kernel panic ukdesi

alıp, çöpe atılası bulaşık. off kokusu burnuma geldi. illa yıkarım derseniz, bool çamaşır sulu bir bulaşık suyu yapıp, önce orada ovup, makineye atıp yıkayın bari. kokusu içine işlemiştir yoksa. of of.
devamını gör...

birkaç sene önce, ievan polkka adlı şarkısını bir iddia sonucunda ezberlediğim ve hâlâ eşlik etmekten keyif aldığımdan, kendilerine bu şarkı için müteşekkir olduğum grup.

yalnız bu fince cidden ilginç bir dil. arapçaya benzeyen sessiz harf çılgınlığına örnek;


siellä oli lystiä soiton jäläkeen
sain minä kerran sytkyyttee
kottiin ko mäntii ni ämmä se riitelj
ja ıeva jo alako nyyhkyytteek
minä sanon ıevalle mitäpä se haittaa
laskemma vielähi laiasta laitaa
salivili hipput tupput täppyt
äppyt tipput hilijalleen
devamını gör...

sessiz sakin köşelerde duruyor gibi görünsede gelen bildirimde sıkı takipte olduğunu anlıyorsunuz, artı oy kullanımında onun gibi cömert olun diyeceğim yazar.

naif, bilgili yazarımız. iyi ki var, hep olsun * *
devamını gör...

ara sıra bu hisle karşılaşıyorum. bu sorunlardan kaçmak gibi bir durum değil benim için . sadece gitmek .yeni yerler ,yeni insanlar keşfetmek . yeni bir şeyler katmak kendime. hayat yoğunluğundan keşfedemediğim özelliklerimi gün yüzüne çıkarmak istiyorum . bunalmışlık hissiyle değil keşfetmek hissiyle gitmek istiyorum.
devamını gör...

son osmanlı sultanını neslişah 'ın hayatını anlatan murat bardakçı tarafından yazılan kitap.

neslişah, 4 şubat 1921 yılında sarayda doğmuştur. hanedan defterine adı yazılan son sultanıdır.
adına altın basılmıştır.

neslişah, son padişah sultan vahiddin ile son halife abdülmecid efendi'nin torunu, sabiha sultan ile şehzade ömer faruk efendi'nin büyük kızıdır.

mısır'ın son hıdivi ikinci abbas hilmi paşa'nın oğlu ve son kral naibi prens abdülmünim ile evlenmiştir.
bu evlilik babasının zoruyla olan bir evlilik olmuştur. bu evlilik olmasın diye neslişah günlerce ağlamıştır.
saraylı olmanın gereği sonunda evliliği kabul etmiştir. çünkü o her zaman mantıklı bir bir kadındır.
başta direndiği bu evlilik sandığı gibi çıkmamış, zamanla eşini sevmiştir.
bu evlilikten, prens abbas hilmi ile prenses ikbal moneim saviç'in dünyaya gelmiştir.

neslişah kitapta, çocukluğunda ve gençliğinde ona öğretilen saray adetlerini anlatır.
nasıl konuşması gerektiği, nasıl durması gerektiğini anlatır.
ortalıkta ağlayamayacağını ve yüksek sesle gülemeyeceğini anlatır.
saraylı olmanın, olanları kabullenmek ve eldekiyle huzur bulmak olduğunu anlatır.

kitap 2011 yılında çıkar. neslişah 2012 yılında ölür.

osmanlıya ilgi duyanların, kadın bakışına ilgi duyanların hoşuna gidebilecek bir biyografi.
devamını gör...

maraş dondurmacılarını ağlatmıştır:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

istiklal ve hürriyet benim karakterimdir.
devamını gör...

hızlı yaşayıp hızlı yaşlananların kitabıdır kinyas & kayra... yeraltı edebiyatının ülkemizdeki belki de en büyük temsilcisi hakan günday'ın kitabıdır. lise yıllarında yazmaya başladığı ve 20'li yaşlarda -zannediyorum 23 olmalı- yayımladığı ilk kitabıdır. kitap öyle her merak edenin eline alıp bırakamadan okuyabileceği, bir solukta bitirebileceği bir kitap değildir. hele hele bu türe yabancıysanız, içeriğindeki o karamsar havaya, buhranlı karakterlere tahammül edebilmeniz zorlaşabilir. tabii ben çok seviyorum, o ayrı...

"ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım, küçükken babamın birini üzdüğümde bana söylediği o sözü:
“kendini karşındakinin yerine koy”
ve ilk başlarda bunu o kadar çok yapmıştım ki; bir gün dönüş yolunu, yani kendimi bulamadım''

her yere aitmiş gibi davranan, hiçbir yere ait olmayanların, olamayanların kitabıdır kinyas & kayra... 6 milyar insanın arasında doğup; hiçbirine çarpmadan geçebilenlerin kitabıdır.

kitap içeriğinde başınızı çevireceğiniz hatta belki de bugüne kadar bir çok kez çevirdiğiniz gerçeklikler var. bazıları oldukça rahatsız edici, bazıları mide bulandırıcı, bazıları hayrete düşürücü... ama inanın hepsi bu yeryüzünde yaşanmış, yaşanacak yahut yaşanması mümkün olan gerçekliklerdir.

bana göre bu kitapla hakan günday, ruhumuzda bulunan çatlaklardan içeri sızarak bize bir çok şeyi anlatmaya çalışıyor esasında. hepimiz kayra'yız biraz, hepimiz biraz kinyas'ız zaman zaman...

birbirlerine çok zıt iki karakterler aslında. siyah ve beyaz gibi. sıcak ve soğuk gibi. cam ve çelik gibi. hayat ve ölüm gibi.

kinyas ve kayra gibi...

bu kadar hissizleşmişken aslında; ne kadar yaşıyor denilebilir onlar için bilemiyorum. ya da bu kadar hissizleşmeyi hangimiz isteriz?

şiddetle tavsiyemdir, ama sadece ilgilisine...
devamını gör...

sklerostin'e karşı geliştirilen osteoporoz tedavisinde kullanılan monoklonal antikordur.
(bkz: osteoporoz)
devamını gör...

franz kafka'nın yazmış olduğu en güzel kitaplardan birisi diyebilirim. ilk başlarda kitabı elinize alıp okumaya başladığınız bir kaç cümle için hiçbir şey anlamayıp bırakmak isteseniz bile sakın böyle bir şey yapmayın derim. ilerleyen bir kaç cümleden sonra emin olun çok akıcı ve muhteşem bir eser olduğunu anlamanız çok kısa sürmeyecektir. öyle ki elinizden bırakamayıp şıp diye bitirebileceğiniz bir kitap olduğuna siz bile şaşıracaksınız.
kitabın konusuna gelecek olursak, romanın baş kahramanı olan gregor samsa bir sabah ne olduğunu anlayamadığı bir şekilde uyanır ve birden kendisini yatağında ufacık sert bir kabuğun içine sıkışmış bir böceğe dönüşmüş halde bulur. önce bir rüya olduğunu zannetse de aslında öyle değildir gerçekten bir böceğe dönüşmüştür. çevresindeki her şey ona o kadar yabancıdır ki en yakınları tarafından bile yok sayılacak bir raddeye gelmiştir artık bu "dönüşümü". tüm bunlar olurken bir anda ne olduğunu anlayamaz bile. spoiler olmaması adına en iyisi devamını siz okuyun.
ancak söylemeden geçemeyeceğim kitap her ne kadar hikayeleştirilmiş bir yaşamı anlatıyor olsa da alttan alta hepimizin zamanı geldiğinde ufacık bir kabuğa sıkışmış olduğu gerçeğini o kadar ustalıklı bir şekilde gün yüzüne çıkartıyor ki kitabın sonunda ne olduğunu anlamıyorsunuz bile. sadece bununla kalsa iyi franz kafka'nın hayatına ne kadar hakimsiniz bilmiyorum ama onun hayatını bir kez bile okumuşsanız aslında bu kabuğa sıkışmış olanın kendisi olduğunu anlamanız çok uzun sürmeyecektir. neyse ki en yakın arkadaşı franz kafka'nın vasiyeti üzerine yazılarının hiçbirini yakmayıp bastırmış yoksa bu gün ne bu güzel eserleri ne de franz kafka'yı tanımıyor olurduk. demem o ki franz kafka'nın herhangi bir eserini okumadan önce kısa da olsa yaşam öyküsüne bir göz atın derim.
devamını gör...

yayına katıldığında, tutankamonun laneti'ne şu soruları sorabilir misiniz?

mahlasını ''tutankamonun karması'' yapacağı konusundaki dedikodular gerçek mi?

bir de, pek çok sözlük yazarı bir tane rozet alabilmek için kırk takla atarken, kendisi üç rozeti birden heybesine indirmeyi nasıl başardı? karma puanlarını bu kadar hunharca harcarken vicdanı hiç mi sızlamıyor?

cevaplar için şimdiden teşekkür ederiz.
devamını gör...

sağlıklı olduğunu hatırlamak. canınız aşırı sıkkınken bir anda aman ya çok şükür sağlıklıyım dersin ve hayat devam eder. klişedir ama gerçekten allah kimseyi sağlıkla imtihan etmesin.
devamını gör...

nasıl bu denli sorumsuz olabiliyorlar aklım almıyor. kişiler şikayetçi olur umarım, yoksa önü kesilmez bu durumun. daha öncesinde böyle bir durum yaşanmıştı umarım tekrarı olmaz.buradan
--- alıntı ---

almanya'da bir huzurevindeki 8 çalışana koronavirüs (covid-19) aşılarının şırıngalarının hazırlanması sırasında yapılan hata nedeniyle fazla doz verildi. aşı olan çalışanların 5’i hastaneye kaldırıldı. olay, almanya’nın mecklenburg-western eyaletindeki stralsund kentinde bulunan bir huzurevinde meydana geldi. biontech ve pfizer tarafından geliştirilen koronavirüs aşısında şırıngaların hazırlandığı sırada yapılan hata nedeniyle 8 huzurevi çalışanı fazla doz aldı. çalışanlardan 5’i hastaneye kaldırıldı.

--- alıntı ---
devamını gör...

yıllarca tavuk göğsü tatlısında tavuk yok sandık bunda da baska bi nane çıkmasın sonra diye düşündüren başlık.
devamını gör...

hayvanın kalça kemiğinin üst kısmından elde edilen kas yapısı yoğun yağ dokusu az olan bir ettir. kıyma ve sote olarak değerlendirilir. şarap ile marine edildiği takdirde ızgara içinde uygun bir hale gelir, tecrübe ile sabittir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ses tonu. ama öyle sahteden değil, ne söylese kulağa masal gibi gelicek olandan.
devamını gör...

ben günlük içmiyorum. günlük alköl alana alkolik denir. ben işte akşamdaaaaan akşama.
devamını gör...

sevgi ne yoğunlukla ne de karşılıkla ilgilidir. sevgi, istikrar demektir. kimseyi şu günde şu saatte sevdim diyemez kimse çünkü bu zamana yayılır ve zamanla, eylemler (action) ile sevgi oluşur. sevgi diş fırçalamak gibidir. günde 2 kez en az 2 dakika fırçalamanız gerekir dişlerinizi. bundan vazgeçerseniz eğer, dişleriniz çürür çünkü bıraktığınız gibi dişler çürümeye başlar. burada önemli olan çok kısa süre dahi olsa istikrarlı olmasıdır. ya da vücut geliştirmeyi düşünün, vücut çalıştığınız zaman aynanın karşısına geçerseniz ve onca zamandan sonra bir bakarsınız ki hiçbir değişim yok vücudunuzda. burada iki nokta vardır. ya istikrarlı şekilde devam edersiniz ya da vazgeçersiniz. eğer devam ederseniz ilerleyen zamanlarda değişimi görürsünüz vazgeçerseniz her şey biter. sevgi de böyledir işte, siz devam ettiğiniz sürece bir şeyleri değiştirir. sevgi yoğunluktur sözümden kastım da şu aslında, biriyle konuştuğunuzu düşünün, bir günde 12 saat konuşup diğer günler konuşmamak mı yeğdir yoksa her gün 2-3 saat kafi midir? bir insan sizi doğum gününü hatırladınız ya da ona bir hediye aldınız diye sevmez. her sabah günaydın demenizle, gününün nasıl geçtiğini sormanızla, ona olan ilginizi her gün monoton şekilde sormanızla sever. shakespeare’nin sone 108’de söylediği gibi “tıpkı dua edenler gibi her gün aynı şeyleri tekrar tekrar söylemeliyim.” seni seviyorum çok klişe bir sözdür ama etkilidir özellikle bunu eylemlerle destekleyince. sevgi şöyle bir şey olsa gerek. mükemmel bir günün ardından kötü bir gün geçiren sevgiliyi dinlemek, lafını bölüp benim de günüm mükemmeldi yaaa dememektir. sevgi, belirli bir eylem, gün, söz değildir. şunu yaparsan seni sever, bunu söylersen aşık olur değildir. bunların hepsinin birikimidir. sevgi küçücük şeylerin toplamıdır. boşuna mı demişler damlaya damlaya göl olur diye. eğer siz her gün bir sevgi damlacığı oluşturursanız, zamanla bir gölünüz olabilir. elbette kırılmalar, darılmalar olur ama bahçıvan bir gül için bin dikene su verir arkadaşlar.
devamını gör...

franz oppenheimer'a göre devlet şu şekilde meydana gelmiştir;

tarım devrimi ile birlikte yerleşik hayata geçen topluluklar tarım ve bunun yanı sıra hayvancılık ile uğraşmaya başladılar. buna rağmen kimi topluluklar yerleşik hayata geçmeyip sadece hayvanları evcilleştirdiler ve göçebe yaşamı sürdürdüler. yerleşik hayata geçmeyen bu topluluklar doğanın kendileri için hazırladıkları sürprizler ve salgın hastalıklar nedeniyle sık sık gıda sorunu ile baş başa kaldılar ve böyle zamanlarda yerleşik olan topluluklara saldırmaya başladılar. bu saldırılardan bıkan yerleşik hayata geçmiş topluluklar zamanla bir hayvancı toplulukla onlara vergi ya da haraç vermek karşılığında anlaştılar ve onlara topraklarından arazi verdiler. böylece tarihin ilk orduları da ortaya çıkmaya başladı. hayvancı topluluklar ellerindeki gücü kullanarak yerleşik hayata geçmiş toplumlar üzerinde otorite kurmaya başladılar. tahsildar ya da vergi işiyle uğraşan aracılar kullanmayan, yerleştikleri yerleşik toplumla kız alıp vermeye başlayan hayvancı topluluklar zamanla bu yerleşik toplulukla karışıp kendileri de yerleşik hayata geçmiş topluluklar haline geldi ve süreç bu toplumlarda başa döndü. araya aracılar koyan ve hatta bir değil birden fazla yerleşik hayata geçmiş topluluğu koruyan hayvancı topluluklar ise zamanla krallık/imparatorluk seviyesine gelmiş ve tarihin ilk sınıflı topluluklarıyla birlikte devleti hayatımıza sokmuşlardır.
devamını gör...

sağlıklı bir insan geçmişte travma yaşamadıysa ya da spesifik bir rahatsızlığı yoksa ilişkiye gireceği için korkmaz ya da bundan tiksinmez, bu coğrafyada genofobi* kadınlara yüklenen ahlaki normlardan doğuyor genelde, bu normların en meşhuru ise hymen. sanıldığı gibi bir yapı değil ve bilgi almak isteyen şuradan ulaşabilir. kendinizi toplum normlarına göre şekillendirmeyin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim