ve kuzey ege içeren her sahne bi ayrı harika benim için. bir de tuba büyüküstün ne kadar güzel bir kadın değil mi değerli yazarlar!…
t: bir netflix dizisi.
devamını gör...
leyla, ada ve sevgi üç yakın arkadaştır. sevgi'nin hastalığının tekrarlaması ve o sırada sevgi'nin ayvalık'ta aile dizimi ile ilgili çalışmalar yapan zaman bey ile karşılaşması üzerine tüm hayatlarının değiştiğine tanık olduğumuz 8 bölümlük bir netflix dizisi.

aile dizimi daha önce duyduğum ama hakkında çok bilgi sahibi olmadığım bir uygulama. bu diziyle beraber kendi travmalarımın hangi aile üyemden geldiğini düşünür oldum. birgün böyle bir çalışmaya katılmak ve yıllardır peşimi bırakmayan ama anlamlandıramadığım hislerin temelini bu vesileyle bulmak isterim. bu konuya başka bir yerde değinirim, diziye döneyim en iyisi.

ada işinde başarılı, sivri dilli, rasyonel, sert mizaçlı bir cerrah,
sevgi nahif, iyi yürekli, duygusal bir avukat,
leyla ise aşkı için kariyer filan umursamamış, neşeli, eğlenceli bir influncer olarak karşımıza çıkıyor.
üç yakın arkadaş, anneleri, babaları, sevgilileri ve diğerlerinin hikayesi özetle. buket uzuner yazsaydı bu ismi koymakta tereddüt etmezdi.

dizinin erkek kahramanları ise toprak, selim, fiko ve zaman bey dörtlüsü. onlara da mahşerin dört atlısı diyelim o halde.
toprak, dağınık, umursamaz, güçlü bağlar kurmayı sevmeyen bir müzisyen,
selim, sadık, duygusal, sorumluluk sahibi bir mühendis,
fiko, hayatın zor yanlarıyla tek başına mücadele eden bir restoran işletmecisi.
zaman bey, enteresan bir adam. aile dizimi yoluyla insanların geçmişleriyle barışmasına imkan veriyor.

herkesin geçmişinde üç-beş kuşak öncesinde belki yaşanmış devasa travmaları var. çalışmalarda bu travmalar birer birer ortaya çıkarılıyor. önce kızdığımız karaktere yakınlık duyuyor, sevdiğimiz karakteri itici bulabiliyoruz. dizinin en beğendiğim yanı da bu oldu zaten. kimse saf iyi ya da saf kötü değildir.

ada ve toprak'ın bit(e)meyen ilişkisi dizinin beni çok sarsan yanlarından biri oldu. herkesin içinde bitiremediği bir aşk var mıdır diye düşünmedim değil.

doğduğumuz ev kaderimiz midir sahiden? görmediğimiz, adını dahi bilmediğimiz akrabalarımızın bugün yaşadıklarımıza etkisi durup durup aklıma geldiğime göre dizinin etkisinde kalmışım demekte tereddüt etmiyorum.

ara ara karakterlerin gençlik hallerini görüyoruz, keşke de görmesek. 10 sene önceye dönmek için sadece saç modelini değiştirmek yetiyor diye anlıyorum. bana inandırıcı gelmiyor da yine de inanan, makul bulanlar var sanırım.

mekan güzel, çekimler güzel. yönetmen burcu alptekin'i başarılı buldum. başka bir işini bilmiyorum ama yönetmenin vizörü beni mutsuz etmedi. sadece dış ses fikrini sevmedim. aptala anlatır gibi anlatmamak için film ve dizi yapılıyor. keşke olmasaymış.
nuran evren şit enteresan bir konuyu birtakım eksikliklere rağmen başarıyla işlemiş. ogm başarılı bir yapım şirketi, güzel işler yapıyorlar.

