günaydın sözlük
uyanın, uyanın sabah oldu! umutlar saçtığımız bir sabaha daha uyandığımıza göre dikin kahverinizi kafanıza ve gün başlasın sevgili sözlük sakinleri. herkese günaydın!*

devamını gör...
söyleyemedim
eylem aktaş tarafından da harika bir şekilde yorumlanmış platonik seven insan şarkısıdır. ara ara açar dinlerim.
devamını gör...
herkes gider mi sorunsalı
insan kendinden gidiyor. bu durumda herkesin gitmesi de önemsiz kalıyor.
devamını gör...
nabi (yazar)
korece'de kelebek (나비) anlamına gelen kelime.
edit: aynı zamanda kafa sözlük yazarıymış. hoş gelmiş. mahlasını 'kelebek' anlamındaki nabi olarak mı seçti merak ediyorum.
edit: aynı zamanda kafa sözlük yazarıymış. hoş gelmiş. mahlasını 'kelebek' anlamındaki nabi olarak mı seçti merak ediyorum.
devamını gör...
skolastik felsefe
skolastik, latince “scola” yani okul sözcüğünden
üretilmiştir. “okulda öğretilen felsefe” anlamına
gelmektedir. 800 yıl boyunca oluşturulan hristiyan
dogmasının temellendirilmesi ve sistematik bir
biçimde derlenip toparlanması yönündeki
çabaların bir ürünüdür. skolastik felsefenin içeriğini tamamen hristiyan
doktrini oluşturmaktadır.
skolastik felsefe 3 evreye ayrılmaktadır:
• 1- erken skolastik:
(9.-10. yy’lardan 12. yy’ın sonuna kadar)
• genel olarak 9. yy’a kadar biriktirilen hristiyan
doktrininin derlenip toparlandığı, sistemli bir hale
getirildiği, yöntemin oluşturulduğu dönemdir.
• 12. yy bu doktrinin akıl ile açıklanmasının yöntemlerinin geliştirildiği bir dönem olmuştur. felsefe gerçek anlamını bu yüzyılda bulmuştur.
• anselmus (1033-1109) ve abelard (1079-1142) salt akıl yürütme ve mantık ile dinsel dogmayı temellendiren skolastik’in yönteminin oluşturulmasında önemli rol oynamışlardır. bu yüzyıllar (11. ve 12. yy) yavaş yavaş süren bir birikimin somut ürünlerini vererek kendisini “yeni bir şey” olarak ifade ettiği dönem olmuştur. erken skolastik’in dayanak noktaları ve görüşü:
• erken skolastik esas olarak augistinciliğe dayanmaktadır. konusu, tanrı ve onun ruh aracılığıyla dünya ile olan ilişkisidir. bu dönemde felsefenin yapmak istediği de akıl ile düşünerek, otoritelerin
uzlaşmakta olduklarını tanımlayıp doğanın sistematik olarak temellendirilmesiydi.
bu dönemin başlıca filozofları:
• lanfranc (öl.1089)
• anselmus (öl.1109)
• gilbert de la porrée (öl.1154)
• abelard (öl.1142)
• skolastik felsefe “ilé de france” diye bilinen paris ve çevresinde doğup gelişmiş ve 13. yüzyılın ortalarına kadar da esas olarak bu küçük bölgede varlığını sürdürmüş, daha sonra tün avrupa’ya buradan yayılmıştır.
• 12. 13. ve belli ölçülerde de 14. yüzyıllar boyunca avrupa’da kültürel liderliği fransa’nın yaptığı konusunda birçok tarihçi uzlaşmaktadır.
• 2- yüksek skolastik:
(13. yüzyıl): yüksek gotik dönemi’dir. mimaride
yükselmenin esas alındığı dönemdir. chartres katedrali ile anlatımını bulan yüksek gotik, amiens katedrali (1220’de başlanmıştır) ile en üst noktasına, biçemin “klasikliğine” ulaşmıştır.amiens katedrali’nde amaç, yükseklik ve düşey hareketlilik olmuş konstrüksiyon son sınırlarına kadar rafine edilip gereksiz görülen öğelerden arındırılmış, nef arkadına oturan duvarları tamamen pencereler haline getirilmiştir.
