bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
bakın arkadaşlar. profil olarak sekiz dokuz gibi uykusu gelen ve ses kaydı almaktan deli çekinen bir insan olarak her perşembe oturup bu programı dinliyor ve ses kaydı attıysam bilin ki bu programda şirinleri görüyorsunuz. #925798 da size direktifler verilmiş artık bunları uygulamak boynunuzun borcu. sırf ismi uzun yazarın hatrına yollanılır ki program çok güzel. o kadar güzel ki geçtiğimiz bölüm neredeyse bütün sözlük ses kaydıyla yığılma yarattı. samimi söylüyorum bir kendi programını dinliyorum. ayrıca orkide sevin tamam mı ben yine şarkıyı orkide severlere yollayacağım çünkü. orkide sevmeyi şart koşuyorum.
devamını gör...
volkan öge
alakasız yerlerde taksi, dolmuş beklemesiyle tanınan ünlü los santos belediye başkan adayı.
devamını gör...
boş beleş insanların yazar olması
hiçbirimiz cv ile gelmedik. yoksa çoğumuz* gelemezdik.
devamını gör...
dondurma (yazar)
vişneli ,limonlu ve de yazar* olanını pek bi sevdiğim tatlı. *
devamını gör...
zevkler ve renkler tartışılmaz
bu söz klasik hale gelmiş. sözde tartışılmaz ama özünde tartışılır. zevk bu kadar değil ama renk konusu tartışılır. mesela giyilen ceketi kahverengi, altındaki pantolon gri renk ya da ceket kahverengi pantolon lacivert renk giyenin renk seçimi tartışılır.
bu zevk ve renk meselesi ülkeden ülkeye de değişir. bazı şehir ve kasabalarda evlerin dış cephe rengini herkes istediği renge boyayamaz, ama evin iç mekanını istediği renge boyatmakta serbesttir. rönesans döneminde italya'da da bu kural böyleymiş. çünkü sokaklar tüm insanlığın malı kabul edilirmiş.
bu zevk ve renk meselesi ülkeden ülkeye de değişir. bazı şehir ve kasabalarda evlerin dış cephe rengini herkes istediği renge boyayamaz, ama evin iç mekanını istediği renge boyatmakta serbesttir. rönesans döneminde italya'da da bu kural böyleymiş. çünkü sokaklar tüm insanlığın malı kabul edilirmiş.
devamını gör...
alttaki yazara sataş
ben bir iki gündür millete laf atıyorum nick altlarında tanımlarda,bu şekil eğlenceli değil.
devamını gör...
günün sosyal medya ünlüsü
devamını gör...
normal sözlük’ün temizlik zamanının gelmesi
adını anmak istemediğim yazarlar z kuşağı defolup gitsin, sözlükten uzaklaştırılsın gibi gündem yapmışlardı ve aynı yazarların bu gibi sapkın başlıkları açan aynı zamanda altına üşüşen kişiler olduğunu görürsünüz. bu kişilerin tanım geçmişine baktığınızda bir tane doğru düzgün tanım yoktur hepsi forumsal değer taşıyan yazılardır. ben veya benim gibi düşünen arkadaşlar sözlüğün sahibi ya da moderatörü değiliz ama sözlüğün iyiliğini istemek bunu belirtmek en doğal hakkımız. daha bir hafta öncesine kadar sol frame mars'ı hedeflerken şimdi kars'ın yanından geçemez. sürekli pornografik içerikler ile ilgili birçok başlığın açılması sizce ne kadar doğrudur? burası tamamen interaktif sözlük formatı olsun tamamen bilgi içeriği paylaşalım demiyoruz ama bilgi içerikli yazılar yazan birçok yazarın bugün yazılarının değer görmediği için sitem ettiğini bizzat gördüm. sözlük cidden çok iyi ama kalabalıklaştıkça eleştirilen diğer sözlüklerden farkı kalmamaya başladı. umarım bir an önce düzelir.
devamını gör...
the lobster
kynodontas'dan sonra beni sinir hastası yapan yorgos lanthimos filmi. günümüz toplumuna ve ilişkilerine getirdiği eleştiriden dolayı bir parça sevgimi kazanmış olsa bile görüntü yönetmeninin gözlerinden öpmek dışında bu filme övgü dizemiyorum.filmekimi'nde bilet bulup son dakika aksiliği ile kaçırmıştım, film 2017 gibi aklıma düşünce evde pinekleyerek izledim belki ondan filme biraz gereksiz sinir oluyorum ama şu var ki film oldukça iyi sadece lanthimos için yetersiz kalıyor. lanthimos'un o sade ve doğal bir şekilde sunulmuş şiddeti bu filmde de var ama sanki bu sahnelerin yarısını çıkarmışlar filmden, öyle bir havası var. zekice tasarlanmış bir senaryo, iyi oyunculuklar - colin farrell için ayrı bir parantez açmak gerek, true detective sevgimden arınıp objektif bir biçimde adam rolünü oynamamış yaşamış dedirtiyor- ve iyi bir görüntü yönetmeni ama sonuç vasatın biraz üstü bir film. o distopik ortam güzel yakalanmış ama eksik ve tatsız gelen bir şey var yine de film bir noktadan sonra güzel bir ivme yakalıyor ve tamamen izleyiciye bırakılmış bir final sahnesi ile kapanıyor.
david karakteri -colin farrell etkisi ile- bize güzel bir sorgulama yaptırıyor. içine tıkılı kaldığımız sistemden sıyrılsak bile farkında olmadan yine de ona boyun eymeye devam ediyoruz ki david karakteri bunu shortsighted ablamız ile birlikteliğinde net bir şekilde gösteriyor. ( kadına ilgisinin başlama sebebinin onunda miyop olduğunu farketmesi ve daha sonra kadın kör olduğunda sistemin onaylayacağı bir birliktelik için kendi gözünü bıçakla oymaya karar vermesi buna net bir örnek.)
otelin kurallarının daha katı ve daha rahatsız edici olmasını beklerdim ama lanthimos beklediğimden daha az şiddet ögesini ön plana çıkarmış ve heartless woman olarak adlandırılan ablamızın donuk bir ifade ile bir köpeği tekmeleyerek ve karnını boydan boya keserek öldürmesi bile bu doğal vahşet noksanlığını kapatmaya yetmemiş. ayrıca bir diğer eksiklik loners dediğimiz ekibin avlanma riski olmasına rağmen inatla ormanda kalmaya devam etmesi. filmin ilerleyen dakikalarında otele karşı bir yıldırma politikası izlemeyi seçtikleri için bunu yaptıklarını öğrensek bile yine de bir eksiklik var; filmde diğer ülkelerden söz edilse bile asla aynı sistemi uygulayıp uygulamadıklarından söz edilmiyor, ee bu salaklar ne diye kaçıp başka bir ülkeye gitmiyorlar diye sorgulamaya başlıyoruz bir noktadan sonra. onun dışında muhtemelen filmin final sahnesi dışında en etkileyici sahnesi bana kalırsa david'in sevmediğimiz şeyleri seviyormuş gibi yapmanın, sevdiğimiz bir şeyi sevmiyormuş gibi yapmaktan daha zor olduğunu idrak ettiği sahneydi.
hotel manager: why a lobster?
david: because lobsters live for over one hundred years, are blue-blooded like aristocrats, and stay fertile all their lives. ı also like the sea very much.
he didn't burst into tears and he didn't think that the first thing most people do when they realise someone doesn't love them anymore is cry.
one day, as he was playing golf, he thought that it is more difficult to pretend that you do have feelings when you don't that to pretend you don't have feelings when you do.
david karakteri -colin farrell etkisi ile- bize güzel bir sorgulama yaptırıyor. içine tıkılı kaldığımız sistemden sıyrılsak bile farkında olmadan yine de ona boyun eymeye devam ediyoruz ki david karakteri bunu shortsighted ablamız ile birlikteliğinde net bir şekilde gösteriyor. ( kadına ilgisinin başlama sebebinin onunda miyop olduğunu farketmesi ve daha sonra kadın kör olduğunda sistemin onaylayacağı bir birliktelik için kendi gözünü bıçakla oymaya karar vermesi buna net bir örnek.)
otelin kurallarının daha katı ve daha rahatsız edici olmasını beklerdim ama lanthimos beklediğimden daha az şiddet ögesini ön plana çıkarmış ve heartless woman olarak adlandırılan ablamızın donuk bir ifade ile bir köpeği tekmeleyerek ve karnını boydan boya keserek öldürmesi bile bu doğal vahşet noksanlığını kapatmaya yetmemiş. ayrıca bir diğer eksiklik loners dediğimiz ekibin avlanma riski olmasına rağmen inatla ormanda kalmaya devam etmesi. filmin ilerleyen dakikalarında otele karşı bir yıldırma politikası izlemeyi seçtikleri için bunu yaptıklarını öğrensek bile yine de bir eksiklik var; filmde diğer ülkelerden söz edilse bile asla aynı sistemi uygulayıp uygulamadıklarından söz edilmiyor, ee bu salaklar ne diye kaçıp başka bir ülkeye gitmiyorlar diye sorgulamaya başlıyoruz bir noktadan sonra. onun dışında muhtemelen filmin final sahnesi dışında en etkileyici sahnesi bana kalırsa david'in sevmediğimiz şeyleri seviyormuş gibi yapmanın, sevdiğimiz bir şeyi sevmiyormuş gibi yapmaktan daha zor olduğunu idrak ettiği sahneydi.
hotel manager: why a lobster?
david: because lobsters live for over one hundred years, are blue-blooded like aristocrats, and stay fertile all their lives. ı also like the sea very much.
he didn't burst into tears and he didn't think that the first thing most people do when they realise someone doesn't love them anymore is cry.
one day, as he was playing golf, he thought that it is more difficult to pretend that you do have feelings when you don't that to pretend you don't have feelings when you do.
devamını gör...
anın fotoğrafı
andayız efem.
selamlar sözlük ahalisi.

spor salonuna abone olup yinede sahilde yürüyüş yapmaya devam eden benim garipliğimden diliyorum herkeslere. siz amin demeyin bana ne? ben dedim ki hıh!
dinimiz çok amin o zaman.

hava pek güzel efem.
kendimi salonlara kapatmak istemedim diyelim. deyin be ne olur öyle deyin.
neyse çok eyleştim daha bilmem kaç bin adımım var atılacak. ben kaçar sizlere huzuru bol akşamlar...
selamlar sözlük ahalisi.

spor salonuna abone olup yinede sahilde yürüyüş yapmaya devam eden benim garipliğimden diliyorum herkeslere. siz amin demeyin bana ne? ben dedim ki hıh!
dinimiz çok amin o zaman.

hava pek güzel efem.
kendimi salonlara kapatmak istemedim diyelim. deyin be ne olur öyle deyin.
neyse çok eyleştim daha bilmem kaç bin adımım var atılacak. ben kaçar sizlere huzuru bol akşamlar...
devamını gör...
malt
cenk durmazel, barış ertunç, güray gürsoy ve cenk turanlı'dan oluşan müzik grubu. cenk turanlı bas gitar nedir ve nasıl çalınır dersi vermiştir. deprem isimli şarkıları ankara'nın canlı müzik yapılan mekanlarından sokaklara taşardı. değerleri pek bilinmedi ve dağılıp gittiler zaten.
--- alıntı ---
çatlak olabilirim belki, hafiften
sallanıyorsam işte bu yüzden
senden bir açıklama gelmeden
kırılmam biliyorum
--- alıntı ---
--- alıntı ---
çatlak olabilirim belki, hafiften
sallanıyorsam işte bu yüzden
senden bir açıklama gelmeden
kırılmam biliyorum
--- alıntı ---
devamını gör...
normal sözlük'teki kaliteli yazarların sözlüğü bırakması
maalesef böyle bir durum var, keşke kalsalar dı , keşke yine yazılarını görsek , okusak.
şimdi iş, diğer arkadaşlar a düşüyor, yukarıdaki yazar arkadaşın dediği gibi ,ölen ile ölünmez , kafa sözlük devam ediyor etmelidir hep beraber kaliteyi artırmamız lazım, buraya çok ciddi makaleler de, karikatür de, edebî metinler, şiirler de, fıkralarda, magazin, siyaset, günlük hayattan yazılara da ihtiyaç var, madem yoldaş burayı kurmuş , kolunu bacağını taşın altına koymuş, bizde elimizi taşın altına kayacagiz , eleştirel im amma yılmaz özdil gibi yapıp sadece eleştirme ile bırakmayalım, bizde çözüm üretelim.
hepinize iyi günler diliyorum.
şimdi iş, diğer arkadaşlar a düşüyor, yukarıdaki yazar arkadaşın dediği gibi ,ölen ile ölünmez , kafa sözlük devam ediyor etmelidir hep beraber kaliteyi artırmamız lazım, buraya çok ciddi makaleler de, karikatür de, edebî metinler, şiirler de, fıkralarda, magazin, siyaset, günlük hayattan yazılara da ihtiyaç var, madem yoldaş burayı kurmuş , kolunu bacağını taşın altına koymuş, bizde elimizi taşın altına kayacagiz , eleştirel im amma yılmaz özdil gibi yapıp sadece eleştirme ile bırakmayalım, bizde çözüm üretelim.
hepinize iyi günler diliyorum.
devamını gör...
matematik sorusu yüzünden bir düğünün iptal edilmesi
soru neydi?
devamını gör...
das boot
almanlar tarafından çekilen ikinci dünya savaşı temalı müthiş bir filmdir. filmin büyük bir bölümü bir denizaltı içinde geçer. evet, bu açıdan klostrofobik bir ruh hali yaratır.
mürettebatın yaşadığı psikolojik travmaları gerçekten hissedersiniz. film boyunca basıncın ne demek olduğunu, herhangi bir vidanın çıkarttığı sesten bile tahmin edebilirsiniz. yaşattığı gerilimli ve psikolojik ruh hali nedeniyle de eşi benzeri olmayan bir filmdir.
ayrıca, film boyunca hiçbir nazi propagandası görmezsiniz. bu açıdan da alman askerlerinin tamamının güce bağlı olmadığını anlatır.
mürettebatın yaşadığı psikolojik travmaları gerçekten hissedersiniz. film boyunca basıncın ne demek olduğunu, herhangi bir vidanın çıkarttığı sesten bile tahmin edebilirsiniz. yaşattığı gerilimli ve psikolojik ruh hali nedeniyle de eşi benzeri olmayan bir filmdir.
ayrıca, film boyunca hiçbir nazi propagandası görmezsiniz. bu açıdan da alman askerlerinin tamamının güce bağlı olmadığını anlatır.
devamını gör...
normal sözlük yazarından gelen bayram mesajı
işte herkes hayırsız, bir kişi de dememiş ki merdumgiriz' e bir mesaj gondereyim. amaaa ben herkesin bayramını buradan kutluyorum. iyi bayramlar canım dostlarım.
devamını gör...
para kazanılan en saçma eylem
öğrenciyken bir arkadaşımla birlikte bir başkasının tezini yazmıştık. hemde iki mühendis olarak, siyaset bilimi tarzı bir alanda bir tez yazmıştık. hatta tezini yazdığımız kadın bizi dolandırmıştı, 4000tl vereceğim diyerek söz vermişti. tezi teslim ederken 2000 tl verdi, kalan 2000 i geçerse vereceğini söyledi ve bir daha telefonlarımızı açmadı. geçememiştir diye umuyorum.
devamını gör...
üniversiteyi şehir dışında okumak
şarttır. büyürsünüz, tek başına yaşamayı öğrenirsiniz, yeni bir şehri tek başına keşfetmenin zevkine varırsınız.
devamını gör...
eren bülbül
bugün ölüm yıl dönümüymüş.
bizler seni unutmadık, iyi ki varsın eren!
bizler seni unutmadık, iyi ki varsın eren!
devamını gör...