8 bölümün sonunda aklımda sonuçlanmayan bazı konular kaldı. belki ada'nın anlatıcılığında bir 8 bölüm daha gelebilir diye ucu açık bırakılmıştır diye düşünmek istiyorum.

filmde en beğendiğim oyuncu boncuk yılmaz oldu. tuba büyüküstün'ü fersah fersah geçmiş. ben en çok sevgi'ye inandım.
seda bakan için çok diyeceğim yok. derinlikli karakterlerin oyuncusu olmadığını düşünüyorum.
murat boz için ne diyeceğimi bilemedim. oyunculuk konusunda tutuk hatta donuk olduğu fikrindeyim. fırat tanış ve rıza kocaoğlu'nun yanında sönük kalmış elbette. bu arada serkan altunorak hiç fena değil. ezik selim anlarında çok inandırıcıydı.
füsun demirel ve umut kurt varla yok arası, yerlerine kim olsa olurdu.

yaykadını ne dersin, izleyelim mi dediğinizi duyar gibiyim çünkü övdük de gömdük de diziyi.
bence izleyin. gözünüz bayram etsin. her anlamda bu bayram etme meselesi. filmin sanat ekibi çok iyi iş çıkarmış. filmin her karesinde güzel görüntüler yaratmışlar. manzaralar, mekanlar, kıyafetler gerçekten çok göz okşayıcı. hiçbir şeyini beğenmeseniz bile bu açıdan tatmin olacağınıza hiç kuşkum yok.
ben gideyim de şu aile dizimine bakayım biraz daha, size iyi seyirler.

ekleme: rahmetli ananemin çok sevdiğim bir sözü vardı. derdi ki dedesi erik yemiş, torununun dişi kamaşmış.
bu filmde bu sözün ne kadar gerçek olduğunu anladım.
nur içinde yat ananem, seni de anmış oldum.
devamını gör...
çok odaklanarak izlemesem de yaz için izlenebilesi olan bir dizi. şimdi baktım 5. bölümde bırakmışım, odağımı kaybetmişimdir büyük ihtimal. tuba büyüküstün hiç mi değişmez gerçekten, çemberimde gül oya dizisinin üzerinden sanki yıllar geçmemiş gibi hala aşırı güzel, aynı şekilde oyunculukta da çok bir değişim yok tabi ki. neyse ki sadece kenarda dursa bile izlenesi bir güzelliği var. arkadaşlık ilişkilerini ön plana atarak arka tarafta her karakterin ayrı dramının döndüğü bir dizi. bilinçaltı temizliği gibi dizide zaman karakterinin yapmaya çalıştığı saçmalık bana biraz eat, pray, love filminde ki julia robertsın hindistan yolculuğunu hatırlattı. içsel yolculuk yapılmaya çalışılmış ama zorlama oyunculuklar da üzerine eklenince ortaya maalesef ki komedi dozu yüksek bir şey çıkmış. ben hiçbir oyuncuyu rolünde samimi bulamadım, yapay bir evreni içselleştirmeye çalışmışlar ama tam olmamış sanki. film-dizi konusunda yüksek beklentilere sahip biri değilseniz şans verin bence, en azından ayvalık ve tuba büyüküstün güzelliği için izlenebilir.
devamını gör...
kişisel gelişim mi ııyyk diyenlere zeytin ağacı şoku.. ayıla bayıla seyredip öneriyorlar çarşaf çarşaf paylaşıyorlar. demiştik kişisel gelişim denilen şey pazarlanmaya çalışıldığı gibi bir şey değil diye. hee canım pozitif düşününce pozitif oluyoruz.

seyretmedim bir süre seyretmem de muhtemelen sadece şu an okuduğum kitap bitince seninle başlamadı kitabımı okuyayım diye niyetlenmiştim dizi bu kitaptan esinlenilmiş diye duydum, şaşırdım kendi kendime.

neyyyssssee.
devamını gör...
diziyi izlerken bir zeytin ağacının gölgesinde dinlenirken hayatı sorgulamak geçmiş ve gelecek kavramı zaman aile arkadaş dost sevme sevilme kendim benlik sorgulaması yapmak gibiydi. kaliteli bi 8 saatti.

hatırlamanın zorlaşması geçmişi unuttuğumuz anlamına gelmez.sorunların kök sebepleri olduğunu bizim coğrafyamız çok iyi biliyor.hiçbir şey kaybolmaz parçalar sadece yön değiştirir. geçmişi iyileştirmeden kendini iyileştiremezsin.

geçmiş sadece aile dizimine gitmeyle onarılmaz. zaten apaçık ortada. çoğu rahatsızlıkların neredeyse %50 genetik boyutu var bunu zaten biliyoruz. çözüm sadece geçmişi anlamlandırmakta degil duyguları davranışları da anlamak ve dönüştürmek lazım.

bilimi sonsuza dek destekleyen bir insanım ancak tüm hastalıklarımızın ve korkularımızın kökeninde atadan gelen travmalarımız var. zeytinagaci bu konuda yapılmış iyi bir iş.

son zamanlarda cok keyif alarak izlediğim bir dizi oldu o kadar ruhuma dokundu ki kim izlese kendinden birseyler bulur geçmiş şu an ile o kadar bağlantılı ki.

diziyi çok severek ve keyif alarak izlemeye başladım. diziyi izledikçe insan kendinden bir şeyler bulduğu gibi kendini sorgulama sürecine de giriyor.
almamız gereken mesajı almazsak hayat sürekli karşımıza benzer kişileri biz ders alana kadar çıkartmaya devam edecek.

tebrikler fırat tanış yine muhteşem bir rolle o enerjiyi bize ilmek ilmek işlediniz. şifalandık.
devamını gör...
arkadaşlık ilişkilerini anlatması bakımından güzel dizi de olsa birtakım boşluklar var dizide.
bir kere avukat ve doktor işini çat diye bırakıp ayvalık'a nasıl taşınıyor? psikolog, o lüks hayatı bırakıp nasıl geliyor? sahilde neden kimse yok, karavandan başka? sahilde sevişenlere romantik gözüyle bakmadığımız aşikar değil mi? bunların hepsi normal hayat akışına ters düşen şeyler. ama aile dizilimine ön yargı ile yaklaşan doktorun bundan en çok faydalanması da büyük ironi. ayrıca burada da hassas noktalar olduğunu düşünüyorum. bir kere gerçekten iyi bir psikolog ile yapılabilecek bir seans ve anında instagram'a reklamlar düştü. bunun da ötesinde kanserli kız buna inanıp ilaçlarını bırakıyor.
ayrıca her ailede vardır birtakım sırlar ama bu kadar giz biraz fazla değil mi?

ama bunlara rağmen izletiyor mu derseniz 2 günde bitirecek kadar sarıyor dizi. bu da başka bir ironisi. ayrıca bu kez tuba büyüküstün olmamış, hiç duygu belirtisi yok gözlerinde ki aşık rolleri oynadığında nasıl döktürdüğünü de biliriz!
devamını gör...
konusu itibariyle insanı kendine çeken güzel bir dizi olmuş. aile dizimi hakkında pek bir bilgim yoktu bu diziye kadar. ama artık öğrenmiş oldum. oyunculardan murat boz beklentimin üstündeydi oyunculuğu için değil şarkıcı kimliği ile hele ki söylediği duman parcasinda bile. ancak tuba büyüküstün için aynı şeyi söyleyemem. evet güzelliğine laf yok ancak oyunculuğu bir tık altı diyebilrim. gelelim fırat tanış abimize, hep mi iyi olur diyorum. neyse her bölüm 50-60 dakika arası ve artık dizinin son bölümlerine doğru daha çok heyecan istedim ama o heyecanın yerine biraz yavaş ilerlemesi beni tatmin etmedi. genel olarak güzel bir dizi. her gün 1 bölüm izlerseniz gayet iyi yoksa ben gibi 1 günde bitirmeye çalışırsanız sıkılma ihtimaliniz yüksek diyebilrim..izleyecek arkadaşlara iyi seyirler..
devamını gör...
tam bir yaz dizisi. deniz, kum, güneş, rakı, balık, arkadaşlar vs. bunların üzerine giydirilmiş bir senaryo.
her karakterin ayrı ayrı hikayesine dokup, aile, arkadaşlık bağlarıyla hayat yolculuklarını anlatıyor esasen.

hikayenin asıl vurgu yaptığı aile dizilimi olayına diziden önce de inanıyor olmakla birlikte, bunun dizide çok yapay yansıtıldığını düşünüyorum. zaten kişisel gelişim olaylarını sevmem, tam bir kişisel gelişim klişe sözlerini bilge bilge söyleyen bir kişiyle iyice sinir oldum. kaldı ki fırat tanış'ı severim, burada sevmedim.

bu aile dizilimi olayında atalarımızdangelen ruhsal genetik miraslarımızı nötr hale getirmek, mum yakayım, kuş uçurayım gibi basit şeylerle olur mu gerçekten? ya da bu aile dizilimi seansında bir kişinin yerine geçmek, gözünü kapatıp 10 saniyede bu kadar kolay mı?
bilemiyorum, ben genel olarak bu tarz ritüellere yürekten inanmıyorum sanırım. inananlar da oluyordur belki. kafamı yormayacağım ona.

yazlık dizi demiş miydim? gitar bile var sjsjjs.
murat boz var, tuğba büyüküstün var. keşke olmasalarmış ama varlar. murat boz neyse zaten oyuncu değil ama tuğba büyüküstün ve saçları beni çok yordu bu dizide. her dizide olduğu gibi. demet akalın'a katılmıyorum hem, tuğba aynı tuğba. diğerleri hatrına gideri var dizinin.
devamını gör...
kırmızı oda, masumlar apartmanı gibi psikoloji temelli dizilerin tuttuğunu gören netflixin iyot, anason kokulu bir yaz dizisi görünümde ne olaylar ne olaylar anlatmış. tarihler babalar analar isimler kim zaman karıştırıyor. epigenetik temalı bir kitaptan esinlendiğini görüyoruz birçok sahnede gömülü reklam olarak. oyuncukluklar kimi zaman yapmacıklaşsa da sonu neye dayanacak diye izleniyor. murat boz sadece sarkı söylesin kısa saçlarıyla. serkan altunorak da bir güvenilir baba ortak ogul insan rolu oynasın. adamın üzerine nasıl yapıştıysa görür görmez hissediyorsun kesin bir yamuk yapacak diye. senarist arada sıkılmış tekrar cümlelere düşmüş fakat çekildiği yerin hatrına susuyorum. tugba büyüküstün'ün güzelliği için olsa bile izlenir bu arada. hatun yaşlanmıyor azizim.
devamını gör...
en guclu baglar dogmamizi saglayan insanlarla aramizdaki baglardir. eger bu baglarda dugumler varsa bugunki hayatimizda bi sekilde ayagimiza dolanir. belkide sans ya da sanssizlik dedigimiz her sey gecmiste atilmis ya da atilmamis adimlarin sonucudur

