bol bol fındık ve 28 plakalı araçlar. kara lahana. hamsi. mavi ile yeşilin en güzel buluştuğu yer olup 42. ve 47. gönüllü alaylarının yiğitlerinin çıktığı yerdir.
devamını gör...

aslında bir ben sevdim seni

aslında hiç kimse sevmedi
bir ben sevdim seni
severmiş gibi değil
kana kana sevdim seni
tıka basa sevdim
dolu dolu sevdim

aslında kimse sevmedi seni
sevmekten çekindi
oysa ben
yana yana sevdim seni
bile bile sevdim
aklımdan zorun var gibi
aklıma silah dayanmışçasına
mecburmuş gibi
ve başka çarem yokmuşçasına
bir ben sevdim seni

aslında bir sen sevmedin beni
herkesi sevdiğin gibi


can yücel çok güzel şiirleri ve sözleriyle hep benim aklımda yer etmiş bir şairdir. ama şimdi bu güzel şiirin yanında bir de söz eklemesem olmaz.
"öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok."

bir de şu var:
"kalp dediğin atıyor zaten marifet ritmi değiştirebilende"

konu can yücel olunca daha paylaşacak neler var neler ama şimdilik bu kadar yeter. yoksa çok uzar bu liste*.
devamını gör...

balıkların uçtuğunu, kuşların da yüzdüğünü söyleyerek doğa kanunlarına meydan okuyan tiz ama enfes sesli bir hatun.
devamını gör...

sevmediği için söylemiyordur,
sevgisinden emin olmayı bekliyordur,
söylediğinde düzeninin bozulacağını düşünüyordur söylemiyordur,
söylediğinde olabileceklerden tedirgin oluyordur,
söylediğinde tepesine çıkılmıştır daha önce,
söylediğinde terkedilmiştir belki de,
söylediğinde sevdiğini kaybedeceğini düşünüyordur,
gurur yapıyor söylemiyordur,
birine "seni seviyorum" demenin yenilgi olacağını düşünüyordur söylemiyordur,
bu söz kendisi için çok kıymetlidir, değecek kişiyi bekliyordur söylemiyordur..

gurur yapan ve yenilgi sayan hariç, diğer ihtimalleriyle anlayışla karşılanması gereken erkektir. sevmediği halde seviyorum diyenlerden, bu iki kelimelik eşsiz cümleyi herkese söyleyerek, manasını değersizleştirenlerden korkun, beni de bi salın.
devamını gör...

uzun süredir abra v13 serisini kullandığım bilgisayar markasının laptop'larıdır. çevremde de birçok kullanan kişi var bu yazıda kendi tecrübelerim ve duyumlarıma göre monster notebook'ların iyi ve kötü yönlerinden bahsedeceğim. iç malzemenin tamamı işlemci, ram, gpu vb. -doğal olarak- ithal olan, kasası ve ic malzeme haric kalan kısmı yerli olan notebooktur. bu kalan kısım yerli olduğundan aynı özelliklere sahip -işlemci hızı, ekran kartı vb- olan markalara göre fiyatı daha uygundur. genelde çoğu kişi monster notebook'ların çok ısınmasından şikayetçi. oyun bilgisayarlarında hayvan gibi çok çekirdekli işlemci ve saglam ekran kartları olduğundan ısınması normaldir ancak monster'da ısınma diger markalara göre biraz daha fazladır. ısınma sorununu alacağınız soğutucuyla nispeten halledebilirsiniz. bir diğer problemi dış materyel hassastır. yani yaldır yaldır tuşlara abanmamalı kapağını sertçe kapatmamalısınız. ekran ve kasa arasındaki menteşe kırılması sebebiyle servise gönderdim mesela düzelttiler. bir de ara ara kendiliğinden mavi ekran verme sorunu vardır. oyun sırasında değil de dümdüz google'da takılırken bir anda mavi ekran alabilirsiniz. bir arkadasımın monster tulpar'ı var neredeyse 3 ayda bir servise gönderiyor bu sorun sebebiyle. ben de bu sorunu bir dönem abra bilgisayarımda yaşadım ancak soğutucu taktıktan sonra bu sorun ortadan kalktı. notebook'una göre de bu durum değişiklik gösterebiliyor. bu olumsuzluklara rağmen soğutucuyu fullerseniz oyun modunda birçok oyunu ortalama üstü grafik ayarlarında iyi bir fps ile oynayabilirsiniz. bu notebookların genel olarak açamayacağı bir oyun/program yoktur. yazılım geliştirmekle ilgileniyorsanız visual studio, android studio, emulator, oyun motorlarını kasmadan rahatça kullanabilirsiniz. aynı anda birkacını bile acabilirsiniz. bir taraftan oyun motoruyla ilgilenirken diğer taraftan mobil uygulama geliştirebilirsiniz*. monster'ın 2 yıl ücretsiz servisi var karşı ödemeli gönderirseniz 1 hafta gibi bir sürede düzeltip geri gönderiyorlar. 2 yıldan sonra servis ücretli fiyatları hakkında bilgim yok. bir de ömür boyu ücretsiz bakım hizmeti var. fanını temizlettirebilirsiniz genel bakım yaptırabilirsiniz. 2.5 yıldır abra kullanıyorum genel olarak performansından memnunum. bütçeniz iyiyse oyun bilgisayarı olarak msi markasını tavsiye ederim değilse yukarıdakilere dikkat ederseniz monster da iyi bir seçenektir.
devamını gör...

en büyük mücadelesini müslüman görünümlü softalara karşı veren ve kendini türk oğlu türk olarak tanımlayan türkçü aydındır. rus emperyalistlerle birlik olan ve hakkında kafir söylentisi çıkaran cahil ve yobaz kadimcilerin tüm ayak oyunlarına rağmen usulücedit okullarında türk kızlarını fenni ilimler ile eğitmek için büyük çaba sarfetmiştir.

“siyasi inanç ve görüşümün esası ‘türkoğlu türk’ olduğumdur. önce türk olmadıkça ne aristokrat olurum ne demokrat. ne halkçılardan olurum ne sosyalistlerden. eğer bana ‘ halin bedbahttır, türklük yani kavmiyet, milliyet fikrini bırak da saadete nail ol’ deseler, bu yüzden gelecek saadete, bedbahtlığı tercih ederim; ben olmamak ne aklıma uyar ne vicdanıma yatar.”

1851-1914 yılları arasında yaşamış, kırım’ın gaspra şehri doğumlu, kırım tatar türklerindendir. 1883-1918 yılları arasında tüm türk dünyasında yayınlanan tercüman gazetesinin ve ceditcilik hareketinin kurucusudur.

16 yaşında girit'deki rum isyanına karşı türkleri desteklemek için bir arkadaşı ile birlikte volga nehri ve don nehri üzerinden 45 gün kürek çekerek kırım'a ulaşmışlar, buradan da odesa'ya geçmişlerdir. odesa'da pasaportsuz olarak gizlice bindikleri türkiye'ye giden bir gemide yakalanmışlar, ailelerine teslim edilmişlerdir.

1874 yılında istanbul'da bulunduğu dönem içinde tarihe düştüğü anektodlar bugün bile geçerliğini yitirmemiştir.

‘’türk unsuru haricindeki unsurlar türkiye’nin zenginliğini istismar etmektedir. türk, sanayi ve ticaretten uzak kalmış ve memur olma hastalığı içindedir.’’

dünyadaki tüm türk halklarının birleşmesi ideasını savunan dilde fikirde işte birlik kuramı ile bilinir.
atatürk’ün milli politika danışmanı olan bir başka türkçü ideolog, kırım kazan’lı yusuf akçura’nın halası olan zühre hanım ile evlidir.

rus çarlığının türk kimliğini asimile politikalarına karşı ömrü boyunca mücadele etmiştir. 1914 yılında kırım’da ölmüştür. mezarı bahçesaray’dadır.

“doğmuşum ben avcı köy’de bin sekiz yüz elli birde,
mekânımdır bahçesaray, mezarım kim bilir nerede?”


necip hablemitoğlu, gaspıralı ismail'in hayatını tüm yönleriyle araştıran bir kitap yayınlamıştır.
devamını gör...

çam sakızı coder armağanı hediyemi de şöyle bırakayım

#525461
devamını gör...

la arapçada olumsuzluk ekidir. edri, dirayetten gelir ''bilmek'' anlamı vardır.
laedri ise arapçada "bilinmeyen" anlamına gelir.
arap edebiyatında eğer bir eserin yazarı belli değilse sonuna laedri yazılır efem...
bir başka deyişle ''anonim'' dir.
devamını gör...

insanın başına her an her şey gelebilir, gücünü ve yüceliğini yitirmeyen tek varlık allah'tır anlamına gelen atasözü.
devamını gör...

king size şuan 4 tl'den bir yerel alışveriş merkezi zincirinden alıyorum, halen en favori çikolatam. sanset grup bu işi biliyor.
devamını gör...

turkiye'de fransa'ya karsi duyulan nefreti çok ilginç buluyorum çunku iki ulke birbirine çok ciddi derecede benziyor.

oncellikle fransa'daki ucuncu cumhriyet yani 1871 ve 1941 arasinda kullanilan ucuncu anayasa, turkiye'ye baskanlik sistemi gelmeden onceki sisteme çok benzerdi.

ıkinci olarak, turkiye'deki laiklik anlayisi, fransiz laiklik modelinin aynisi. cogu ulkenin sekulerlik anlayisi fransa'nin ve turkiye'nin laiklik anlayisi yaninda cocuk oyuncugi gibi kaliyor. turkiye'deki laiklik anlayisi, fransa'da oldugu gibi devletin din uzerinde bir soz hakki edinmesine yol aciyor. ayrica iki ulkede de, bu laiklik anlayisi cok tartisiliyor.

ucuncu olarak milliyetcilik. fransa, avrupa'da solun en guclu oldugu ulkelerden biri. ancak turkiye'de oldugu gibi çogu solcuda bile bir milliyetcilik var. ılk duydugunuzda kulaga garip gelebilir. soyle anlatayim, milliyetcilik cumhuriyetci degerlerin icine islemis durumda cunku fransa ulus devletin dogdugu yer. modern turk devleti kurulurkan, ataturk fransiz ulus devleti modelini kullandigindan mutevellit, bizdeki cumhuriyetci milliyetcilik anlayisi fransa'dakine cok benziyor.

son olarak tarıh. fransa da, turkiye de cok cesitli bir tarihi gecmise sahip. ıki ulke de tarih boyunca askeri basarilari ile taninmis ulkeler. ayni zamanda iki ulke tarihi olarak birbirlerine bagli ulkeler. fransa ve osmanli imparatorlugu 16.inci yuzyildan 19.uncu yuzyila kadar muttefiklerdi. bati avrupada, doguyla en fazla iletisime gecen ulke tarih boyunca fransa'ydi, islam dunyasin da ya da doguda en fazla batiyla icice yasiyan ulke ise turkiye.
devamını gör...

(bkz: benim memurum işini bilir)
devamını gör...

ismini her gördüğümde aklıma, bir twitter kullanıcısının “hz. isa’yı neden gerdiniz?” sorusuna verdiği “biz germedik moruk, 87’liyim ben” cevabı geliyor. eurovision şarkısını çok beğenmiştim, sanırım yanlışlıkla da ezberlemişim. sevdiğim bir sanatçıdır.
devamını gör...

tabağın kenarındaki şekere hiç dokunmayan bir tipim. havalı olmak uğruna değilde şekeri alıp eve götürecek halimiz olmadığından geri iade ediyoruzdur.

bir dahaki sefere burun deliklerime sokacağım. *
devamını gör...

quae nocent docent. - yaralayan şeyler öğreticidir.
devamını gör...

2 ters 1 düz: 2 mars 1 oyunla kazanınca denir.
al bunu mektebe kaydettir, gel: aynı hamle ile hem rakibin pulu kırılıp, hem de son kapıyı alarak tüm kapılar kapanıyorsa, kırılan pul rakibe verilirken söylenir.
altın kapı: ev sahasındaki 5 kapısına ve rakibinin 5 kapısına altın kapı denilir.
açık: tahtada her hangi bir pulun tek başına kalması durumu.

bilek bu bilek: rakip " zar tutuyorsun" dediğinde söylenir.
bir karış: ard arda yapılmış altı kapıya bir karış denir.
boştaki pul: bir hanenin 2 pulun üzerindeki pul veya pullar.

çarşaf getirin: rakip sürekli zarı dışarı atıyorsa denir.
çelik kapı: kapı üstüne kapı almak.
çeşitlendirmek: pulların bir sonraki zarda kapı almak, pul kırmak vb. ihtimalini artırmak için dağıtılması.

dış saha: 7-12 arası haneler oyuncunun dış sahası, 13-18 arası haneler rakibin dış sahasıdır.
dolaylı vuruş. rakibin 6 pip sayısından fazla uzaktaki pulunu zar kombinasyonu ile vurmak.
geçiş: tavlanın dört çeyrekten birinden diğerine geçişi ifade eder.
gele: kırık pulun oyuna girememesi.

hadi yavrum kemik: iyi bir zar gelmesini istediğinde söylenir.
hücum oyunu: tüm pullarla saldırarak, rakibi bozguna uğratmak.

içeri girmek: pulların toplanmadan önce iç sahada biriktirilmesi.
ileri kapı: rakibin 4 veya 5 kapısına demirlemek.
işsiz kapısı: altı ve dört ile alınan 2 kapısı

kapı almak: herhangi bir haneye en az iki pul koymaktır.
kırık zar: bir zar atıldığında pullardan birinin üstüne, barın üstüne ya da tavla tahtasının yanlış tarafına gelirse, kırık geldiği söylenir
kısıtlama: rakibin iyi zarlarının kısıtlanması.
köprü: tavla tahtasını ikiye ayıran ortadaki çıkıntılı kısım.

mars: iki taraftan birisinin hiç pul toplayamadan diğer tarafın tüm pullarını toplaması durumu.
okullar tatil: tüm kapılar kapanmış durumdadır ve karşı tarafın elinde bir kaç adet kırık mevcuttur.
ölu pul: oyuncunun evinde bulunan ancak oyuna katkısı olmayan pul.

pip sayısı: gösterge olarak kullanılan bir ölçüttür. bitişe olan uzaklığı gösterir.
sergi serdik: rakibin kırabileceği bir bölgede üç veya üçten fazla açık verilmesi.
şamdan: dört ya da daha fazla pulun bir kapıya yığıldığı durumdur.
ustalar yek atarmış: kimin başlayacağına karar verirken 1 atınca.
yahudi kapısı: açılışta şeş ü yek ve se yek ile alınan kapılar.

zar isimlerine gelince:
1-1: hep yek dü yek
2-2: dü bara - dur bağarma
2-1: yek-i dü
3-3: dü se
3-2: seba-i dü
3-1: se yek - 5 kapısını yap
4-4: dört cehar - tamirci çağır
4-3: cehar-ü se - carse çoraplar
4-2: cehar-i dü - 4 kapısını yap
4-1: cehar-ı yek
5-5: dü beş
5-4: penc-ü cehar - işte zar
5-3: penc-ü se - severim güzeli genc üse - 3 kapısını yap
5-2: penc- i dü - sebaytinin düdüğü
5-1: penc-ü yek
6-6: dü şeş - topla kırıkları gebeş
6-5: şeş beş - geridekini kaç
6-4: şeş cehar zeki müren kapısını yap
6-3: şeş-ü se
6-2: şeş-i dü
6-1: şeş-ü yek. 6 kapısını yap.
devamını gör...

başrolünde yakın zamanda the chernobyl dizisinde de izlediğimiz jamie sives’ın oynadığı lone scherfig filmidir.

film babasının ölümü ile birlikte ondan miras kalan bir sahaf dükkanını onu sürekli koruyup kollayan ve hayatta tutmaya çalışan abisi ile birlikte işletmeye çalışan wilbur’un hikayesini anlatıyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
wilbur hayattan bıkmış ve intihara meyilli bir adam. aklında sürekli bir intihar isteği ile geçirmekte günlerini. ta ki bir gün sahaf dükkanına küçük kızıyla birlikte gelen alice’e aşık olana kadar.

alice ile konuşması bana tasvir-i şikayet şarkısındaki bir dizeyi hatırlatır her zaman. bir iki tatlı söz çeler başındaki darağacını. sonrasını filmi izlediğiniz zaman göreceksiniz zaten.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin benim hayatımda bıraktığı anı ise taşralı bir gencin büyük şehirde yaşamaya başlamasının bir özeti gibi. ben bu filmin afişine rastladığım zaman veronika ölmek istiyor kitabını daha yeni bitirmiştim. filmi görünce biraz bocaladım çünkü filmin oynadığı sinema bana hep korkutucu gelmişti. o sinemada sanki filmler paravan olarak kullanılıyormuş gibi gelirdi bana her zaman.

sanki oraya girince bana eroin vereceklermiş, vücuduma dövmeler yapacak, beni bir tarikata sokacak, elime orak ve çekiç verip beni barikata yollayacak insanlarla karşılaşacakmışım gibi hissederdim.

o an bu filmi izleme isteği ile taşralı şüpheciliğim arasında kalıp büyük bir cesaret göstererek biletimi aldım. meğer o sinema sadece festival filmleri gösteren bir yermiş. içeri girerken insanolunbiraz wants to kill himself diyerek çıkacağımı düşündüğüm salondan müthiş bir film izlemiş olarak çıktım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu arada filmin bonus ödülünün de mads mikkelsen olduğunu da belirteyim.
devamını gör...

arı sokması durumunda iğne çıktıktan sonra o kısma kesi atarsanız şişmesinden ve zehirlenmesinden kurtulabilirsiniz. bunun için yanınızda eczaneden alabileceğiniz bir lanset bulundurmak faydalıdır.

özellikle yaz aylarında kutu içecek yerine bardaktan içmeyi tercih edin. kutu içeceğin içine girmiş arıyı yutmak istemezsiniz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"anne! elma kokusu geliyor!"

33 yıl önce elma kokulu kimyasal zehirler ile binlerce masum insan katledildi. insandan daha zalimi yok. iran ve ırak arasındaki savaşta sivillere vurulan en sinsi darbedir. ortadoğu çok acı çekti ve hala çekiyor. zulümün coğrafyası değişmiyor zulmü yapanların isimleri değişiyor.

unutulamayacak ne çok acı var. şahit ol ya râb!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim