kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

son günlerde ve haftalarda ve dahi aylarda, alkole fazla teveccüh göstermekten mütevellit, karaciğerim s.o.s veriyor olabilir. bundan kelli akşamları bitki çayı içip, haftasonları haşortman giyip eymir‘de doğa yürüyüşleri yapmalıyım.

iyi değilim ben.
devamını gör...

ben gidiyorum siz durunuz
gül kurusu vişne çürüğü limon küfü
diyarı gurbetlerde de bir deva bulamazsam
başımı taştan taşa vuracağım.
büyük saat, turgut uyar
(vişne var dediler geldik)
devamını gör...

ülke ülke değil foseptik çukuru resmen anasını satıyım. komple yok olsak yeri var lan… kadınlara, kız çocuklarına yapılan şerefsizliklere bakar mısınız… yahu boğazım düğüm düğüm oldu, o kız çocuğun ruh hali şu anda ne durumda? ne halde kendisi…

allah varsa cidden belanızı versin lanet şerefsizler… gündüz vakti ağlamamak için zor tutuyorum kendimi yaratıklar…
devamını gör...

her başlığın altına aynı tanımı yazıyor gibi hissetsem de bu hissim söylediğim şeyin doğru olmadığını göstermez. tabi ki sansürün de kökenleri sandığımızdan da eskilere dayanıyor.

her ne kadar tarafsız oldukları söylense de hititlerin yıllıkları da sansüre maruz kalmıştı. onlardan önceki uygarlıklarda da gerek sözlü gelenekte gerekse yazılı geleneklerde sansür hep vardı. hititlerden sonraki uygarlıklardan günümüze kadar bu sansürün artarak devam ettiğini söylememe gerek yok sanırım. *

işte tam da bu süreklilikten dolayı hem sansür hem de otosansür iliklerimize adar işlemiş durumda. çoğu zaman farkında olmadan yapıyoruz bunu.

peki önce sansür mü doğdu yoksa otosansür mü?
bence otosansür. çünkü bu iki kavram da temelde iletişim kavramı ile ilişkili. insan açısından düşündüğümüzde ilk iletişim yöntemi olan vucüt dili ve bazı sesler çıkararak sağlanan iletişimde sansür ve otosansür için yeterli zemin oluşmuyor. ancak daha sonraları ortaya çıkmaya başlayan ve giderek karmaşık bir hal alan konuşma dediğimiz iletişim türü sansür ve otosansür kavramlarının oluşma zeminini oluşturdu.

insanlar konuşmaya başladıklarında da her şeyin söylenmeyeceğini veya her şekilde söylenmeyeceğini kavradılar ve söylediklerinde otosansür uygulamaya başladılar. uygarlık geliştikçe ve devletler kuruldukça da sansür denilen kavram da hayatlarımızda yer etmeye başladı.

bazı dil bilimcilerin konuşmayı kötü bir iletişim aracı olarak tanımlamalarının sebeblerinden biri bu olabilir sanırım.

madem bir sözlük platformundayız ''sözlük ve otosansür'' üzerine bir şeyler söylemek istiyorum. bahsedeceğim sansür yazarların kendi kendilerine uyguladıkları sansür. hiç kimse inkar etmesin ama burada her zaman kafamızın içinden geçenleri eksiksiz yazmıyoruz. yazsak alacağımız tepkilerden korkuyoruz. sansürsüzce yazan hiç bir yazarın sözlüklerde pek sevildiğini görmedim duymadım. söyledikleri şeyler hep birilerine battı. bugün şu kesime battı, yarın diğer kesime batacak. ama her zaman için sansürsüz konuşanlar sevilmedi. takdir etmek denmese de bu tür insanlara her zaman için ''helal olsun''derim.

tanımların sonunu getirmekte hep zorlanmışımdır. bari bir telkinle bitireyim.
sansürsüz yazıcam diye işin şeyini çıkarmayın lütfen. *
devamını gör...

yeşilçam havaları, sokak jargonu, 2000'ler, mahalle aşkları, mahalle abileri, eski dostluklar, unutulmaz maç günleri, radyo ve plaklar, eski türkçe, geçmişteki sefil günler, bilardo, gri, karabük sokakları, kaset, sigara, çanak uydu, atakan, pazar günleri, rakı masaları, trt, soba, halısaha, kareli gömlek, çay, paydos, kahvehane, beyaz atlet, iş hanları, üç kitap, mertel kasetçilik, akmar, kovboy filmleri, memleket, bekar evinde kör sinekler, tutmayan kuponlar, mevsim olmayan mekanlar, farazi ve kayra.

öyle maziyiz ki kimse görmez.
devamını gör...

1956 doğumlu ermeni dilbilimci, yazar.
bir kavanozda biriktirdiği dışkısını, tartışma esnasında eski eşinin başından aşağı boşalttığı duyulunca birçok kesimin tepkisini çekmişti. o dönem agos gazetesi’nde yazıyordu, birçok kadın yazar tepkilerini göstermek için gazeteden istifa etmişti. ancak gazetenin o dönemki yöneticisi olan “etyen mahçupyan” tarafından nişanyan’a sahip çıkılmış ve işine son verilmemişti.
ayrıca, ali nesin’in yakın arkadaşıdır. 2017 yılında, tutuklu bulunduğu foça açık cezaevi’nden firar etmiş ve yunanistan’ın samos adasına yerleşmiştir.
devamını gör...

''sevgiye hasret'' konu: dram imdb:9.0 oyuncular: kafa sözlük yazarları.
devamını gör...

doğmak.
devamını gör...

çok istediğim bir rozet var fakat kafacoinlerim yetmiyor, kafa banktan uygun faiz oranlarıyla 500 karmacoin kredi çekmemiz mümkünse eğer. profilime yatırım yapmak istiyorum. karma kasıcam diye sözlüğü gereksiz ve kişisel bilgi çöplüğüne çevirmek istemiyorum. sadece ilham geldikçe yazarım.
devamını gör...

belki de toprak olmadan taş olmak gereklidir..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kısmet bekliyor olabilirler.(bkz: swh)
devamını gör...

(bkz: normalbiri)
devamını gör...

bence mevcut düzende lise öğrenimi bitimine denk gelen yaş olduğu içindir.
belki, neden olmasın?
devamını gör...

küfürlü ve bayağı konuşması.
devamını gör...

korkmuştum sizi okumaya
cesaret edememiştim
dedim ki durun
daha değil

sonra yine korktum
dedim ki
biraz daha

şimdi her satırda
her imgede
senden bir parça
seni yaşatmaya
seni yazmaya
bir sebep

kitaplar
bahane değiller mi hem
şarkılar gibi
bana bakan bal rengi
bir çift göz gibi
hatırlamaya...
devamını gör...

herkesin saçma sapan alışkanlıkları vardır, benim de çokça var. ben kendimle bu konuda sürekli savaşırım, bana kötü gelen alışkanlıklarımı bana iyi gelen daha faydalı alışkanlıklar ile sürekli değiştirmeye çalışırım. çelik gibi bir iradem yok ama benimde uyguladığım ve herkes tarafından da bilinen bir yöntemi var. bu alışkanlıklardan vazgeçebilmek yeni güzel alışkanlıklar edinebilmek için en önemli şey zihni bir şeyler ile meşgul etmektir. bir söz var herkes bilir. " boş beyin pislik üretir" o yüzden sürekli bir meşguliyet gerekir. rahatımızı bozmamız lazım, rutinimiz dışına çıkıp, edinmek istediğimiz alışkanlık için kendimizi yapmaya biraz zorlamamız lazım, buna konfor alanımızdan çıkmak da denebilir.

araştırmalara göre bir şeyin alışkanlık haline dönüşmesi için 21 gün geçmesi gerekir deniliyordu, şimdiler de ise 66 gün diyenler var bence ortalama 2 ay süresince direnirsek istediğimiz alışkanlığı kazanabiliriz. istemsiz halde yaparız çoğu alışkanlıklarımızı ama bu alışkanlıklar zamanla bağımlılığa evrilir. bağımlılık alışkanlıklardan çok çok daha tehlikelidir.

bağımlılıklar içinde benzer şeyler söylenebilir ama alışkanlık mı, bağımlılık mı diye bunu çok iyi ayırt etmek lazım. bağımlılık; zihinsel ve psikolojik bir problemin adıdır. klinik olarak teşhis koyulabilen bir hastalıktır bağımlılık. değiştirmek istediğimiz alışkanlık için; konfor alanımızdan çıktık, ortalama iki ay sürecince direndik yapmamak için, fizyolojik olarak tam bitti kurtulduk dedik, aynı alışkanlığı bir kez yaptığımız zaman sanki hiç bırakmamışız gibi aynen devam ediyorsa bu bir alışkanlık değil bağımlılıktır. (örneğin sigara bağımlılığı)

o yüzden alışkanlık noktasında vazgeçmek istediğimiz alışkanlığın yerine, kazanmak istediğimiz alışkanlığı koyup bir değişim yapmakta söz konusu olabilir yada etrafınızda çokça duyarsınız benim kitap okumaya, spor yapmaya, yürüyüş yapmaya, yok onu yapmaya yok bunu yapmaya vaktim mi var der herkes şahsen ben böyle bir durumda insanın hayatına objektif olarak bakmasını ve hayatında yaptığı gereksiz şeylerden kurtulmasını öneririm. eğer bunu yapabilir ise bir çok şeye aslında vakti olduğunu göreceğini düşünüyorum. hepimiz gündelik hayatımız da bir sürü gereksiz angarya işler ile uğraşmıyor muyuz?

yüce insan epiktetos demiş ki madem ki alışkanlıklar hayatımızın en ileri gelen hakimleridir, öyle ise ne yapıp edip iyi birini edinmeye çalışmalıyız.
devamını gör...

ütü yaparken istemsiz :
yıllar yılı dert yolunda
ne ilk ne de sonuncuyum
kahrediyor hayat beni
ben acılar çocuğuyum

(şu empatik ve sempatik düşünme tarzına bakın)

bir tanıdığım araba aldığında:
yallah şoför yallah apar beni
(sadece bu kısmı biliyorum )
not: şarkı linklerini özellikle koymadım, mazallah aklınıza takılır :)
devamını gör...

yine bir müge anlı formatı.
yine demagoji yapmalar.
yine insanların acılarını sömürmeler.
yine yine yine...
yazıklar olsun ya. uyduruktan programın için o masum kızın sesini kullanıyorsun, ondan nemalanıyorsun. bu kadar mı düştünüz? iki kuruş fazla kazanma uğruna mesleğinizi sattınız da vicdanınızı satmayın. ayıp yahu. bunlar hassas durumlar, çok dikkat edilmesi gerekirken böyle hoyratça davranılması utanç verici.

t: eskiden gazeteciydi. şimdi ise şovmen, yarı zamanlı sunucu.
devamını gör...

14 kasım 2021'de cumhurbaşkanının söylediği söz,
"biz bu noktada ekonominin kitabını yazdık. yazmaya devam ediyoruz."

dolar kuru 9.95 tl. 14 ekimde 9.13. bir ayda %8 değer kaybetmiş.
dolar artmaya devam etti.
benden gelen para birkaç gün idare etti.
5 kere tcmb müdahale etti ve 1 tl bile düşmedi.
katar'dan para haberi 1-2 gün oyaladı.

birçok ürüne %50'den fazla zam geldi.

hazine ve maliye bakanı faiz indirmeye bilir dedi ama
faiz indirildi. dünya'da faiz indiren tek ülke. ve günde 1 tl artmaya başladı.
hazine ve maliye bakanı cb gibi düşündüğünü, faiz attırmayacağını söyledi.

katar anlaşmasında dolar 22 tl, 24 tl olarak hesaplanmış söylentileri çıktı.
ekonomistlerin analizleri 19'u geçer, 20'yi geçer göstermeye başladı.

birçok kişi parasıyla doviz aldı. hatta kredi çekip döviz aldı.
20 aralık saat 17de dolar 18.20ydi.

o gece cb televizyonda yeni dövizli mevduatı yatırım aracını açıkladı. ekonomistler bu sistemi örtülü faiz diye açıkladı.
gece dolar 13.60. şimdi 12 tl ve düşmeye devam ediyor.

birileri tepeden sattı, iyi kazandı.
bu sürede al-sat ve kredilerle bankalarda kazandı.
bilemediğim başkaları da kazanmış olabilir.
orta halli, asgari ücret artışı kadar zam alamayacak insanlar 3 kuruş param erimesin diye döviz aldılar ve kaybettiler. vatandaşın bilmedigi kitabın adıydı. bilse belki ona göre davranabilirdi.

evet, tarihi olay yaşadık. 1,5 ayda vatandaşın parası nasıl alınırın kitabı yazıldı.

sanırım kitabın adı
"kasa her zaman kazanır"

ek:bir konuya açıklık getirmek istiyorum, ilk entry yanlış anlaşılmasın.

ben de dolar ve euro düşük olsun istiyorum. doların çıkması başta benzine ve ardından her şeye zam demek.

benim karşı olduğunu şey bir takım işlemlerle ve söylemlerle doları yükseltmek. insanlara daha da yükselecek hissi verip birden düşürmek.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim