ceren özdemir

3 aralık 2019’da saat 19.30 sıralarında ordu ilinin altınordu ilçesindeki zaferimilli mahallesinde -ders verdiği bale kursundan çıkıp geldiği- evinin önünde ablasından aldığı apartman giriş kapısının anahtarıyla kapıyı açarken -1 aralık 2019’da cezaevinden firar eden ve 12 suçtan sabıkası bulunan- uyuşturucu bağımlısı özgür arduç tarafından arkasından bıçaklanarak öldürülen ordu üniversitesi müzik ve sahne sanatları fakültesi müzik bölümü 3’üncü sınıf öğrencisiydi.

[bu başlık, ölümünün yıl dönümünde kendisini anmak amacıyla sözlük bünyesine eklenildi.]

geçen sene bugün bir erkek cinayetine kurban gitmiştir.
katili kim olsa onu öldürecektim demiştir. ne acı birisi canı istesi diye öldürebilir sizi...

bir döl israfi tarafından vahşice öldürülen kızdır. sen nelerlikle bak, büyüt sonra ipsiz sapsız birisi gelsin çocuğunu elinden alsın. böyle tipleri direkt idam edeceksin ya da karşı tarafın ailesine bırakacaksın cezayı onlar kessin.

aklımdan bir dakika bile çıkmayan balerin.
öyle ki parmak uçlarına basa basa gitti burdan.

yaşamın bu ülkede ne kadar değersiz ve şans eseri olduğunu hatırlatan gencecik bir kadın.
özür dileriz ceren senin yaşam hakkını böyle elinden aldıkları için.
yarın benim de ve benim gibi sıradan kendi halinde birinin de canı keyfiye alınabilir..

680 gündür toprağın altında yatan melek. resmen hiç uğruna ölmüş bir insan...

bu cinayet, sembol cinayetlerden birisi oldu. ülkemizde kadın cinayetleri meselesi, kapanmayan bir mesele. namus, töre, aşk, kıskançlık, cinnet cinayetleri sonucu hayatını kaybeden kadınların ölüm sebebi , koca, erkek kardeş, baba, sevgili gibi birinci derecede yakınlardan kaynaklı ; haydi bu cinayetleri bir nebze anlarız. ama burda sözkonusu genç kadın, tanımadığı sabıkalı ve madde bağımlısı biri tarafından vahşice katlediliyor. bu madde bağımlılarını, ayrı bir gezegende toplamak gerek, insan içine salınmamalı böyle irili ufaklı potansiyel canavarlar. tecrit mi olur ömür boyu hücre mi olur, bunları söylemekten artık gına geldi. çoğumuzun yakını, kız çocuğu, eşi, dostu , ahbabı var. yetkililer artık gerekeni yapsınlar 2021 türkiyesi'nde kadınlar ve kızlarımız sokakta yürürken kendilerini ormanda gezen su içerken tetikte bekleyen , yılan mı ısıracak, kurt mu saldıracak, tepeden kartal mı gelecek ya da kaplan mı zıplayacak tedirginliğindeki bir ceylan psikolojisiyle dolaşmasınlar artık.

şu anda evinde ailesiyle şakalaşarak akşam yemeği hazırlamak varken mezarda kıpırtısız yatan ve katledilen ordu'lu genç balerin. yani, balerindi... genç ölenlere ayıp olmasın diye yaşıyor insan.

kadın cinayetlerinin kadınların yanlış erkek tercihi! dışında da gerçekleştiğini acı bir şekilde bize göstermiş olan maktuldur...

hayatın bağrından koparılan bi kadın. allah rahmet eylesin.

bozuk zihniyetler , o zihniyet sonucunda yetiştirilen canavarlar , egolarını tatmin etmeye çalışan andavallar , erkeklik (!) gururlarını koruyan (!) katiller , namus aşk töre intikam kisvesine sığınmaya çalışan embesiller.. ve bu canilere kurban giden canlar.
orada o saatte onunla ne işi varmış diyen , kesin kuyruk sallamıştır diyen , tahrik edici giyinmeseymiş diyen , hırsız da suç bulmayıp da evi soyulana çamur atan bozuk zihniyet. zihniyetiniz batsın.

30 günlük bi ayda 35 kadının öldürüldüğü bizimse birkaçını anca duyabilidiğimiz - o da öldükten sonra - yitip giden hayatlardan biri ceren. bi aşığı , eski sevgilisi , takıntılı manyağı , yasak ilişkisi değildi onu öldüren. hapisten firar eden şerefsizin biriydi. o güne kadar birbirlerini bile tanımıyolardı ama her halükarda kadını suçlayan o pis zihniyetiniz batsın. boğulun o zihniyetinizde.
sudan daha ucuz hayatlarımız. bakkala giderken de ölebiliriz bakkaldan dönerken de. suç bizde değil. suç bu şerefsizlerde ve bu şerefsizlerin cozutmasına katkıda bulunan cezalarda(!).

devletin ihmali yüzünde hayatını kaybetmiş bir kızdır. bunu öldüren tip daha öncede bir cinayet olayına karışmış. bir sürü sabıka kaydı olmasına kaçak olarak sokaklarda cirit atmış. kim bilir başka hangi suçlara da karışmıştır.

haziran 2015'te yani askerliği sırasında, askeri hastanede yapılan adli müşahedesi sonucunda antisosyal kişilik bozukluğu tanısı almış olan birinin, terhisi sonrasında ilkin ağustos 2005'te yaralama suçuna karışması. bu yaralama suçundan kesinleşmiş cezası olması. ama bunca kayda ve cezaevinden firar halinde olmasına rağmen sanığın senin benim gibi ortalarda dolanabilmesi... gibi tonla ihmal sonucunda hayatını kaybeden merhum. buradan

diğer yandan babasının bir cinayetten cezasını çektikten sonra bir akrabası tarafından öldürülüşü nedeniyle bir yetimhanede yani devletin yetiştirme yurdunda büyüyen sanığın akıbetinin, geç de olsa konulan bu teşhise ve tüm bu tekrarlı suçlara varmış olması. ifadesinden anlayabildiğim kadarıyla cezaevini bir barınacak yer gibi algılaması. buradan

keşke pek çoğu gibi sanığın fotoğrafına bakarken sövdükten sonra merhum ceren için bildik sloganlardan birini yazabileydim...hani öyle bir durum bile belki daha hafif kalırdı tüm bu ihmalleri okumaktan.

16 gün sonra doğum günü olan ordu' lu balerin idi. yaşama hakkı elinden alınmasaydı 23 yaşına girecekti... kalbine ve karnına aldığı bıçak darbeleriyle hayatını kaybetti. aşağılık katilin adı özgür arduç. sadece baş harflerini veriyorlar ya katilin, rezil olmasın diye ! olsun! rezil rüsva olsun. bir insanı yok yere öldürmek ne demek sana göstermek isterdim aşağılık herif!

ölmeden önce en son gördüğü yüzün ve gözlerin katilinin yüzü ve gözleri olması ne kadar acı, hayatın elinden alınıyor ve hesap soramıyorsun bile. yenilir yutulur bir şey değil.
özür dileriz ceren...

nasıl öldüğünün bir cevabı olsa da neden öldüğünün hiçbir cevabı yok.

birkaç gün sonra ölümyıldönümü.
birkaç gün sonra doğum günü.

unutmadım.
unutmayacağım.
unutturmayacağım.
hedefleri olan birini, amaçsız yaşayan bir varlık öldürdü. bunun hiçbir dilde karşılığı yok!

3 gün önce ölüm yıldönümüydü, bugün ise doğum günü.
şu an pasta üflemesi gerekirken artık hayatta değil.
çok söz var ama tesir etmez, erkekler öldürmeye, kadınlar ölmeye devam ediyor hâlâ.
unutulmayacaksın ve bir balerindin, parmak uçlarına basa basa gittin bu dünyadan.

iyiki doğdun ceren
seni öldüren varlık güneş yüzü göremesin.


dipnot; fotoğraf sosyal medya hesabından alınmıştır.

başlığı görünce gözlerimin dolması normal mi? kadınların ismini duymak veya denk gelmek böyle hissettirmemeliydi. hayata dair neşesi ve hayalleri olan insanların öldürülmesini veya intihar etmesini hâlâ kaldıramıyorum. onlara insandan çok canlı muamelesi bile yapmayanlar bu yükü nasıl kaldırabiliyor?!
bu kadınlara "yarım gülümseme" adını vermişim. hiçbiri sonunu göremedi, hepsinin güldüğü fotoğraflar oluyor, hayatlarından veya geleceklerinden çok gülümsemelerinin bile yarım kaldığı aklıma gelmişti. ve bazen mutluyken bile denk gelince sizin gülümsemeniz de yarım kalıyor. bazı gülümsemeler var ki mutluluk yerine boğazı düğümlemiş bir acıya dönüşüyor.
öldürdüğü kadının her şeyini çalan aşağılıkların safında olanlar kim olursa olsun midemi bulandırıyor. susuyorsan veya çabalamıyorsan sen de öylesindir gözümde.
bu katliam olayının "son" kısmı bile tüyler ürpertici ve korkunç. çünkü o da bir kadını yitirme anlamını taşıyor. "sonu gelsin artık!" veya "bu son olsun." demenin bu kadar ağır ve zor olabileceğini kestirebilmiş miydiniz?
o "son" piyangosunun kimi ve nasıl vuracağı belli olmuyor. can güvenliği olmadan ve sürekli korku duya duya yaşamak gerçekten yaşamak mı? "bugün kimin keyfi beni öldürmek isteyebilir?" veya "kadın olduğum için kaba kuvvetim bir erkeğinkiye göre daha az, ben cinsiyetimden çok bu yüzden de hedefteyim." ya da "baya suça rağmen yırtıp dışarıda gezenler yine cinayet işleyip hapse girerken o işlediği cinayet olma ihtimalim?"

ha bu arada bilinçli dedim çünkü kadınlar bu haldeyken hâlâ bazı sözleşme ve yasa kaldırma olayına gidiliyor. yani tamamen savunmasız bırakmak istiyorlar bizi. kolayca hedef hâline gelebilecek ve bir kişi öldürürken birle yetinmesin diye ceza indirimine kolayca gidilebilecek hâle getiriyorlar.
geçenlerde gördüm "kadının beyanı esastır." sözünü değiştirmişlerdi. daha iyisiyle mi değiştirildi? bunun mümkün olmadığını değiştirene bakınca anlarsınız muhtemelen.

kadınlar mum üflemeli, kadınların hayatına üflenmemeli!
kendi ülkemizdeki kadınları koruyamamak ağır gelmiyor mu? özellikle tehdit edildiğini bildirmesine rağmen alınmayan önlemlerle öldüklerinde? ölecek raddede şiddet görüp ağlarken haberlerde görmek? öldürülen başka hem cinsi için adalet ararken aynı olayla öldüğünü görmek zorunuza gitmiyor mu?
ayrıca ölüm bizi yıldıracak bir şey değil. çünkü biz her gün bunu defalarca kez yaşıyoruz zaten. en azından bizim vakit dolana kadar başka kadınlara nefes aldırmak istiyoruz. haksızlığa verilen mücadelenin cinsiyeti de olmaz. bir gün öldürülmemek için erkeklere karşı dururken öbür gün hakları yenildiğinde yine erkekler için de mücadele edebiliyoruz. gerçek insanlık bu ve erkek olmaktan daha üst bir seviye, tavsiye ederim. (:

hayattan koparılan diğer çiçekler gibi ailelerinin kalbinde yaşıyorlar.

artık kadınların tehdit edeni öldürdüğü faza geçmenin zamanı gelmedi mi?
bu edilgenlik canımı sıkıyor.
bütün öldürmelerin hikayesini okumaya çalışıyorum. çoğunda bin kere tehtid şiddet hakaret yaşanmış. hala konuşmak beyanı ile kadından onay alınıp yanına gidiliyor ve cinayet.
galiba eskişehirde olmuştu. gelen caniyi haklamıştı öngörülü bir kadın. artık uyanış zamanı gelmedi mi?
katilden önce davranmak neden sadece filmlerde olsun?

birkaç gün önce ölüm yıl dönümü olan ve bugün ise yaşasaydı doğum gününü kutlayacak olan genç bir kızdı, daha önce hiç görmediği bir varlık tarafından evine kadar takip edildi ve kalbine aldığı bıçak darbeleri sonucu hayatını kaybetti.

yaşasaydı bugün 25. yaş gününü kutlayacaktı,
unutulmadı ve unutulmayacak da.

gencecik bir kızı evine kadar takip edip öldürenlerle aynı dünyada yaşamaktan fazlasıyla bıktık.

iyiki doğdun ceren özdemir