ya ben the sinner izliyodum sonra baktim bu dizi surekli onume dusup duruyor. lan dedim neymis bi bakayim. bence kusursuz degildi ama cok guzeldi abi. ilk defa sahsiyetten sonra bi turk dizisini begendim. dizi uc arkadasin bazi nedenlerden dolayi balikesire(ayvalik) gitmek zorunda kalmasini ve bu sebeptende hayatlarinin degismesini anlatiyor. bu uc arkadasin ve onlarin hayatindakilerin hepsinin sirlarindan gizemlerinden yalanlarindan ve ailelerinin gecmiste yasadiklari travmalar sorunlar yuzunden gelecektede hala onlari birakmayan gecmislerinden bahsediliyor. gecmiste ailede yasanilan bazi olaylarin karakterlere yasanilanlara bizi biz yapan seylere tercihlerimize ve hatta hastaliklara sebep oldugu seyleri ve gelecegimizi insa etmek icin bunlarla yuzlesmemiz ve kabullenmemiz gerektigini anlatiyor. ben biraz mana ve duygu yuklu bi insan oldugum icin bu turden seyler baskalarina mantikli gelmese bile benim hep kafama yatmistir. o yuzden ada karakterine biraz gicik olmustum ama sonradan sevdim kendisini bu uclu arkadas gruplarida her zaman kiskanmisimdir zaten. bu aile koken acilimini gecmisle ilgili olaylari ve mark wolynn'in seninle baslamadi kitabini daha oncede duymustum. o yuzden bana konusu da cok ilginc guzel ve tanidik geldi. oyunculuklar da keza oyleydi murat bozu begenmeyenler olmus ama ben onuda begendim. adam her iste iyi masallah. zaman beyin hikayesini cok merak ediyodum ama goremedik maalesef. benim icin dusuncelerimi duygularimi tekrardan sorgulatan bi dizi oldu. boyle bi sey arayanlarda bakabilir ve begenebilir diye dusunuyorum
devamını gör...
fragmanından çok basit çok sıkıcı bulmuştum ama bir meditasyon eğitmeni ve spiritüel koç'un tavsiyesiyle bir de bu yandan bakın bu şekilde izleyin dediği şekilde ele alarak izlediğimde içime işleyen bir şeyler oldu.
ve o anda yapmak istediğim şeye karar verdim.
yaşanılan sorunlara bakarsanız herkes kendinden bir şeyler bulur
geriye dönüşler, pişmanlıklar, arayışlar ve bitmemiş yarım kalmışlıklar.
özü kendinsindir.
kendine dön.
gerisi klasik aşk hikayeleri yaz dizisi murat boz falan filan.
ben alacağım mesajı aldım. para için yapılmış yok yaşam koçluğu yok ayvalık rakı bilmem ne olması beni ilgilendirmiyor.
bu arada murat ve tuğba'nın ilişki başlarında yaşadığı her şeyi yaşamış olmam.. bunlar daha düzgün resmetmişler o öyle usturuplu yaşanmıyor pek.
edit : hayatımı değiştirmek için karşıma çıkmış bu dizi, tam zamanında tam yerinde izlenilmiş ve bana katabileceği şeyleri katmıştır. şöyle düşününce karakterler kafamda tam oturmasa bile tema olarak biri daha düzgün diğeri hovarda ötekiyse arada derede kalmış hasta bir karakter olarak kim kendinden bir şey bulursa alır gibisinden yapılmış seçilmiştir. yine de daha farklı karakterler beklerdim neyse bu zaten kitapsa bilmiyorum okumadım herkesin hayatı kendine
ben asıl kendini iyileştiremeyen şifacının akıbetini hiç düşünmemiştim. o kadar yaralanır ki bir insan ya zorba olur ya şifacı.
yolumuz çok uzun be zeytin ağacı.
öğrenecek çok şeyimiz var bu kurulu düzen gelir geçer. sana atfedilen karanlığı, travmaları atlatmak lazım ki senden sonrakilere zeval gelmesin..
devamını gör...
ilk dört bölümünü izlediğim kız arkadaşlığı teması üzerine kurulu dizi. bağları çok güçlü 3 kız arkadaş var ve aileler var.

her aile, kendi içinde değişik kültürel sıkıntılar taşıyor. kızların arkadaşlığı tüm sorunları çözecek güçte. her işin altından kalkıyorlar. sıcak bir modern zaman masalı gibi.

kızlar hem güzel hem donanımlı, haliyle çevrelerine erkek çekiyorlar. hak ettiklerini mi buluyorlar yoksa hayatın onlara layık gördüklerini mi?

hayat kimseye iltimas yapmıyor. herkese kendi takdir ettiklerini veriyor.

tam burda, devreye trend olan kişisel gelişim modeli giriyor. her trend bir ihtiyaçtan sonra ortaya çıkar. bu kızlara da öyle oluyor.

daha az çıplaklık ve yatak sahnesi olsaydı da olurdu ama o zaman netflix olmazdı değil mi?

en çok, leyla olan seda bakan'ın rolünü ve oyunculuğunu beğendim. avukat kızda çok tatlı, tuba olmasaydı olur muydu, olmazdı bence, kadın baya popüler. ezcümle,
beğendim, bu akşam 2 bölüm daha izleyebilirim.
devamını gör...
ruh sağlığı yasasının olmadığı, her yerde dolandırıcı koçların ve sahte psikologların kol gezdiği bir ülkede bir de şu tarz dizilerin yanlış yönlendirmeleriyle uğraşıyoruz. bu dizinin anlattığı hiçbir şey bilimsel değil ve psikoloji camiasında şarlatanlık olarak görülüyor ama dizinin bu yöntemleri etkili ve gerçekmiş gibi göstermesi nedeniyle eminim ki binlerce kişi bu sektöre adım atacaktır, dolandırmak ya da bile isteye dolandırılmak için. lucy filminin üzerinden kaç sene geçti, kaç video çekildi bunun doğru olmadığına dair ne anlatımlar yapıldı ama insanlar hala "beynimizin yüzde yüzünü kullansak neler olur kim bilir ya" diye geziniyor. araştırma ve anlama kapasitesinin çok düşük olduğu yerlerde bu dizilerin çekilmesi engellenmeli tabi insanları bilerek cahilliğe sevk etme gibi bir nihai amaç yoksa.
devamını gör...
3 yakın kız arkadaş; ada, leyla ve sevginin çalkantılı aşk, iş ve aile hayatları üzerinde dönen 8 bölümden oluşan bir dizi. istanbul ve ayvalık olarak iki mekânda geçiyor.

her bölüm başında karakterlerden birinin geçmişte başına bir şey gelen aile büyüğünün hayatından bir kesit veriliyor. zaman bey isimli eski cerrah da çalışmalarıyla o kişinin köklerinden gelen sorunu çözmeye yardımcı oluyor. karakterin bile öyle bir şeyden habersiz oldugu dizide zaman bey'in sorunu hemen bilmesi biraz olağan üstüydü. türk yapımı dizilerin olmazsa olmazi zaten. tesadüfler ve olanaksız şeyler.

baş karakter tuba büyüküstün'ün oyunculuğu sönüktü. daha cok güzelliğiyle büyüledi. seda bakan daha başarılıydı leyla karakterinde. boncuk yılmaz da fena degildi.

ada ve toprak yakışıyordu ada ve selim ikilisine oranla ama fiko & sevgi çiftine daha bi sevindik yeri geldi üzüldük. leyla ve erdem tam toksik evlilik örneği.


toprak'ın hayır aldatmadım yanlış anlaşılmaydı demesini bekledim. geçmişte de olsa aldatilma üzerine ada ve toprak ilişki yaşarsa aşklarına olan inancım azalır. öte yandan selim de adayı aldatmıştı zaten ve ne kadar birbirlerine bağlı olsalar da arada bir gönül ilişkisi olmadığı için ada yine toprakla olmalı. leyla erdemle bir daha karşılaşmaz umarım. sevgi de ölmesin dizinin neşesiydiler fiko ile


ben kuzenimin istediği üzerine izledim. 2 günde de bitirdik. 1 günde bile bitirilebilir. öyle abartılacak bir dizi değil 6/10 yani.
devamını gör...
dün akşam bitirdiğim dizi. sonunu çok sevdim.

hayat gibi bitmiş. hiç bir şey mükemmel değil ama gene de yaşamaya değer. her aşk mutlu sonla bitmiyor ama aşık olmaya değer.

en iyisi kıymetli arkadaşlıklar, onlar sonsuza kadar devam ediyor. gerçekten bu dünyayı en çekilir kılan şey arkadaşlar ve çocuklar.
kalan her şey boş.
devamını gör...
şimdi böyle her şeye çamur atıp hiçbir şeyi beğenmeyen biri gibi de sanılmak istemem ama kim bu dizideki karakterler arkadaş? tanıyan, bilen, etrafında olan var mı? ya da bu dizi, siyasal islam despotizmi, artan şiddet vakaları, çocuk tecavüzleri, kadın bedeni üzerinden sabah akşam ödüllü cezalı ahretlik yorumların yapıldığı bir ülkede mi geçiyor? yoksa bunlar nerede yaşıyor? hepsini geçtim, dizinin daha adını aldığı, rant uğruna kesilen 500 yıllık zeytin ağaçlarının ülkedeki kaderinden haberi yok. dizideki doktor ablanın spritüel sancılarından eli titriyor, bizim doktorların nerede başıma ne gelecek korkusuyla zangır zangır titreyen bacaklarının esamesi yok. bütün derdimiz bitmiş, tek derdimiz fi tarihinde eline kıymık batmış dedeleri neneleriyle orta sınıfımızın bunalımı olmuş. bunalım dediysek de doğada fon müzikleriyle aşklaşmalarını, şafak güneşinde sahil cilveleşmelerini saymayın tabii.
şimdi bu aydın-yarı aydın orta sınıfın kısa yoldan huzuru bulma, hidayete erip selamete kavuşma arayışları, uyduruk sektörler doğuruyor. sadece bizde değil, dünyada da bu arayışlar, büyük kriz dönemlerinde para karşılığı terapiler, binlerce dolarlık seanslarıyla bir fantezi pazarı ve kültür dünyası oluşturmuş durumda. matematik ise tipik kapitalizm matematiği, sorunun kaynağına dokunma, parayla çare bul. güneşe bakma demek yerine, güneş gözlüğü al öyle bak diyen bildik anlayış.
hele bu pandemi döneminde sayısız online yayınlarla evde boş boş oturan her bir kişi başına, neredeyse 10 guru düşüyordu. aynı hileye, dizide belirlenmiş karakterlerin her birinin, toplumun farklı kesimine hitap eden figürlerden seçilmesinde de rastlıyoruz. pop starından tırt starına, esnafından çalgıcısına, muhacirinden kanserlisine, alayına bu berbat oyunculuklarla göz dikmişler.
bu theosophy doğu mistisizmi akımları, yok ruhun ölümsüzlüğü, süreklenen tekrarı gibi safsatalar ilk çıktığında, avrupa'nın yazan çizen, düşünen aydınları, kamet okumadan koymuşlar adını, şarlatanlık diye.
evet, hepimiz sorunlu ve sıkıntılıyız. sorunlarımızın çözümü, örgütlü toplumlarda, sendikal nicelikli hak arayışlarında. g.tümüzdeki kılla, kuyruğumuzdaki boncukla oymamaya gerek yok. ekonomi, her şeyin temelidir.
neoliberal ekonomi, 24 ocak kararları, bu ülkenin kapısından geçemiyordu. işte 12 eylüllerle tırpanlanan bu örgütlü toplum yapılarıydı. sonra gelsin özallar, gitsin çillerler. bugünkü dejenere ruhunun müsebbibini arıyorsan, buralara bakacaksın. gerisi aşna fişne.
devamını gör...
bir üstteki yoruma katılıyorum dizi tamamen ütopik, hayali bir kurgu üzerinde ilerliyor. gerçekle çok bir bağlantısı yok. pembe bulutlar, ambiyanslı fosforlu görüntüler.. bir yaz dizisi ama unutmamak lazım. efil efil, uçuş uçuş ne anlattığı belli değil esip geçiyor. tuba büyüküstün tatlı bir rüya prensesi, muhteşem bir görüntüye sahip, kusursuz. ama ne oynuyor, ne anlatmak istiyor hiçbir fikrim yok. dizi öyle işte, tuba büyüküstün'e bakıyor ve kadın gerçekten çok güzelmiş diyorsun. arada murat boz gitar çalıyor, onu da kolundan tutup zorla getirmişler gibi, köşe de dursun, tuba'ya uyum sağlasın yeter diye düşünmüşler sanırım. ama iyi yani fena oynamamış ne denilirse yapmış. bu prens ve prensesin yerine belki başka oyuncular gelseydi daha acayip olabilirdi dizi. aile dizilimi diye bir şey varmış mesela o değişik geldi. google'da aradım bir kaç defa. tam hakim olmasamda konuya gizemli geldi kulağıma. zaman bey vardı bir de. fırat tanış canlandırmış karakteri dark dizisindeki saatçi amca havasındaydı. bir ara umut kurt'u gördüm güzelim oyuncuya iki dakikalık replikler vermişler. aa umut kurt dedim adamın repliği bitti, gitti. dikkatimi çeken oyuncu ise boncuk yılmaz oldu. kendisini bayağı başarılı buldum. daha başka projelerde görmek isteyeceğim isim. bence bu dizi de o parladı gibi.

adı olan, popülerliği yüksek kişileri oynatmasalar biraz yetenek kollasalar daha iyi olurdu. fikir güzeldi, dikkat çekiydi ama konuyu bağlamaları zayıftı. bu yüzden çok güzel bir kadını zayıf olan tarafı uyuşturmak bağlamında bir karaktere can verme istemini anlıyor ama doğru bulmuyorum. biz gerçekten yetenekli olan insanların performanslarıyla büyülenmiyor, tuba'nın güzelim yeşil gözlerinde kaybolup aileyi dizmeyi unutuyoruz. taktik eksik olan tarafları doldurmak adına doğru. fakat izlediğimiz bir oyunsa hakkını verdiği konusunda emin değilim.

güzel görüntüler vardı, gizemli bir konuydu ama derinlik yoktu. hava çok sıcaktı öyle esti geçti. bir ferahlattı işte o kadar.

tatlı su perisi tuba ile aile dizilimi.
devamını gör...
dostlukları üniversite yılların da kalmamış bir birine bağlı ve dürüst üç kız arkadaşın bilmedikleri geçmişlerinin yaşadıkları hayata olan etkilerinin ve bu etkilerle çevrelerindeki kişilerle ilişkilerinin anlatıldığı psikolojik etkileri olabilecek bir dizi.
diziyi izleyeli uzunca bi zaman oldu ancak kelimelere dökememiştim. ki tesadüfen jess 'in bit tanımı dikkatimi çekti.#2384121 tanımı acaba bu konunun ana fikri olabilir mi .?diye düşünmedim değil.

her insan geçmişin izlerini taşır ancak (bkz: zeigarnik etkisi) ile bir neslin tamamlanmamış duyguları, yaşadıkları zamanda yaşanan olayların yükü bir sonra ki nesle genlerle aktarılabilir mi? bu aktarımlar nesilden nesile hayatı yaşama biçimlerinde nasıl etkiler doğurur. kaç nesile aktarılır? düşündüklerimiz kaçtıklarımız bize yük gibi gelen her şey bizden sonra gelecek nesilde devam ederken biz vicdanen rahat olabilir miyiz? nasıl farkına varırız ya da varabilmeliyiz ? peki ya ruha dışardan bir müdahale ile yahut derin düşüncenin gücüyle geçmişte yarım kalmış anlar tamamlanabilir mi? hepsi muamma olan sorular silsilesi. sadece bir film olarak baktığınızda sakin dingin bir yerde hayatındaki yüklerden kurtulmaya çalışan bi' kaç arkadaşın hayatından kesitler izlersiniz . duygularla kendi hayatınızı sorgulayarak seyrederseniz belki de bir psikolog etkisi yaratabilecek , uygulayabilirseniz hayatı daha güzel yaşamanıza bir nebze dokunacak bir film seyretmiş olursunuz.
yine aynı yazıdan psikoterapist alp karaosmanoğlu’nun sözlerini alıntı yapalım o zaman ;
‘’ anılar hallolmadan, ‘an’lar olmuyor.’’
geçmiş bize bağlı ya da değil geçmişte kaldı yük edinmeden anmak gerek bazen.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"zeytin ağacı (dizi)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim