zaman tüneli

djokovic maçı rahat almştır. sinner bir yerde eşitleme şansı yakaladı 2. seti ama 2 kez servis kırma şansını değerlendiremedi. sağlık olsun diyor ve djokovic'i kutluyoruz.

susmak.
cümle'nin istirahat halidir.
istirahat bitince çıkan cümle dinç olur.
çok konuşup cümleyi yorma,
yoksa cümle alem yorulur*

bir bdsm oyuncağı, genellikle popoya şaplak atmak için kullanılır, zaten ingilizcede paddle kürek anlamını da taşır. farklı malzeme ve varyasyonları vardır.

arkadaşım 16 sene önceki düğünüme gelemediği için çok üzülmüş, nazocum takını getirdim deyip yapıştırdı etiketi.
hepsi manyak.

arnavutlar, balkanlar'ın en eski halklarından birisidir ve arnavutların tarihteki eski adı iliryalılardır. arnavutça, hint avrupa dil ailesi'nin mensubu bir aryan dilidir. osmanlı imparatorluğu'nda arnavut kökenli çok sayıda önemli kişiler vardır. arnavutlar, günümüzde arnavutluk'ta ve kosova'da yaşarlar. tarihteki ve günümüzdeki ünlü arnavutlar şunlardır: büyük konstantin, iskender bey(skenderbeu), mustafa abdülhalik renda, mehmet akif ersoy, ismail kemal bey, ahmet zogu, enver halil hoca, ahmet piriştina, filiz akın, candan erçetin, bergüzar korel, pelin batu, diamond tema, dua lipa, kıvanç tatlıtuğ
ilgili linkler:
1) diamond tema'dan "ana hatlarıyla arnavutların tarihi" videosu
2) diamond tema'dan "antik çağ'dan günümüze arnavutlar" videosu
3) diamond tema'dan "arnavutların ulusal kahramanı skenderbeu(iskender bey)" videosu

cok severim :)) yine yeniden koyayim ;)) emoji formata aykırı bu gülücük değil :))). :p

arka planda şebnem ferah'ın kelimeler yetse albümü çalarken fütursuzca alışveriş sepeti doldurmaya.

bilen bilir nasıl bir dönem olduğunu. çoktan geldi gelecek olan. terapi niyetine şampanya değil de kredi kartı patlatıyoruz.

ben kışı seviyorum ama karla güzel. öyle kuru soğuktan nefret ediyorum. soğuk oldu mu havada aksiyon olacak ki tadı olsun.

ingilizcede (ele takılan) kelepçe anlamına gelen kelime.

kırbaç yada kırbaçlayan kişi anlamına gelen ingilizce kelime. direk whip kelimeside kırbaç yerine kullanılabiliyor.

ingilizcede ısırmak anlamına gelen kelime.

yeni yazar sandım, meğerse nick değiştirmiş. yeni nick'in hayırlı olsun ilyas abi.

bu kişi emekli olmuş veya çalışmıyorsa, sıcacık odasında koltuğuna kurulmuş, dışarıda lapa lapa yağan kar yağarken kitabını okuyorsa veya karşısında televizyonu film ve belgesel izliyorsa veya da elinde tablet veya telefonu, masasında da bilgisayarı müzik dinliyor, oyun oynuyor, internetin uçsuz bucaksız sonsuzluklarında geziniyorsa, bir de bunlara bardağında sıcacık çayı, kahvesi, sıcak çikolatası da eşlik ediyorsa bu kişi kışı değil, karakışı da sever. tabi bu kişi karda, buzda kuğu gölü balesi yapa yapa işine gidip gelmez, elleri, ayakları, kulakları buz kesmez. ben de olsam, ben de severdim böyle karı, kışı.

zengin insandır.

çünkü şu lanet insanlar anca kış geldiğinde evlerine giriyor.

şehrin, mahallenin, sokağın gürültüsü anlamlı oranda azalıyor. trafik yine felaket tabii. ama hiç değilse caddeler, sokaklar belli bir saatten sonra gayet tenha oluyor. bu yönden güzel.
insan sevmiyorum. insanlar da kışı sevmiyor.
ben kış mevsimiyle nişanlıyım. o benim aşkım. canım.

bu başlık femina summa prudentia (yazar)'ın ukdesidir efendim
benim için budur.

insan değildir.

ellerim donuyor şu anda terasta bir sigara içtim diye.
nesini seveyim kış mevsiminin..