mundell fleming modeli
ıs-lm modeli, kapalı ekonomi varsayımından hareketle geliştirilmiştir. ıs-lm dengesinin sağlandığı noktalarda, iç denge sağlanmaktadır. ıs-lm kapalı ekonomi modelidir. mundell fleming modeli ise açık ekonomi modelidir. ıs-lm modeline bp (balance of payment) 'yi dahil etmektedir. dış denge ise bp eğrisi ile gösterilmektedir. bp eğrisi ödemeler dengesini temsil etmektedir. bp eğrisi, değişik faiz oranlarına tekabül eden gelir düzeyinin geometrik yeri olarak ifade edilmektedir.
iç denge, istikrarlı bir büyüme trendi ile düşük oranlı işsizliğin birlikte olması halidir. (ıs-lm dengesi). dış denge ise ödemeler dengesinin sağlanması durumudur. ödemeler dengesi ise cari işlemler açığının sermaye hareketleri hesabı fazlasına eşit olması durumudur. yani, dış denge, dış ticaret dengesi ile sermaye hareketleri dengesi tarafından belirlenmektedir. dış ticaret dengesi, ihracat ve ithalat düzeyi tarafından belirlenirken; sermaye hesabı dengesi yurtiçi ve yurtdışı faiz oranları farkı tarafından belirlenmektedir. dış denge üzerinde marjinal hasılat eğilimi ve faiz oranları etkilidir.
hasıla düzeyinde bir artış olduğunda, marjinal ithalat düzeyi kadar ithalatta artış meydana gelir. zira ithalat, gelirin artan bir fonksiyonudur. (m=m0+my). ithalat arttığında ise net ihracat azalır. bu durum ise dış dengeyi olumsuz etkiler.
faiz oranı azaldığında ülkeden sermaye çıkışı olur ve dış denge olumsuz etkilenir. tersine, faiz yükseldiğinde ülkeye sermaye girişi olur ve dış denge bu durumdan olumlu etkilenir.
iç denge, istikrarlı bir büyüme trendi ile düşük oranlı işsizliğin birlikte olması halidir. (ıs-lm dengesi). dış denge ise ödemeler dengesinin sağlanması durumudur. ödemeler dengesi ise cari işlemler açığının sermaye hareketleri hesabı fazlasına eşit olması durumudur. yani, dış denge, dış ticaret dengesi ile sermaye hareketleri dengesi tarafından belirlenmektedir. dış ticaret dengesi, ihracat ve ithalat düzeyi tarafından belirlenirken; sermaye hesabı dengesi yurtiçi ve yurtdışı faiz oranları farkı tarafından belirlenmektedir. dış denge üzerinde marjinal hasılat eğilimi ve faiz oranları etkilidir.
hasıla düzeyinde bir artış olduğunda, marjinal ithalat düzeyi kadar ithalatta artış meydana gelir. zira ithalat, gelirin artan bir fonksiyonudur. (m=m0+my). ithalat arttığında ise net ihracat azalır. bu durum ise dış dengeyi olumsuz etkiler.
faiz oranı azaldığında ülkeden sermaye çıkışı olur ve dış denge olumsuz etkilenir. tersine, faiz yükseldiğinde ülkeye sermaye girişi olur ve dış denge bu durumdan olumlu etkilenir.
devamını gör...
sözlük yazarlarının boş vakit aktiviteleri
tercihim panda gibi yatakta yuvarlanmak.
devamını gör...
tam her şey bitti derken birden çıkagelen seyyar kokoreççi
o an tam da "artık her şey bitti elveda..." deyip son mesajınızı vermişsinizdir ki, sahneden bu seyyar kokoreççi amca belirir.
devamını gör...
