zaman tüneli

bir erkek olarak çirkin yerimi aradım, bulamadım. bundan sonra çıplak dolaşmaya karar verdim.

cüce bayramı sandım. durin günü gibi.

neden sıvı olayım anlamadım ama vermut olurdum diyerek katıldığım şeker anket. sabah kafası temiz onun.

purim yahudi takviminde önemli bir bayramdır ve bu bayramda yahudiler, ester kitabı'nda anlatılan bir olayın anısını kutlarlar.

purim sameach.

ancak double idare eder şu an.

savrulup gitmek varmış ayrı yorungelerde.

şirket bilgisayarıma kişisel bilgisayarımın şifresini, evin kapısına ofisin şifresini eh tahmin edersiniz ki kişisel bilgisayarıma da iş pc'sinin şifresini giriyorum. hatta bugün bir hanım'a bey diyerek mail atıyordum, son anda aklım başıma geldi. kafam dolu. dopdolu. bin tane sekme açık bu yüzden cihazınız yavaşlatıldı. yazık kadıncihaza.

purim bayramı, yahudi takvimine göre adar ayının 14. günü kutlanan, yahudi halkının pers imparatorluğu'nda haman adlı kötü bir vezirin planladığı soykırımdan kurtuluşunu anmak için yapılan bir bayramdır. purim, "kurtuluş" anlamına gelir ve bu bayramda yahudiler, kötülerin planlarının bozulmasını, tanrı'nın müdahalesiyle halkın kurtuluşunu kutlarlar.

purim bayramı, genellikle neşeli bir şekilde kutlanır ve bu kutlamalar, şarkılar, danslar, yemekler ve alkol tüketimi ile renklendirilir. ayrıca, "megilat esther" adı verilen ezra’nın kitabı okunur. bu kitaptan, haman’ın kötülüklerini ve mordehay ile ester’in cesaretli müdahalesini anlatan bölümler okunur. purim'de, insanların birbirlerine hediyeler gönderilir, yoksullara yardımda bulunulur.

erkeğin çirkin yeri olmadığı için geçersiz önermedir.

onlar buraya gelip ben akilim diye dolanmaz, orada burada kendini öne atmazlar. çayları elinde ibretle alemi seyrederler.

haa ben mi, çay içiyorum.

(bkz: hatşepsut)
(bkz: zugra)
(bkz: nevada)

sanırım sapığım.

b ile giriş yaptım corsa
c ile devam ettim astra
d ile bitirdim peugeot 508
sonuç; kesinlikle her şey segmentde bitiyormuş, adamı şımartıyor... arabayı aldığımız gün dolaşmaya çıktık, koltuk fazla öndeydi, elimle alttaki o demiri arıyorum yokkk, ara ara bulamadım, aldığım çocuğu aradım, bunun koltuk ayar demiri nerede dedim, çocuk gülmeye başladı, abi ne demiri dedi, koltuğun sol altında düğmeler var, ileri geri, aşağı yukarı, erezil olmuştum. bünye alışık değil.
dip: eşimde kaldı

nam-ı diğer spanish fly. bunu adana'da amerikan pazarı'ndan aldık. adam güya çok büyük indirim yaptı piçirik herif. o dönem lisede olduğumuz için, bal gibi yedik numarasını. "aşırı kuvvetli damladır gençler, 3 damladan fazla vermeyin bayıltır haaaa" dedi bize. 4 liseli aval aval dinledik bunun maceralarını. "her tür karıyı iplik gibi eder" dedi en son. güya kendi de denemiş. kadın çıldırmış. yurtdışından zor getirmişler, ondan pahalıymış. zaten ikna olmaya hazır olduğumuz için, hemen aldık. herkes son kuruşuna kadar verdi.

"normalde bu fiyata satmam ama genç adamsınız" dediği için, indirim kaptığımızı düşünüp teşekkür ettik bi de buna.

bizim sınıftaki kızlara şakasına verecektik. o dönem bayağı popüler olan center fresh sakızların içindeki sıvıyı şırıngayla çekip, içine azdırıcı damla basmak benim fikrimdi. eczacıya heyecandan dördümüz birden "şırınga var mı" dediğimiz için, "ne yapacaksınız" demişti hatta. deney yapacağız dedim ben. hayatında yeteri kadar saçmalık olduğundan olsa gerek, "ne deneyi" dememişti.

öncelikkle h..... ve k..... için, yoğun şekilde hazırlamaya çalıştım. sakızın içindeki jeli tam çekemedim. sonradan, jeli içinden çekmeden, üstten iğneyi sokarak sıvı enjekte etme fikri geldi aklımıza.
h. ve k. aşırı güzel kızlardı, okulun popileriydi. onlara kutunun dörtte birini çaktık. okkalı sakız yaptık onlara. diğerlerine ise küçük küçük pay edip, hafifçe gezdirerek hazırladık sakızları. onlar fazla azmasa da olur diye düşündük açıkçası.

- ayşe ne azar lan ahahah
- yap yap bi de dilek için hahaha
- fadimeyi de azdıralım mı, deli gibi koşsun ahahahah

diye diye, sınıftaki kızları düşünerek, gıcık aldıklarımızı ekleyerek, "olm o iyi kız be yazık" diye birilerini listeden çıkararak, bir de biyoloji hocamız için (kıl kadındı), 10-15 kadar sakız hazırladık. tam sayıyı unuttum şu an. 10'dan fazlaydı. el birliği ile çalıştık. şırınga işi bendeydi, paketlemeyi arkadaş yapıyordu. heba olan sakız olursa atıyorduk. ortam breaking bad'di.

önce k.... hocamda denedik bunu. sohbet muhabbet derken "sakız alır mısın" dedik kıza.
o ara, tam liseli gibi hepimiz birbirimize dirsek atıp gülüyoruz. sakızı ağzına atmadan afalladı kız. sonra çiğnedi.
sakızı çiğnerken, 3-5 dakika bekledik biz. kızın iki yanında oturuyoruz. ben bir bacaktan, arkadaş diğer bacaktan elimizi attık eteğin üzerinden.

tokatı arkadaşa attı çünkü o daha önce elini uzatmıştı. ben dirsek yedim. elimdeki kutu kola düştü, savruldum yere doğru. "n'aapıyosunuz lan siz salaklar" dedi kalktı ayağa bu.
"yok ya şaka" dedik ama, uzaktan bir kaç kişi de bize gülüyor. o bozgunlukla tek tek dolaşarak denemeye çalıştık kalan sakızları.

hatta kafa biz kız vardı, buna dayanamadık olayı anlattık. "verin bitane de ben çiğneyim lan" dedi. gerizekalısınız demişti olayı anlatınca. ona da bir şey olmadı. toplam 2 tane çiğnettik ona.

ben de çiğnedim iki tane. arkadaş en son, "orman çocuğu herif" diye satana sinirlendi, sağlam sövdü. kutuyu açıp içti. tuzlu su gibi bir şey. ben de tadına baktım. belki biz azarız diye heyecanla 10 dakika bekledik. umudumuzu da kaybetmiyoruz yani damladan.

bize de bir şey olmadı. kızlar o gün bırakın azmayı, daha az şaka yaptı. normalde sütyen kopçasını çekip bırakırdım ben mesela, ona da izin vermemişti h....

benim senelerdir merak ettiğim şey, gerçek spanish fly'dır. tuzlu su olsa bu kadar ünlenmezdi diye düşünüyorum. gerçeğini arada görüyorum ama almadım tabi hiç. üzerinde denenen hanım varsa anlatabilir özelden. olayı merak ettim sadece.

işler güçler'de yapımcı hakkı, kardeş payı'nda büyük hilmi rolleri ile tanınan yetenekli oyuncu. haytını kaybettiğine dair haberler var. umarım yalan haberlerdir.

edit: ne yazık ki vefat etmiş. aşşırı üzüldüm lan çok severdim kendisini.
zafer algöz'ün paylaşımı

#3447807

yav bu kötü oldu bak şimdi.. ( işte kim erkek kim kadın ilgilenmezsen ve de aklına gelen ilk üç yazar birde kadın iseler, sapık oldun gitti iyi mi.)
ama dur hemen telaş etmiyeyim. yoldaş ve iko'ya bir de kelenderis ekler, bu işten sıyırabilirim gibi.. ohh bee..!

b6 kasadan sonra çıkanları her yeni araba gibi obez bir görüntüye sahiptir.

"pahalı olsun ama göze batmasın, ama pahalı olsun, çok para verdiğimi herkes bilsin, rastgele sıradan görünümlü obez bir arabam olsun, ama çok para vermiş olayım ve herkes bunu bilsin" dürtüsüyle alınır çoğunlukla.

en yarım yürekli arabalardan birisidir.
ne tam patron işidir, ne tam beyaz yakalı işidir, ne tam düşük gelirli işidir, ne tam zengin işidir, ne orta gelirli işidir...

öyle arada kalmış saçma sapan bi arabadır.
her şey olmaya çalışmış ve hiç bir şey olamamıştır.

dsg denen illeti takmışlar şanzıman diye.
volkswagen resmen "biz bile sevmiyoz bu arabayı. almayın işte la?" demiş bu hamleyle.


araba için ayrılan bütçe passat almaya yetiyorsa, passat almamak en doğru tercihlerden birisi olacaktır.

üniversiteyi 35 yaşında bitirdim, o derece akil bir insanımdır.