#812018 *
gözümde canlandı bir an. market poşetleriyle bir aşağı bir yukarı bir türlü bulunamayan evin yolları... markete gidiyorum ben diye evden çıkılacak havanın güzelliğini görünce için daralacak.
kafayı yemeden hem ruhen hem bedenen sağlıklı geçireceğimiz bir süreç olmasını temenni ediyorum. kapandıkkk...
devamını gör...

her zaman olduğu gibi buna da inanmayanlar, malum firmaya b*k attığımızı düşünenler çıkacaktır diye düşünüyorum, ki çıkmasa şaşırırdım zaten. ama inanmak istemeyen varsa kör gözlerini 5 dakikalığına açıp buradan okuyabilirler.

tek seferde anlamazsanız eğer ikinci seferide okuyun, torku firması'nın yaptığı insanların manevi ve milli duygularını sömürmektir ve bunuda malum yerlere mabadını dayayarak malum seçmenler sayesinde kolayca başarmıştır.
devamını gör...

doğuştan verilmiş bir yetenek. "haklı" olarak doğmuşuz.
devamını gör...

1- #603480 numaralı iletide altını çizdiğim bir husus olan, çaylakların tanımlarının daha sıkı kontrolü ve çaylak moderatörlüğü müessesini uygulamakla ilgili kafanızda bir fikir belirdi mi?

2- #475397 numaralı iletide değindiğim ve yazarların değerli gördükleri yazılarını ön plana çıkararak, bizlerin iğne ile kuyu kazmasını engelleyecek öneri hakkında herhangi bir gelişme var mı?

3- başlık altında dahi geyik boynuzlarını cilalayıp, parlatıp, sitenin kurucusundan direkt olarak cevap alabilecekleri bir ortamda dahi tatava yapan kitlenin, sizin sözlüğü kurarken amaçladığınız hedefle örtüşüp örtüşmediği konusunda ne söylersiniz?

4- kurulma aşamasından beri ciddi emek verdiğinizi düşünürsek, insanların sürekli şikayetleri ve talepleri sonrasında oluşan bir metal yorgunluk yaşıyor musunuz? farklı beklentileri aynı potada eritmek noktasında elinizden geleni yapmanıza rağmen * bu şikayetlerin hepsinin köküne kibrit suyu deyip, dükkanı kapatıp, moskova'ya gittim gelmeyeceğim tarzı bir tabelayı sözlüğe asmak içinizden geçiyor mu?

5- sözlük içerisinde size takılan lakaplar hakkında ne düşünüyorsunuz? sandalyeden düşme hobinizin arka planında ne yatıyor?

6- sözlük trollerinde dahi oluştuğu gözlenen sözlüğe aidiyet duygusu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

7- geçtiğimiz günlerde yaşanan kavimler göçünün müsebbibi kimdir? eski yazarları vampir zannedip kalplerine kazık saplamak isteyen bir kitlenin varlığından haberdar mısınız?

cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
devamını gör...

alıştıra alıştıra söylenmesi gerekir. misal; benim kardeşim üniversiteye başladığı sene annemle babama: 'bizim bölümü 6 yıldan önce bitiren yokmuş, bu okulu 4 yılda bitirmemi beklemeyin' dedi. ebeveynlerini baştan şartladığı için 4 yıllık okulu 6 yılda bitirmesini kimse yadırgayamadı. eğer 4 yılda bitirseydi asıl şoku o zaman yaşardık.
devamını gör...

beyin hemen karşıdaki insanı somutlaştırmaya girişiyor. bu esnada tabii ki beğenilen özellikleri kullanıyor. karşı bilgi* gelmediği sürece de devam ediyor. #1418868 tamamen katılıyorum. kafa yapısı uyuştuysa, sohbet zevk veriyorsa, fiziksel özelliklerinin de iyi olacağını var sayıyoruz. çok önemli mi, değil tabii ki. ama yine de insan, karşısındakinin göz zevkine de hitap etmesini diliyor.

ekleme: tarık mengüç'e haksızlık edildiği kanısındayım. yakışıklı bir adamdır. ayrıca çok da iyidir. survivor'da kayınvalidesine mesaj göndermişti. bu kadar ince düşünceli kaç kişi tanıyorsunuz?
devamını gör...

rosetta taşı m.ö. 305 - m.ö. 30 yılları arasında mısır'ı yöneten hellenistik ptolemaios hanedanlığı'nın yazıt taşıdır.
antik mısırlılarla ilgili bir çok şey tam bir gizemdi. ‘firavunların kutsal metinleri’ olarak adlandırılan hiyerogliflerde ne yazdığı bilinmiyordu.
mühendis yüzbaşı bouchard, 1799’da “reşit kasabası” yakınında yazılı bir taş buldu. taşa, fransızlar’ın “rosetta” dediği reşit kasabası nedeniyle “rosetta taşı” adı verildi. 118 cm uzunluğunda, 77 cm genişliğinde, 30 cm kalınığında ve 762 kg ağırlığındadır.
taş, kahire’ye gönderilerek fransızlar’ın kurduğu “mısır enstitüsü”nde incelendi. bu siyah granit taşın üzerinde 3 farklı dille yazılmış metin bulunmaktaydı: en başta hiyeroglif yazısı, ortada bilinmeyen başka bir dil ve en alttaysa antik yunanca bir metin vardı.
bilinmeyen dilin çözülmesiyle rosetta taşının rahiplerin toplantısını özetleyen bir ferman olduğu ortaya çıktı. fermanın başlangıcında, kral’ın mısırlılara ve ülkesine olan sevgisinden bahsedilmekte ve kral övülmektedir. vergi borçlarının affedildiği anlatılmaktadır.
şifreyi çözen jean-francois champollion bu taşta bulunan ve özel isimler içerdiği saptanan kartuşlardan, eski mısır koptik dilinden, yunanca çeviriye sahip olan filay dikili taşından ve mısırlı tarihçi monetho’nun mısır firavunlarınının soy ağacını çıkarırken anlattıklarından yola çıkarak geniş bir dilbilim çalışması yürütmüştür.
ve hiyerogliflerde yazılanlar çözülmüş, dünyanın bilinmeyen 3.000 yıllık tarihini aydınlanmıştır.
bu taş eski zamanlarda bile toplumsal kargaşanın ekonomik sıkıntılar ve artan vergilerden kaynaklandığına dair bilgiler içermektedir. halk fakirleşirse isyan çıkartır, kral tahtının gideceğini anlarsa halkı çok sevdiğini söyler, vergi affı yapar.
"halk cebindeki para azalınca kral falan tanımaz."
devamını gör...

kenshin sevdiğimiz bir abimizdi. janti ve deli bir adamdı, güzel söz söylemeyi, kibarlığı ve adabı çok iyi bilirdi. mesela ben bilmem.
çok gülerdi, ben gülmem.
biri mesaj yazınca başkası gibi onu kuru kuru geri göndermezdi, adet gereği tabağı dolu gönderirdi. tabak her geri geldiğinde o yine dolu olarak geri gönderirdi. bu yüzden konuşmaları çok uzatırdı. ben uzatmam. biri yardım istediğinde kimseye sırtını dönmezdi. ben dönerim. herkese "siz, efendim" derdi. ben demem. sevdiği yazarlar için yeri gelir yıllardır eline almadığı gitarı ile şarkı çalar , geleceğin sözlük yazarı yeğeni ile mesajlar yollardı. ben yollamam. sabahın erken saatlerinde insanlar uyanınca mutlu olsun diye gökleri maviye boyayamazdı ama güzel nickaltları yazardı. ben yazmam.
konuşmayı, bol bol yazmayı, saçmalamayı seven bir abimizdi ama mesaj limit engeline takılırdı. ben takılmam. o herkese çok değer verirdi. ben sadece kendime değer veririm. her yazarı çok severdi #867382. ben sevmem.o fiyakalı fiyakalı düşünceler sahibiydi, herkesin iyiliğini düşünürdü ,kimse zarar görmesin, mutsuz olmasın isterdi. ben istemem. heyecanlı ve sınır çizmeyi bilmezdi. ben bilirim. ben sırtımı bir kaç sevdiğime yaslarım o bana yeter.
sözlük size kalsın kardeş, arkamda durmayın yeter.
devamını gör...