anneanne
hayatımda olduğu için her an teşekkür ettiğim, öğrendiğim nerdeyse her şeyi borçlu olduğum, her zaman her şeyde destekçim olan mükemmel insan. belki de hayatımdaki en sevdiğim ve en saygı duyduğum, fikirlerine önem verdiğim ve onun için elimden gelen her şeyi yapabilceğim nadir insanlardan birisi. ona bi şey olması düşüncesini bile kaldıramıyorum hala. insanlara beni anlatırken “arkadaşım, torunum, çocuğum, her anımdaki destekçim yanımda olan canım kızım” dediğini kaç kez duydum ben bile bilmiyorum ama biricik meleğimle beraber olduğumuz her anıma ve bana öğrettiği her şey için ona binlerce kez teşekkür ederim. sevdiklerinizi hiç kaybetmemeniz dileğiyle*.
devamını gör...
turkovac
her şeye plandemi diyenler, o aşının içinde biontech veya sinovac olmadığına inanacak mı?
bidonlarla gelip, ampullerere doldurulmadığı ne malum.
benim, devlete güvenim tam da bir tür ikna taktiği olabilir mi diye bir an aklıma gelmedi değil.
bana ilaç olsun, aşı olsun yeter, yerli yabancı takıntım yok.
ucunda, pandemi finali varsa, çipi olsa razıyım. bana bir şey olmaz evelallah.
bidonlarla gelip, ampullerere doldurulmadığı ne malum.
benim, devlete güvenim tam da bir tür ikna taktiği olabilir mi diye bir an aklıma gelmedi değil.
bana ilaç olsun, aşı olsun yeter, yerli yabancı takıntım yok.
ucunda, pandemi finali varsa, çipi olsa razıyım. bana bir şey olmaz evelallah.
devamını gör...
çocukken sahip olmak isteyip sahip olamadığınız şeyler
akülü araba.
turu 1 liraya binip bitirmemek için elimden gelen çabayı sarf ediyordum.
şimdi her çocukta var.
turu 1 liraya binip bitirmemek için elimden gelen çabayı sarf ediyordum.
şimdi her çocukta var.
devamını gör...
rita
rita; sıra dışı, dediğim dedik çaldığım düdük, kendi tavrı ve tarzı olan, bakış açısı ve yaklaşımıyla ezber bozan bir öğretmen ve bu dizi onun hayatını konu almış durumda. mille dinesen, bu rolü oynayan oyuncu ve pek biçilmiş kaftan.
dizi komedi ve drama türlerinde 5 sezon 40 bölüm olarak çekilmiş. kalabalık bir senarist ve yönetmen kadrosu mevcut.
senaristleri; christian torpe, marie osterbye, thomas levin, christina sederqvist, mette heeno, stefan jaworski, christoffer örnfelt, simon odid weil, jenny lund maden, jannik tai mosholt, ına bruhn
yönetmenleri; lars kaalund, jannik johansen, kathrine windfeld, mogens hagedorn, natasha arthy olacak şekilde sıralanabilir.
başrollerinde,
mille dinesen
lise baastrup
carsten bjornlund
ellen hillingso
nikolaj groth
morten vang simonsen
sara hjort ditlevsen
kristoffer fabricius bulunmakta.
rita, dizinin başında 3 çocuğuyla birlikte yaşar. çekişmeleri, yardımlaşmaları, hayata farklı pencerelerden bakmaları, kimi zaman eğlenceli, kimi zaman gergin, kimi zaman üzgün diyalogları dizide bayağı iyi işlenmiş. değişik bir aile onlar. özellikle anneleri. bazen annelerine annelik yapmak zorunda bile kalan çocuklar, bazen huysuz mu huysuz, anlayışsız olan çocuklar. güzel denge doğrusu. ilerleyen sezonlarda kuşlar yuvadan uçuyor ve rita yalnız kalıyor.
özel hayatı da pek karışık. erkekler için fazlasıyla zor bir kadın. güçlü ve kendi başına buyruk. hayatına giren erkekleri tam manasıyla etkilesede zamanla onlar için yorucu, yıpratıcı bir kadına dönüşüyor.
dizi boyunca hemen hemen her bölümde bir çocuğun hayatına dokunuyor rita. dizi böyle akıp gidiyor. aileleriyle, arkadaşlarıyla, okuldaki diğer öğretmenlerle ya da dışarıdaki insanlarla olan tüm problemlerine eğiliyor. bazen kendilerinden bile koruyor öğrencilerini.
dizi ara ara sıkıcılaşıyor, bazı bölümler sanki her konu birbirinin aynıymış gibi bir hissiyat yaratıyor ama yine de izlenmeye değer. açıkçası bana biraz arka sokaklar havası verdi. onun örgüsü gibi.
aslında benim dizideki favorim başta rita'ydı fakat bir süre sonra hjordis (lise baastrup) onun önüne geçti. okula yeni başlayan şaşkın, heyecanlı, acemi bir öğretmen. fakat zamanla öyle bir hal alıyor ki rita'yı bile sarsıp kendine getirebilecek kadar güçlü bir karaktere evriliyor. özellikle rita'nın şımarıklık gösterdiği dönemlerde dizide yıldız gibi parlıyor.
dizi genel olarak izlenmeye değer. dediğim gibi ara ara boşluğa düştüğü oluyor ama hemen toparlıyor.hem dramanın hem komedinin bir işlenmesi de oldukça ilgi çekici. boş zaman değerlendirmelik olarak izlenebilir. tavsiye ederim.
iyi seyirler...
dizi komedi ve drama türlerinde 5 sezon 40 bölüm olarak çekilmiş. kalabalık bir senarist ve yönetmen kadrosu mevcut.
senaristleri; christian torpe, marie osterbye, thomas levin, christina sederqvist, mette heeno, stefan jaworski, christoffer örnfelt, simon odid weil, jenny lund maden, jannik tai mosholt, ına bruhn
yönetmenleri; lars kaalund, jannik johansen, kathrine windfeld, mogens hagedorn, natasha arthy olacak şekilde sıralanabilir.
başrollerinde,
mille dinesen
lise baastrup
carsten bjornlund
ellen hillingso
nikolaj groth
morten vang simonsen
sara hjort ditlevsen
kristoffer fabricius bulunmakta.
rita, dizinin başında 3 çocuğuyla birlikte yaşar. çekişmeleri, yardımlaşmaları, hayata farklı pencerelerden bakmaları, kimi zaman eğlenceli, kimi zaman gergin, kimi zaman üzgün diyalogları dizide bayağı iyi işlenmiş. değişik bir aile onlar. özellikle anneleri. bazen annelerine annelik yapmak zorunda bile kalan çocuklar, bazen huysuz mu huysuz, anlayışsız olan çocuklar. güzel denge doğrusu. ilerleyen sezonlarda kuşlar yuvadan uçuyor ve rita yalnız kalıyor.
özel hayatı da pek karışık. erkekler için fazlasıyla zor bir kadın. güçlü ve kendi başına buyruk. hayatına giren erkekleri tam manasıyla etkilesede zamanla onlar için yorucu, yıpratıcı bir kadına dönüşüyor.
dizi boyunca hemen hemen her bölümde bir çocuğun hayatına dokunuyor rita. dizi böyle akıp gidiyor. aileleriyle, arkadaşlarıyla, okuldaki diğer öğretmenlerle ya da dışarıdaki insanlarla olan tüm problemlerine eğiliyor. bazen kendilerinden bile koruyor öğrencilerini.
dizi ara ara sıkıcılaşıyor, bazı bölümler sanki her konu birbirinin aynıymış gibi bir hissiyat yaratıyor ama yine de izlenmeye değer. açıkçası bana biraz arka sokaklar havası verdi. onun örgüsü gibi.
aslında benim dizideki favorim başta rita'ydı fakat bir süre sonra hjordis (lise baastrup) onun önüne geçti. okula yeni başlayan şaşkın, heyecanlı, acemi bir öğretmen. fakat zamanla öyle bir hal alıyor ki rita'yı bile sarsıp kendine getirebilecek kadar güçlü bir karaktere evriliyor. özellikle rita'nın şımarıklık gösterdiği dönemlerde dizide yıldız gibi parlıyor.
dizi genel olarak izlenmeye değer. dediğim gibi ara ara boşluğa düştüğü oluyor ama hemen toparlıyor.hem dramanın hem komedinin bir işlenmesi de oldukça ilgi çekici. boş zaman değerlendirmelik olarak izlenebilir. tavsiye ederim.
iyi seyirler...
devamını gör...
arka sokaklar
halen devam eden dizi. az önce bi baktım başlığı açınca ne oluyor ne bitiyor diye. bu kez de baharı kaldırmışlar. bi mesut bi bahar her hafta biri için seferber oluyolar.
devamını gör...
yazarların bıktığı durumlar
ı’m tired of society’s unrealistic beauty standards.
devamını gör...
sünbülzade vehbi
ağırlıklı olarak rücû tarzı eserler vermiş, oldukça ilginç bir şiiriyle (aşağıda vereceğim şiiri) tanınan 18. yüzyıl divan edebiyatı şairi.
devletin resmi yazışmalarını düzenleme görevi, anlatım ve yazı konusundaki yeteneği nedeniyle kendisine verilen vehbi, mali işlerle ilgili görevler de yapmıştır. ı. abdülhamid tarafından iran'a elçi olarak gönderildiğinde, bağdat valisi ile bir anlaşmazlık yaşar ve idamına karar verilir. ancak daha sonra affedilir.
divan, münşeât, tuhfe-i vehbî, şevk-engiz, nuhfe-i vehbî ve lutfiye-i vehbî, bilinen eserleridir.
***
tüm bu eserlerin yanında onu tanımamızı sağlayan en önemli şiiri odur ki, rivayete göre padişahın ona "öyle bir şey yaz ki, ilk satırını okuduğumda seni öldürmek, ikinciyi okuduğumda ödüllendirmek isteyeyim." demesiyle yazılmıştır. ortaya çıkan şey budur:
azm-ü hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.
lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kâkülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman!
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanının bağrına hançerimi nâgehan.
eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her dâim gelesin, ben vehbi'ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam..
devletin resmi yazışmalarını düzenleme görevi, anlatım ve yazı konusundaki yeteneği nedeniyle kendisine verilen vehbi, mali işlerle ilgili görevler de yapmıştır. ı. abdülhamid tarafından iran'a elçi olarak gönderildiğinde, bağdat valisi ile bir anlaşmazlık yaşar ve idamına karar verilir. ancak daha sonra affedilir.
divan, münşeât, tuhfe-i vehbî, şevk-engiz, nuhfe-i vehbî ve lutfiye-i vehbî, bilinen eserleridir.
***
tüm bu eserlerin yanında onu tanımamızı sağlayan en önemli şiiri odur ki, rivayete göre padişahın ona "öyle bir şey yaz ki, ilk satırını okuduğumda seni öldürmek, ikinciyi okuduğumda ödüllendirmek isteyeyim." demesiyle yazılmıştır. ortaya çıkan şey budur:
azm-ü hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.
lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kâkülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman!
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanının bağrına hançerimi nâgehan.
eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her dâim gelesin, ben vehbi'ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam..
devamını gör...
insanı mutlu eden bedava şeyler
sevilmek
devamını gör...
aşkım parana yazık tost yiyelim diyen kız
"beni boğazda yemeğe götürmezsen senden ayrılırım" diyen kız için terk edilecek olan kızdır.
(bkz: geceye acı ama gerçek bir cümle bırak)
(bkz: geceye acı ama gerçek bir cümle bırak)
devamını gör...
javier pena
bir zamanlar 'iyi ve kötü'nün mutlak çizgi ile ayrıldığı bir yer altı dünyasında gri renkli bir adama denk gelinmiş.
insanlar şaşkın bir biçimde konuşmaya başlamışlar. iyiler, ya bu adam bizim tarafımızda olmasın kötülük ile savaşımızda ona nasıl güvenicez olmaz derken; kötüler, adam akıllı fesat düşüncelere sahip bile değil bizimle işi olmaz bunun diyerek dışlamışlar.
peki herkesin kesin bir çizgiyle ayrıldığı bu hayatta javier pena nasıl olmuştu da gri bir renge sahip olmuş? bir çok evre, çıkılan basamak, yaşanılan hayat ama en önemlisi bir kadın. o hayatındayken her şey dupduru ve güzel geliyormuş pena'ya. siyahların peşinden koşuyor, her bir kötülüğün cezasını sonsuzluk ateşinin içine atıyormuş. bitmek bilmez savaşın gururlu temsilcisi imiş.
sonra bir gün gitmiş kadın. yok olmuş. pena hiçbir iz bulamamış, anlamlandıramamış da bu trajedinin sebebini. kendini milkshake vermiş, sabahlara kadar kederden içiyormuş. işte o ara asil ajanlık işini de boşlamış. başlarım böyle dünyaya demiş. iyiliğin düsturunu kaybetmiş. ama yüreğinde bir yerde inanç olduğu için de kötü de olamamış.
bu sebeptendir ki ünlü ajan javier pena o günden sonra gri renkli yalnız bir adam olmuş.
insanlar şaşkın bir biçimde konuşmaya başlamışlar. iyiler, ya bu adam bizim tarafımızda olmasın kötülük ile savaşımızda ona nasıl güvenicez olmaz derken; kötüler, adam akıllı fesat düşüncelere sahip bile değil bizimle işi olmaz bunun diyerek dışlamışlar.
peki herkesin kesin bir çizgiyle ayrıldığı bu hayatta javier pena nasıl olmuştu da gri bir renge sahip olmuş? bir çok evre, çıkılan basamak, yaşanılan hayat ama en önemlisi bir kadın. o hayatındayken her şey dupduru ve güzel geliyormuş pena'ya. siyahların peşinden koşuyor, her bir kötülüğün cezasını sonsuzluk ateşinin içine atıyormuş. bitmek bilmez savaşın gururlu temsilcisi imiş.
sonra bir gün gitmiş kadın. yok olmuş. pena hiçbir iz bulamamış, anlamlandıramamış da bu trajedinin sebebini. kendini milkshake vermiş, sabahlara kadar kederden içiyormuş. işte o ara asil ajanlık işini de boşlamış. başlarım böyle dünyaya demiş. iyiliğin düsturunu kaybetmiş. ama yüreğinde bir yerde inanç olduğu için de kötü de olamamış.
bu sebeptendir ki ünlü ajan javier pena o günden sonra gri renkli yalnız bir adam olmuş.
devamını gör...
güneş (yazar)
duygularını muhteşem bir üslupla anlatan, karalama defterindeki yazılarıyla yüreğimi ısıtan, ufkumu açan değerli yazar, sağ olsun, var olsun, iyi ki var. *
devamını gör...
dolmuşta ineceğin yeri söylemeye çekinmek
türkiye koşullarında genel olarak, dolmuşa binmeye çekinmek şeklindeki bir üst versiyonunu yaşadığım kaygı hali.
hele ki kalabalıkta ve ayakta yolculuk etmek zorunda iseniz durum çok vahim; öyle diyeyim.*
hele ki kalabalıkta ve ayakta yolculuk etmek zorunda iseniz durum çok vahim; öyle diyeyim.*
devamını gör...
sanagulbahcesivadetmedim
joanne greenberg kitabıdır. kitapta psikolog şizofren hastası olan deborah'a şunları söyler: "sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim. hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır. üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur."
devamını gör...
kalbin tartılması
eski mısır'da, karma yasasının bir sonucu olarak, kişinin yaşamında yaptığı etkilerin, tepkilerinin ne olacağını hesaplamak için kalbinin maat yasasının sembolü olan tüy ile tartılması işlemidir.
bu işlemde neden tüy kullanılıyor? maat yasası nedir? bunlardan kısaca bahsedip, kalbin tartılma işleminin nasıl yapıldığını bir görsel üzerinde anlatmaya çalışacağım. maat yasası, mısır'da sosyal ve politik düzeni sağlayan kurallar bütünüdür. bu yasada adalet ön plandadır. ve firavunlar maat yasasını uygulamakla yükümlü olduklarından, en görkemli firavunlar bile asla maat yasasını ezip geçemezdi, geçmezdi.
kısacası maat yasası antik mısır için adaletli ve iyi bir yaşam adına her şeydi. tüy, tanrıça maat'ın sembolüdür. onun başında bulunur.

resmin en solunda ölen kişiyi elinden tutup mahkeme önüne getiren çakal başlı anubis'tur. anubis, ölüm tanrısıdır. terazinin sol kefesinde ölmüş kişinin kalbi, sağ kefesinde tüy bulunmaktadır. terazinin hemen sağında bulunan thoth'tur. thoth, bilgelik ve ay tanrısı'dır. ibis kuşu başlı olarak tasvir edilir. kişinin tartılması sırasında elde edilen bilgileri yazmakla görevlidir. anubis tartma işini yaparken, thoth bol bol not alır. ölen kişinin sağında bulunan şahin başlı tanrı horus'tur. o, gök tanrısıdır.
bu tartı işlemi sonucunda ancak, kalp tüy ile eşit ya da ondan hafif çıkarsa, ölen kişi horus'un eşliğinde, osiris'in krallığına kabul edilebilirdi. resmin sağ kısmında bu krallık gösterilmektedir. terazinin hemen önünde bir tane canavar görünüyor. eğer kişinin kalbi tüyden daha ağır çıkarsa canavar, bu kişiyi daha adil bir hayat sürmesi için bu dünyada başka bir bedenle hayata dönmesini sağlar.
bu tasvir astral bir yolculuktan ibarettir. sevgiyle.
bu işlemde neden tüy kullanılıyor? maat yasası nedir? bunlardan kısaca bahsedip, kalbin tartılma işleminin nasıl yapıldığını bir görsel üzerinde anlatmaya çalışacağım. maat yasası, mısır'da sosyal ve politik düzeni sağlayan kurallar bütünüdür. bu yasada adalet ön plandadır. ve firavunlar maat yasasını uygulamakla yükümlü olduklarından, en görkemli firavunlar bile asla maat yasasını ezip geçemezdi, geçmezdi.
kısacası maat yasası antik mısır için adaletli ve iyi bir yaşam adına her şeydi. tüy, tanrıça maat'ın sembolüdür. onun başında bulunur.

resmin en solunda ölen kişiyi elinden tutup mahkeme önüne getiren çakal başlı anubis'tur. anubis, ölüm tanrısıdır. terazinin sol kefesinde ölmüş kişinin kalbi, sağ kefesinde tüy bulunmaktadır. terazinin hemen sağında bulunan thoth'tur. thoth, bilgelik ve ay tanrısı'dır. ibis kuşu başlı olarak tasvir edilir. kişinin tartılması sırasında elde edilen bilgileri yazmakla görevlidir. anubis tartma işini yaparken, thoth bol bol not alır. ölen kişinin sağında bulunan şahin başlı tanrı horus'tur. o, gök tanrısıdır.
bu tartı işlemi sonucunda ancak, kalp tüy ile eşit ya da ondan hafif çıkarsa, ölen kişi horus'un eşliğinde, osiris'in krallığına kabul edilebilirdi. resmin sağ kısmında bu krallık gösterilmektedir. terazinin hemen önünde bir tane canavar görünüyor. eğer kişinin kalbi tüyden daha ağır çıkarsa canavar, bu kişiyi daha adil bir hayat sürmesi için bu dünyada başka bir bedenle hayata dönmesini sağlar.
bu tasvir astral bir yolculuktan ibarettir. sevgiyle.
devamını gör...
kırmızı oje
neredeyse her kıyafete giden kışın favori oje rengim. *
devamını gör...
celebrant
takibe aldığım, ilgiyle okuduğum yazar.
devamını gör...
bugün neden gelmedin
jülide özçelik tarafından seslendirilen 8 yıl falan dinlesem sıkılmam bir şarkı. çok acayip. söz ve müzik erhan gündem'e ait.
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
devamını gör...