• 1- arap felsefesiyle tanışma:
12. yüzyılın sonunda batı dünyası arap felsefesinin en önemli yapılarıyla tanışmıştır. bu yapıtlardan, özellikle aristoteles’i geniş kadrosuyla tanıma
olanağı elde edilmiş ve bu da skolastik düşüncenin yükseliş dönemini besleyen başlıca kaynak olmuştur. aslında islam felsefesi de batı felsefesi gibi başlıca platon ve aristoteles’e dayanmaktadır. kilise, her zaman antik filozoflara ve yapıtlarına karşı çok seçici davranmış, sadece “uygun” gördüklerini almıştır. islam düşünürleri ise antik çağ’ı daha iyi
değerlendirmişlerdir. aristoteles’i bütünüyle ele almışlardır. islam dünyasının elinde bulunan birçok yapıt, arap ve yahudi yorumcuları katkılarıyla latinceye çevrilmiş ve yaklaşık bir yüzyıl süren bu çeviri çalışmalarıyla batı’da aristoteles’in ikinci “yeniden doğuş”u yaşanmıştır.
• ibni sina (980-1037): aristo’yu araplara tanıtan en önemli düşünür.
• ibni rüşd (1126-1198): arap felsefesinin batı dünyası için en önemli düşünürü.
• batı’da arap felsefesinin etkilerine ilk olarak chartres okulunda rastlanmaktadır. aristotales’in yeni eserleri, giderek üniversitelerde ve iki büyük tarikat olan dominiken ve fransisken tarikatlarında işlenmiştir.
• 2- skolastik yöntemin doruğu:
• 13. yüzyıl, skolastik felsefenin en üst noktasına ulaştığı, yetkinleştiği dönemdir. yüksek skolastik olarak adlandırılan bu dönem felsefenin başlıca ereği, içinde tüm varlıkların yer alacağı, hıristiyan görüş ve anlayışına uygun bir dünya ve doğa tablosunu düşüncede kurmaktır. dönemin önemli düşünürlerinden albert magnus (1193-1280), tepe noktasında tanrı’nın yer aldığı ve tüm evreni kapsayan bir sistem, bir evren modeli oluşturmaya
çalışmıştır.
• summa’lar: (summa sözcüğü, 12. yüzyılın sonlarına kadar “özet, kısa sunuş” anlamında kullanılmıştır. 13. yy’da din öğretisinin esaslarını bir araya toplayan geniş kapsamlı ve sistematik sunuşlara
bu ad verildi) bu dönemin tipik kitapları, gerek içerikleri, gerekse sunuş biçimleri ile önceki dönemin /erken skolastik) yazınının tipik örneği olan özdeyişler kitaplarından (libri sentantiarium) oldukça
farklı olan summalardır. içerik olarak, “gerçeğin tamamını” kapsamak savında olduklarından, çok geniş kapsamlı, büyük boyutlu idiler.
• alexander hales’in 1231 yılında yazdığı summa theologian önemlidir.
• 13. yüzyılda skolastik düşünce tüm toplumda egemen bir düşünce biçimi olmuştur, çok geniş bir etki alanına ulaşmış, tüm diğer düşünce çığırlarını gölgede bırakmıştır.
• yüksek skolastik’in en önemli düşünürleri fransisken ve dominiken tarikatlarında yetişmişlerdir.
skolastik felsefe’nin özellikleri:
• ortaçağ’da romanesk dönem, gotik dönem ve erken rönesans dönemi esas alındığında, söz konusu incelenen dönemlerin belirli bir tarihsel süreç içerisinde felsefe ile sanat arasındaki paralellikler
ve benzerliklerin saptanması olduğundan, incelenen dönemin felsefesi olan skolastik’in (deyim yerindeyse resmi ideoloji’nin) özellikleri de, esas olarak sanatla bağıntısı açısından ele alınmalıdır.
sanat üzerinde etkili olan, tek tek filozofların söylediklerinden çok, belli bir dönemin düşünür ve aydınlarının oluşturduğu çağın düşünsel atmosferidir. sanatçı, izleyici ve eseri sipariş veren, bilinçli veya farkında olmayarak bu atmosferden etkilenmektedir.
• özellikle 12. ve 13. yüzyılların kültürünü biçimlendiren skolastik, dönemin sanatı ve sanat felsefesi üzerinde de hem içeriğe ilişkin özellikleri, hem de yönteme ilişkin özellikleri ile etkili olmuştur.
• esas olarak düşünce dinsel içeriklidir. yani hristiyan doğmasını esaslarına göre kendi anlamını belirler.
• sanat “dinsel içerik” ile sınırlandırılmıştır.
• ortaçağ kültürünün ana teması dinsel kültürdür.
• 3- geç skolastik:
(14. yy başlarından 15. ve hatta 16. yy’lara kadar)
skolastik’in yeniliği:
• içeriğinde değil, söylemek istediğini anlatırken
nasıl bir “yöntem” kullandığı esas alınmalıdır.
dönemin bütünüyle kültürü ve dolayısıyla sanatı
üzerinde belirgin bir etkisi olan da esas olarak
bu yöntemdir. bu nedenle skolastik felsefenin
özellikleri dönemin sanatı ile ilişkileri açısından
incelenirken, esas olarak onun ne söylediği
değil- zaten bu, bütünüyle hristiyan doktrininin
ne söylediğini anlatmak anlamına gelirdi- nasıl
söylediği, yani onun ayırt edici özelliği olan
yöntemi ele alınmalıdır.
• 1- dinsel nitelik
• 2- düzenleme, sistemleştirme
• 3- tümcü dünya görüşü
• 4- akılcılık ve soyutluk
• 5- dogmatizm
• 6- doğadan kopukluk ve bilim karşıtlığı
• 7- insanın “kişi”leşememiş olması
• 8- açık seçik anlatım
• 9- farklılıkların uyumlulaştırılması
• dogmatik: deney bilgisini, deneye dayanan
kanıtları hiçe sayarak, kanılarını inanç
öğretilerinden çıkaran (düşünce biçimi)
devamını gör...
benim hocam
affınıza sığınarak bir yorumda bulunacağım ama bazı hocaların geri zekalıya anlatır gibi ders anlatması sizin de sinirlerinizi bozmuyor mu? sonuç olarak takipçileri en azından üniversite bitirmiş insanlar ama kanalda konuların anlatımı sırasında bebeğe verirmiş gibi yersiz örnekler verilebiliyor. benim de çok başvurduğum bir kanal ama izlerken sürekli "konuyu anlat geçsene be kadın!" diye bağırma ihtiyacı duyuyorum.
devamını gör...
komşunun verdiği ikram tabağını boş verememek
alt kattaki yaşlı teyzenin yaptığı yemekleri hep bir karton tabakla getirmesi sonucunda bu denkleme giremiyorum. kadıncağız çok düşünceli, çalışan insanmışım beni zahmete sokmamalıymış; gençmişiz, gezip tozma zamanımızmış. ama tabii ne yapıyoruz annemizden aldığımız geleneği aksatmamak adına biz de ara ara karton tabakla bir şeyler götürüyoruz. karşılıklı nezaketi de geleneği de elden bırakmamış oluyoruz böylelikle.
devamını gör...
kadının olmadığı bir dünya
babannemin beylik lafını tanım girmek istediğim başlıktır.
kadınlar olmasa erkekler bitten erkekler olmasa kadınlar itten ölürdü demişti. (maalesef günümüz türkiyesi için uygun değil erkekler it olup kadınları öldürüyorlar)
kadınlar olmasa erkekler bitten erkekler olmasa kadınlar itten ölürdü demişti. (maalesef günümüz türkiyesi için uygun değil erkekler it olup kadınları öldürüyorlar)
devamını gör...
beşiktaşlı sözlük yazarları
ben, eşim ve dolayısıyla ufaklık. hamileyken de hiçbir maçı kaçırmadığımızdan mıdır nedendir bilemiyorum ama çocuk cidden doğuştan beşiktaşlı. daha bir aylıkken bile beşiktaş marşlarını duyar duymaz tüm ağlama krizlerine son veriyordu.
şimdi iki yaşına girmek üzere. cümle kurmaya yeni başladı.
ilk cümleleri şunlar: besiktas hen bizi heyseyimizsin, gücüne güc almaya geydik.
artı tüm gün bize artık silah zoruyla beşiktaş marşlarını açtırıyor. iki yaşında bir çocukta ne silahı demeyin, çok pis bir bakış atarım size.
şimdi iki yaşına girmek üzere. cümle kurmaya yeni başladı.
ilk cümleleri şunlar: besiktas hen bizi heyseyimizsin, gücüne güc almaya geydik.
artı tüm gün bize artık silah zoruyla beşiktaş marşlarını açtırıyor. iki yaşında bir çocukta ne silahı demeyin, çok pis bir bakış atarım size.
devamını gör...
annenin evlilikle ilgili laf dokundurması
dokundurma değildir o, resmen sokmadır.
devamını gör...
dinod
ikincil elektron üretmekle yükümlü bir çeşit elektrot. dinot olarak da bilinir.
gözlem yapılacak bir olayda, elektron sayısının düşük olması gözlemi zorlaştırır. bu nedenle dinodlar aracılığıyla, elektron sayısı çoğaltılır. örneğin bir fotoelektron ilk dinod üzerine düştüğünde oradan elektron söker. sökülen elektronlar hızlandırılır ve 2. dinod üzerinden yeni elektronlar söker. böylece ortamda sayım yapılarak bilgi edinilmesi için yeterli sayıda elektron oluşur.
gözlem yapılacak bir olayda, elektron sayısının düşük olması gözlemi zorlaştırır. bu nedenle dinodlar aracılığıyla, elektron sayısı çoğaltılır. örneğin bir fotoelektron ilk dinod üzerine düştüğünde oradan elektron söker. sökülen elektronlar hızlandırılır ve 2. dinod üzerinden yeni elektronlar söker. böylece ortamda sayım yapılarak bilgi edinilmesi için yeterli sayıda elektron oluşur.
devamını gör...
deniz kenarında yaşayan insanların daha mutlu olduğu gerçeği
bu konu ile ilgili bilimsel bir çalışma var mı bilmiyorum. ama su sesi bazı psikolojik rahatsızlıkların tedavisi için kullanılmış osmanlı döneminde. ayrıca mavi renk mutluluk verir, deniz kenarında çoğunlukla ılıman iklim hüküm sürer.
denizi olan bir şehirde yön tayin etmek adres bulmak kolaydır.
şarkısı bile var '' geçse de yolumuz bozkırlardan, denizlere çıkar sokaklar..."
bulduğum bahaneler bu kadar.
denizi olan bir şehirde yön tayin etmek adres bulmak kolaydır.
şarkısı bile var '' geçse de yolumuz bozkırlardan, denizlere çıkar sokaklar..."
bulduğum bahaneler bu kadar.

devamını gör...
şeriat
"ve herkim allah'ın indirdiği hükümler(şeriat) ile hükmetmez ise kafirlerin ta kendisidir" (maide 44)
her kim olursa olsun, ben şeriat'ı reddediyorum ve çağdaş demokrasi(!)'yi seçiyorum derse, bu kişi de kafirdir, çünkü kuranın şeriat ayetlerini reddedip, demokrasi'yi seçer.
her kim olursa olsun, ben şeriat'ı reddediyorum ve çağdaş demokrasi(!)'yi seçiyorum derse, bu kişi de kafirdir, çünkü kuranın şeriat ayetlerini reddedip, demokrasi'yi seçer.
devamını gör...
nickaltına tanım gelince korkmak
"acaba tanımımı beğenmeyen yazar beni bombardımana mı tuttu? " korkusudur.
devamını gör...
hayal dünyasında yaşamak
ülkemiz içinde yapılabilecek güzel bir yaşama şeklidir. sonuçta her gün gerçek hayatta kan, gözyaşı ve vahşet varken hayal aleminde her şey güllük gülistanlık.
devamını gör...
koruyucu aile
maalesef ki hayata dezavantajlı olarak başlamış çocukların ilgi, sevgi ihtiyaçlarının karşılanması ve yalnız hissetmemeleri açısından elzem bir uygulamadır.
devamını gör...
bir yerden soğuk geliyor teyzesi
havaların giderek soğumasıyla yerden biten ufacık teyzelerdir. şu köşeye oturur ay pencere mi açık der. başka yere buyur edersiniz. kapı tam kapalı değil mi esiyor der.
bu arada sizin ev 30 32 derece aralığındadır...
bu arada sizin ev 30 32 derece aralığındadır...
devamını gör...
güne bir sanat eseri bırak
devamını gör...
bu sabah nasıl uyandınız sorusu
sanki çok gitmek istediğim bir yere gidip de gelmişim gibi çok mutlu ve ferah uyandım.
devamını gör...