insanın anlam arayışı
auschwitz'den bu yana insanın ne yapabileceğini biliyoruz.
hiroşima'dan bu yana da neyin tehlike de olduğunu biliyoruz.
kitabin son paragrafindaki son iki cumle. kitabi okumadiysaniz bu cumleler cok siradan gelecek. lakin kitabi okudugunuz zaman cumlelerin ne denli anlamli oldugunu hissederek anlayacaksiniz. kitap icin son zamanlarda okudugum en etkileyici kitapti diyebilirim. hatta muhtesemdi!
ilgili eser unlu psikolog viktor frankl tarafindan kaleme alindi. turkce cevirisiyle kitabin ismi insanın anlam arayışı. kitap saniyorum 30 farkli dile cevrilip, ozellikle amerika kitasinda oldukca talep gormesiyle bilindi. hatta konuyla alakali yazar katildigi bir tv show programinda kendisine yonetilen;
“dr. frankl, kitabınız gerçek bir bestseller oldu. böylesine büyük bir başari için ne hissediyorsunuz?” sorunuza cok anlamli bir cevap sundu;
bu soruya benim tepkim, her şeyden önce bugün bestseller konumundaki kitabımı, kendi açımdan bir başari olarak değil, daha çok, çağımızın içinde bulunduğu acınası durumun bir dışavurumu olarak gördüğümü söylemekten ibarettir; eğer yüz binlerce insan, yaşamın anlamına ilişkin çok az şey vaat eden bir kitaba yöneliyorsa, bu, insanların iliklerinde hissettikleri kavurucu bir sorun demektir...
yazar oncelikle siradan bir psikolog ve yazar degil. kendisi bizzat ikinci dunya savasi esanasinda auschwitz nazi toplama kampinda esir dusmus biri. kitabinda, kampin icerisinde edindigi deneyimleri, gozlemleri ve gozlemleri neticesinde olusturdugu logoterapi adindaki bir psikoterapi cesidini kismen ele almaktadir. dolayisiyla kitabin turunun de ne oldugunu soylemek tam olarak mumkun degil gibi. eser kismen psikoloji kitabi, kismen hatirat (anı) kitabi, kismen de tarih hatta deneme kitabi.
eser oldukca ince (168 sayfa) ve uc bolumden olusmaktadir. birinci bolumunde frankl toplama kampi ile ilgili deneyimlerine yer vermistir. ikinci ve ucuncu bolumlerinde sirasiyla yasamin, acinin, sevginin anlam ifadesine deginip logoterapi'nin tanimini ve acilimi yapmistir. oldukca sade bir dille kaleme alinmis bu arada, orjinal dili de almancadir. turkce cevirisini de oldukca begenmis bulundum.
kitapta yazarin savundugu cok onemli bir dava var. hatta bizzat kendisinin olusturdugu logoterapi'nin ana dusunce akimi da bu felsefe uzerine kuruludur. yazar der ki; insan hangi acilarla sinanirsa sinansin ki buna bir kampta zulm gormekte dahildir, onu ayakta tutan yegane sey halihazirda sahip oldugu bir amacidir. insani guclu kilan da acisini katlanabilir kilanda edindigi amaclaridir.
daha önce de söylediğimiz gibi, kamptaki bir insanın içsel gücünü yeniden kazanmasını sağlamaya yönelik bir çabanın, ilk önce ona gelecekte bir hedef göstermeyi başarması gerekiyordu. nietzsche’nin şu sözleri, tutuklularla ilgili her türden psikoterapi ve koruyucu ruh sağlığı çabalarının yol gösterici parolasi olabilir: “yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasılca katlanabilir.” fırsat bulunur bulunmaz, varoluşlarının ürkütücü nasıl’ına katlanmalarıni sağlayacak bir güce ulaşmalari için, yaşamlarında bu insanlara bir neden -bir amaç- göstermek gerekir. yaşamında hiçbir anlam, amaç, hedef göremeyen ve bu nedenle sürdürmeyi anlamsız bulan kişinin vay haline! kaybetmesi uzun sürmeyecektir. bu tür bir insanin her türden yüreklendirici tartışmayı reddetmek için verdiği tipik karşılık şöyle oluyordu: “artık hayattan beklediğim hiçbir şey yok.” buna nasıl bir yanıt verilebilir ki?
şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dünyada, kişinin en kötü şartlarda bile yaşamım sürdürmesine, yaşamında bir anlam olduğu bilgisi kadar etkili bir şekilde yardıma olan başka hiçbir şey yoktur.
biraz oncede dedigim gibi kitabi oldukca begendim, okurken gercekten bir seyleri hissettiren bir kitap. ara ara aglayip insanliginizdan utanmaniz bile mumkun hatta. "mutlaka okunmali" listesinin icerisinde yer alacak bir kitap bence. sahsi olarak birkac kere daha okuyacagima eminim. kitabi da tavsiye etmiyorum, "kesinlikle okumalisiniz" diyorum. . .
devamını gör...
damat çelebi lütfi paşa
kanuni sultan süleyman döneminde 1539 ile 1541 arasında sadrazamlık yapmış olan arnavut asıllı devlet adamı. yavuz sultan selim'in kızı ve kanuninin kız kardeşi şah sultan ile evlenerek hanedana damat olmuş ve önemli görevlerde bulunmuştur.
1541 yılında bir hayat kadınına ceza olarak tenasül uzvunun dağlanması talimatını vermiş ve bu karısının kulağına gidince şah sultan tarafından eleştirilmiştir. "daha önce böyle bir ceza verildiğini gördün mü ki böyle bir ceza verdin" şeklinde bir tepki ile karşılaşınca şah sultana tokat atmış olay padişahın kulağına gidince ilk etapta azledilip idamına karar verlmiş, daha sonra karısının girişimleri ile idam kararı durdurulmuş ve dimetokaya sürgün edilmiştir. 1564 yılında orada ölmüştür.
1541 yılında bir hayat kadınına ceza olarak tenasül uzvunun dağlanması talimatını vermiş ve bu karısının kulağına gidince şah sultan tarafından eleştirilmiştir. "daha önce böyle bir ceza verildiğini gördün mü ki böyle bir ceza verdin" şeklinde bir tepki ile karşılaşınca şah sultana tokat atmış olay padişahın kulağına gidince ilk etapta azledilip idamına karar verlmiş, daha sonra karısının girişimleri ile idam kararı durdurulmuş ve dimetokaya sürgün edilmiştir. 1564 yılında orada ölmüştür.
devamını gör...
evrene mesaj yollamak
evrene istek ve dileklerimizi bir şekilde ulaştırmak, göndermek.
evren mesajımıza istek ve dileklerimizi gerçekleştirerek cevap veriyorsa pek ala pek güzel. yok eğer vermiyor da sitem etmemize sebep oluyorsa bunun da elbet bir sebebi vardır.
evrene nasıl mesaj yolladığımız önemli bir husus. sesli mesaj mı? yazılı mi? sözlü mü? bir de frekans ayarlarını doğru bilmek ve ona göre düzenlemek gerek tabii.
zamanlama, hız, saat bunun bir de mülakatı var, değerlendirme kısmı ve kriterler... uzar gider.
bir de evrenin mesajı doğru algıladığı ne malum. belki karıştırdı. o kadar insan var sonuçta.
o zaman ne yapıyoruz? tekrar deniyoruz!
evren mesajımıza istek ve dileklerimizi gerçekleştirerek cevap veriyorsa pek ala pek güzel. yok eğer vermiyor da sitem etmemize sebep oluyorsa bunun da elbet bir sebebi vardır.
evrene nasıl mesaj yolladığımız önemli bir husus. sesli mesaj mı? yazılı mi? sözlü mü? bir de frekans ayarlarını doğru bilmek ve ona göre düzenlemek gerek tabii.
zamanlama, hız, saat bunun bir de mülakatı var, değerlendirme kısmı ve kriterler... uzar gider.
bir de evrenin mesajı doğru algıladığı ne malum. belki karıştırdı. o kadar insan var sonuçta.
o zaman ne yapıyoruz? tekrar deniyoruz!
devamını gör...
yazarların hayatlarını mahvetme şekli
amaan bir daha mı geleceğiz dünyaya be diye diye burnum b.k dan çıkmıyor.
devamını gör...
unutmabeni
avrupa, avusturalya ve yeni zelanda'da yetişebilen boraginaceae familyasından, 40 kadar birbirine yakın alt türü bulunan bitki cinsi. cins adı myosotis. bizim unutmabeni dediğimiz mavi çiçeğin bilimsel tür adı myosotis scorpioides. bu çiçek ingilizce forgetmenot olarak bilinir ve buradan dilimize geçmiştir. myosotis cinsi mavi, beyaz ve pembe tonlarında çiçekler açan otsu bir bitkidir.
e: forgetmenot (bkz: kafa sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler)
e: forgetmenot (bkz: kafa sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler)

devamını gör...
burak kut
pek bilinmemesine rağmen iyi bir tenor'dur. 90'lar da bir dönem tarkan'a rakip olmuştur. harika şarkıları vardır 'yaşandı bitti' gibi, klipte motor sahnesi hala hafızalardadır çocukluğumuzun güzel abilerindendir severizdir..
(bkz: 90'lar)
(bkz: 90'lar)
devamını gör...
baytar
aslında "ahır beyi" demektir. bu yüzden bir meslek tanımı değildir, halk ağzıdır. (bkz: veteriner hekim)
devamını gör...
eski sevgiliyle arkadaş olmak
karşılıklı güzel duygularla bir ilişki yaşadıktan sonra herhangi bir sebeple yollar ayrılıyorsa tekrardan arkadaş olarak kalmak istemek, doğru bir davranış değildir diye düşünüyorum. insan, bir zaman tutkuyla bağlı olduğu bir kalbi artık duygusuz bir hisle kabul etmeye tahammülü olabilir mi? birçok insan için zordur, olamaz.
devamını gör...
olbers paradoksu
19. yüzyılın sonlarında heinrich olbers'in ortaya sürdüğü tez.
olbers şöyle düşünmüştü: geceleri gökyüzüne baktığımızda, hangi yöne bakarsak bakalım orada mutlaka bir yıldız var. evren sonsuz bir zamandan beri varsa, bu yıldızların ışığı şimdiye kadar bize mutlaka ulaşmış olmalıydı. bu durumda gökyüzünü sadece gündüzleri değil, gece dediğimiz saatlerde bile yıldızlar yüzünden tamamen aydınlık görmemiz gerekirdi.
bu cümlelerin ne anlama geldiğini şu gif'te görebilirsiniz kısaca.
ancak geceleri gökyüzünde böyle bir durum olmadığını, yıldızların gökte tek tük parlak noktalar olarak göründüğünü hepimiz biliyoruz. olbers de biliyordu ve buradan çıkardığı sonuç, evrenin sadece belirli bir süredir var olduğu ve bu nedenle de tüm yıldızların ışığının bize henüz ulaşamadığıydı.
olbers şöyle düşünmüştü: geceleri gökyüzüne baktığımızda, hangi yöne bakarsak bakalım orada mutlaka bir yıldız var. evren sonsuz bir zamandan beri varsa, bu yıldızların ışığı şimdiye kadar bize mutlaka ulaşmış olmalıydı. bu durumda gökyüzünü sadece gündüzleri değil, gece dediğimiz saatlerde bile yıldızlar yüzünden tamamen aydınlık görmemiz gerekirdi.
bu cümlelerin ne anlama geldiğini şu gif'te görebilirsiniz kısaca.
ancak geceleri gökyüzünde böyle bir durum olmadığını, yıldızların gökte tek tük parlak noktalar olarak göründüğünü hepimiz biliyoruz. olbers de biliyordu ve buradan çıkardığı sonuç, evrenin sadece belirli bir süredir var olduğu ve bu nedenle de tüm yıldızların ışığının bize henüz ulaşamadığıydı.
devamını gör...
enteller kitap kulübü
evet ben de troller futbol kulübünden feyz alarak entelleri bir araya topladığım enteller kitap kulübünü kuruyorum. simgemiz don kişot'un yel değirmeni. açılışa katılan yazarlara küçük prens kitabı hediye, ayrıca açılışımızda fularlarınızı kapıdan temin edebilirsiniz. prosecco şampanya servisimiz oluk oluk akacaktır. şampanya kadehi elinde şuh kahkaha atmak mecburidir, bu konuda sıkıntı çeken entellerimize ücretsiz eğitim verilecektir.
devamını gör...
tsk armoni mızıkası
türk silahlı kuvvetleri bandosudur.
tsk’da görev yapan subay ve astsubaylardan teşkil edilmiştir. genel olarak marş eserlerini icra etseler de konserlerinde çok geniş yelpazede eserleri icra edebildikleri görülmektedir.
bir aleksandrov kızılordu korosu olamasa da iyidir.
tsk’da görev yapan subay ve astsubaylardan teşkil edilmiştir. genel olarak marş eserlerini icra etseler de konserlerinde çok geniş yelpazede eserleri icra edebildikleri görülmektedir.
bir aleksandrov kızılordu korosu olamasa da iyidir.
devamını gör...
başlıklara desteğin azalması
son zamanlarda fark ettiğim durumdur. tamam akışta sürekli başlıklar güncelleniyor ama biraz da ilginin azaldığı görülüyor. birkaç hafta öncesine kadar hemen hemen her başlığa bir şeyler yazılırdı. akışı takip edin çoğu başlık 1 sayısı ile kaybolup gidiyor.
devamını gör...
günümüz insan ilişkilerindeki çıkmaz
derler ki "ilişkinizden seksi çıkarın. göreceksiniz ki birlikte olduğunuz insanların çoğu size ondan başka hiçbir şey vadetmiyor."
insanlar boş canlarım, sıkıntımız bu. kendi içini doldurmayan ilişkiyi hiç dolduramaz. seksi hayvanlar da yapabiliyor. bir farkımız olmalı...
sadece karşı cinsle değil diğer tüm ilişkilerde de sıkıntının nedeni aynı: çıkarcılık. herkes alacağını alıp kaçma peşinde. kimse "benim istemediğim bana yapılsa hoşuma gider mi?" demiyor. başkalarının da hisleri olabileceği akıllarına gelmiyor yahut bunu umursamıyorlar. kendileri de benzer duyguları yaşadığında akıllanıyor bazıları. bazısında ise o kadar bile kafa yok.
hayatınızı kişilere bağlamayın. çok üzülürsünüz. hedefleriniz olsun, onlara harcayın zamanınızı. o arada doğru dürüst biri de denk gelip hayatınıza girerse kıymetini bilin ama.
insanlar boş canlarım, sıkıntımız bu. kendi içini doldurmayan ilişkiyi hiç dolduramaz. seksi hayvanlar da yapabiliyor. bir farkımız olmalı...
sadece karşı cinsle değil diğer tüm ilişkilerde de sıkıntının nedeni aynı: çıkarcılık. herkes alacağını alıp kaçma peşinde. kimse "benim istemediğim bana yapılsa hoşuma gider mi?" demiyor. başkalarının da hisleri olabileceği akıllarına gelmiyor yahut bunu umursamıyorlar. kendileri de benzer duyguları yaşadığında akıllanıyor bazıları. bazısında ise o kadar bile kafa yok.
hayatınızı kişilere bağlamayın. çok üzülürsünüz. hedefleriniz olsun, onlara harcayın zamanınızı. o arada doğru dürüst biri de denk gelip hayatınıza girerse kıymetini bilin ama.
devamını gör...
psyche revived by cupid's kiss
italyan heykeltraş antonio canova'nın 1793'te tamamladığı heykel.

heykel, aşk tanrısı cupid (eros) ve kral kızı psyche'nin aşk hikayesinden bir sahneyi anlatıyor. cupid ''aşk'', psyche ise ''ruh'' anlamına geliyor.
cupid'in annesi güzellik tanrıçası venüs, dillere destan güzelliği sebebiyle psyche'i kıskanmaktadır ve ona bir çok zor iş yaptırır. son olarak psyche'den yeraltı dünyasından içinde güzellik iksiri bulunan bir şişe getirmesini ister ama bu şişeyi açmasını yasaklar. psyche meraktan şişeyi açtığında ise çıkan dumanları soluyarak ölüm uykusuna dalar. heykeltraşın çizdiği bu sahnede, cupid psyche'i uykusundan uyandırıyor ve psyche kendini cupid'in kollarına bırakıyor.
bu sahneden sonra iki aşık artık usanıp kavuşabilmek için zeus'a başvurur. ölümlü psyche ölümsüzlük iksirini içer, böylece aşk ve ruh sonunda birbirine kavuşur.
eser, neoklasik heykel sanatının en başarılı örneklerinden. louvre müzesi'nde sergileniyor.

eros ve psyche'nin hikayesi için buradan
kaynak

heykel, aşk tanrısı cupid (eros) ve kral kızı psyche'nin aşk hikayesinden bir sahneyi anlatıyor. cupid ''aşk'', psyche ise ''ruh'' anlamına geliyor.
cupid'in annesi güzellik tanrıçası venüs, dillere destan güzelliği sebebiyle psyche'i kıskanmaktadır ve ona bir çok zor iş yaptırır. son olarak psyche'den yeraltı dünyasından içinde güzellik iksiri bulunan bir şişe getirmesini ister ama bu şişeyi açmasını yasaklar. psyche meraktan şişeyi açtığında ise çıkan dumanları soluyarak ölüm uykusuna dalar. heykeltraşın çizdiği bu sahnede, cupid psyche'i uykusundan uyandırıyor ve psyche kendini cupid'in kollarına bırakıyor.
bu sahneden sonra iki aşık artık usanıp kavuşabilmek için zeus'a başvurur. ölümlü psyche ölümsüzlük iksirini içer, böylece aşk ve ruh sonunda birbirine kavuşur.
eser, neoklasik heykel sanatının en başarılı örneklerinden. louvre müzesi'nde sergileniyor.

eros ve psyche'nin hikayesi için buradan
kaynak
devamını gör...
atatürk'ün dinsiz olduğu iddiası
kabul edilmesi gereken gerçektir. özellikle ılımlı müslümanlar tarafından.
bunun üstteki kişinin attığı videoyu kanıt olarak göstermeye gerek yoktur, vikipedi de atatürk'ün din ile ilgili yazdığı metinlerden açıkça anlaşılıyor bu zaten.
gerçi ülkesinin kurucusunu ve kurtarıcısını sırf kendi dinine inanmıyor diye sevmeyecek ve saymayacak andavallarla dolu bu ülke. (ne yazık ki)
gerçi hoş o sevse ne farkeder.
bunun üstteki kişinin attığı videoyu kanıt olarak göstermeye gerek yoktur, vikipedi de atatürk'ün din ile ilgili yazdığı metinlerden açıkça anlaşılıyor bu zaten.
gerçi ülkesinin kurucusunu ve kurtarıcısını sırf kendi dinine inanmıyor diye sevmeyecek ve saymayacak andavallarla dolu bu ülke. (ne yazık ki)
gerçi hoş o sevse ne farkeder.
devamını gör...
uyku apnesi
obstrüktif uyku apne sendromu (osas) olarak geçer. tanısı polisomnografi ile konur. 1 gece uyku laboratuvarında uyumanız gerekir ve her yerinize elektrotlar bağlanarak izleme alınırsınız.
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
küçük şeylerle mutlu olan insandır.
(bkz: aynı ben).
(bkz: aynı ben).
devamını gör...
djarum black
dinlendirilmiş endonezya tütünü içeren karanfilli simsiyah sigaradır. içerken sanıyorum içindeki karanfillerin yağı yandığı için çıt çıt sesler çıkar. bu sebeple farklı bir haz verir. ağız kısmı şekerlidir. ilk içildiğinde bu ne güzel bir şey dersiniz fakat sonra o verdiği haz çoğunlukla azalır. türkiye'de satışı yasak* fakat istanbul'da rahatlıkla bulabilirsiniz.
sağlığa kesinlikle zararlıdır.
sağlığa kesinlikle zararlıdır.
devamını gör...
kaliteli yaşam için ucuz öneriler
kafka vermiş öneriyi.
"huzur mu istiyorsun? az eşya, az insan."
"huzur mu istiyorsun? az eşya, az insan."
devamını gör...