yazmayı değil de okumayı, fikir almayı seviyorum. öyle her başlığa yazmam. benden daha farklı ne düşünceler var onlara bakarım. değişik fikirler beni geliştiriyormuş gibi, seviyorum.
devamını gör...

bedensel ya da beyinsel bir faaliyet gösterirken dikkati tam manasıyla toplayamama durumudur.

dikkat eksikliği ile sık sık karıştırılır fakat aralarında farklar vardır. belirtiler daha küçük yaşlarda ortaya çıkar ve hiperaktivite ile beraber görülebilir. ve genel adı dehb yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğudur.

tedavileri de farklıdır. ilaçlı ve ilaçsız tadavileri vardır. dikkat dağınıklığı, dikkat eksikliğine oranla daha az ilaçla tedavi edilebilir. ve tedavi süresi daha kısa ve daha sonuç odaklı olabilir.

ikisi için yapılan tetkikler için şunu diyebiliriz. bir kişi için dikkat eksikliği tetkikleri her zaman aşağı yukarı aynı sonuçları verse de dikkat dağınıklığı farklı bir gün hatta aynı gün başka bir saatte bile yapılmış olsa sonuçta değişiklikler gösterir. dikkat dağınıklığı gösteren kişiler özellikle kendilerini daha rahat hissettikleri günlerde test sonuçları daha olumlu olur.

dikkat dağınıklığı yaşayan kişiler, gün içinde yapılan ve özellikle isteksiz olunan işlerde sıkça dikkatlerini toparlayamayabilir. basit uyaranlara karşı algıları çok açık olabilir. çalıştıkları ortamda ses, gürültü olursa işe adapte olamayabilirler. isimleri hafızada tutamayabilir, bir süre önce gördükleri bir insanı bir daha gördüklerinde zihinlerinde o kişiyi belirleyemeyebilirler. okudukları metinleri anlamaya bilir tekrar tekrar okuma ihtiyacı duyabilirler, basit hatalarla yapabilecekleri ders, sınav gibi etkinliklerin üstesinden gelebeyebilirler. bu belirtiler dikkat dağınıklığı yaşayan kişilerin genel şikayetlerdir.

nedenleri ise yoğun stres döneminde olma, devamlılığı olan uykusuzluk, kaygı artışı yaşanan zamanlar, depresyon gözlemlenmesi şeklinde sıralanabilir.

son yıllarda özellikle bende baş gösteren bir durumdur. meditasyon ve motivasyonla biraz daha baş edilir bir hale getirdim kendilerini. fakat hala daha dönem dönem zihnimi tam manasıyla adapte de zorlandığım oluyor malesef.
devamını gör...

üstteki tanımları okudum da gerçekten haklısınız. bir yere fikirlerimi yazma düşüncesi her zaman beni canlı kılmıştır. ilkokulda 2.sınıfta sinirlendiğim arkadaşlarım hakkında sayfalarca yazdıklarım bile çok değerli aslında. o anki psikolojimi denize anlatmışım da balıklar yıllar sonra dile gelmiş gibi..
şu an yazdığımız tanımlar için de geçerli bu. bencilliğimi bir kenara koyup bu yazdıklarımı yıllar sonra başkalarının okuyacak olmasını düşünmek bile beni sebepsizce heyecanlandırıyor. acaba beğenip neler yaşamış bu insanlar diye düşünecekler mi? yoksa abarttığımızı mı sanacaklar?
eğer çocuğum okuyacaksa da bırakalım bu edebiyatı gel yanıma sarılalım.
devamını gör...

peyami safa'nın kaleme aldığı " insan ruhunun derinliklerine hitap eden" aşkı ızdırabı ve çaresizliği anlatan psikolojik bir romandır.

yalana her şey isyan etmelidir. eşya bile;
damlardan kiremitler uçmalıdır, camlar kırılmalıdır, hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır.
--9. hariciye koğuşu--
kısaca özeti buyrun;
romanın kahramanı 15 yaşında ismi tam olarak verilmeyen bir erkek çocuktur. 7 yaşından beri ayağındaki kemik sorunundan dolayı yaşamının büyük bir kısmını hastane koridorunda geçirir. daha sonraları ayağının kesileceği haberini alır .iyileşmesi biraz zor ama rahatlık içerisinde yaşaması gerekmektedir ancak fakir bir ailede yaşayan çocuk için bu biraz zordur.

uzaktan akrabaları olan paşa erenköy'e çağırarak onun yanına alır. paşa'nın bir de kızı vardır nüzhet adında. nüzhete aşık olmuştur. nüzhet kendisinden 4 yaş büyüktür. nüzhet de ona karşı boş değildir aynı zamanda. tabii nüzhet'i isteyen biri daha vardır ki o da 35 yaşındaki doktor ragıp bey. annesi nüzhet'i doktor ragıp bey vermek isterken paşa bunu istememektedir. bir gün ailenin kendisi hakkında konuşmalarına şahit olur çocuk bundan çok etkilenerek üzülür ve orayı terk etme kararı alarak oradan ayrılmayı düşünür tam ayrılacağı gün annesi oraya gelmektedir. o yüzden eve gidemez .bacağının tam iyileşeceği yolda giderken daha da kötüleşir ameliyat olması gerekir. ameliyat için dokuzuncu hariciye koğuşu na yatırılır. doktorlar çok çaba sarf ederler ve bacak kesilmekten kurtulur. nihayetinde bacak biraz kısalsada tamamen iyileşmiştir. tam dokuzuncu hariciye koğuşu ndan çıkacağı gün doktor ragıp bey ve nüzhetin evlendiği haberini alır .

tabii yapacak bir şey yoktur...

bu arada kitaptaki kahraman ve nüzhet'in orasının açılmasının sebebi nüzhet'in yalan söylemesi dir.

nüzhet bana yalan söyledi...

dünyadaki hiçbir nüzhet yalan söylememelidir.
devamını gör...

türkçe karşılığı kelime anlamı olarak kuzeyli olan sözcük.

genel olarak kuzeyi çağrıştırıyor olsa da aslen iskandinav ülkelerini ve bu ülkelerin halkları başta olmak üzere kültür ve mitoloji gibi unsurlarını betimlemek için kullanılır.

nordik ülkeleri veya nordik ülkeler gibi...

ayrıca çok sevdiğim bir yazar tarafından açılmasıyla beni onore eden başlıktır efenim.
devamını gör...

canım rütbem. tanımını yapıyor olmaktan bile gurur duyuyorum, öyle bir şey.

yunan mitolojisindeki ilk tanrıçalardan olan nyks gecenin vücut bulmuş hali olarak kabul edilir.

ilk yunan tanrısı kaos‘tan doğan nyks gece tanrıçasıdır. niks veya nyx olarak da bilinir.

sembolü ay ve yıldızdır. ayrıca niks’in çok güzel olduğu söylenir.

en önemli yeteneği insan ırkına uyku ve ölüm getirebilmesidir.

niks tam olarak kötülüğün simgesi olmamıştır. yine de karanlık ve gizemli doğası nedeniyle kötü bir figür olarak görülmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çünkü biz insanlar karanlığı hep kötü algıladık. en büyük huzurun ve güzelliğin orada saklı olduğunu bilmeden..
devamını gör...

kötü bir olay karşısında soğukkanlı, dayanaklı, dirayetli olmak anlamına gelen deyim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

babası chatham kontu 'yaşlı' william pitt'den ayırt edebilmek için genellikle 'genç' william pitt olarak bilinir. ingiltere'nin en genç başbakanıdır. 14 yaşında cambridge'e kabul edilen pitt,24 yaşında ingiltere başbakanlığı koltuğuna oturmuş ve oldukça uzun bir süre(yirmi yıldan fazla) bu koltukta kalmıştır. kendisi oldukça meşhur bir tarihsel kişiliktir.elbette bunun sebebi başbakanlık yaptığı dönemde birçok önemli sorunla karşı karşıya gelmiş olmasıdır.osmanlı tarihinden aşina olduğumuz ünlü 'denge siyaseti'nin fikir babasıdır.genç william pitt, ingiltere tarihinin en güçlü yöneticilerinden biri olarak anılmaktadır.
genç william pitt'in küçük yaşlardan beri ciddi sağlık sorunları vardı.bu durum tüm hayatı boyunca yaşam kalitesini bozmuş,genç yaşta da ölümüne sebep olmuştur.
devamını gör...

devrim sırasında çarlık ordusuyla savaşırken, kafkasyada bağımsızlık için uğraşan halklara "merak etmeyin biz her halka hakkını vereceğiz" diyen ama çarlık ordusu tehlikesi bitince "hayırdır birader ne bağımsızlığı" diyen liderdir.
kurduğu devlette kafkas halklarının adı geçen çakma özerk bölgeler kurulmuş, çar askerleri elbiselerini kızıl ordu üniforması ile değiştirmiş, rus işgali devam etmiştir.
devamını gör...

sonra neden kyk borçları silinmiyor dedirten başlık, hepsinin acı çekerek can vermesini diliyorum en yakın zamanda.
devamını gör...

kendim bir vegan olmaktan bayaaaaaa uzak olsam da, olan herkesi de anlayabilip saygı duyduğum kişi sıfatıdır. aslında birçok konuda kendilerine hak veririm, vegan olmaya dair çokça da düşünmüşümdür.

gerçekten bugün öyle bir et sektörü var ki, bu sektör dünyayı adeta yiyip bitirmekte. her bir hayvanın yetiştirilmesi için tonlarca yem ve litrelerce su gerekiyor ve karşılığında aldığınız besine göre çok çok az verim alıyorsunuz. bu kadar talebi karşılamak için de kaynaklar silip süpürülüyor tabii ki. günümüzde bu kadar büyük bir nüfusu, ve buna dayalı olarak, ve yine ete devasa bir talep olmasından dolayı, hayvanların sadece üretim odaklı, rezalet koşullar altında yaşamak zorunda kaldığı bir sektör vardır. hayvanların yaşama hakkını elinden almak bir tarafta dursun, bence bu ölümden daha kötü bir kaderdir. ayrıca bu durum sadece et için de geçerli değil. süt, yağ ve bal üretim sektörleri de farklı bir amaca hizmet etmiyor.

bu yüzden yemeye devam edeceksek bile şimdilik talebi azaltmalı ve sağlıklı bir şekilde yetiştirilmiş hayvanların ürünlerini tercih etmemiz gerekiyor. eğer bunu yaparsak bu iğrenç sektör de ya kendini düzeltecektir yada yok olmaya mahkum olacaktır.
devamını gör...

bu başlıktaki tanımları okurken odadan küüt diye bir ses geldi. ne oluyor demeye kalmadı "annee" sesiyle fırladım tabi. boncuğum yatağından düşmüş, korkulu gözlerle bana bakıyor. hemen sakinleşti kucağına gelince. evet, onun kucağı. *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim