zaman tüneli
çaresi olmayan şeyler
boşluk.
devamını gör...
çaresi olmayan şeyler
gold diggerlar.
devamını gör...
ethem enes baysal
ethem enes baysal, ozan ethem olarak bilinen milliyetçi müzisyenin gerçek ve tam adıdır.
devamını gör...
yazarların yazın yapmak isteyip de yapamadığı şeyler
tatil
devamını gör...
normal sözlük yazarlarından tavsiyeler
bir dikili ağaç iyidir.
devamını gör...
şu an okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
neden aramiyor bu adam ,dedi sibel tedirgin bir şekilde. üç gündür tahir'den haber bekliyorlardi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hobileri
mandala çizmek, öykü yazmak, dans etmek, arada kendi başına türkü söylemek.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hobileri
işim.
(bkz: fakir dili ve edebiyatı)
(bkz: fakir dili ve edebiyatı)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hobileri
yüzmek, kitap okumak,korku hikayesi yazmak ,youtube icerik uretmek,yürüyüş yapmak ,dans etmek,podcast yapmak ,resim çizmek ,fotoğraf cekmek ,birde kalem koleksiyonu
devamını gör...
kadın
özgürce yaşadığı günleri kurma gibi bir hayalimiz var.
devamını gör...
neden insanlar birbirlerine lakap takarlar sorusu
isimle seslenmek sıradan çünkü. sevdiğim insanları özelleştirmek isterim ve onlara göre koyarım. asla bir tane ile yetinmem. bazıları sinir bozucu da olabilir ama amacım zaten uğraşmak olduğundan sıkıntı olmuyor. ve üzecek şekilde değil şakadan sinir etme gibi. sevdiklerime kıyamam ama çok uğraşırım. (: içimde siyah hayatlarında beyaz ve yumuşak renklerim.
damgalama tarzı takmam zaten dedim ya sevdiklerim için yaparım. bu tarz hoş kullanımı varken basit kullanımı benlik değil.
bir de insanlar kuzu psikolojisinde. biri dedi mi o da önünü arkasını bilmeden demeye başlıyor. çevrenizde bu tarz damgalanmış insanlar varsa sebeplerini ne kadar biliyorlar/biliyorsunuz?
o insanlar gerçekten damgalandıkları gibi mi? ne kadar gördünüz veya ne kadar duydunuz?..
daha dün bizim mahallede birinin damgalandığının konusu açıldı. adamın dış görünüşünden onu "serseri/içici" tarzı damgalamışlar. babam ise diyor ki" ben bu çocuğu tanıyorum bu hem dürüst hem de mert biri asla denildiği gibi değil." sadece kaşlarına faça atmış diye çocuğu kötüleyip kendi kusurlarını/şerefsizliklerini o kişinin üstüne yıkıyorlarmış. deprem olduğunda onu kötüleyen sözde ahlak ve insanlık sahibi olanlar karılarını ve çocuklarını içeride bırakıp sadece kendi canlarının derdine düşmüş. birinin 2-3 küçük çocuğu var öbürünün ki daha 1-2 yaşındadır. üstüne eşleri için hiç bağırmamışlar bile. hadi tamam anladık adam değilsin bari en azından "koşun, karım ve çocuklarım içeride kaldı." de hani bir kork, o durum seni bir korkutsun ama o p.cler eğer onları ölüme terk edip bu yüzden ağızlarını açmamışlarsa bir şey bilmiyorum.
neyse, bunların aile apartında olan (kocaların) anne ve babaları sıkışmış. zarar görmemişler ama yamulan başka bir bina ile yolları tıkanmış ve bu sözde serseri/adi insan bunlar çıksın diye onlara sandalye vermiş. o zamanda kötülük ettikleri insanın iyiliğinden bile utanç duymuyorlar. adam kız kardeşini depremde kaybetmiş. kız kardeşini alıyor tek gömüyor. üstüne o kurtardığı akrabaları olayı bilse bile ne evlerine onu davet etmişler ne de bir tabak yemek göndermişler. taziyeye bile gitmemişler, bu kadar aşağılık insan olabilir mi?
yaptıkları adiliklerden sonra o kişi onlara sandalye vermemiş olsa bile o kişinin acısına ortak olunur. bu tarz acılı günlerde düşmanlık olsa bile kesilmeli. neyse ben duyunca çok şaşırdım.
bu depremde çoğu insan kendini belli etti. "kadınlar umarım onlardan boşanır. böyle aile anlayışı mı olur?" dedim. ama birisinin boşanma olayında güçlük olabilir. niye biliyor musunuz çünkü kızı ondan baya yaş büyük birine zengin diye vermişlerdi. kız güzeldi ama ailesi yoksul ve fırsat bir daha kapıma gelmez diye 18 yaşında nişanlandı. ben şok. ben o kızı ilk dedemlerin bayramında görmüştüm. içimden"ne hoş ne güzel bir kız bu." demiştim sonra annem içeriği anlatmıştı. kıza üzüldüm 13-15 yaş farkına rağmen o kıza göz koyup isteyebilmiş balgamlı sümüğe de sövmüştüm. annemin kuzeni oluyor. "kızın parası için kabul ettiğini söylüyorsun ama kuzenin de yeğeni veya kardeşi sayacağı yerde göz koyacak kadar gevşek biriymiş. bir de yok kızı ikna etmeler. kız diyememiş mi "amca kendine takma diş hazırlığı yapacağın yerde neden kapıma çiçek yolluyorsun?" olay ahlaksız kuzeninle başlamış sonuçta. ve kaynanası olacak kişiye bak. 3-4 ailenin içinden geçmiş burada. o minik geline de dünyayı dar edecek bence. parayı seçerek hayatının hatasını yaptı. genç ve güzel illa gerçekten aşık olabileceği biri çıkardı. -_-"
depremde o pis kaynananın veletleri karılarını yarı yolda bıraktı. bu çok ağır ya. bunu öz saygısına nasıl yedirebilir, bilemiyorum ama şu an zorunda kaldı. çünkü deprem ve ekonominin içine edilmiş.
bunu biraz ayrıntılı anlatma sebebim böyle istek veya düşünceleriniz varsa vazgeçin. para mutluluk değil. kadını sadece doğurganlık gözüyle gören aşağılık kaynanalara da gelin gitmeyin. evlilik iki kişi arasında oluyorsa öyle kalmalı. aptalca çocuk baskısı yapabilecekleri o kadından/erkekten çekmek zorundasınız.
ayrıca ben o kıza biraz çıtlatmıştım kız kıza kaldığımızda. onu tanımıyorum ama çeken saflığı ve masumluğu var gibiydi. "birbirimizi yeni gördük ama nişanlandığını duydum. evlilik için çok gençsin. daha ayakların üzerinde durmamışsın. ayrıca evlenirsen aile apartında yaşayacaksın. kaynanan olacak kişi başlarda iyi gelebilir ama sonralarda pek nefes aldıracak birine benzemiyor. ve bizim burada evlilik hâlâ ortaçağa benzer şekilde yapılıyor. evliliğe erken yaşta bile güzel bakan gözler, boşanma olayına ne kadar büyümüş olursan ol hiçbir zaman iyi bakmayacak. ne karar verirsen ver senin hayatın. ama pişman olma. evlenip 1-3 yıl sonra "keşke aile evinde kalsaydım, bir odam olmasa da olur bana bir yatak yeter vs." deme. küçüksün ve çevremizde cahillerle dolu. eminim en yakınların bile sana bunları söylememiştir. onlar evliliği gözlerinde büyütmediği gibi senin mutsuzluğunu da büyütmeyecekler. "o senin kocan idare et." diyecekler. okulunu devam etme şansın var. meslek sahibi olupta ailene bakabilirsin. şu an evli değilsin, şansın hâlâ var..." deyip bıraktım ama gördüğünüz üzere evlendi. ve başka bir bayramda hamileydi. ve sonra bana karşı bilenmiş davrandı. bayramdan bayrama denk geliyoruz ne yapmış olabilirim yani? aptal kaynanasına anlatıp bana karşı dolduruldu mu bilmiyorum umrumda da değil. ben üstüme düşeni yaptım mı evet. başka umursadığım bir şey yok.
kulaktan dolma olaylarla damgalığa inanıp o kişinin hakkına da girmeyin. bu da çok ağır.
damgalama tarzı takmam zaten dedim ya sevdiklerim için yaparım. bu tarz hoş kullanımı varken basit kullanımı benlik değil.
bir de insanlar kuzu psikolojisinde. biri dedi mi o da önünü arkasını bilmeden demeye başlıyor. çevrenizde bu tarz damgalanmış insanlar varsa sebeplerini ne kadar biliyorlar/biliyorsunuz?
o insanlar gerçekten damgalandıkları gibi mi? ne kadar gördünüz veya ne kadar duydunuz?..
daha dün bizim mahallede birinin damgalandığının konusu açıldı. adamın dış görünüşünden onu "serseri/içici" tarzı damgalamışlar. babam ise diyor ki" ben bu çocuğu tanıyorum bu hem dürüst hem de mert biri asla denildiği gibi değil." sadece kaşlarına faça atmış diye çocuğu kötüleyip kendi kusurlarını/şerefsizliklerini o kişinin üstüne yıkıyorlarmış. deprem olduğunda onu kötüleyen sözde ahlak ve insanlık sahibi olanlar karılarını ve çocuklarını içeride bırakıp sadece kendi canlarının derdine düşmüş. birinin 2-3 küçük çocuğu var öbürünün ki daha 1-2 yaşındadır. üstüne eşleri için hiç bağırmamışlar bile. hadi tamam anladık adam değilsin bari en azından "koşun, karım ve çocuklarım içeride kaldı." de hani bir kork, o durum seni bir korkutsun ama o p.cler eğer onları ölüme terk edip bu yüzden ağızlarını açmamışlarsa bir şey bilmiyorum.
neyse, bunların aile apartında olan (kocaların) anne ve babaları sıkışmış. zarar görmemişler ama yamulan başka bir bina ile yolları tıkanmış ve bu sözde serseri/adi insan bunlar çıksın diye onlara sandalye vermiş. o zamanda kötülük ettikleri insanın iyiliğinden bile utanç duymuyorlar. adam kız kardeşini depremde kaybetmiş. kız kardeşini alıyor tek gömüyor. üstüne o kurtardığı akrabaları olayı bilse bile ne evlerine onu davet etmişler ne de bir tabak yemek göndermişler. taziyeye bile gitmemişler, bu kadar aşağılık insan olabilir mi?
yaptıkları adiliklerden sonra o kişi onlara sandalye vermemiş olsa bile o kişinin acısına ortak olunur. bu tarz acılı günlerde düşmanlık olsa bile kesilmeli. neyse ben duyunca çok şaşırdım.
bu depremde çoğu insan kendini belli etti. "kadınlar umarım onlardan boşanır. böyle aile anlayışı mı olur?" dedim. ama birisinin boşanma olayında güçlük olabilir. niye biliyor musunuz çünkü kızı ondan baya yaş büyük birine zengin diye vermişlerdi. kız güzeldi ama ailesi yoksul ve fırsat bir daha kapıma gelmez diye 18 yaşında nişanlandı. ben şok. ben o kızı ilk dedemlerin bayramında görmüştüm. içimden"ne hoş ne güzel bir kız bu." demiştim sonra annem içeriği anlatmıştı. kıza üzüldüm 13-15 yaş farkına rağmen o kıza göz koyup isteyebilmiş balgamlı sümüğe de sövmüştüm. annemin kuzeni oluyor. "kızın parası için kabul ettiğini söylüyorsun ama kuzenin de yeğeni veya kardeşi sayacağı yerde göz koyacak kadar gevşek biriymiş. bir de yok kızı ikna etmeler. kız diyememiş mi "amca kendine takma diş hazırlığı yapacağın yerde neden kapıma çiçek yolluyorsun?" olay ahlaksız kuzeninle başlamış sonuçta. ve kaynanası olacak kişiye bak. 3-4 ailenin içinden geçmiş burada. o minik geline de dünyayı dar edecek bence. parayı seçerek hayatının hatasını yaptı. genç ve güzel illa gerçekten aşık olabileceği biri çıkardı. -_-"
depremde o pis kaynananın veletleri karılarını yarı yolda bıraktı. bu çok ağır ya. bunu öz saygısına nasıl yedirebilir, bilemiyorum ama şu an zorunda kaldı. çünkü deprem ve ekonominin içine edilmiş.
bunu biraz ayrıntılı anlatma sebebim böyle istek veya düşünceleriniz varsa vazgeçin. para mutluluk değil. kadını sadece doğurganlık gözüyle gören aşağılık kaynanalara da gelin gitmeyin. evlilik iki kişi arasında oluyorsa öyle kalmalı. aptalca çocuk baskısı yapabilecekleri o kadından/erkekten çekmek zorundasınız.
ayrıca ben o kıza biraz çıtlatmıştım kız kıza kaldığımızda. onu tanımıyorum ama çeken saflığı ve masumluğu var gibiydi. "birbirimizi yeni gördük ama nişanlandığını duydum. evlilik için çok gençsin. daha ayakların üzerinde durmamışsın. ayrıca evlenirsen aile apartında yaşayacaksın. kaynanan olacak kişi başlarda iyi gelebilir ama sonralarda pek nefes aldıracak birine benzemiyor. ve bizim burada evlilik hâlâ ortaçağa benzer şekilde yapılıyor. evliliğe erken yaşta bile güzel bakan gözler, boşanma olayına ne kadar büyümüş olursan ol hiçbir zaman iyi bakmayacak. ne karar verirsen ver senin hayatın. ama pişman olma. evlenip 1-3 yıl sonra "keşke aile evinde kalsaydım, bir odam olmasa da olur bana bir yatak yeter vs." deme. küçüksün ve çevremizde cahillerle dolu. eminim en yakınların bile sana bunları söylememiştir. onlar evliliği gözlerinde büyütmediği gibi senin mutsuzluğunu da büyütmeyecekler. "o senin kocan idare et." diyecekler. okulunu devam etme şansın var. meslek sahibi olupta ailene bakabilirsin. şu an evli değilsin, şansın hâlâ var..." deyip bıraktım ama gördüğünüz üzere evlendi. ve başka bir bayramda hamileydi. ve sonra bana karşı bilenmiş davrandı. bayramdan bayrama denk geliyoruz ne yapmış olabilirim yani? aptal kaynanasına anlatıp bana karşı dolduruldu mu bilmiyorum umrumda da değil. ben üstüme düşeni yaptım mı evet. başka umursadığım bir şey yok.
kulaktan dolma olaylarla damgalığa inanıp o kişinin hakkına da girmeyin. bu da çok ağır.
devamını gör...
insanı vuran şeyler
gold diggerlar.
devamını gör...
iş başvurusu yapacaklara öneriler
ne iş yaptığını merak ettim şimdi.
devamını gör...
yazarların yazın yapmak isteyip de yapamadığı şeyler
4 mevsim intihar
devamını gör...
yazarların yazın yapmak isteyip de yapamadığı şeyler
geleneksel her yazın başında yapılan planlar ve bunların hayata geçirilmemesi durumu.
hızlıca ielts çalışıp, sınava girip, almam gereken minimum skoru elde edecektim güya*
kitaplarım masamın üzerinden bakıp kıs kıs gülüyor şu an.
hızlıca ielts çalışıp, sınava girip, almam gereken minimum skoru elde edecektim güya*
kitaplarım masamın üzerinden bakıp kıs kıs gülüyor şu an.
devamını gör...
gece kalkıp yemek ısıtmak
kimsesiz, yalnız asosyal eziklerin hemen hemen her gece yaptığıdır.
devamını gör...
aldatmayan bayan bulmanın imkansız hale gelmesi
(bkz: kadın)
devamını gör...
sözlük yazarlarının evdeki konumu
evin en küçüğü.
yani tüm ayak işleri. terk edeceğim bu evi ya, gerçi kendi evimde de her şeyi kendim yaparım. en iyisi kalmak
yani tüm ayak işleri. terk edeceğim bu evi ya, gerçi kendi evimde de her şeyi kendim yaparım. en iyisi kalmak
devamını gör...