başlığı görünce aklıma cem karaca'nın bir röportajında bernard shaw'dan alıntı yapması geldi.


bernard shaw'ın bir sözü vardır: "derler, ne derler, ne derlerse desinler."


aşağıdaki röportajın 51. saniyesi

devamını gör...

elektrik faturasından, kullandığımız elektrik dışında kalan kalemler çıkarılsa demek ki ödeyeceğimiz fatura olmayacak
devamını gör...

özel alan diye bir şey var biliyor musunuz? kişiye özel, orayı her an istediğiniz gibi aşmamanız gerekiyor. kişiye sormanız gerekiyor.
çünkü öznel bir alan. ne kadar sevseniz de birbirinizi o özel alanları aşmayın lütfen.
devamını gör...

(bkz: nijerya)'nın kuzey kesiminde etkili olan şeriat yanlısı radikal dinci örgüt. ismini kız çocuklarının eğitimine karşı olmasından alan bu terör örgütü, nijerya'da yatılı okul basarak 344 çocuğu fidye için kaçırıp tropikal ormanlarda saklamasıyla ismini duyurmuştu.
devamını gör...

zonguldak'ın çaycuma ilçesinde esnaflık yapan şahıs, dükkanına maskesiz girilebilir yazısı asarak dükkanında maske takma zorunluluğu olmadığını belirten yazıyla birlikte müşteri alınca polisle tartıştı.

esnaf dükkanına gelen polislere, genelge beni bağlamaz diyerek adliye giderek suç duyurusunda bulundu. sokağa maskesiz çıkan şahıs polis ekiplerince karakola götürülerek 24. kez ceza yazılmasıyla birlikte genelgeye uymadığı gerekçisiyle de 15 günlük iş yeri kapatma cezası verildi. sözcü
devamını gör...

kimisi puanla normalleşiyor, kimisi tam kapanıyor maşallah benim muz cumhuriyetime! dediğim öneri.
devamını gör...

her şeyin yolunda gitmesi sorunsalı
devamını gör...

ingiltere'de enstrüman marketlerinde çalınmasının bir dönemler yasaklandığı şahane deep purple şarkısıdır. ayrıca bildiğim kadarıyla riff'in yazılması ve tonunun verilmesinde ritchie blackmore'a ilham veren sesler, ingiltere'de fabrikaların yakınından geçerken duyduğu ritmik endüstriyel seslerdir.

hikayesini sizler için onur ataoğlu'nun blog'undan alıntılamak istediğimdir:

--- alıntı ---

meşhur hikayedir; deep purple, 1971 aralığında rolling stones’un mobil stüdyosu ile isviçre montreux’ya gelir. ertesi gün stüdyoyu yanaştırıp kayıt yapacakları mekanda frank zappa ve grubu “icadın anaları” konser vermektedir. casino’nun yanında, montreux caz festivaline de ev sahipliği yapan mekan, aşka gelen bir dinleyicinin fişek tabancasını ateşlemesi sonucu alev alır, kısa sürede yanıp kül olur. bunun üzerine deep purple der ki;

we all came out to montreux
on the lake geneva shoreline
to make records with a mobile
we didn't have much time
frank zappa and the mothers
were at the best place around
but some stupid with a flare gun
burned the place to the ground
smoke on the water, fire in the sky


deep purple, ellerinde mobil stüdyo ile ortada kalır; montreux caz festivalinin direktörü claude nobs onlara bir yerel tiyatro binası bulur. kayda başlarlar, ama komşular gürültüden şikayetçi olur. daha sonra boşaltılmış bir otel binasında kaydı tamamlarlar, ve deep purple’ın en başarılı albümlerinden biri ortaya çıkar: machine head!

we ended up at the grand hotel
ıt was empty cold and bare
but with the rolling truck stones thing just outside
making our music there
with a few red lights and a few old beds
we make a place to sweat
no matter what we get out of this

roger glover, casino yangınının montreux gölü üzerinde yükselen dumanlarına bakarak şarkının adını koyar: smoke on the water! ilginçtir ki, machine head albümünde montreux gölü kıyısındaki otelde kaydedilmeyen tek şarkı budur! grup bu şarkıdan çok ümitli olmasa da, yıllar içinde şarkı rock dünyasının istiklal marşı haline gelir.

şarkının en can alıcı noktası, dinleyeni avucuna alan girişteki gitar riff’i... hepimizin bildiği “dat dat daaaat / dat dat da daaaat/ dat dat daaaat/ dat daaaaaat” girişi hem akılda kalıcı, hem de çalması kolaydır. öylesine kolaydır ki, ben bile vaktiyle çalmışımdır; yani o derece ayağa düşmüştür.

çalmanın bu kolaylığı yüzünden parçanın başına neler gelmiş... örneğin, ingiltere’de bazı müzik mağazaları, dükkana girip gitar denemek bahanesiyle smoke on the water’ın girişinin çalınmasını yasaklamış! herhalde mağaza çalışanları günde yüzlerce kez dinliyorlardı bu meşhur riff’i. 2009 yılında ise, polonya’daki bir organizasyonda 6000 küsür gitarist aynı anda smoke on the water’ın girişini çalarak guiness rekorlar kitabı’na girmiş.
--- alıntı ---
devamını gör...

bir anne olarak tercih etmediğim durum.
ev eşyası ihtiyaçtır, ihtiyaç hediye olmaz.
bir taşla iki kuş olmaz anneler gününde.
o kadar emeğimiz var, içerlerim ben.
benim için en güzeli taze bir demet çiçek yanında da o an için moda olan renkten bir eşarp ya da şal.
devamını gör...

arkadaşlar ben aykırı bir insanım.
ışim gücüm genel doğrulara uymayan yanlışları bulup çıkarıp bunlar üzerine yorum yapmak , yanlışa milletin dikkatini çekerek toplumsal bir tepki oluşmasına katkı sağlamak.
'işimbu' nickinin doğuşu da bu sebepledir zaten . yanlışı bulur, onu cımbızlar gözler önüne sererim.
ama şimdiye dek kimse önüme çıkıp da sen şunu yanlış yaptın demedi .
diyemez çünkü işi usulüne uygun biçimde yapıyorum.

kimseye küfür etmiyorum ,
bel altı vuruşu asla sevmem ve yapmıyorum,
direkt bir kişiyi hedef almıyorum,
dayatmıyorum , fikrimi söylüyor, kenara çekiliyorum, insanlara siz de gelin şöyle yapın böyle yapın demiyorum .
eğer birisi çıkar da benim hata yaptığımı söyler, beni buna ikna ederse , onu kabul eder , özür de dilerim .
eğer sadece burada değil, hayatın her alanında bu yolu izleyen her kim ise , inanın yarı yolda kalmayacak, çok fazla üzülmeyecektir.

edit : keşke bahse konu mesele örneklenseydi..

edit 2 : ben bu konuyu bilmiyorum ki aydınlatayım ( # 37449 ) , ayrıca amacım bu konu üzerinden giderek , kişilerin genel davranış biçimleri üzerine gönderme yapmaktı.
yazdıklarım başlık sahibi tarafından sanırım pek anlaşılmamış.
devamını gör...

gazeteci ilhan selçuk’un gazete yazılarından derlenen kitabı. elbette fikrini savunduğu için suçlanan, zulme uğrayan, hor görülenleri temeline alan yazılar barındırır bu kitap. tabi sanat, sinema, edebiyat, gündelik hayatla ilgili mevzular da az değildir.
selçuk, descartes’in “düşünüyorum öyleyse varım” özdeyişinin birçok yerde “düşünüyorum öyleyse vurun” olarak anlaşıldığını ifade etmiş ve kitaba ismini de burdan yola çıkarak vermiş. burdan tarihin her döneminde özellikle farklı/aykırı düşünmenin tehlikeli kabul edildiği çıkarımı da yapılabilir.*
bir sahaftan 84 yılına ait bir basımını açıkçası ilhan selçuk beyi henüz hiç tanımazken kitabın adı hoşuma gittiği için almıştım.
selçuk’un çok akıcı, nüktedan, edebi bir dili olduğu için okuması oldukça kolay ve keyiflidir. yine o dönemlere ait birçok bilgiyi de bu kitapla öğrenmiş olur insan.
devamını gör...

fazla açık sözlülüğün getirdiği patavatsızlık var üstümde birkaç insanı kırdığımı söylendiği için değer verdiğim insanlarla bunu paylaştım çünkü onları kırmaktan korkarım diğerleri umrumda değil
devamını gör...

"... bana şiir gelirken..."
ahh gözlerimi dolduran nadide arkadaş,
şiir bana hep acı gelir.
emeklerinize sağlık, kalbimi bıraktım bu güzel yayına sizler hep var olunuz.
devamını gör...

müslüman olanlar da cennete gitmeyeceği için çok da dert edilmemesi gereken durumdur
devamını gör...

senden değerli de değilim değersiz de değilim. çok güzel, elinize sağlık.
devamını gör...

bir dil'in içinde veya dil'ler arasında kelime'lerin kökenlerini ve tarihi gelişmelerini inceleyen bilim alanıdır.
devamını gör...

şu başlığı her okuduğumda bir miyav diyesim geliyor.
alın birde kedi koyayım altına.
kedinin benle bir alakası yok. uzaklardan bir arkadaş attı. kedicik, dünyanın parası verilip alınan, cinsi cins bir kedi değil. yüzde yüz sokak kedisi. fare yiyen, kuş kovalayan, hamamböceği avlayan bir kedi yani.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aşıklar çıktı meydana gerim gerim
aman kalemleri sivriltin
dökülecek belki kan belki irin
halt etmiş yanımızda sporlardan eskrim.
devamını gör...

maaşımı dolarla almıyorum.
devamını gör...

sinema dalında çağ atlasa da ülke olarak istenilen refah düzeyi ve siyasi ortama sahip değil. ortamı değerlendiren insanlar çıkmış ki kültürel anlamda çıtası yüksek bir halk olmanın gururu içerisindeler. bu da sinemada yeni anlayış, yeni perspektif, yeni sinema adamlarını ve yönetmenlerini ortaya çıkarmış. yazar neslihan acu, iran sineması hakkında şu tarifi yapmış :

bütçesi küçük ama insanlığı büyük samimi, dürüst filmler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim